Kibir

Bugün Salı ya…
Konuşuyor yine bilmem ne ağızlı…
Dili…
Bir tarafına giresi ce…
Salıyor ortalığı…
Diğerleri, onlarında yok aslında yukarıdakinden bir farkı…
Her biri, bilmem ne ağızlı!

Bütçe tartışmaları…
Anlatıyorlar, hepsi…
Dinleyen ve alkış tutanlar yavşağın* teki…
Yok efem kibir sahiplerinin yokmuş partilerinde yeri…
Vay be, bak sen şu işe…
Kendini bir b.k sanan, b.k olmadan kokmaya başlayan…
Peygamber Efendimizin soyundan, Allah’ın sıfatlarını taşıdığını kendine söyleten…
VE ne birine ne ötekine itiraz etmeyen…
“Dünya lideri” kim acaba…
Var mı bu kibrin ötesi?
Söyle var mı, cevap ver bana!

* Bittir, bit yavrusu. Küfür etmedim!
😊 anlayan anladı beni!


Not: Eyvah eyvah…
Günleri bile karıştırmaya başladım, yazım hataları…
Gerçekten çok kötüyüm, duydukça, gördükçe, dinledikçe deliriyorum…
Çeyrekliğime verin, susmalıyım, susmam lazım!
Kafaya yeni dank etti…
Tüm hataları düzettikten sonra, son bir okuma…
Ve ne saçmaladığımı anladım.

Dolmakalem, kırmızı balmumu ve mühür

Bir erkeğin, çeyreğin aksesuarları arasındadır…
Yıllar oluyor, uzun yıllar maun ağcından (Mahagoni holz) mührüm…
Kırıldı, zaten yaratana yan bakıyordu benim gibi. Yenisini yaptırmam lazım…
Aile mezarımızda mühürüm…
Tuğram…
Önemli, bir erkeğin tertemiz ismi gibi!

Konsolosluğa yollayacağım evrakları mühürlerken son görevini yerine getirdi…
Gelen mala gelsin, cana değil…
My condition
Ne diyelim, sağlık olsun…
Allah beterinden korusun.

Jack

Çok korkar benden, yeni geldim…
Gebermek üzereyim…
Korktuğu kadar da sever, belki daha fazla…
Hepimizi ama bana sanki başka bir ilgi, söz dinleme dahil…
Veya bana öyle geliyor. Kardeş evde, yok gitmemiş onunla…
Beni istemiş, gittim gerçekten öyle, ille benimle çıkacak sokağa.

Yani kardeşin numarası değil, tempelligi…
Sevgi kardeşim sevgi…
Neler yaptırmıyor insana?
Ve hayvana, canlıya!

Hiçbir hayvan sevgisinin tadına vardınız mi?
Neredeyse…
Gerçek insan sevgisiyle eşdeğer, onlarda Allah’ın yarattıkları…
Kimi hem akıllı hem duygu dolu. Neyse…
Vallahi billahi bak…
Yeminle, ekmek Kuran çarpsın…
BEN…
Öcü değilim, değil ya değilim cimri…
Ne biri ne öteki ama insanlar her nedense öyle bilmiş beni!

All in! Body Tells

Türkçesi vücut dili…
Bilinçaltı, limbik sistem…
Çocuklar…
Ne yazık ki sizlerle bilgiden başkacasını paylaşamıyorum, onu bile doğru dürüst yapamıyorum…
EMINIM…
Sizlere verebileceğim, öğretebileceğim çok şey vardır, olabilir…
Kendi “eğitim düzeyim” hayat şartlarım, tecrübelerim!

Evet…
İnsan, en iyi eğitilmiş insan bile kendini ancak ve ancak, en fazla bir dakikanın altında kontrol altında tutabilir. Sözüm sözdür benim…
Verdiğim sözü unutmam…
Aslında gazetecilere yönelikti makalem, hani…
Sözde halkı bilinçlendirmek, mümkün mertebe gerçekleri yansıtmakla görevli arkadaşlar var ya…
Onlara…
AMA sizlerin de bilmeniz çok önemli, şahsi hayatınızda…
Bizler gibi az gelişmiş toplumlar siyasetinde bilinçli olmak, karşındakini…
OKUMAK…
Bir kitap gibi çok önemli!

Hatun meselesi, tersi erkek…
Dahil…
Yani her iki cins içinde geçerli, 😊
Zor vakalarda…
Hani ile yatağa girmek istiyorsam onunla başvurduğum bir yöntem olmakla birlikte…
Bilinçaltını etkileme…
Aldığım bu eğitimin hayatımda çok faydalarını görmüşümdür.

En son örnek, hani avukat ile görüşmüştüm telefonda, sevdiklerim…
TEKRAR…
Telefonda, çok dişli tam bir, affedersiniz kaşar avukattı…
İstediğim veya şöyle demiş olalım, umduğum sonuca erdim…
Telefonda!!!

Gençler, erkekler…
Sözüm size, ah alma, kana girme…
Çıkar…
Aheste, aheste!

Sözüm hepinize…
Bilgini, bildigini…
Gücünü iyiye kullan, faydalıya…
Ailene, sevdiklerine, vatan ve millete.

Joe Navarro…
Eski bir FBI çalışanı. Sorgu uzmanı…
Ki…
Evrenseldir vücut dili, kendisi DIKKAT…
100 bin civarında “kelime dalgacığına” sahip bu dilin…
Yabana atma!

Beden dili
Jon Navarro ve M. Karlis kaleminden:

https://www.repk.az/uploads/books/joe_navarro.pdf

Yok…
Yok gücüm, yok halim ki anlatayım, vereyim örnek kendimden…
Yok…
Kusura bakmayın. Başkaca çalışmalar:

https://www.google.de/url?sa=t&rct=j&q=&esrc=s&source=web&cd=4&cad=rja&uact=8&ved=2ahUKEwirt7f-7JTfAhVMI1AKHbXnA2kQFjADegQIBRAC&url=https%3A%2F%2Fmedia.turuz.com%2Fher_konu-2017%2F1733-Butun_Yonleriyle_Beden_Dili-Omer_Faruq_Reca-2009-145s.pdf&usg=AOvVaw0cSdsO-Uhot7c5SM2_O9Wc

https://e-edu.nbu.bg/pluginfile.php/331752/mod_resource/content/0/Allan_and_Barbara_Pease_-_Body_Language_The_Definitive_Book.pdf

http://pdb.ormansu.gov.tr/Personel/Files/Beden%20Dili.pdf

http://www.fto.org.tr/db_image/10/2070/etkili%20İletişim%20ve%20beden%20dili.pdf

http://www.ekosinerji.com/mp-include/uploads/2016/07/sozsuz-iletisim-beden-dili-.pdf

Almanca:

https://www.bwi.uni-stuttgart.de/abt3/files/studierende/RHETORIK.pdf

https://www.inter-uni.net/static/download/publication/masterthesen/VT_Samonig_Motorischer_Ausdruck_Sprachkompetenz.pdf

http://www.arbeitundgesundheit.eu/media/arbeitswelt2020/texte/schulvortragreinhardt/Nonverbale%20Kommunikation.pdf

http://www.coachacademy.de/cms3_cust/fckeditor_files/File/CA%20eBooklets%20Gratis/Rhetorik_Koerpersprache.pdf

###

Bak unuttum yine, ah kafa…
Daha doğrusu ah ağrılar;

https://office-roxx.de/wp-content/2010/08/korpersprache_herrmann.pdf

Bilmiyorum…
Hiç araştırmadım ama ilk veya ilklerden olabilirim…
Ambivalenz tanısı koymuştum yaratığa, dili başka…
Beden dili bambaşka konuşuyordu, haykırıyordu ya adeta çığlık atıyordu…
Hele son zamanlarda OKUDUKLARIM…
Saklayamaz, vücut dilini saklaması MÜMKÜN değil, en profesyoneli 60 saniye altı…
Neler okuyorum kahpenin halinden bir bilseniz, bülbül gibi şakıyor bana!

###

Ateş ve su

İlk anda, üzerinde düşünmeden diyebiliriz ki…
Su…
Ateşi söndürür, boğar…
Öyle mi?




Değil!

Konuya askeri bakış açısıyla yaklaşalım…
Biliyoruz ki…
Su bile yanar!

Tabiatta bu durum pek gözlemlenemese bile…
İnsan söz konusu olduğunda bu durum pek de yabancı değil bilene, bizlere…
Yunan ateşi buna güzel bir örnek, su yanar…
YÜZEYSEL!

Ali Agaoğlu diye bir ekonomist, YOK YA iktidarın müteahhitti olan değil…
Bir it, başımızdakiler gibi, bir fırsatçı, belki hırsız…
Pis günahı boynuna, bilemeyiz. Bal tutan parmağını yalar misali…
Evet…
Ali Bey ile neredeyse her konuda hemfikirim, Almanya istisna…
Işın çok farklı boyutları ile içinde olduğum için duruma bakış açım farklı…
Ama bu veya buna benzer sözlerine yüzde bin beş yüz katılıyorum:

“Önce bir Avrupa kriterlerine uygun kendimizi düzeltelim, sonra…
Bir kez daha durumu değerlendirip gerçekten Avrupa Birliğine girip girmemeyi düşünelim. Ben Avrupa kriterlerine uygun bir ülkede yaşamak istiyorum. Yatırımcı… Hukuk… Adalet… bakar…”

Hukuk yanıyor, cayır cayır…
Adalet kül olmuş vaziyette…
Sözüm size…
Sözde muhaliflere ki HDP’yi ayrı tutuyorum. Demirtaş’sız…
PKK sözcülerini…
Cici Hanımlar ve değerli Beyler…
Ada çözümleri hiçbir zaman çözüm olmamıştır, hiçbir zaman!

Ada parsel…
Parsel parsel, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sözleri ile:

“Hatt-ı müdafaa yoktur sath-ı müdafaa vardır“

Ve…
Sath-ı tüm vatandır!

Büyük şehir belediyelerini “ele geçirmedikten” kazanmadıktan sonra…
Sen…
O belediyeyi, bu belediyeyi kazanmışın ne fayda?
Ada çözümleridir bunlar ada…
Sen ikmali adalara, adacıklara sağlayamadıktan sonra…
Çünkü etrafın büyük şehir belediyesi ile kuşatılmış vaziyete…
Kazansan ne olur, kazanmasan ne olur ADA?

Ve su…
Ateşi gerçekten boğar, boğabilir…
Yansa bile yüzeyi…
Derinliklerinde…
SU yine SUDUR, önemli olan gerekli hallerde öze dönebilmeyi, suyu alt üst etmeyi bilmeli!

Not:
Yok olmuyor…
Türkçemizde bir kelime vardır, bilir misiniz?
Kötürüm…
Bırak sünnetti, sanki birisi tüm takım talakatı kesip atmış gibi…
Canim çok acıyor…
Adımlarım, küçücük bile değil. Sanki santim santim…
Benden…
Yok hayır!

isteyen okuyabilir görüşlerini

Anlayana, ders çıkarabilene

Finlandiya…
Her kesilen ağcın yerine üç, dört tane yenisi ekiliyor!

Ve bunu yaklaşık yüz seneden beri böyle yapıyorlar.

Sadece II. Dünya Savaşı sonrası, “kısa bir süreliğine” toplu katliam yapmışlar…
Tabii hükümetler hükümet, yöneticiler yönetici…
Toparlamışlar vaziyeti, toplu katliam yasak…
Ormanda özenle seçilen “tek tük” ağaçlar kesilecek…
Sürdürülebilirlik böyle bir şey kardeşim, gelecek nesilleri düşünmek!

En son gram altın aldığımda 37 Euro‘ydu

Bugün itibarıyla 44,10 Euro…
Anlatmıştım enayi s.kenleri, borsa…
BitCoin gibi “değerleri”
Kâğıt üzerinde hammadde, öfffffffffff…
Öyle bir göz boyayıp s.ktiler ki, millet gerisini tuta tuta dolaşıyor ortalıkta!

5586,60’dan…
Güncel değeri sanal paranın 2987,05…
İnan…
Kendi gözlerimle yıllarca gördüm, gözlemledim…
Ve yine en tepelerden, zirvelerden yerin yedi kat dibinde gezindim…
Allah…
Akil vermiş, göz vermiş, kulak vermiş…
Vermiş Allah vermiş…
Sen aklını kullanmasını bilmezsen bırak kulu…
Allah ne etsin?

Indirecek elbette tepene balyozu, vuracak beline tekmeyi…
Burnun b.ka değsin, sürün belki aklın başına gelir diye…
Yollayacak sana bir…
Zaruret-i Kahpedoğan anla diye AMA sen onun g.tünün killi olmayı tercih ediyorsan…
Bırak kulu, Allah daha ne etsin?

Tek temennim…
Allahtan dileğim…
Bizi, evlatları beterinden korusun!

İlginç bir şey

Yabancılar…
Sayfalarımı arama motorlarına tercüme ettirmeye başladı…
Yoğun şekilde, ilginç, gerçekten ilginç!

Iran…
Mısır ve Ermenistan, hoş geldiniz arkadaşlar…
Israil zaten, Bulgaristan’dan da yine gelmeye başladılar…
Güneydoğu Anadolu…
Ülkemizin kıyı kesimleri, hoş gelmişiniz, hepiniz…
Hz. Mevlana’nın sözleri ile:

„Gel, ne olursan ol, gel! İster kafir, ister mecusi, ister putperest ol, gel! Bizim dergahımız ümitsizlik dergahı değildir. Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel!“

Ortak yanımız, insan olmamız!

Yorumsuz

Asırlardır habersizim…
8 Aralık 2018

“Enflasyon düştü” diyorsa, düşmüştür…
Nasıl ki “ekonomide yıldız ülke” olduğumuzdan haberiniz olmadı… Enflasyonun düşmesinden de haberiniz olmaması normal…

Misal; FETÖ’den de haberiniz olmamıştı…
Bizler “FETÖ diye bir cemaat örgütlenmesi var…” diye yırtınıyorduk… Hatta “Askeriyenin, mülkiyenin, adliyenin kılcal damarlarına kadar girip, vakti geldiğinde harekete geçeceksiniz” diye Hoca Efendi’nin talimatı sayfa sayfa yayınlandığında…
Türkiye’nin bir türlü haberi olmadı…

Şimdi de devleti FETÖ’ye teslim edenler Türkiye’yi yönetirken, sevmedikleri on binlerce insanı “FETÖ’cü” diyerek hapishanelere doldurduklarından haberin var mı millet?…
Yok…

Mesela 2004 yılıydı, Reis Kızılay’da otobüsün üzerinden “Hamdolsun AB’ye girme işi de bize nasip oldu” dediğinde, Türkiye’nin AB’ye girdiğinden milletimizin haberi oldu da… 14 senedir giderek AB kapılarının kapandığından, Türkiye’nin Batı dünyasında dışlandığından, AB’ye girme umudunun kalmadığından haberi var mı?…
Yok…

Pekiii…
Tarafsız yargı yoktur, yargı parti genel başkanına bağlıdır…
Devlet yoktur, saray vardır…
Parlamento kendi kendine oynar, işlevsizdir…
Her bir bireyin geleceği sadece iki dudak arasındadır…
Laik çağdaş cumhuriyet bitmiştir…
Haberin var mı Türkiye?…

Dönelim enflasyona; git markete “Fiyatı düşen tek bir ürün var mı?” diye orta yere bağır, varsa yüzüme tükür…
Ama sana “Enflasyon düştü” diyebiliyorlar…

Çünkü asırlardır habersizsin…
Kahırlardan…
Yoksulluktan…
Acılardan…
Çaresiz kalıp kendini yakan-asan babalardan…
Her gece uyanıp uyanıp ağlayan analardan…
Geleceği çalınmış çocuklardan…
Dünyanın başımıza yıkıldığından…
Kandırıldığından…
Aldatıldığından…
Haberin var mı?…
Yok…

O zaman “enflasyon düştü”…
Sana düşmemiş gibi geliyor…

https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/bekir-coskun/asirlardir-habersizim-2783130/?utm_source=yazarlar&utm_campaign=diger_yazilar&utm_medium=diger

Gençlerimizle birlikte geleceğimizi de kaybediyoruz!..
8 Aralık 2018

“99 yılı Konya doğumluyum. Memleketim Bilecik. Annem ve babam, özel eğitim öğretmeni. Eğitim hayatım derslerde fena olmamakla birlikte, öyle süperim de diyemiyorum.
Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi’nde okuyordum, ancak yetersiz bulduğum için bıraktım. Şimdi kendimi geliştirmeye çalışıyor ve daha iyi bir üniversiteye girebilmek için sınavlara hazırlanıyorum.
★★★
En yakın arkadaşlarım farklı üniversitelerde, farklı bölümlerde eğitim görüyorlar. Ancak hepsinin ortak derdi; geçim!.. İkisinin tek geliri, devletten aldıkları kredi. Şu anda 480 lira olan kredi tutarı 2019’da 500 liraya çıkacak.
Diğer iki kardeşim de kredi kullanıyor. Ama onların çok az da olsa başka gelirleri var.
★★★
Bu insanlar neden geçim derdini düşünüyor, daha bu yaşta neden bankalara muhtaç hale geliyorlar ve neden en büyük hayalleri bu ülkeden en kısa sürede gitmek?..
Suç benim ve dostlarımın mı? Onlar bu ülkenin geleceğini kurmayı hiç hayal etmediler mi? Yani demem o ki; gençlerimizi kaybediyoruz. Ne yazık ki onlarla birlikte geleceğimizi de kaybediyoruz.
★★★
Yakınlarımdan biri Fatih Necmettin Erbakan Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde 3’üncü dönem öğrencisi. Malum dersleri çok ağır. Onun da tek hayali; okulu bitirip bilimle uğraşmak. Ama burada değil, Avrupa’da!..
★★★
Öte yandan arkadaşlarımdan Halil, Ticaret Odası’nın kurduğu üniversitede 3 yıl mimarlık okudu. 3’ncü sınıfta Mimar Sinan Üniversitesi’ne yatay geçiş yaptı. Ama gelin görün ki burada okuduğu yıllar sayılmadı. İtiraz edince de “İstersen o üniversiteye dönüp, kaldığın yerden devam edersin” denildi. O da dönmedi! Yani dirsek çürütülerek geçen umut ve alın teri dolu koskoca 3 yılı eriyip gitti! Bunlar hep biraz daha kaliteli eğitim için oldu!..
★★★
Bizim ekibin en hızlısı Seyit, Çukurova Üniversitesi İnşaat Fakültesi 3’üncü sınıfa devam ediyor. Şubat ayında Erasmus ile Polonya’ya gidecek. “Dönersem ancak 2 bin lira maaşlı bir iş bulabilirim. Ama orada kalırsam hem kaliteli eğitim almış olurum, hem de daha yüksek standartlı bir yaşam sürerim” diyor. Bu amaçla harıl harıl Lehçe öğreniyor.
★★★
Ve grubumuzun son üyesi Musa, İTÜ Makine Bölümü 2’nci sınıf öğrencisi. Sanayide usta olan babasının Bağ-Kur’a borçları var. Bu yaz, ameliyat olmak için dönemsel ödeme yaptılar. Ama şimdi yine borç yüzünden tedavi olamıyor. Hanede kişi başına düşen yıllık gelir; yaklaşık 6 bin lira!..
Yani babası vergisini mi ödesin, kiraya para mı bulsun, Musa’ya destek mi olsun? Gel de çık işin içinden!..
Size çevremdeki en yakın halkada yaşananları anlattım. Bunları ekibin hâlâ ülkede kalmak isteyen tek üyesi olduğum için yazdım.
Şimdi sormadan edemiyorum. Bizim gençliğimizin, geleceğimizin hiç mi kıymeti kalmadı da bunları yaşamak zorunda bırakılıyoruz? Ben bir gün güzel Türkiye’de buluşacağımıza yürekten inanıyorum ama gençliğimizin ölümüne karşı çıkmazsak bu nasıl olacak? Okutulan kitaplar, izletilen diziler ortadayken biz o günlere nasıl ulaşacağız…”
★★★
Sevgili okurlarım,
Dün gençliğin içinde bulunduğu sarmalı anlatmaya çalıştım. Ama anlıyorum ki adı bende saklı olan ve sorunlarla boğuşurken gençliği kararan bu değerli okurum kadar çarpıcı yazamamışım.
Ey ülkeyi yönetenler!
Uyanın, uyanın!..
Gençlerimizi kaybediyoruz, onlarla birlikte geleceğimizi de…

https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/ugur-dundar/genclerimizle-birlikte-gelecegimizi-de-kaybediyoruz-2783153/?utm_source=yazarlar&utm_campaign=diger_yazilar&utm_medium=diger