Ne diyorum hep? Elbirliği ile çünkü HEPSI birbirinin tamamlayıcısı

Gitse ne olur kalsa ne olur?
O hoca ve kadın bunlara dahil!!!


Suçlu…
30 Haziran 2018

AKP’nin kayıtlı üye sayısı; 10 milyon…
AKP kadın kollarına kayıtlı üye sayısı; 4.8 milyon…
CHP’nin tüm kayıtlı üye sayısı:
1.2 milyon…
*
Yıllardır uyumuşsun da, geldik seçim gecesine:
Kemal Amca “Sandık başında görevini sonuna kadar yapan arkadaşlara içtenlikle teşekkür ediyorum” dedi…
CHP’nin oluşturduğu Adil Seçim Platformu aynı gün “Görevimizi yapamadık, kamuoyundan özür dileriz” diye açıklama yaptı…
*
Seçim sonrası:
Gürsel Erol yarım asır sonra CHP’den Elazığ milletvekili seçildi… Parti yönetimine tepki gösterdi diye “kesin ihraç” talebiyle disiplin kuruluna verdiler…
CHP 41 sene sonra Elazığ’dan bir milletvekili çıkarabildi…
Onu da atıyorlar…
*
Bu yenilginin suçlusu başka kim peki:
İsmail Küçükkaya; Tüm medya, efendilerinin sesinden başka habere yer vermediğinde, her sabah ekrana çıkıp iktidarı eleştirebilen gazeteci…
Fatih Portakal; İsmail’in suç ortağı…
Uğur Dündar; Bıkmadan-usanmadan çırpınıp, Muharrem İnce’den sonra belki de en çok emeği geçen Uğur Dündar… Seçim bitti, biraz dinlenmek için izin istedi, eski bir tatil fotoğrafını koyarak “Her şeyi bırakıp gitti” dediler… Sandıkları da tatile götürseydi…
Emin Çölaşan; HDP gerçeğini yazarak, bugün AKP’nin Meclis’te çoğunluğu sağlayamaması nedeniyle suçlu…
Güneş suçlu; erken karardı…
Sandık suçlu; kayboldu…
Zarf suçlu; mühürsüzdü…
Mühür suçlu; basıyorsun beş dakikada uçuyor…
Muharrem İnce bile suçlu: CHP yüzde 22 oy almışken, yüzde 30 oy alınca Kemal Amca “Yeterli oyu alamadı” dedi…
*
Tek suçsuz var:
Kemal Kılıçdaroğlu…
*
Hepimiz biliyoruz ki seçimde hile vardı… Sonuçta rejim değişti, parlamenter sistem gitti, kuvvetler ayrılığı kalktı, Atatürk cumhuriyeti bitti, hala bir şey olmamış gibi yapıyor…
Lütfen çek git artık…

https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/bekir-coskun/suclu-2494792/?utm_source=yazarlar&utm_campaign=diger_yazilar&utm_medium=diger

Dolar 4,58 Euro 5,35

Paranın dini, imanı olmadığı gibi hafta sonu da yoktur!

Yok, Allah var yukarıda Tayyipistan öncesi de bu böyleydi. Nedir bu insanların bu sınavlardan çektiği?
Hep derim, öğrenmeyi öğrenmek gerekir!
Tercihlerinizi YANLIŞ yaptığınız apaçık(!)

Heyhat gel de işte devlet dediğime bak…
Bu sabah izledim, hani diyor ya GAVAT 70 kişilik sınıflar diye…
Ulan…
Piç, SUPERLATIV mevkidesin yıllardan beri, neden değiştirmedin?

Bu sabah izledim, ÖGRENDIM…
Faroe adaları nerededir bilir misiniz?
Atlantik’te, Danimarka’ya bağlı bir adalar gurubu…
DIKKAT…
Bir adasında SADECE iki aile yaşamakta, hayvancılıkla geçiniyorlar…
IKIDE çocuk…
Sadece IKI, Danimarka devleti bu iki çocuk için adaya öğretmen atamış…
İki çocuk için BIR öğretmen…
Ulan hayvan ben sana daha nasıl örnek vereyim!?

Hava serin, ben nispeten iyiyim…
Çıkıyorum, ya Allah ya bismillah diyerek!

Büyüklük af etmek, edebilmek midir?

Yoksa güneşi gören buzul gibi eriyip sıvıya sıvı katmak mıdır?
Hani misal bu ya bir göletti göle döndürmek midir?
Sahi büyüklük nedir?
Taş üstüne taç koyup, ileriyi görerek önlem almak mıdır?
Mikroorganizmada olan insan, Mont Everest olanda(!)

Defalarca anlatmışımdır tohumu, toprağı…
Buzulları, hani Spitzbergen’i…
Nuh’un “gemisidir”
Tohumu toprak ile buluşturan, yaşatan…
Sen…
BIR GÖTÜN kıllı olmak için ısrar et…
Bak gör milleti, BÜYÜK insanı, gör ve utanmasını unutmadıysan UTAN!

izle

NOT: Yarın akșam bu kanalda çok güzel bir filime benziyor…
20:15’de izlenmesi gerekir bence!

oku

Ne kadar meraklısınız komplo kuramlarına, dedikodulara…
BAK ne anlatıyor, diyor ki BANKA, banka…
Senin bankadaki hesabına bir başkası işlem yapabiliyor mu?

Herkes kendi tohumunun sahibi…
BIR, ikincisi >>> Tayyip ve Trump’a <<< göre küresel ısınma yok ya(!)
Bankanın duvarlarını oluşturan buzullar eriyor, banka tehlikede…
Kaldı ki…
Banka, ulan benim işim güvenliği, iletişimi, BACKUP dedikleri…
Yedeklemenin yedeklemesi mevcut…
Git bakayım Tayyipistanda tohum al. TÜRK TOHUMU, bu toprakların tohumu, bu toprakların özelliklerine, şartlarına “ayak uydurmuş” tohumu. Al alabilirsen ya ABD veya Israil kaynaklı…
Enayi dümbeleği seni!

Suriye, gittiler tohumları Lübnan’da ektiler, çoğalttılar…
Savaş bitince Suriyelilere verecekler!

Ulusal Tohum Gen Bankası

Konuyla ilgili:

Tayyip, AK Pezevenker ülkende tarımcılığı, hayvancılığı bitirdi…
Yanlış tercih evladım yanlış tercih…
Kılavuzu karga olanın burnu b.. çıkmaz!

İlaçlara geç kaldım, dur bakalım bugünü zaten batırdım

Oma’dan geliyorum, çiçek götürdüm. Hafta da, en az bir iki gitmeye çalışıyorum…
Gördükleriniz göze batanlar, arkalarda, yanlarda daha var…
Severim tabiatı, bahçeyi düzenliyorum kaç zamandır. Daha yok ama ya şömine, soba veya şömineli soba. Dur bakalım maddi duruma bağlı.
Bundan sonrası çok dikkatli okuyun lütfen, anlatacaklarım…
Anlayana bir umut kapısı.

Ağaç kesmek dinimizce ZORUNLU nedenler olmadan >>> çevresine, tabiata <<< zarar vermek
GERÇETEN GÜNAH sayılır. Caiz değildir…
Peygamber Efendimiz ve örneğin Ebu Bekir bu konuda yeterince örnek vermektedir…
Bakınız sözde Müslüman, AK pezevenklerine(!)

Ancak…
Zorunlu haller ve mesela ağaç, bitki budamak gibi durumlarda bunun bir sakıncası yoktur…
Yoksa…
Müslüman kendine ve çevresine saygılı olmak durumunda ve zorunluluğundandır!
NOKTA

Bahçe çok ama çok bakımsız kaldı, düzenlemek, temizlemek mecburiyetinde kaldım…
Dediğim gibi niyet bir şekilde ya soba veya şömine…
KEYFIM için, sadece keyfine…
Tabii ağaç dallarını falan temizlemek zorunda kaldım, incecik dallarda olduğu gibi bileğim, kolum, bacağım kalınlığında dallarda vardı. Odunluk yoktu…
Önce odunluk yaptım…
Özel olarak, yok benzinlisi değil, çok ağır, akülü ağaç testeresi aldım…
Gücüm kadar, yok başka çaresi kardeşim YOK. Ben boşu boşuna mı kendim için çeyrek diyorum…
Sonra kesmeye başladım, kestiklerimi küçülterek odunluğa yerleştirmeye başladım…
Bakin YEMINLE…
Vallahi billahi çok şaşırdım, çok şaşırttı beni…
Fırsat buldukça gidip bir şeyler yapıyorum, geçenlerde olduğu gibi.

Gene odun kestim, küçülttüm…
Yerleştireyim derken…
Ana bir baktım >>> kestiğim dallardan reçine akıyor, ağaç reçinesi <<<
NASIL ÜZÜLDÜM BILIYOR MUSUNZ, anlatamam yani…
Ölmüş, kesilmiş HALA KENDINI tedavi etmeye, iyileştirmeye bakıyor…
Hala…
ANLAYANA!

Dur daha bitmedi…
Neden alman, alman biz ise Türk değil Krüt’üz onu anlatmadım…
Krüt…
Türk’ün tersi, bir nevi Türkiyeli….
Perşembe akşamı kulüpteyim, üçüncü uyuşturucuyu içmeme rağmen ayakta zor duruyorum, eller titriyor. Bir eğitmen var, benim yaşlarımda veya en fazla benden bir, iki büyük. Ta başından beri kanlarımız birbirine ısınmadı. Tabii o profesyonel >>> spor atıcılığı yapıyor <<<
Mektepli, eğitimini almış. Gençlere atıcılığı öğretiyor…
Bakin yalanım varsa akşama çıkmayayım, ne kadar antipatik olursa olsun…
Zaten mesleğimin bana EN BÜYÜK GETIRISI hatayı önce kendimde ararım, ben mi yanlışım?
Adam ilgili, Allah var yukarıda AMA ben onun dediklerini, istediklerini YAPAMAM…
Doğru nefes almayı O bana tekrar hatırlatmışı, Allah razı olsun…
Benim bildiğim, rakamlar muhtelif 209 (206 ile 212 arası) kemikten “en azından 200 kırıldı” ve geleneksel kaynadı, yani kırıldığı gibi. Tipi yamuklardanım yani…
Yok kardeşim duramıyorum onun dediği gibi, canim çok acıyor. Uyuşturucuya rağmen…
Havalı silahlarla eğitim yapıyoruz (200 Bar, deler geçer)
BENI IKAZ ETTI, önce kızdım ama ADAM ÇOK HAKLI. Parmağım sürekli tetikte…
Halbuki doğrusu yanda olmalı, ateş edeceğin zaman parmak gider tetiğe…
Eeeee?
Ne anlamam gerekir bundan diye sorabilirsiniz kendinize…
İşte tam da bu yüzden alman alman, dünyada sayılı devletlerden biri…
Ve biz SADECE bir g.tün kıllarıyız(!?)

Havali silah mı?
Evet!!!

GÜVENLIK, sabahtan anlattığım Tarzan’ca gibi…
“Sen” daha havalıda hep ayni hatayı yaparsan, ateşli silahtarda da yapacağın garanti!

Nasıldı O deyiş, hah hatırladım…
Şeytan ayrıntıda gizli!

İlk düzetmemi yaptım. Bırak İngiliz istihbaratını falan bir tarafa, BUNDAN SONRA aleyhimize olan her şeyi LEHIMIZE kullanmaya başlayacağım. SÖZÜM SÖZ

Bu da benim cevabımdır saygıdeğer gazeteci, yazar – çizer takımına…
O diyorsa benim askerim, benim milletim vesaire…
Bende diyorum ki Atatürk gençliği, “benim” gencim!
NOKTA

Şimdilik isim vermeden AMA ben verdiğim sözü tutarım
İleride yazanın veya düzeltenin ben olduğum görülecek!

Almancası:
oku

Tarafımdan düzeltilmiş şekli:

incele

Hakem sizler olun…
Yanlış tercüme ise yaz bunun altına yorum veya sizler Almanca “bilenler”

Çok üzmüştünüz beni çocuklar, ümitlerimi neredeyse yitirdim. Dedim onlarda pes etti

Türk üniversiteleri…
Benim için çok önemli…
Teşekkür ederim gençler. Geçenlerde valide bana ne dedi biliyor musunuz?
“Sana güçlü bir kadın gerekli!”
Çok doğru!!!

Ben gücümü, kuvvetimi sevdiklerimden alırım…
Allah belamı versin yalanım varsa, ARTIK çoğu zaman yerlerde sürünüyorum o kadar beterim…
Ağrılar kalan 2,5 gramı da götürüyor. Görürsem, ANLARSAM sevdiklerimin bana ihtiyacı var…
Gene…
Bir şekilde toparlanmaya başlıyorum, toparlamaya çalışıyorum kendimi!

Bu mücadele bitmedi, bitmeyecek…
Vakit Türkiye vakti değil, VAKIT NAKIT onların aleyhine, bizlerin lehine…
Tabii…
O oranda tahrip ettikleri de büyüyor ama inanın bana…
İnsanların BIRLIK içinde…
Sevgi ile, saygı ve güven ile üstesinden gelemeyeceği sorun yok gibi bu dünyada!

Kaç saat oldu ilaçları içeli, birazcık açıldım gibi…
Ben kaçtım en fazla hafta sonu yokum, hafta başı görüşmek üzere…
Fırsat olursa şahsıma ait küçük “ormanımın” fotoğrafını çeker yayınlarım…
😊
Toprak…
Hem öyle hem böyle beni bekler. Güzel hafta sonları çocuklar, tüm okuyucularıma…
Ve tabii sana sevdiceğim.

AES, RSA ise en az alti binlik (Tavsiyem 15400) bir anahtar gerek ama AES denince, ECB, CBC, CFB, OFB, CTR, AES – XTS (XEX) ne demek? 128 mi, 192 mi, 256 mi yoksa 384 bitlik mi? Hangisini kullanmam gerekir?

Dolar 4,58 Euro 5,35

Güvenlik…
Tarzan’ca ile olmaz!
NOKTA

Anlatmışımdır SADECE devletler için çalışan şirketleri, duruma özel geliştirdikleri çözüm önerilerini.
Ve yine harcamaya hazır olduğun vakit ve nakit oranında hiçbir sistem “yoktur ki” eninde sonunda deşifre edilemesin. Hatırlı okuyucularım belki bilirler, eskiden kendim için iki gram akıl sahibi derdim, bir yere gidip – geldim bu oranı iki buçuğa çıkardım…
İngilizceye karşı tutumum bilinir…
Yıllar oluyor ki İngilizce konuşmadım, okul ve meslek İngilizcesi. Gördüm ki gittiğim yerde siyaset bile konuşup, derdimi anlatacak, anlayacak kadar Tarzan’ca bir İngilizce bilgisine sahipmişim. Benim İngilizcem validenin Almancasına benziyor, çat – pat. Birinci nesil Türkler için kabul edilebilir bir durum AMA onlardan sonra gelenler için değil.

Bunun gibi GÜVENLIK dediğin Tarzan’ca ile olmaz. “Demode” olmuş, güvenliği çoktan çözümlenmiş bilgiler ile (https gibi) kafanızı karıştırmanın bir anlamı yok. Bu yüzden sadece kullanmanız gerekenler ile yetineceğim. Bunlar bile DIKKAT…
SADECE beli bir noktaya kadar korur, koruyabilir sizleri. Unutmayın ki muhatabınız DEVLET!

Anlatmışımdır…
ISRAIL sağ olsun, İsrailli bilim insanlarını…
Özel teşebbüsü…
>>> Cep telefonlarınız bir numaralı düşmanlarınız! <<<
Her yönden ya her yönden. Nerede çokluk orada …!

Bu durum bir taraftan kötüyken, sizler için iyi. Saklanmanız, iletişim kurmanız açısından ideal bir durum. Koskoca ormanda belli bir ağacı aramak gibi, mesela internet üzerinden iletişim(!)
Ve yine dönüp dolaşıp ayni noktaya geliyoruz, örgütlenme şeklinize. Hiyerarşik yapılanmanıza. Dediğim gibi belli başlı terör örgütlenmelerinin yapılanması faydalı olabileceği gibi yeraltı dünyası da bize bu konuda güzel birer ipucu verir. Neticede köşe kapmaca, kedi ile farenin meselesi(!)

Yazılımınıza bağlı, kullandığınız programa. Ayrıntılarına girmeyeceğim…
AES denince…
AES-CBC…
Bazen, nadiren AES-CFB…
SADECE bilginiz olsun diye, SADECE…
Streaminig şifrelemesidir, iki çeşidi vardır. ILLE bu yöntem ile şifreleyeceksiniz diğerini hiç anmayacağım kullanacağınız yöntem AES-CTR olmalıdır!
NOKTA

VE GELELIM KONUNUN BAMTELINE

Şifreleme yöntemi ne kadar yüksek olursa o kadar iyi…
AMA…
Ya bedeli?
Her şeyin bir bedeli vardır, her şeyin…
Burada en başta hız bedel olarak ödemeniz gereken olacaktır. Şifrelediğinizin büyüklüğüne göre şifreleme ve deşifre o kadar zaman alacaktır. Güvenlik söz konusu olduğunda…
Hızın ne önemi kalabilir???!

VE YINE…
Bilişimde, kendini sadece bir yönteme emanet etmek aptallıktan öte bir IHMALDIR ve burada ödenecek bedel ağır olabilir. Anlayan anladı beni. Genel olarak GÜVENLIK birçok değişik yöntemin toplamından meydana gelir!!!
KOCAMAN bir NOKTA

AES-XTS (XEX-Based Tweaked-Codebook Mode with Ciphertext Stealing) 2007 yılında uluslararası kurul tarafından kabul edildi. Yani en “yenisi”
Ve bugüne kadar deşifre edildiğine dair bir haber çıkmadı. 384 bitlik bir şifrelemedir….
Dün bir kuş vardı hani bir haber uçurdu…
O yazılım XEX yöntemini kullanmaktadır. AES – XEX, 384 bitlik kasalar oluşturur.

Ve son olarak bir hatırlatma:

http://www.usbsafeguard.com/download.html

4 GB’ye kadar flash diskler (USB) için ÜCRETSIZ. 4GB bilgi demek kardeşim, salt bilgi…
Çok büyük bir orandır benden söylemesi.

VE Microsoft sitemi kullananlar için, beleklerin veya sabit diskin XTS şifrelenmesi:

https://blogs.technet.microsoft.com/dubaisec/2016/03/04/bitlocker-aes-xts-new-encryption-type/

oku

AK Pezevenkler ile daha bir süre muhatap olmak zorunda kalacağımız için

https://www.directorandgeneral.com/download/

Garip kuşun yuvasını Allah yaparmış, tabii en son sürümü satın almak hem ahlaki hem daha akılca:

Google arama,

https://www.google.de/search?source=hp&ei=oz42W5zODMyQsAHUv7CwAg&q=steganos+safe+18+serial&oq=steganos+safe+18+&gs_l=psy-ab.1.5.0l3j0i22i30k1l7.1417.9534.0.12946.19.18.1.0.0.0.113.1733.13j5.18.0….0…1.1.64.psy-ab..0.19.1740…0i10k1j0i30k1j0i10i30k1.0.8nc2r0v-5qY

Bir kuş dedi ki arşiv diye bir link varmış, oraya bak dedi. Açacakmışsın o linki, sağ ortalarda ZIP yazıyormuş, onu farklı kayıt edecekmişsin bilgisayarına. WinZip veya WinRAR gerekli. Yükledikten sonra ücretsiz update yapıyormuş kendini, KUŞ öyle dedi…
Bekle bitsin…
Internet bağlantını kes…
Tesadüf o ya, paketin içinde seri numarası da varmış…
Onu kullan dedi…
Kim mi dedi?
Kuş dedi kuş!

Gerisi yarına, bu sınamada!


Bak çikleti gene, kızdı bana…
“İhtiyar bunak, millete archiv.org desene” dedi…
“Vallahi billahi” kuş öyle dedi!

😊