### Bir başka GAZETECI ve kalemi ###

Al sana yeni Türkiye!
11 Temmuz 2018

Sevgili okurlarım, Tekirdağ’da meydana gelen tren kazasında 24 insanımız öldü, yüzlercesi yaralandı.
Bu kaza tam da “Rejim değişikliğinin bir gün öncesine” denk geldi…
Ve dolayısıyla gargaraya geldi.
Bu çok yönlü olayın üzerine yeterince gidilemedi. Sorumlular derseniz, onlar hemen bulundu!
Trenin iki makinisti.
O rayların o hale gelmesinin sorumluları ortalıkta yok ve hiçbir zaman bulunmayacak.
Dolayısıyla ihale iki gariban ve büyük olasılıkla suçsuz makiniste kalmış oldu.
Bu ülkede Suudi Kralı öldüğü zaman ulusal yas ilan edenlerin aklına her nedense, 24 kişinin can verdiği bu kaza sonrasında bir günlük yas ilan etmek gelmedi…
Çünkü beyler rejim değişikliği ile uğraşıyordu.
Bu işe ayıracak bir dakikaları bile yoktu!
* * *
Önceki gün sarayda yapılan görkemli törenler için dünyanın bütün ülkelerine davetiye gönderilmişti.
Her şey haftalar öncesinden planlandı.
Avustralya’dan ABD’ye, Fransa’dan Japonya’ya kadar devlet ve hükümet başkanları ya da başka üst düzey yetkililer çağrılı idi.
Katılanları ve katılmayanları pazartesi günü saray töreninde gördük.
Katılanlardan bazıları:
Gürcistan, Makedonya, Moldova, Bosna Hersek, Sırbistan, Katar, Sudan, Gine, Zambiya, Gine Bissau, Ekvator Ginesi, Somali, Moritanya, Gabon, Çad, Cibuti vesaire…
İçlerinde biri vardı ki, uluslararası büyük bir katil.
Sudan’da ve komşu ülkelerde binlerce insanın kanına giren Ömer El Beşir isimli eli kanlı bir cani.
Sudan cumhurbaşkanı!
Bu herifin o törende boy göstermiş olması bizim adımıza utanç verici bir durumdur.
* * *
Katılımcı pek çok ülkenin değil haritadaki yerlerini, isimlerini bile bilmiyoruz.
Bunlara davetiyeleri ile birlikte uçak biletleri ve hatta para gönderilip gönderilmediğini de bilmiyoruz!
Şimdi bir de çağrılı olduğu halde gelmeyenlere bakalım:
ABD, Japonya, Avustralya, Çin, İngiltere, Fransa, İtalya, Hollanda, Almanya, Belçika, İsveç, Norveç, Finlandiya, Yunanistan, İspanya, Portekiz…
Ankara’daki büyükelçileri bile yoktu.
İşin Türkçesi, bunlar gelmeyi reddetmişti.
* * *
Törende biri hariç hiçbir AB ülkesi yer almadı.
Katılan tek AB ülkesi Bulgaristan idi.
Dünyanın hiçbir önemli ülkesi (Rusya hariç) gelmedi.
Gelenleri genel hatlarıyla şöyle sıralamak mümkün:
Balkan ülkeleri, bazı Kafkas ülkeleri, bazı Arap ülkeleri ve Afrika’dan gelen çoğunluk.
Bu tablo Türkiye’nin yurtdışındaki saygınlığını (!) gösteren bir ölçekti.
* * *
Pazartesi günkü törenlerin her aşamasında bizim Diyanet Başkanı Ali Erbaş da vardı.
Saray töreninde kürsüye davet edildi…
Dua okuyacaktı…
Arapça başladı, Türkçe bitirdi…
Yeni cumhurbaşkanının başarısı için dualar etti…
Ve ne mutlu bize ki, şehitlerimizi de andı!
Genel ifadeler dışında onları üçe ayırdı:
Bedir şehitleri, Çanakkale şehitleri ve FETÖ darbesi şehitleri…
Başka?
Başka yok!
* * *
Biz ki Kurtuluş Savaşı boyunca binlerce kahraman şehidini toprağa vermiş bir ülkeyiz.
Onları andı mı?
Anmadı.
Güneydoğu’da PKK terörü mücadelesinde sekiz bin askerimizi ve polisimizi toprağa verdik.
Onlardan söz etti mi?
Etmedi.
Peki duasında bu vatanın kurucusu olan ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk‘ ün adını andı mı?
Anmadı.
Belki sorsanız, şimdi başkanı olduğu Diyanet’i kuranın da Atatürk olduğunu bilmiyordur!
Şehitlerimizi üçe ayırdı, ötesini görmezden geldi!
Hoca hem ayıp etti, hem de şehitlerimiz arasında ayrımcılık yaparak çok büyük günah işledi.

https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/emin-colasan/al-sana-yeni-turkiye-2514530/