Rüzgâr eken kasırga biçer* (bizde bu deyim fırtına olarak tercüme edilmiştir AMA iki terim arasındaki fark, yani kasırga ve fırtına arasında rüzgârın hangi şiddetle estiğidir. Kasırgalar saate 300 Fırtınalar ise saate 100 Kilometre civarında eser)

Aslında güzel dilimizde çok güzel bir deyim vardır:
“Su testisi su yolunda kırılır”
Devletin için bile olsa, milletin…
Girdin mi bu yola, sen zaten…
Sevdiklerin bile tehlikededir!!!

Korkular neden, niçin???
NOKTA

Bu muhtemel cinayet ki kantı yok ortada…
Diyelim şüpheli kayboluşu bence farklı değerlendirmeli, InterPol yöneticisinin kayboluşu gibi…
Sonunda Çin’de tutuklandığı tespit edildi. Bu gazetecinin…
İstihbaratçının…
Kaybolması, belki bizim zibidilerin deyişi ile; etkisiz hale getirilmesinden kimin menfaati var…
Bir…
İkincisi, Tayyipistan için bu kayboluşun ne gibi neticeleri olur ve yine…
Kimin yararınadır Tayyipistanda kaybolması?

Bakin Soner Bey çok mantıklı bir soru sordu. Yokkk…
Doğruya doğru…
Allah var yukarıda salt Tayyipistan değil, Türkiye Cumhuriyeti Devletinde de öyleydi…
Bul bir serseri, ver eline silahı…
Bir kurşun…
İnsan canı o kadar ucuz ki coğrafyamızda!

Bu olaya…
Siyasi ve ekonomik boyutları ile yaklaşmalı. Bağlantıları…
Pis günahları boyunlarına, benim aldığım, edindiğim bilgiye göre…
Ki kaç gün kaldı on ikisine?

Ki O başka bu başka…
Dikkat, anlayana…
Bir tarafta Iran…
Mısır, Suudi Arabistan ve ABD üçlüsü…
Israil “yararına”

İncil; Hoşea 8:7

Suikast sebebi

Suudilerin başkonsolosluklarında işledikleri gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti, Türkiye’yi zora sokacak görünüyor. “Güvenilmez ülke” imajı üzerimize yapıştı! (Cemal Kaşıkçı’nın ilk çalıştığı Suudi gazetesi Okaz şu haberi yaptı: Suudiler için İstanbul güvenli mi?)
Sormak durumundayız:
Suudiler, konsoloslukta cinayet işleyecek kadar gözlerini nasıl kararttı? İstanbul’da tek kurşunla bu cinayeti birilerine rahatlıkla işletemez miydiler? Yapmamış da değiller…
O halde…
Bu suikast örtülü mesajı olmalı değil mi?
Bildiğimiz şu:
Cemal Kaşıkçı, ülkesinden kaçıp Eylül 2017’den itibaren ABD’de yaşamaya ve Washington Post Gazetesi’nde köşe yazmaya başladı.
Peki, kimdi bu Cemal Kaşıkçı?
Medine’de 13 Ekim 1958’de dünyaya geldi.
ABD’deki Indiana State Universitesi’den 1982’de “işletmeci” olarak mezun oldu. Çok az süre kitapçılık yaptı.
1985’te gazeteciliğe başladı. İlk gazetesi Suudi gazetesi Okaz oldu; iki yıl çalıştı. Al Sharg, Al Awsat, Al Majalla, Al Madina gibi 1987’den sonra çeşitli Arap gazetelerinde, dergilerinde görev yaptı.
1987’de Usame bin Ladin’le söyleşi yapmayı başardı.
1991-1999 yılları arasında Afganistan, Cezayir, Kuveyt, Sudan gibi ülkelerde muhabirlik yaptı. Ayrıca….
Bu dönemde; hem Suudi Arabistan istihbarat teşkilatı Al Mukhabarat’a hem de CIA’ya hizmet ettiği iddia edildi.
1995’te yine Ladin’le röportaj yaptı.
1999-2003 yılları arasında Suudilerin önde gelen İngiliz gazetesi Arab News yönetiminde bulundu. Buradan Al Watan’ın yazı işleri müdürlüğüne geçti. 52 gün çalışabildi. İddiaya göre, “dini kurumları eleştirdiği” için kovuldu. Londra’ya gitti.
1977-2001 yılları arasında Suudi Arabistan istihbarat kurumu/Al Mukhabarat başkanlığını yapan Prens Türki al Faysal’ın danışmanı oldu!
NİŞANLISI KİMDİ?
Ne tesadüf:
11 Eylül saldırılarına adı karışan Prens Türki ile Cemal Bardakçı’nın Suudi Arabistan’dan ayrılma tarihleri aynı!
Prens Türki, İrlanda ve ABD elçiliği yaptıktan sonra 2007’de ülkesine döndü. Ve…
“Adamı” Cemal Kaşıkçı da 2008’de tekrar Al Watan’ın yazı işleri müdürlüğüne getirildi. Kaşıkçı gazeteci mi istihbaratçı mı?
Ancak…
İbrahim el-Almaee’nin 2010 yılında Selefiliği eleştirdiği yazısını yayınladığı için bir kez daha görevden alındı. Kendine göre ise istifa etti.
Bahreyn’e gitti. Al Arab News Channel’a yönetici ve politik yorumcu oldu. Trump’ı eleştirince atıldı.
Cemal Kaşıkçı’nın, Washington Post makaleleri gösteriyor ki, Suudi Arabistan’ın Katar’a yönelik politikalarına karşı. Katar politikası konusunda Türkiye’ye yakındı.
Sık sık Türkiye’ye geldiği biliniyor. Ki en yakın arkadaşı bir dönem AKP’nin dış işlerinden (şimdi insan haklarından) sorumlu genel başkan yardımcısı Yasin Aktay! Başına bir şey gelirse aranacak ilk ismin o olduğunu söyledi Türk nişanlısına!
Nişanlısı Türk vatandaşı olan Hatice Cengiz idi.
Peki… Hatice Cengiz kimdi?
İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden 2013’te mezun oldu. İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Mezhepler Tarihi Ana Bilim Dalı’ndan mezhepler konulu Umman saha çalışmasıyla 2017’de master aldı.
Özelde Umman, genelde Körfez ülkeleri üzerine çalışmalarına serbest araştırmacı olarak devam ediyor. Bu sebeple…
İnsani Yardım Vakfı’nın (İHH) yan kuruluşu İnsani ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (INSAMER) bünyesinde 18 Ocak 2018’de “Mezhepsel Uzlaşmada Umman Örneği” makalesini yazdı.
Yazıda Suudi Arabistan’ın aşırı mezhepsel politikalarını eleştirdi.
Keza:
11 dilde yayın yapan Dünya Bülteni’nde 13 Temmuz 2018’de Katarlı gazeteci (Dar Al Arap Medya Grubu’nun CEO’su) Cabir Salem el Harmi ile Katar-İran yakınlaşması ve geçen yıl Suudilerin başı çektiği Katar ablukası üzerine röportaj yaptı.
Röportaj, İran’a zeytin dalı uzatırken Suudileri eleştirdi.
Nişanlılar Suudi Arabistan muhalifliydi!
DEVŞİRİLDİ Mİ?
Peki…
Hatice Cengiz ile Cemal Kaşıkçı nerede- ne zaman tanıştı?
8-11 Mayıs 2018’de dü¬zenlenen ve 18 ülkeden 60 gazetecinin katıldığı “Arap Ga¬zeteciler İstanbul Buluşması” olabilir mi? Ki İstanbul Büyük¬şehir Belediyesi’nin organize ettiği, Erdoğan’ın “Zeytin Dağı Barış Ödülleri”ni dağıttığı toplantıya katılan gazetelerin ortak görüşü Katar ablu-kasına karşı olmalarıydı!
Cemal Kaşıkçı, evlilik iş¬lemleri için neden ABD değil, Türkiye’deki Suudi konsoloslu¬ğuna başvurdu? (Ülkesindeki ilk eşi/ ya da eşleri kimdi?)
Cemal Kaşıkçı muhtemelen Hatice Cengiz nedeniyle son dönemde İstanbul’da yaşı¬yordu.
Kuşkusuz, neden kayıp edildiği konusunda doyurucu pek bilgi alamayacağız. Servis cinayetleri böyledir!
Suudiler, Cemal Kaşıkçı’yı Al Mukhabarat’tan “devşiril¬diği” için mi yok etti?
Açık mesajları kime:
-Türkiye’ye mi?
-Katar’a mı?
Bu konuyu çok tartışacağız.
En önemlisi ise Türkiye’de siyasi cinayetlerde hep -FETÖ sayesinde- “İran parmağı” aranırdı. Suudiler’den bugüne kadar hiç şüphenilmedi!
Meğer başkonsoloslukta bile kıtır kıtır adam kesiyorlarmış!

https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/soner-yalcin/suikast-sebebi-2669394/