Yetmiş bir yaşında bir insan utandırdı beni

Tezek meselesi, yaşına bakmaksızın CHP kampına dökülünce tezek…
Bir “milli görüş” dedesi…
Aramış AKP’lileri, belediye başkanını falan…
Olmaz demiş, ayıp, saygısızlık…
Almanya’dan, binlerce kilometre öteden dedem, öperim senin o mübarek ellerini…
Siyasi görüşün ne olursa olsun, hayat anlayışın, tarzın…
Saygı…
Türk’ün özü!

Öyle olmalı, görüşler yüz seksen derece zıt olsa bile insan, insana saygı duymalı…
Nasıl ki komşu komşunun külüne muhtaç, Türk’ü, Kürdü, Ermeni’si ve diğerleri…
Yok ki başka bir Türkiye, yok ki…
Konuşup anlaşmak zorundayız, kardeşiz, kardeş…
Bu milletin, toplumun özünde saygı yatar, saygı ve terbiye, hele büyüğe…
Büyüğüme saygı, küçüğüme sevgi dinimizin emri, kollamalıyız birbirimizi…
AMA…
Gel velakin çıkarsa bir zibidi, görgüsüz bir ayı, görgüsüz ve kör cahil…
Ederse seni rezil…
Söyle kardeş söyle, ben bunun dinine, imanına, anasına ve avradına nasıl küfür etmem ki?!!!

O…
Geçerse her gün yüce dinimizin ırzına, haram olanı helal kılarsa…
Müritleri sayesinde kendini, tövbeler tövbesi Allah ile, Peygamber Efendimiz ile bir tutarsa…
Şeytan ile yatağa girerse…
Vatan denilen kutsalı, milletimizi, dinimizi pazarlarsa…
Satmadık, pezevenk misali vatan topraklarında satmadık milim bırakmazsa…
Toplumca, tee atalardan kalma “kutsallarımızı”, kutsal saydıklarımızı, örf ve adetlerimizi…
Yüce İslam dinini, şehidi ve gaziyi…
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü…
Ve arkadaşlarını ve çocuklarımızı ve geçmişimizi ve geleceğimizi Arap’a satarsa…
Söyle kardeş söyle, ben bunun dinine, imanına, anasına ve avradına nasıl küfür etmem ki?!!!