Kırk katır mı, kırk satır mı?

Gitmeden önce iki satır yazayım dedim, çok fena tepem attı…
Neymiş?
Sanayicileri konuşturuyor, ülke yüzde yedi büyümüş…
YEDI YILDIZLI BÜYÜMEYMIŞ(!)

Avrupa’yı, dünyayı ikiye katlamış(???)

Kendime benzettim…
Havalar sıcak olunca, aşırı sıcak…
Hem halsizlik hem ağrılar…
Soğuk oldu mu, aşırı soğuk…
Nefes alabiliyorum, halsizlik yok gibi, ağrılara devam…
Yağmurlu oldu mu…
Halsizlik, ağrılar yok (gibi) ama bu sefer sanki üzerimde tonlarca ağırlık, ezim ezim eziliyorum, her bir kemiği ayrı ayrı, yeni sünnet olmuş çocuk gibi yürüyorum, adımlar ufacık ufacık…
Hava kuru, sıcaklık 16 ile 18 derece arasında olursa…
Yaşıyorum…
Buna yasamak denirse(!)

O misal bunlarınkisi…
Çarsı, pazar ateş pahası, gençler pinekliyor…
İş yok…
G.t kıllı rahat, devlet destekli…
Bizim paramızla, vergilerimizle it – köpek besleniyor, ayakta tutuluyor…
Kan davası var aramızda, KAN…
Kanı kan temizler, bu böyle biline!