Hayatın dalgalı denizinde

Surf ederken…
Birden dev bir dalga çekti beni dibe…
Aman nasıl savruluyorum, dört dönüyorum koyu mavi içinde…
Nefes tükenmek üzere…
Baş çıktı bir şekilde yüzeye…
Bir an nefes almamla birlikte arkamdan gelen deli dalga bindi tepeme…
Önder yine derinliklerde…
Bir girdaptır çekiyor beni derinlere, nefes dediğin tükenmek üzere.

Şans işte…
Belki öpmeseydi beni O dev, deli dalga, savurmasaydı beni oraya buraya…
Belki…
Küçükte yaptığım, başardığımı…
Büyükte de başarabilirdim, bunu kim bilir, bilebilir Allahtan başka?

Böyle…
Bu durumda, elimden sadece yazmaktan başka hiçbir şey gelmiyor…
Ah deli dalga, beni mi buldun bula bula?

>>> konu Müslüman kalleşler, Mısır ile papaz olmalarının nedeni <<<

Rus ve isyancı general…
Temizlemek istiyor ülkeyi dincilerden, bilin bakalım dinciyi destekleyen ADI dinci kim?
Kandırıyor, aldatıyor halkı Akdeniz de gaz diye!

MUTLAKA INCELE

😊
Bir gün…
Sıçacaklar ağzıma!

Allah inandırsın, dünyanın en … insani olayım yalanım varsa

Geçen gün borsacı dostum; laf lafı açtı…
Suriye…
Hani petrol yatakları, Soner Yalçın inanmadı bana…
Offf…
Ne petrol ne petrol(!)

Ölüyoruz…
Neden öldüğümüzü bilmeden…
Bilal oğlan, pezevengin, pardon Emine’nin p.çi…
Allah bilir kimden peydahladı…
EVET…
Bilgi kaynaklarım ama kimseyi inandıramadım.

İnan…
Olsa eski halim böyle mi olurdu durum?!

Ne oldu “güvenli bölge?”
Milyonlar dayandı yine sınıra?
Demin sordum, kendim cevaplayayım…
Çelişkideyim AMA INANIYORUM…
HAK EDIYORUZ!

Silah, tabanca aslında nedir biliyor musun?

Seni koruyup, kollayan…
Belki…
Ölüme neden olan.

Dikkat et sözlerime, SOR BILENE…
Silahın tetiğini çekmek demek his etmek demek…
Silah…
İle atıcının BIR olması demek…
Kurşunun namludan çıktığı an, hedefi vurduğun an…
Rahatlatan.

Soğuk çeliğin…
Sıcak tenin verdiği haz, verdiği…
Verebildiği o, hani küçük ölüm dedikleri…
Belki sonunda seni, beni öldürecek olan.

Tetiği his etmeden ateş eden…
Asla ve kata başarılı olamayan, inan ZAMAN. Hadi ben gitti…

Bu saate mi?

EVET!

### Hatırlıyor musunuz, yazmıştım Hong-Kong’dan – Tahrana, YAZDIM, dedim Almanlar antibiyotiğin üstüne çok düştüler diye ###

Düşünen…
Düşüncelerimi, mantığımı takip eden anlayacak beni…
Çin’de…
Yeni, bilinmeyen bir akciğer hastalığı…
Tanınmayan…
4 kişi daha yakalandı bu amansız hastalığa.

Yarınnn…
İlgi ile MERAK ile takip ediyorum gelişmeleri…
Rus bir tarafta…
Ki vekalet, uyarmıştım Tayyip öte tarafta, hatırlatırım Rus’un dışişlerine verdiğim önemi…
Ve takdirimi…
Göreceğiz, yaşayacağız hep birlikte gelişmeleri!

Yazık oluyor biliyor musunuz bu memlekete, bu halka…
Gençlere…
Yazık biz bunu gerçekten hak ettik mi?

Domalacak yine, açacak, açtıracak bacak…
Artık bilmem kimlere!

Yazık, yazık…
Gerçekten yazık, bir Kasımpaşa ayısına, HIRSIZA “emanet” ettiniz ülkenin geleceğini.

Ne diyor Hintli?
“Filler tepişirken ezilir çimler!”

Tamamen ya tamamen…
Kasımpaşa mahalle karısı edebiyatı, hal ve hareketleri…
Bakkal bile emanet edilmez ama SIZLER ülke emanet ettiniz bu zibidi…
Hayalperestlere.

Korkarım…
En kısa zamanda bu hastalık Iranda…
Eh komşuyuz…
Komşuda pişer bize de düşer.

Hatırlıyor musunuz kuş gribini, pezevengin O zamanlar dediğini?

Ne oyunmuş be…
Ne PIYON!

İnsanlık tarihi şahittir, yazar. Demişimdir kaç zaman öncesi kadın yüzünden erkek denilen neler yapmadı ki

Bizim kültürümüzde yazmaz…
Ama batıda; bekaret kemeri…
İle…
İle kadın denilen ahlaksızlığı değil, zafiyeti…
Fiziki zayıflığı…
Sonra…
Bu da bir gerçek, kimi kendini bilmez kadın, sözde feminist aksini iddia etse de…
Kadın…
Alan, erkek veren, kim kimi beceriyor meselesi…
Etken ve etkilenen…
Kadın ve bebesi, ne ve kim bilir gerçekleri?
Sadece kadının kendisi!

x Security release VE DOD (Departmen of Defance), Tayyipistan vatandaşlık numarası

Amerikan askeri güvenlik, YÜKSEK GÜVENLIK aşamaları, basamaklarıdır bu iki kavram…
Devlet güvenliği falan diyorlar ya…
Düşünün…
Bir havalimanında Windows XP(!)

Suç bende…
Her b.kun içindeyim, kimi lağıma…
Batmışım gırtlağıma kadar…
Hanim iğne kirdi bu sabah, ya kadın dikkat etsene…
Bana ne, ucu Öndere dokunmasa…
Giren…
Zaten hep bana giriyor, bu ne ya!?

Ekmek parası…
Makine parkı AMA ille herkesin kendi makinesi, alışık olduğu…
Bildiği, tanıdığı.

Önder yetiş…
İtfaiyeyim sanki…
Ve daha neler neler, bir bilsem ben neyim…
Bir bilsem kendimi…
Sigara izmariti ile bilgisayar tamir ederim…
Tırnak törpüsü ile sanayi dikiş makinesini…
Aklıma geldi, bundan yıllar evvelsi, gençler bilmez…
Haberlerde geniş yer aldı; bir doktor…
Uçakta çatal, bıçak – kaşık ile ameliyat yapmıştı.

Kırk yılda bir namaz…
Onu da şeytan bırakmaz…
Telefon geldi, gitmem lazım, gelince devam ederim.

Gene…
Bir saat sonra, neyse bir iki satır daha…
Akdeniz’de gaz, Libya’da nüfus…
Bademler yedi y.rağı…
Önder söylüyor ama sanki patriğin eşeği o.uruyor gibi geliyor sizlere…
Bekle on dokuzunda sürprizi…
Allah belamı versin yalanım varsa, vallahi billahi kendimi bir b.k sandığımdan değil…
Tecrübe…
Kör olası gören göz, belki o da olacak…
Bayram değil, seyran değil eniştem beni niye öptü?

Allah inandırsın, ALLAH…
Çağ atlıyoruz, şahlanıyoruz ya…
Tayyipistan vatandaşlık >>> numarası <<< ile s.kecekler sizi…
Anlatacağım tehlikelerini, ille öğrenmeniz, bilmeniz gerekli…
ANLAMALISINIZ…
Güvenlik aşamalarını, sivili…
Askeriyesi…
İlle anlamanız gerekli.

Windows XP…
Doğru hatırlıyorsam bu sene bitiyor…
Yanılıyor olabilirim de, hafızam, enterprise müşteriler için update servisi.

Farz edelim ki havalimanı bunlardan biri, sadece farazi…
Haberiniz var mı, hiç gördünüz yaşadınız mı…
Bir RollOut’u?

İşletim sistemini çok büyük ağlarda kurulmasını, gereken hazırlığı…
Hali hazırda kullanılan…
> özel yazılımlar <
Yeni sistem ile çalışacak mı sorusuna hiç cevap aradınız mi?
Binlerce bilgisayardan söz ediyorum, binlerce, on binlerce…
Ve INSAN…
Kullanıcı(!)

Administrator…
Domain administrator…
Active Directory!

Nasıldı?
Her şeye hakkı olan değil, gereken hakkı kendine verebilen…
OLMASA bir üstü!!!

Hadi ben gitti, bir konuyu anlatabilmek için bu ikinci girişimim…
Dur bakalım ne zaman bitecek?

Diyorum ya kiii…
Bu sadece bir örnek, öncesi bankada…
Önder işi…
Herkesin tamam, bende olmuyor, adres bilgileri…
Vatandaşlık numarası ile herkesin her şeyi “devlet memuru” gözü önünde…
Olmasa…
Security release, olmasa DOD…
Kişiye özel ağ içindeki görme, bilgi edinme hakları…
İster emniyet güçleri, askeriye ve VEYA özel teşebbüs, devlet kurumları olsun…
HERKES…
Yetkisi kadar, bilmesi gerektiği kadarını görür, okur.

Umarım buraya kadar anladınız sizlere söylemek istediğimi.

DEFCON…
Bir ihtimal duyulmuşsunuzdur bu kelimeyi, sinemalarda, televizyonda falan…
Defense readiness conditions
Amerikan askeri teyakkuz durumu…
Beş çeşidi vardır, aşamalı…
5, barış zamanı…
1, en yüksek aşama olup asker diken üstündedir.

DOD…
Hem askeri hem sivil anlamda kullanılan bir düzenlemedir…
Windows XX
> Normal kurulduğunda <
DOD 4 seviyesindedir. DIKKAT hafızam, doğru hatırlıyorsam…
Yani nispi bir güvenliğe sahiptir. Hakki verilerek kurulur ve ayarlanırsa…
Hacklenmesi neredeyse mümkün olmayan bir sistemdir.

Bankada…
“Önder Bey, adres bilgilerinize ulaşamıyorum. Sistem beni kilitledi!”
Derya Hanim birde arkadaşına sordu, “birde sen bakar mısın?
Yok olmuyor. “Önder Bey, nüfus müdürlüğüne gidip işlem yaptırmanız gerekir.”
Peki Derya Hanim, ilgilenirim. Gitmeye, ilgilenmeye hiç niyetim yoktu halbuki…
Hangi biri ile uğraşacağım?

Ertesi günü noterde…
Çok önemli bir şey bizim için, mecburum konuyu bir şekilde kontrol altına almaya…
Vekalet vereceğim…
Birde nişan çıktı başıma, küfür küfür üstüne…
😊
Iyiiii ki gittik, iyi ki…
Çok özlemişim…
Yeminle, her gün ortalama 100 Kilometre kadar ISTANBUL TRAFIGINDE…
En azından 100 Kilometre…
Ne hale geliyordum biliyor musunuz?

İlgili kâtip hanim…
“Önder Bey, sistemde adressiniz mevcut değil. İşlem yapabilmemiz için mutlaka bir Türkiye adresi göstermeniz gerekir”
Gayet normal…
Hay hay efendim, HALBUKI yediğim ekmek gibi biliyorum…
Yediğim ekmek gibi…
Konsoloslukta hem bura hem ora adresim kayıtlı, Tayyipistanda görünmüyor…
AKP işi…
Nereden biliyorum AKP işi olduğunu?
Ah bir bilseniz hayatımı, ÖNCESI…
Her şey mevcut ve normaldi. Bir şekilde ya mahkeme ya avukat ya noterlik bir şeyler çıkıyor neredeyse her seferinde…
Gerçi…
Günah almayalım, vefat eden oğlum…
O zamanlar Pendik’ti, bağlı olduğumuz yer, Florya nere Pendik nere…
Ne ilgi alaka???
Yaşıyor görünen bir “devlet düzeninde”
Yani AKP öncesi ve sonrası değişen pek bir şey olmadı.

Çıktık noterden, ikinci kat, zaten kendimi zor taşıyorum birde merdiven…
Nefes nefese…
Cevirdim bir taksi doğru belediyeye…
Yeri ve zamanı geldi, bir parantez açalım…
Ne yaparsan yap…
İle nüfus kâğıdı ille vatandaşlık numarası…
Ne yaparsan YAP bu böyle…
Önder girerken, çıkarken hep yaşar “ufak bir tedirginlik”
Siyasi görüşlerim, yazdıklarım yüzünden…
Mümkün olduğu kadar gitmemeye çalışırım resmi yerlere, gidersem de ayni tedirginlik düşer içime.

Kapa parantez…
Hatırlı okuyucularım BILIRLER…
“Her türlü” tehdidin var iki türlüsü bu özellikle bileşim için geçerli…
Iç…
Ve dış tehdit. En beteri…
En korkulması gerekeni iç tehdittir benden söylemesi…
Çünkü…
Bilemiyor, bilemezsin düşmanını!
NOKTA

Bakınız PEZEVENGE…
Görünüz AKP’yi ve cinslerini, yandaş ve yoldaşı…
Siyaseten geçerli olan bilişim için haydi haydi geçerli.

İndik taksiden doğru belediyeye…
Koşar adım…
Hanım önde ben arkada, yetişemiyorum hızına…
Topallıyorum ama nasıl, bacak felaket…
Öğle saati, her yer kapandı kapanacak…
Neyse, hanım nüfusa daldı…
Birkaç saniye sonra ben, EYVAHHH…
Masalar bomboş, bir tek bir türbanlı var odanın içinde…
AKP usulü…
Offf dedim Önder yandın.

Durumu izah ettim…
Gayet güzel, nazik ve düzgün bir Türkçe ile cevap verdi, sordu “nerede ikamet ediyorsunuz?”
Dedim böyle böyle…
DIKKAT bundan sonrası önemli…
Sordu “Mediha Hanim nerede?” dedim annem…
Olsun burada olması gerekiyor. Bir izahat daha…



Dedi…
“Göremiyorum bilgilerinizi!”

Bir memure…
Ancak izni olduğu kadarını görebilir…
Türbanlı AMA insan evladı. Dedi böyle böyle yapıp gelin, benim şimdi çıkmam gerekir, ögel sonrası doğrudan bana gelin.

Yeminle…
Dua ede ede çıktım belediyeden, kadına da memureye…
Ve gerçekten öğleden sonra işlemlerim gerçekleşti, noterde işim bitti…
Verdik vekaleti.

Peki neden anlattım şimdi tüm bunları sizlere?
Gelelim konunun bamteline…
Bakın benim gibiler için zaten birinci kural…
ANAYASA MADDE BIR
En üst düzeyde güvenlik, en üst düzeyde…
Allah var yukarıda…
Tayyipistan için ne yazıyorsam bura içinde geçerli, GÖRDÜM, yaşadım burada da hepsini!

Memur kalkıyor masadan…
Bilgisayar kabak gibi meydanda…
Dakikalık şeyler, bazen saniyelik…
Bilirsen neyi ve nasılı…
Ekran kilidi ya ekran kilidi, bilgisayar kilitlendi…
Hadi bunlar memur, hele Almanya’da BILIYORUM var arkasında duran güvenlik…
Yazılım vesaire…
Sadece devlet dairelerinde gözlemlemedim ki, bankalar da öyle…

Bütün bunlar daha alt seviyede güvenlik sorunları…
Ya administratör dedikleri, domain falan, Active Directory…
Her yerde…
Ya HERKESE açıklıyorsun vatandaşlık numaranı VEYA veriyorsun kredi kartını…
Elden veriyorsun ya elden VEYA söylüyorsun…
Söylediğin KIM, bilgilerini kendi ellerinle verdiğin?
Çiğ süt emmiş bir insan(!)

Tayyip Cumhuriyeti vatandaşlık numarası ile ne gibi işlemler yapılabiliyor haberin var mı?

Elden…
Garsona, ona buna verdiğin kredi kartının kopyalanıp kopyalanmadığından haberin var mı?
Kime emanet ediyorsun bilgilerini…
Tayyip’e mi?

Ben yeminliyim, yeminli…
Evet son kalan dinozorlardan…
Ben verilerin güvenliği, müşterilerimin güvenliği için yemin ettirildim…
Kaç sene önce bu yemin kalktı…
Doktorlar örneğin hala yemin eder, can bu can…
Günümüzde can…
Bilgi, kişisel veri eşdeğer!

Ne kadar kızsam, etsem de

İnsanların SON ARZULARI yerine getirilmeli…
Bir idam mahkumuna bile bu imkân sağlanıyor…
LÜTFEN…
Badem madem, her kimse ölmüş bir insanın son arzusunu yerine getiriniz.

Bilinen bir gerçek…
İkisinin birbirine olan bağı…
Ayırmayın Ecevitleri, bırakın son istirahatgahlarında…
Yatsınlar yan yana.

Şereftir, bir kıvanç kaynağı…
Devlet mezarlığı…
Bir istisna çünkü çok azdır böylesi…
İki rahmetli sanki birdi…
Öyle görüp öyle defin edilmeli!