Limon meselesi

Geçenlerde yazdım şifreli…
Anlayan anladı, anlamayanlar için…
Morötesi…
Ultraviyole ve “siyah ışık”

Örneğin…
Yaz uv kalem ile yazacağını açık açık…
GÖZ GÖRMEZ, göremez…
Tut siyah ışık altına, anaaa bu ne?
😊

Çocuklar, gençler bunlar bizimle baş edemez…
Yeter ki yüreğiniz vatan ve millet için çarpsın!

Kalem için:
https://www.amazon.de/edding-Spezialmarker-8280-securitas-marker/dp/B000WGWN52

Lamba için:
https://www.amazon.de/Taschenlampe-Schwarzlicht-Hygienelampe-versteckte-unsichtbare/dp/B00ZFR5E68

Bu arada uzaktan kumanda…
UV ile çalışır.

Eğer bunlar kadınsa, kadın denilenden feragat ediyorum. Bir daha kadın denilen varlığın yüzüne bile bakmam

Yok kardeşim…
Ben kadını…
Türk kadınını çok farklı tanıyor, onlarla gurur duyuyorum…
Bunların aksine…
Türk kadının iffetine güvenirim, bilirim onlar sadece bir kişinin.

Bu site üzerinden de Tayyip ve/veya Türk yayınlarını izleyebilirsiniz…
Bir, iki Almanda var. ÖFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFF….
Bütün önemli almanlar çikiyor!!!

izle

Bu arada…
Fox TV’nin haberleri mümkün mertebe kalan tek yayın.

Kadın milleti değil mi?

Gülümmm,
Kızdın biliyorum…
Turgut Özal’ı bilirsin…
Ben sana hep ne demiştim?
Erkeklerin, çeyrek bile olsa akılları kayar aşağıya…
Bacak arasına…
Doğa kanunu, tabiat dengesi. Değiştiremezsin ki…
Özal’ın küçük Turgut’u olurda benim başım kel mi?
😊
Anla!

dinle

Değmez be, kime dil döküyorsun

Nasılsa herkes yine bildiğini yapacak!
En iyisi susmak.

Bir kahve molası…
Bu arada teşekkürü bir borç bilirim…
Geçen ay bir iniş yaşandı bakalım bu ay nasıl olacak?

Muharrem İnce

Sayın İnce…
Öncelikle partiniz tarafından Cumhurbaşkanlığı adayı olarak gösterilmiş olmanızı tebrik etmek isterim. Büyük bir şereftir. Y-CHP’de olsa, Cumhuriyet Halk Partisi genetiğini, bu parti ve yönetiminin hala içinde taşıdığına inanmak istiyorum.

Öğretmemmişsiniz…
Ne güzel…
Çok sevindim. Haddim olmayarak bir, iki naçizane fikrimi belirtmek isterim. Cumhurbaşkanı adayı olmak, Cumhurbaşkanı olmak ve HERKESIN Cumhurbaşkanı olmak birbirinden çok farklı işlevlerdir.
Siz…
En güç olanı seçtiniz. İnşallah seçilir ve görevinizi laiki ile yerine getirirsiniz.

HERKESIN Cumhurbaşkanı olabilmek çok hassas ve INCE bir iştir…
Her şeyden önce adalet duygunuz çok gelişmiş olmalı, haklıyı ve haksızı…
TARAFSIZ ve aynı zamanda herkese eşit mesafede olabilmek çok güçtür. “Doğru” bir yargıya varmak. Yıllarımı aldı…
Uzun yılları, mesleğimde bu yetiyi kazanmam kolay olmadı. Sizi çok zor günler bekliyor.
Taraf olmakla bertaraf olmak arsında hassas bir dengedir mesafe.

Ülkemizde uzun yıllar içeresinde oluşan dengeleri, menfaat yumaklarını, hâksiz ve adaletsiz birçok konuyu düzeltmek size veya bir başkasına düşecek. Ekonomik çöküntüyü omuzlamak.
Borç batağını kurutmak. Bence…
Öncelikli hedefleriniz arasında parlamenter sistemin tekrar tahsisi yer almalı. Parlamento eski görevlerini tekrar üstlenmeli. Evet, dengeler ve sistem değişti…
Sağ olsunlar, burnundan ötesini göremeyenler sayesinde. Düzeltmek ve özellikle seçim yaslarındaki yanlışları düzeltip ülkenin bir daha böyle bir rezilliği yaşamamasını önlemek öncelikli hedefleriniz arasında olmalı. Yine Tayyip Silahlı Kuvvetleri ivedilikle Türk Silahlı Kuvvetlerine dönüştürülüp, imam, hacı – hoca hegemonyasından kurtarılmalı. Bunu yaparken…
Anayasamızın değiştirilmesi dahi TEKLIF edilemeyecek maddeleri…
Çağdaş hukuk temelleri üzerine oturtulurken, ÖZELLIKLE TSK ile ilgili 34. Madde yeniden düzenlenip Mehmetçiğe…
Sadece gerçekten gerekli hallerde müdahale HAKKI verilmeli. Müdahale etmeyen Mehmetçik ki haliyle kurmay hukuk önünde hesap vermeli. DARBEYE karşıyım, Atatürk bir asker olarak parlamenter sistemi tercih etti. Askeri vesayet olmaz, olmamalı ANCAK asker…
Ülkesini iç ve dış tehditlerden korumakla görevli.
Bu bağlamda…
Dincilerden korkmayın, samimi dini duygular ile hareket eden insanlarımızı arkanıza alarak bu zibidiler ile mücadele etmenin yollarını arayın. Almanya bu konuda gerçekten çok güzel bir örnektir.

Yeri gelecek…
Dindar insan zaten, dinciyi sisteme entegre etmeyi bileceksiniz…
Dışlamadan…
Öğreterek, eğiterek özellikle genç nesiller üzerinde etkili olmaya çalışmalıyız.

Çocuklarımız haklı olarak inançlarını yitirdiler…
Lütfen özellikle bu konulara çok önem vermenizi istiyorum…
1. Kadın
2. İnanç başta olmak üzere toplumsal yaşamda etkili ve etken olan tüm olgulara eşit mesafede yaklaşmanızı ve HALKIN gereksinimlerini dikkate almanız çok önemli. Bize yakışmaz…
Atalarımıza saygısızlıktır…
Sen Hristiyan’sın, sen Musevi, sen Ermeni, sen Kürt’sün vesaire demek…
KAPSAYICI olmalıyız…
Bütünleyici, Atatürk ve ilkeleri…
Lütfen Sayın İnce bu çok önemli.

Umuyorum, evet umuyorum ki bir eğitmen olarak öğretinin değerini bilmenizi…
Cümleyi dikkatli kurmak zorundaydım çünkü kuzu postunda kurt çok gördük, yaşadık bu yüzden bu temenni. Lütfen Sayın İnce…
Eğitim kurulumlarımızda AMA Özellikle üniversitelerimizde bu yerler yine bilimin, mantığın, bilginin birer yuvaları olmalı. Üniversite araştırmalarına, bilimsel çalışmalara ayırılacak bütçe önemli oranda arttırılmalı, iç ve dışarıdan >>> kaliteli <<< eğitim elemanları temin edilmeli. YINE…
Allah, peygamber aşkı için…
Gençlerimiz…
Yetenek ve isteklerine göre üniversitelere yerleştirilmeli. Verimin…
Ancak sevilerek yapılan bir işten alınacağı unutulmamalı.

ERKEK adammışsınız, takdir ettim sizi…
Konuşmanız bunu gösterdi, şimdilik muhalefet şerhimi geri çektim…
Seçilirseniz…
En amansız ama mesafeli ve adaletli izleyiciniz olacağım.

Sanki içime doğdu, daha geçenlerde yazdım

Allah, lilah deyip milleti kandıranlarla o kadar haşır neşir oldum ki…
Başıma yıllardan beri gelenler, tesadüf, şans ile izah edilemeyecek şeyler…
Yine bilimsel yanım ağır basmakla birlikte içimde beslediğim iman…
İnanç…
O kadar yoğun ki iki arada bir derede kaldığım oluyor.

Mantıken izah edilebilecek bir durum AMA ya atalardan kalma öğretiyi ne etmeli?

Yine…
Ya meydana çıkarsa…
Evrende insan denilen akıl, mantık ve vicdan sahibi varlık…
Tek başına değilse(!)

Mevcut düzen…
Sırasıyla Musevi, Hristiyan ve İslami öğretileri ne yapacağız?
Bire bir yaşadım ya, bire bir…
Ben bunları nasıl izah edeceğim kendime, hangi mantık dizininde, hangi gerekçe ile?

Başkaları da var, fizikken mümkün olan ama tersi olmayan…
Enerjiden maddenin oluşması, Big Bang kuramı…
Allah’ım kafayı yiyorum galiba!?

Bilim…
Emin, bilim ispatladı…
Ya sonrası?

Bilinen insanlık tarihi yeni bulgular ışığında yeniden mi yazılmalı?
Çağdaş insanın atası sayılan Cro-Mangon insanı, doğru hatırlıyorsam evveliyatı 40 bin yıl geride…
Bilinen ve günümüze kadar gelebilen dini öğreti…
Musevi kardeşlerimiz, Hz. Musa ve öğretileri 3000 senelik bir geçmişe bakmakta.

Yazacağım kaç günden beri…
İyi ki yazmadım, bugün bir yenisi, daha da eskisi bilgisi geldi…
11.000 sene evvelsine ait insani bulgular…
Rusya’da 1894 yılında bulunan ve bilime o gün bugündür sır olanın bir nevi çözümlenmesi.

İnsan elinden çıkan bir nevi sanat eseri, bir put benzeri…
Bu insanlar ve “medeniyetlerini” dinen nasıl izah edeceğiz?

MUTLAKA oku, incele

Evet, bunu da anlatmıştım. Validemin atalarından duyduğu, ninesinden dedelerinden…
Hani Pre Ademizm…
Bu…
Izahı olabilir(!)

Filipinler’de…
DIKKAT…
709 bin sene öncesine ait insan izine rastlandı.

Aklıma…
Rahmetli babamın hikâyesi gelir…
Kısadan hisse…
Bir adamcağız, kendisi cahil oğlunun okumasını istemiş…
Çocuk gerçekten okulu başarıyla bitirir, bir gün baba oğul yoldadırlar…
Adamın çişi gelir, döner oğluna arkasını tam çişi yapacak…
Oğlu babasına seslenir, baba o yöne ișeme orası kuzey…
Adam döner başka bir tarafa, orası…
Batı, doğu, güney…
Adam artık dayanamaz, yatar sırt üstü yere ve ihtiyacını giderir…
O misal…
Bilgi iyi güzel de…
Ortalığı katarsa birbirine (…)

Oku, Almanca

Bir bilsen, bir bilsen. Ah bir bilsen

Eskiden…
Her an patladı patlayacak, çoluk – çocuk ortada kalacak korkusu…
Son senelerde…
Güç – kuvvet meselesi. KORKUYORUM, her şeyden. Uğraşamayacağım diye…
O kaya…
Çok güçlü ve son derece hızlı bir şekilde erozyona uğradı.

Annem diyor…
“Oğlum çok şükür ne maddi ne manevi kimseye bağımlı değilsin!”
Doğru…
“Sağlığın, en azından kendi işini kendin görüyorsun. Yine kimseye muhtaç değilsin”
Doğru…
“Sakinleş artık ne bu sinir, bu öfke?



KENDIME…
Sinirim, öfkem kendime…
Elin ekmek tutamıyor olması…
En ufak bir şey yaptığım zaman çabucak yorulmam…
Hareket edememem…
Kendimde…
Aradığım gücü bulamamam.

Bu korku…
Bu yaşam şartları altında, bu sinir bu öfke…
Bence normal halime bakınca!

Bunu oku karmaşayı anla

“Terör azar” korkusu ittifak dışında bıraktı
4 Mayıs 2018

Ankara hareketli. Bu hareketlilik cumhurbaşkanlığı adayından çok, milletvekilliği adaylığında düğümleniyor. Şu günlerde parti genel merkezlerinde, TBMM kulislerinde, otellerde, lokantalarda buluşmalar, konuşmalar hep adaylık üzerine.
“İmar rantı” denilince akla ilk gelen İstanbul’dur. Peki bu rant olaylarını gündeme getiren, bunlarla mücadele eden belediye meclisi üyesi sayısı ise üçü-beşi geçmiyor. Açıkçası, bunların başında da 9 yıldır büyükşehir belediye meclis üyeliği görevini de yürüten Hüseyin Sağ geliyor.
Bugün, Reza Zarrab, ünlü bazı iş adamları yargılanıyorsa, Hüseyin Sağ ve arkadaşlarının ceplerinden para vererek açtığı davaların sonucudur. CHP Genel Merkezi’nde, adaylar arasında Hüseyin Sağ’ı görünce, ister istemez imar rantıyla mücadele eden bu meclis üyesinin hakkını teslim etmek gerektiğine inandım.
TERÖR AZACAK ENDİŞESİ
CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi ve Demokrat Parti’nin “seçim ittifakı” büyük umut yarattı. Bu ittifakın içinde HDP ve Vatan Partisi de bulunacaktı. Ancak, AKP ve MHP’nin bu ittifaka çok ağır suçlamalarda bulunacağı parti kurmayları arasında konuşuldu.
Konuyu biraz daha açayım: Vatan Partisi, HDP’yi istemedi. İYİ Parti hem HDP, hem de Vatan Partisi’ni istemedi. Böyle bir karar alınmasında, güvenlik konularından uzman bir ismin parti yöneticilerini bilgilendirmesi etkili oldu. CHP’nin gönlünde, HDP’nin de, Vatan Partisi’nin de ittifak içinde yer alması yatıyordu. Ancak, CHP’nin tek başına bunu istemesi yetmedi. HDP’nin ittifak dışında bırakılmasında ise en büyük etkenin ne olduğunu toplantıda bulunan bir kaynaktan aktarıyorum:
“HDP de ittifak içinde olsaydı, ittifak amacına tam ulaşırdı. Ancak, HDP’nin ittifak içinde yer alması halinde, o günlerde bölücü terör örgütünün gerçekleştireceği bir eylem ya da eylemler, bir anda ittifak partilerine dönük suçlamaların kaynağı olacaktı. Yani, seçim döneminde terör azarsa, bunun sorumlusu olarak HDP’nin içinde bulunduğu ittifaktan cesaret alınmasından kaynaklanacağı, hele AKP ya da MHP’lilere karşı gerçekleşecek bir eylemin sorumlusu da, HDP’yi ittifak içine alan siyasi partiler gösterilecekti. HDP’nin bu ittifakta yer almamasının en önemli nedeni, terörün azdırılacağı konusunda ki değerlendirmeler oldu.”
CHP’DEN DESTEK
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Kılıçdaroğlu’na, “CHP, İYİ Parti, Vatan Partisi” ittifakı önerdi. Cumhurbaşkanı adayının da Kılıçdaroğlu olmasını istedi. Ancak, Akşener adaylıktan vazgeçmeyeceğini açıkladığı için bu konuda gelişme olmadı. Geçen çarşamba günü, CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, Vatan Partisi Genel Sekreteri Utku Reyhan’ı telefonla aradı, “Sizinle birlikte olamayacağız” dedi. Böylece, Vatan Partisi şimdiden baraja takılmış oldu.
Kılıçdaroğlu, aslında Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun parlamentoda olmasını çok önemsiyordu. Ancak, çatı aday konusunda uzlaşma olmayınca, Karamollaoğlu da, partisinin cumhurbaşkanı adayı olarak seçmenden oy isteyecek. Bunun için 100 bin kişinin seçim kuruluna imza vermesi gerekiyor. Saadet Partisi, 100 bin oyu rahatlıkla sağlar. Bunun için başka siyasi parti mensuplarının oyuna ihtiyacı yok. Ancak, Karamollaoğlu’na duyulan saygı nedeniyle, CHP’liler de seçim kuruluna imza vermeye gidecek. Bunun için CHP Genel Merkezi’nden yazılı bir talimat yok. Ama, il örgütlerine örtülü olarak “Karamollaoğlu için destekte bulunun” denildi. Karamollaoğlu’nun yüksek bir imza karşılığı çıkış yapmasının yolu açılmak istendi.
“SIFIR BARAJ” DEDİKLERİ
AKP-MHP ittifakı karşısında, 16 Nisan referandumunda yer alan “Hayır” blokundaki partiler siyasi ve ideolojik farklılıklarına bakmamaksızın nasıl “parlamenter demokrasi lehine” aynı cephede yer almışsa, 24 Haziran seçiminde de “sıfır baraj” cephesinde yer alıyor.
“Sıfır baraj” şemsiyesinde bulunan partiler, ideolojik ve siyasi bir ittifak içerisinde olmak zorunda olmadıkları gibi bu durum böyle bir sonuç da oluşturmuyor. “Sıfır baraj” formülü cumhurbaşkanlığında değil, sadece milletvekilliği seçimi için geçerli.
İttifakın içindeki bir parti barajı geçtiğinde, tümü barajı geçmiş sayılıyor. Dolayısıyla baraj sıfırdır. Her şey d’hont hesabına kalıyor. Tüm partilerin oyları önce 1’e sonra 2’ye sonra 3’e bölünecek, büyükten küçüğe bu rakamlar sıralanacak, ilin milletvekili sayısı belirlenecek. Aslında d’hont sistemini örneklendirmek gerekir. Bunu da seçim konularında uzman isim olan eski bakan Erol Tuncer bize örneklerle ve anlaşılır bir dille anlatacak.

https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/saygi-ozturk/teror-azar-korkusu-ittifak-disinda-birakti-2386349/


Eğer…
Bu partiler vatan – millet söylemleriyle samimiyse…
Ne yapar yapar milli ittifakı destekler!