Kalbim çıkacak, havalar

Öylesine bıktım ki, o kadar olur…
Zorla da olsa…
Can çıkmıyor, ömür itle – kopukla, manyaklarla uğraşmakla geçiyor.

Bundan bir iki hafta önce…
Kardeşimin eşi “Ağabey, sana bir şey söyleyeceğim ama sakın kızma!”
Ulan oğlum zaten canım burnumda, de diyeceğini…
Hürrem, kardeşimin kedisi, Tarçın iki numara, bir sürü tavuk…
“Ağabey bende bizimkiler ile bir haftalığına gidebilir miyim? Bakar mısın hayvanlara, dükkân ile ilgilenir misin?”

Ne diyecektim ne diyebilirim, var mı herhangi bir şansım?

Konuşuyor yine >>> milli hırsız <<< televizyonlarda “transatlantik boru hattı“ falan…
Ki “sizler emanet” ettiniz koca devleti hırsıza, bizim oğlan dükkânı bir başkasına…
Pis günahı boynuna…
Yok, gücüm – kuvvetim, takatim yok ki dikileyim başında(!)
Akşamları artık her şeye eyvallah, iki kuruşa bereket versin!!!

Üstüne üslük havalar…
Yetmedi…
Hürrem’in can düşmanı, nasıl ki AK p.zevenk Güllene düşman, Hürrem de Tarçın’a…
İmkân olsa iki kaşık suda boğacak…
Sordu kardeşim “ ne olur Ağabey sizde kalsın”
Artık evde istenmedik misafir, kılı – tüyü hele mama kokusu…
Eve, barka giremez oldum!

Ne olur, Allah rızası için…
Bu satırları okuyan dua etsin benim için, bir an evvel gideyim öbür tarafa!