Ben sana DEMEDIM MI? Beni bekliyorlar!!! NEDEN her şey benim masam üzerinden geçmek zorunda???

Nefret ediyorum…
İllet oluyorum görgüsüzlüğe…
Tahammülüm yok terbiyesizliğe…
Adap-ı muaşeret mümkün olan her an ve her yerde!

Allah belamı versin yalanım varsa, kendimi Erdoğan gibi his etmeye başladım…
O…
İstediğinden, kendinden başkası olmadığını zannettiği için, kendine aşık bir tipleme…
HERKES ona mahkûm olsun, muhtaç olsun(!)

Ben aksiyim aslında, herkes iyi olsun bileyim…
Ne muhtaç olayım ne muhtaç olsunlar. Görmem şart değil, sadece bileyim iyiler…
Sevdiklerim, değer verdiklerim.

Sabah on gibi Wiesbaden’deydim….
Eve ufak tefek bir şeyler lazımdı, ana bu ne dükkân kapalı…
Hemen telefona sarıldım; oğlum ne oluyor?
“Ağabey yoldayım, halden geliyorum.”
İşçi?
“İki günden beri haber alamıyorum, ulaşamıyorum!”

Delirdim ya delirdim…
Çocuk ne yapsın? Onun suçu değil ki!???
Hani yeni bir işçi almıştı, efendi bir çocuğa benziyordu, “güvenilir”
It…
İki gündür yok ortalıkta, ya bu çocuk senin ekmeğini vermiyor mu?
Millet alışmış nasılsa…
Daya g.tünü alman devletine, yaşa!

Saat on olmuş dükkân kapalı!

EKMEKLE oynanır mi?
Hadi kendi ekmeğinle oynuyorsun, âlemin ekmeği ile oynanır mi?
Bile, bile…
Aile var öte ucunda, çoluk – çocuk…
Hayatımda en korktuğum şeylerden biridir EKMEK…
Lokma ile oynanır mi?
Ne çoluğumun – çocuğumun nafakası ne kendimin, sevdiklerimin…
Veya…
Yedi kat elin!!!

Hani sertifika…

Devam edecek akşama