Beş tane taş, YOK beştaş değil alt tarafı beş tane taş

Garajı boşaltıyorum, oraya taşınacağım. Kendime orada bir çalışma odası hazırlıyorum…
Yer taşı, bahçe taşı da diyebiliriz…
Birer metre kare, sekiz cm kalınlığında. Ağırlığını bilmiyorum, bana çok, çok ama çok ağır geldi…
Tanesi 20 kilonun üstünde olduğu kesin çünkü gücümün son raddesiydi…
Hanim kıyametleri kopardı, ölmek mi istiyorsun?
EVET!

Bana ömür boyu 20 kilo üzeri kaldırmak yasak. Aort, HEMEN kalp çıkısı. Ameliyatlı…
Bir, iki dakika. Daha fazla sürmeyecek.
Tam tamına iki buçuk saat sürdü taşları bir yerden bir yere koymam, oradan oraya taşımıyorum, tekerlekli arabaya koy, indir. O kadar yani!

Komalardayım, ancak kendime geldim…
Dünkü sorumun cevabini borçluyum sizlere. Malumunuz…
Türk mutfağında her şey küçücük küçücük kesilir, biçilir. NEDEN?
Tabii ki sofra adabı, ağzı kocaman açmak ayıp sayılır AMA asil neden MATEMATIK…
Dün söyledim ya, yapıyorsunuz bir şeyler ama neden, neyi yaptığınızın farkında bile değilsiniz!

Temel formüler:

Hatırladığım kadarıyla bu konuya bir kez daha değinmiştim…
Yüzeysellik kardeşim yüzeysellikten olabildiği kadar kaçarım, sevmem…
Çok fazla derinlere daldım mi da…
😊
Öğrendim artık, hayat en iyi eğitmen…
Ne boğulma tehlikesi atlatıyorum ne vurgun yiyorum. Vurgunum…
Ama vurgunun nedeni başka…
Türk mutfağının olmazsa olmazı soğan mesela…
Biber falan. Belli bir yüzeyi vardır, küçücük küçücük kestin mi yüzeyini otomatikman büyütmüş oluyorsun. Bir nesnenin, gıda maddesinin yüzeyi ne kadar büyük olursa o kadar lezzet katar aşa!