Önder’in orospu karı mutfağından

Şipşak, beş dakikada Beşiktaş…
“Hmmm… Biz kadın mıyız, ne yapıyoruz ki?”
Böyle diyor valide!

Az kaldı, Allah rızası için yakında orucunuzu bozacaksınız…
Allah kabul etsin…
Salı salandı, iyi değildim…
Perşembe…
Hava 18 derece kadar, 17 – 18 derece benim havam, iyiyim…
Gitsem mi kulübe gitmesem mi düşünüyorum.

Karnım çok acıkmıştı, canım et istedi…
Aslında kuskusta istedim, aldım, yapmasını bilmiyorum, peynirli peynirli…
😊
Girdim mutfağa, kuzu sırtı aldım, iki parmak kalınlığında kestirdim Ali’ye…
Tavayı iyice kızdırdım, yağsız koydum etleri tavaya, ikişer dakika…
Isıyı yarıya aldım, arada arada çevirdim. Fırını açtım 250 dereceye…
Yarım saat kadar, etler kızarıncaya…
Soyundum piyaz yapmaya, fasulye piyazı…
Etler tamam, koydum fırına dinlenmesi için. Fırını kapadım…
Etler on beş dakika kadar orada dinlendi.

Bir piyaz oldu, etler lokum…
Yanına birde rakı olsa!

Anlayacağınız…
Hepi topu kırk beş dakika bile sürmedi…
Mükellef bir sofra…
Burun kıvırma, mükellef sofra böyle mi olur deme…
Sanki bende bilmiyorum nasıl olması gerektiğini…
Burası yurtdışı kardeşim, kadının adi var kendisi yok ortada…
Ne yapsınlar, nereye yetişinler?
Garibanlara…
Çoluk çocuğa elini uzatacaksın, bir işin ucundan sende tutacaksın!