Eyyy bademler

B.ku yediniz siz!

Dolar ve Euro çıkti yine…
Dolar 6,13 Euro 7,06…
Bekle yatırımcı gelsin diye…
İtalya…
Yatırımcının gözünü korkuttu, Avrupa gününü beklemekte…
Büyük ihtimale bir daha sene Avrupalı hisse senetleri patlama yaşayacak…
Amerika Birleşik Devletleri…
Yine faizi yükselti, yatırımcı ABD’de!

Hiç keyfim yok bugün…
Cama reklam…
Geldi, sökmesi, yapıştırması çok yordu beni…
😊
Evet…
Reklamcılıkta var bende…
Her parmağımda ayrı marifet, dünyaya kadın olarak gelseymişim…
Yakmıştım herifleri…
Yapmam gereken asıl işimi de yapamadım, sinir oluyorum…
Fulda…
Bu ayin 29’una kadar süre verdi, canım istemiyor uğraşmak ama mecburen yapacağım yapmam gerekeni. VALIDE…
Kızıyor küfür ediyorum diye…
Gel de küfür etme!

100 gün
4 Ekim 2018

24 Haziran’da ne dediler?
“100 gün içinde Türkiye çağ atlayacak” dediler.

Asrın liderimiz, bismillah ilk iş, hazine’nin anahtarlarını damadına verdi, ekonomiyi maliyeyi filan komple damadına bağladı.
Kendini Varlık Fonu başkanı yaptı, damadını Varlık Fonu başkanvekili yaptı.
Ets turizm fetodan soruşturuluyor diye Ets turizm’e telefon edip tatil rezervasyonu yaptıranları hapse tıktılar, Ets turizm’in sahibini turizm bakanı yaptılar.
Görümcesinin eltisi fetonun dersanesinin önünden geçmiş diye yüzbinlerce insanın hayatını kaydırdılar, kardeşi fetoculuktan hapiste bulunan arkadaşı tarım bakanı yaptılar.
Asrın liderimizin yemin törenine diktatör, soykırımcı, darbeci, savaş suçlusu gibi prestijli devlet adamları katıldı, gurur duyduk.
Rektör olmak için profesör olma şartını kaldırdılar, ertesi gün vazgeçtiler, rektör olmak için profesör olma şartını geri koydular.
Gene tren faciası oldu, 25 insanımız hayatını kaybetti, yağmurdan dediler, örttüler gitti.
Asrın liderimizin şoförü olan milletvekili Yeliz bey, tarihi açıklamalarda bulundu, “matematiği benim dedem icat etti, matematiği icat eden dedemi Romalılar öldürdü” dedi.
Mezuniyet töreninde karikatür pankartı taşıyan ODTÜ öğrencileri tutuklandı, halbuki asrın liderimizin pankartını taşısalardı ODTÜ’de dekan bile olurlardı.
Suriye’den ithal ettiğimiz patateslerin aslında bizim patatesler olduğu ortaya çıktı, meğer geçen sene ucuza kapatıp stoklamışlar, bu sene Suriye’den ithal ediyoruz ayaklarıyla millete kakalamışlar.
“Binali kalırsa yaşadık, milletin orasına koyacağız” diyen yandaş müteahhitin hangi Binali’den bahsettiği hala meçhul… Ama, bizim Binali beye “devlet şeref madalyası” verildi, Tbmm başkanı yapıldı.
Başbakanlık lağvedildi, Veliefendi Hipodromu’nda Başbakanlık Koşusu yapıldı iyi mi… Başbakanlığın lağvedildiğini yarış atlarına söylemeyi unutmuşlar demek ki.
Yüksek Askeri Şura’dan ordu komutanları çıkarıldı, onların yerine damat sokuldu. Kayınpeder zaten mareşal olduğu için, sorun olmadı.
Adnan Oktar’la kedicikleri tutuklandı, memlekette rejim değişmişken herkes unuttu, en çok okunan ve konuşulan mevzu bu oldu.
Habire umreye gidip kutsal topraklardan ihramla reklam yapan, asrın liderimizin iftarlarında ezan okuyan, edep timsali mütedeyyin popçu Mustafa Ceceli, elalemin yatak odasında çekilmiş gizli kamera kayıtlarını mahkemeye verdi.
Diyanet’in “aile” dergisinde izah edildi… “Dünyayı kendi etrafında ve yörüngesinde melekler döndürüyor, melekler elektrik gibi, kar tanelerini melekler taşıyor, kar taneleri bu sayede birbirlerine değmeden yere kadar iniyor” denildi.
İstanbul’da ekmeğe zam yapıldı, zammı halka duyurmak yasaklandı.
Gene bedelli çıkarıldı.
Sayın hükümetimiz Amerikalı papaz meselesini yüzüne gözüne bulaştırdı, Beyaz Saray misilleme olarak adalet bakanımızla içişleri bakanımızı kara listeye aldı, Trump bizzat açıklama yaptı, “bırakın yoksa oyarım” demeye getirdi, rezil-i rüsva olduk, sayın hükümetimiz sayın ahalimize çaktırmadan, gargaraya getirerek bırakmanın yollarını arıyor.
Doların yuları koptu, 7.5 lirayı geçti, 6 liraya bile herkes “hamdolsun şükür” diyor.
Asrın liderimiz “milletime sesleniyorum, yastık altındaki dövizleri çıkartın, getirin Türk Lirası’na dönüştürün, yerli ve milli duruşunuzu gösterin” dedi.
Asrın liderimizin milleti bankaya koştu, Türk liralarını dolar’a çevirdi, yastık altına koydu.
Asrın liderimiz plağı değiştirdi, “onların doları varsa, bizim Allahımız var” dedi.
Yandaş medya “ABD’yi Türk Lirası korkusu sardı, Amerikan ekonomisi çöküyor, vatandaşın dolar bozdurmaya koşturması dünyada para birimi sisteminin değişmesine neden olabilir” şeklinde haberler yaptı!
Asrın liderimiz “Amerika’nın ürünlerine boykot uygulayacağız, onların iPhone’u varsa, öbür tarafta Samsung var” dedi. Elalemin malıyla elalemin malına boykot uygulayan tarihteki ilk asrın lideri oldu.
Kredi derecelendirme kuruluşları Moody’s, Standard&Poor’s ve Fitch notumuzu düşürdü, sayın ahalimiz doları düşürmek için twitter’da dua zinciri kurdu, yağmur duası gibi dolar düşürme duasına çıktı.
Asrın liderimiz Ahlat’a saray yaptıracağını, 10 dönüm üzerine kurulacağını, 1071 metrekare olacağını açıkladı.
Sayın ahalimiz internete koşup Ahlat’ın nerede olduğuna baktı.
Asrın liderimizin “tıpkı kuvayı milliye gibi sivil oluşumdur” dediği özgür suriye ordusu, dolar uçtuğu için, maaşlarını Türk Lirası olarak değil Suriye Poundu olarak almak istediklerini açıkladı!
Yıllardır “cehape’nin il başkanları valiydi, bunların cemaziyelevvelleri işte bu” deniyordu, yönetmelik değiştirildi, valiler ve kaymakamlar asrın liderimizin temsilcisi yapıldı.
Türk Telekom’u Lübnanlı’ya vermişlerdi, beş kuruş ödemedi, vergi de ödemedi, üstüne 4.7 milyar dolar borç aldı, Türk Telekom’un kablolarına kadar malını mülkünü sattı, 15 milyar dolar hortumladı, pırrrr… Tarih böyle soygun görmedi.
191 aydır tek başına ülkeyi yöneten asrın liderimiz “ekonomiyi iki aya kalmaz toparlarız” dedi.
Saray’ın 30 ağustos resepsiyonunda yerli ve milli mönü vardı… Chia tohumu eşliğinde ejder meyveli smoothie, liçi meyvesi eşliğinde efuli, starex meyvesi eşliğinde aloevera, pataşur içinde çerkez tavuğu, zencefilli somonlu suşi, tartalet içinde humus, susamlı levrek simidi.
95 liraya satılan bir çuval beyaz ekmeklik un 175 liraya fırladı, artışı frenleyebilmek için un ihracatı durduruldu.
Sayıştay raporuna göre Saray’da günde 1.8 milyon lira harcandığı ortaya çıktı. Her gün 1.8 milyon lira… Muhtar şakşaklama filan gibi ağırlama giderlerine bir yılda 36 milyon lira harcandığı ortaya çıktı.
Brezilya’dan ithal edilen sığırlarda şarbon çıktı.
Sayın ahalimizin hapiste zannettiği hayırsever Rıza bey, New York’ta Nobu restoranda suşi yerken fotoğraflandı.
Ebru Gündeş hayırsever Rıza beyin yanına giderken, VIP’ten geçti.
Her konuşmasına “şu fakir kardeşiniz” diye başlayan asrın liderimize 500 milyon dolarlık, iki katlı, asansörlü Boeing 747-8 alındığı ortaya çıktı. “Para ödemedik, Katar emiri hediye etti” denildi. Bu uçak ABD Başkanı’nda bile yok, Air Force One bile bu uçağın alt modeli.
Akp zenginleri yurtdışına kaçmaya başladı.
Merkez Bankası faizleri uçurdu, Arjantin ve Surinam’ın peşinden dünyanın en yüksek faizini veren üçüncü ülke olduk.
Üçüncü havalimanı inşaatında çalışan işçiler, köle düzenini protesto etmeye kalktı, biber gazı sıkıp döve döve tutukladılar.
Bizimkiler üçüncü havalimanını 35 milyar dolara yaparken, bizimkinden daha büyük olan Çin’deki Daxing havalimanının 12 milyar dolara yapıldığı ortaya çıktı.
Bütün bankaları sattılar, elimizde avucumuzda kala kala İş Bankası kaldı, asrın liderimiz “İş Bankası hisseleri hazine” filan demeye başladı.
Asrın liderimizin bir numaralı arkadaşı, sosyalist ayaklarına yatan Venezuela diktatörü Maduro, özel uçağıyla Çin’den dönerken iki saatliğine İstanbul’a uğradı, Nusret’te et ziyafeti çekti, pek keyiflendi, adının yazılı olduğu purolardan tüttürdü. Ülkesine dönünce basın toplantısı yaptı, Nusret’in tuz dökme hareketini gösterdi, “Osmanlı’dan kalma 700 yıllık eserlerin bulunduğu müzeyi gezdim, sultan tahtına oturdum, bana orada Sultan Maduro diyorlar” dedi.
Asrın liderimiz “kriz mriz filan, sakın ha bunlara aldırmayın, bizde kriz filan yok, bunların hepsi manipülasyon” dedi.
Atatürk hakkında “kimse Türk, Atatürk demesin, orijinali Yunan” diyen Akp gençlik kolları başkanı “beraat” etti, düşünce özgürlüğü kapsamına sokuldu.
Chp milletvekili Enis Berberoğlu 16 ay hapis yatırıldı, lütfedilip bırakıldı.
Asrın damadımız Yeni Ekonomi Programı’nı açıkladı, ağlanacak halimize güldük, mizah dergilerine kapak konusu oldu.
Yeni Ekonomi Programı’nın açıklandığı saatlerde… 45 yaşındaki işsiz baba, okulun istediği pantolonu oğluna alamadı, akşam eve gelince eşine ağlaya ağlaya “çocuğuma pantolon bile alamıyorsam niye yaşıyorum” dedi, banyoda kendini astı, cebinden 20 lira çıktı.
Marketteki gerçek enflasyon yüzde 110’u geçmişken…
Sayın hükümetimiz enflasyonun taş çatlasın yüzde 18 olduğunu açıkladı.
Memlekette adalet olmadığı için boş vakitlerinde hobi olarak ekonomiyle uğraşan adalet bakanımız “ekonomide yaşanan sıkıntılar psikolojik” dedi.
Asrın liderimiz habire “beraber yürüdük biz bu yollarda” diyor. “Durmak yok yola devam” diyor. Ama, memleketin en önemli ayakkabı firmaları konkordato ilan etti. Beraber yürüyecek “ayakkabı” kalmadı.
Şirketlerden vazgeçtik, vatandaşlar tek tek konkordato ilan etmeye başladı.
2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’na aday olduk, alamadık. Asrın liderimiz “çok önemsemedim, masraftan kurtulduk” dedi. 2004, 2008, 2012, 2016, 2020 olimpiyatına aday olup alamadığımıza göre, 2008, 2012, 2016, 2020, 2024 Avrupa şampiyonasına aday olup alamadığımıza göre, acayip kazançlıyız yani!
Sayın ahalimiz tarafından milletvekili bile seçilen Jet Fadıl’ın öz dayısını bile dolandırdığı ortaya çıktı.
Tarım bakanımız “zaman zaman Yunan adalarına gidip Girit zeytinyağı alıyorum, kahvaltıda yiyorum ve mutlu oluyorum” dedi. Hiç kimse çıkıp “kardeşim o kadar mutlu oluyorsan git o zaman Yunanistan’a tarım bakanı ol” demedi.
Doğalgaza elektriğe son iki ayda üçüncü defa zam yapıldı, bizim basın yazmadı, Reuters duyurdu.
Tbmm’deki bakanlar kurulu koltukları söküldü, depoya kaldırıldı, bakanlarımız meclis açılışını misafir olarak seyretti.
Nazlı Ilıcak’la Altan biraderlere müebbet verildi.
Asrın liderimiz “eyy Almanya Naziler” filan diye esip gürlüyordu, Almanya’ya gitti, Almanca konuştu, “bizim sevgimiz sarsılmayacak kadar köklüdür” dedi.
“Eyy Amerika” falan deniyordu, “Amerika bize ekonomik savaş açtı” deniyordu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ekonomisi komple Amerikalı McKinsey’e teslim edildi.

Dün 100’üncü gündü.

Şahane çağ atladık değil mi?

Herhangi bir ülkede 100 yılda bile yaşanmayacak hadiseler 100 günde yaşandı… 200’ü düşün gari.

https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/yilmaz-ozdil/100-gun-2661148/?utm_source=yazarlar&utm_campaign=diger_yazilar&utm_medium=diger

Günaydın hatun

Ya kadın…
Yaptıklarını ne çabuk unuttun?
Yalanlarını…
Ben seni hiç af edebilir miyim?

😊

Af etmek başka sevmek başka…
Kafa dengi olmak…
Kendine iyi bak!

Vaz geçtim, galiba değmez

Hitlere benzeten yazarlar olmuştur kendisini, bende benzettim kimi hallerini…
AMA…
Hitler kim…
Bu zibidi, görgüsüz ve en kötüsü bilgisiz ayı kim?

Hani yollar…
Hanlar, hamamlar yaptırdık diye övünüyorlar ya öyle bir duruma getirdiler ki ülkeyi…
Artık…
Yap işlet devir et ile yaptırdıkları yolları, boğazdaki köprüleri satışa çıkarmaya başladılar…
Hiç şaşırmadım desem yalan olmaz…
İçlerinde…
Evet, içlerinde birisi var ki sanki insan, şimdiki eğitim bakanı AMA hani Saadet Partisi lideri hakkında yazdıklarımı hatırlarsanız bu ilgili kişiye yazsan ne olur yazmasan ne olur?

Zihniyet meselesi…
Bakma süslü sözlere, güzel LAFLARA!

Doğrudur…
Hitler yol yaptırdı, niyet başkaydı, askeri…
Bunlar gibi dostlar alışverişte görsün değildi amaçladığı, yol yaptırırken bir taraftan kol gezen…
Acımasızca kol gezen işsizlik ejderine çözüm buldu, hem…
İleriye yönelik askeri ve hammadde taşımacılığına çözüm üretti.

>>> Dört kişi ve bir ağır makinalı tüfek <<< ISTIYORUM dedi mühendislerine…
Bana…
Öyle bir araç üreteceksiniz ki hem ucuz hem kullanışlı olacak; yukarıda belirttim kriterlerini…
Ve Alman mühendisler…
Tosba da buldu çözümü!

Anlatmışımdır…
Gir bak arşivlerime, Moğolları…
Neden başarılı olduklarını, ta Asya steplerinden Avrupa’ya gelip dehşet saçabildiklerini…
Atilla…
Hunlar keza…
Ulaşım kardeşim ulaşım hem yol hem araç, yani o zamanlar at!

Askeri güçlerini belirleyen seri hareket ve olağanüstü yetenek ile…
Özel…
Avrupalıların tanımadığı özel yapım > ok ve yayları < ile dize getirdiler bir kıtayı.

Yine anlatmışımdır, örnek göstermişimdi…
YOKKK…
O > eskiden çok saygı < duyduğum Prof. Dr. Ilber Ortaylı’nın ileri sürdüğü Çekya terimini kullanmam, kullanmayacağım. Çekoslovakya Cumhuriyeti…
Start-Up’lar, ÜNIVERSITELER >>> işbirliği <<< ile geliştirilen teknolojiler, ürünler…
Škoda marka araba mesela…
Ve bir kez daha Almanlar, bu insanları sevmemin nedenlerinden biri…
Aachen üniversitesi…
Profesör Günter Schuh öndeliğinde ve üniversite destek ve iş birliğinde “HALK Elektro Mobilini”
Yani elektrikli motor ile çalışan >sözde*< çevreci arabasını üretmeye başladı…
e.GO!!!

https://www.zeit.de/mobilitaet/2018-07/e-go-life-elektroauto-autowerk-aachen-autoindustrie

İçine dört kişi rahatlıkla sığabiliyor…
Dört kapılı zaten, var daha sorunları ama çözümlenmeyecek meseleler değil…
16 bin Euro ile alınamayacak kadar pahalı da değil. Unutulmamalı…
Sürüm, maliyeti düşürür…
Bir Smart örneğin, iki kişilik 22 bin Euro’ya pazarlanıyor. Öyle veya böyle…
Anası belli babası yüz elli olan…
Üniversitelerin açılış konuşmasında gazel okuyor yine… “Üniversitelerimiz ilk 500 arasında olmalı”
Ananın a…!

Önder sorar:
Efendi…
Nasıl olacakmış bu???

Herhalde temenni ile olacak bir şey değil bu…
DIKKATINIZI çekerim…
Start-UP…
Üniversiteler yani bilim ve eğitim…
Girişimcilik ruhu…
Bu üçü bir araya geldi mi bir şekilde netice verir, verecektir…
SÖZDE…
Yapıyoruz ya IHA’lar, SIHA’lar, tanklar toplar, uzayda fink atıyoruz ya…
LAFDA…
BAK yeni havalimanına taşınma…
Ertelendi…
Sormak lazım nasıl yapıyoruz diye, teknoloji YERLI ve MILLI mi?
B.k yerli ve milli, gir bak, araştır ortakları, yalvarıyorlar Almana tank yapalım diye…
Bu mudur yerli ve milli olmak?

Atatürk’ü hatırla…
Gönderdi evlatları dünyanın dört bir tarafına…
Eğitildiler…
SÖYLE, söyle ulan söyle ama elini vicdanına koyarak yanıtla…
Hangi genç dimağ…
Dönmez yurduna…
İstikbal vaat eden ülkesine, soyuna sopuna…
Emeklerinin karşılığını alabildikten sonra?

ALTYAPI…
Hazırlanmalı…
>>> Bu çocukları eğitecekler eğitilmeli <<<
Bilim yuvalarına…
NAKIT aktarılmalı, imkân sunulmalı araştırmaya…
Teşvik edilmeli gençler…
Din ve bilim, bilim ve din birbirini dışlayan değil…
Birbirini kapsayan bir bütündür…
Hele hele Müslümanlık, bunu sakın unutma!!!

* Enerji üretimi örneğin elektrik, kim ne derse desin temiz değildir, diğer yöntemlere nazaran hammadde ve üretim koşulları yani elektrik üretecek makinelerin kendisinin üretimi zaten başlı başına bir “çevre katliamı”
Uzun vadede diğer yöntemlere nazaran daha çevreci olabilir AMA aslında, bana göre en azından ben böyle düşünüyorum, bir para kazanma yeni ihtiyaçlar yaratarak para kazanma yöntemi. İnsanlık, nüfuz çok çoğaldı, dolayısıyla ihtiyaçlar da. Bence bilim ve siyaset bu yönde girişimlerde bulunmalı, mesela doğum kontrolü.

Kadın milleti

Ya ben bu >>> kadınlara <<< neden öğrettim teknolojiyi?!!!
ZORLA…
Durup dururken başımı belaya soktum iyi mi?
😊
Ben kendime boş boşuna aptal demiyorum!

Çelik…
AK Pezevenklerden biri, kıyametleri koparıyor AB Parlamentosuna…
Yardımları, fonları nasıl kesersiniz diye…
Aç köpekler…
Millet, seçmenleriniz gibi enayiydi!

### MUTLAKA OKU ###

Kafam duman

Zaten akil diye bir şey yoktu, 2,5 gram…
İyice gitti…
Günleri karıştırdım iyi mi?

Yorgunluk, zihnen…
Bedenen…
İnsan evladının vefat ettiği günü karıştırır mi?
Bu sabah aklım başıma geldi, arabada…
Takvimi görünce!

Kara Mediha…
Keşif etmiş beni, buldu…
Artık gönül rahatlığı ile yazamam!

Benim valide, bak SENI MEN EDERIM YAZDIKLARIMI OKUMAKTAN…
Birde senin dırdırınla mı uğraşacağım?
😊
Bu sabah telefon ettim “Sen kiminle uğraştığının farkında mısın? Pezevenk falan!”
ANNE…
Okuyucu kitlem Türkiye, bana internet üzerinden Türkiye’nin sayfama ulaşımını kilitletme…
ISTEMIYORUM YAZDIKLARIMI OKUMANI!!!
Ben ne yaptığımın ne yazdığımının farkındayım.
NOKTA

Artık yazmama tabii…
😊
Adıyla sanıyla O herifi…
Kara Mediha’nın gözleri…
Kahpedoğan…
Damadının elini hazineden çektirdi(!)

Ayı oğlu ayı, hep uyardım, ikaz ettim…
Yumurta kapıya sıkısınca gereğini yaptı, çete başı…
Ailecek bir güzel devleti soyarken, yabancı yatırımcı sana güvenir mi?

Buna rağmen, sen anla…
Hani bir şey vardı, onunla uğraşmam gerek…
Bugün, yârin artık toparlamam ne kadar sürecek…
Bilmiyorum…
Buradayım merak edilecek bir şey yok yani!

Almanya’dayım yine, giderayak delirttiler önderi

Pöhhh…
Belki diyeceksiniz ki ne kadar kendini beğenmiş…
HAYIR bilgi…
Bilgi, eğitim, deneyim kardeşim!

Yazmıştım…
Bavullar çok zorladı beni, kilo dağılımı, kırılacakları kırılmayacak şekilde yerleştirmek…
Yarına olmaz, evladın ölüm yıldönümü. Yarına onunlayım, onunum…
Hani yazmıştım ya şahsıma 35€ harcadım diye, bir makine. BOMBA sandılar…
Yine oldum olası yanımda bir sustalı, hediyeydi. Küçücük bir şey ama jiletten keskin…
Ormanda, balıkta orada burada lazım oluyor arada…
Büyük parmak uzunluğunda, bir buçuk parmak genişliğinde…
Öldürücü olmaz, bilmezsen nereyi çizmen, nereye parmak uzunluğunda çeliği sokman gerektiğini…
Bilirsen…
Ölümcüldür neticesi. Bu ne diye soruyor görevli…
Çantanın içinde, özel bir çanta. İçinde bir miktar para, O bıçak, ilaçlarım, sigaram, çakmak…
Dolmakalem, hüviyet…
ıvır zıvır taşıdığım küçücük bir çanta, bavuldaydı…
😊
Kardeşim görmüyor musun ne olduğunu?
“Bunu sadece bavulda taşıyabilirsin”
Pardon bıçağı nereden çıkardınız?
“Bu bavulda laptop mu var?”
Evet…
“Çalıştırır mısınız?!”
Tabii!

İtiraf etmeliyim ki ILK DEFA bu denli “bilinçli ve gören göze sahip” görevlilerle karşılaştım bir zamanlar Türkiye Cumhuriyeti olan Tayyipistanda…
Ama…
Gören göz ve bilinç yetmez bilgi ve deneyim, eğitim olmadıktan sonra.

Laptop içinde, O invertör (trafo) içinde yerleştireceğin Nitroselüloz…
Kiiii…
Laptopu hala çalışıyor halde…
Ve uçak muhtemelen paramparça…
Ağustos 2018…
Almanya Münih havalimanında geçirdiler Nitroselüloz (Cellulosenitrat – Pyrowatte) patlayıcı kontrollerden!

https://www.welt.de/regionales/bayern/article181362390/Bombe-am-Flughafen-Muenchen-Sprengstoff-passiert-unbemerkt-die-Sicherheitskontrollen.html

Aslında gördüklerimi bir IKAZ şeklinde daha ayrıntılı dile getirip ilgili yerlere göndermeliyim AMA…
İnan…
Çok daha önemlisi bademlere…
Eğitim bakanına, arrested through partner with başlıklı yazımla dile getireceklerim olacaktır…
Belki perşembeye, söz vermiş olmak istemiyorum

Hep derim İngilizceden nefret ederim…
Neden İngilizce başlık atıyorsun diye sorabilirsiniz…
Kardeşim…
Üniversiteler, bilim, bireysel girişimcilik…
Ve ekonomi…
Uluslararası bağlamda!

Not:
Bavullar darmadağın oldu, küçük bavulum özel bilgisayar bavulum…
O sorun olmadı ama diğerini toplayana kadar kan ter içinde kaldım, ettiğim küfrün haddi hesabi yok!

Anne kalk, ne uykusu bu?

Gözler kapalı…
„niye gidiyorsun sen?“
😉
Gitmemi istemiyor musun?
Gözler hala kapalı. Başını istemiyorum şeklinde salladı. Ne diyorum hep?

Hepiniz yanımda olsanız!

Gittim gazete, ekmek aldım…
Su…
Evi içme suyu doldurdum. Tize…
O da ihtiyarladı…
Gerçi mahallenin gençleri, Allah razı olsun onlardan, bırakmıyorlar…
Ama ne gereği var?
Altımda araba, kısmetse akşama görüşmek üzere. Almanya…
Dizel krizi…
Gerisi akşama, ölmez kalırsak. Sağlıcakla kalın