Sanki dün gibi

Kulaklarımda çınlıyor sözleri, kulaklarımda…
İranlı dostum, yeni havalimanı için Kahpedoğanla pazarlık yapmıştı…
Sözleri…
Megalomani!

Milli servet, isterim tabii başarılı olmasını…
Çoluğun, çocuğun nafakası…
Ama…
Kendisi tezattın yani çelişkinin, kendisi yalan, kendisi hayalperestliğin abidesi…
Evet…
Cesaret ama risk hesabı ne olacak?
Hesaplayabildiğin riske girersin, ya kaybedersin veya kazanırsın…
Kaybeden…
Kesin doğa, çevre katliamı…
Burada da sadece ağaçlardan bahis ediyorlar 657 bin ağaç kesilmiş, iyi hatırlıyorum…
Yayınladım…
Kurtlar ve kimi başka canlılar, göçebe…
Telef oldular olacaklar…
Çok güzel bir belgeseldi, çevre katliamını irdeleyen…
İstanbul…
Atalarımın kenti, beton yığını…
Bilmiyordum, yeni öğrendim çok kızdım valideye, yaz dedim yaz…
Kâğıda dök, Buxxx’a anlat benim makarna süzgecine ne güveniyorsun?
Dedem Gümülcineli, Babaannemde Anadolu yakasında komşu köydenmiş, başka bir akıncı köyü…
Öyle veya böyle yüzyıllardan beri İstanbulluyuz, konuştum son gidişimde ailenin son kalan büyükleri ile, diyorlar İstanbul’u hiç böyle görmedik!

Her yer beton her yer para!
Kefenin cebi vardı…
Alır yanında götürürsün pabuçlarımın Müslümanı!

Çağ atlayalım, gelişelim…
Cümleten refaha kavuşalım AMA…
Her ne pahasına olursa olsun değil…
Sorumluluğumuzun bilincinde…
Gelecek nesillere de yasam hakki tanıyarak…
Bilinçli…
Gerçekten şanlı bir geçmişe sahibiz, ülke…
Bir açık hava müzesi, dört köşesi…
AKP’eee…
Meee – meee…
Dört tarafı harabeye cevirdi!

oku