Kendimi Kahpedoğan gibi his etmeye başladım

Söz verip, verip yerine getiremiyorum…
Dün ne oldu?
Araba…
Çocuğun arabasını tamir edebilmiş olmam beni çok rahatlattı, keyfimde yerindeydi diyebilirim…
Elin ekmek tutamaması…
DERDIM, çilem. Sinir oluyorum kendime…
Hayatın yükü benim omuzlarımda olması gerekirken …!!!

Ağrıma gidiyor ya…
Yediremiyorum kendime. Allah razı olsun en ufak bir ima, bir söz yok…
Buna rağmen çok rahatsızım. Oma…
Allah gani gani rahmet eylesin, kaç zaman oldu vefat etti hala faturalar geliyor…
Keza çift masraf, her yönden…
Fulda…
Belirsizliğini koruyor. Evlat…
Kendi başına bir orduya bedel, yüklü bir masraf kapısı…
Ve Önder ne yapıyor?
T.şak kebabı!

Ya vallahi billahi delireceğim…
Sinir oluyorum kendime.

Haklılar…
Yerden göğe haklılar…
“Sen açken seninle yemeğe gidilmez!”
Demekle. Niyet dün akşam başladığımı bitirmekti…
İşkembe çorbasından, Adanasına…
Lahmacundan içli köftesine…
Önder…
Hastanelik olacaktı neredeyse…
Dün gece uyku girmedi gözüme…
Birdenbire ya birdenbire, ne ağrılar…
Düz duvarları tırmandırdılar!

Dün başladığımı kısadan keseceğim…
Hani dar çerçevede dar pencere…
Ondan sonra birkaç gün izin verdim kendime…
OMA…
Toparlamam lazım yoksa ipin ucunu kaçıracağım, gelir az gider çok…
Faturalar, sigortalar…
Artık neyi nereden toparlayabilirsem, mecburum…
Toparlamam lazım, TOPARLANMALIYIM…
İpin ucu kaçmak üzere!

Gelelim dar pencereye…
Dün örneğin iki isim verdim, yazdım kaç zaman öncesinde dünyanın en önemli düşünce kuruluşlarının isimlerini. Siyasetçi…
SADECE bir kukla, perde önünde…
Sen…
Siyaset ile ilgilenip gözle görülene pür dikkat kesilirken perde arkasında kuklaların ipleri kimlerin elinde farkında bile değilsin!

Devamı gün içeresinde dar çerçeve içinde dar bir pencerede!