MUTLAKA OKU, Izmirlimi

Sen kimsin?

Winston Churchill ve Henry Kissinger’la beraber dünya tarihinin en önemli üç devlet adamından biri olan İdris bey, paylaşılamıyor.

Mhp’ye davet edildi, İyi Parti’ye davet edildi, az daha Chp’nin adayı oluyordu, neticede Saadet Partisi’nin belediye başkan adayı oldu.

Bulunmaz Hint kumaşı İdris bey böylesine kapış kapış gidince, asrın liderimiz merak etti haliyle… “Sen kimsin?” diye sordu.

Tanıştırayım…

“Ak Parti’nin alternatifi Ak Parti’dir, Ak Parti’nin hep sevilmesi lazım, hep sayılması lazım, Ak Parti’nin çok iyi korunması lazım ki, zafiyet geçirmesin, Ak Parti nezle bile olmasın, Ak Parti öksürürse Türkiye zatürree olur” diyebilecek kadar, Akp’liydi.
Vatandaşa hitaben “beni görünce sevindiğini nerden bileyim, takla at da göreyim” diyebilen, ilk ve tek devlet adamıydı.
“Dışarda özgürlük yoksa, tutuklanınca niye şikayet ediyorsunuz? Tutuklananlar dışarı çıkmak istediğine göre, demek ki dışarda özgürlük var” diyebilecek kadar, hukuk timsaliydi.
Mantıklı cümleler kurardı, mesela “bizim 3G teknolojisi gibi 3T yapımız var, kadın kolu, gençlik kolu, ana kademe, biz 3T’yiz” derdi… Gerçi kadın-gençlik-kademe gibi kelimelerin T’yle herhangi bir alakası yoktu ama, o kadar kusur kadı kızında bile olurdu.
“Bu topraklar kiralık sebze bahçesi değildir, şekerpancarı tarlası değildir” diyebilecek kadar vatan toprağı şuuruna sahipti.
“Viyana’da Türk hemşehrilerimle ulu çınarın gölgesinde buluştuk” diye anlatırken, terbiyesiz vatandaşın biri “sayın bakanım o ağaç çınar ağacı değil, ıhlamur ağacı” diye düzeltince… “Ben iki ağacı birbirine karıştırmış değilim, o ağaç ıhlamur ağaçlarından daha büyük ve kalın gövdeli ağaçtı, ağacı suçlamıyorum, birileri ağacı suçladı filan diyebilir, bazı şeyleri öngörebiliyorum” diyebilecek kadar, çevreciydi, ileri görüşlüydü.
“Gençliğimde light militandım” diyebilecek kadar, lighttı.
“Şehitlik de gazilik de nasip işidir, bizim Iğdır’a gelmemiz de nasip işidir, aniden karar verdik, geldik” diyebilecek kadar nasip ve kısmetliydi.
“Polisimizin yeni demir copları, vatandaşa sokakta sunulan hizmeti çok daha kaliteli hale getirecek” diyebilecek kadar, kaliteliydi.
“Biber gazımız tamamen bitkisel olup, kalite güvenlik belgesiyle kullanılmaktadır” diyebilecek kadar, organikti.
“Biber gazı parfüm değildir” diyebilecek kadar, hassas koku alma duygusuna sahipti, burnu mükemmeldi.
“1 her zaman 0.9’dan büyüktür, 1 her zaman yarımdan büyüktür, bizim hedefimiz 1’i 1.10, 1.20 ve 1.50’ye yüceltmektir, büyük daima iyidir, o büyüğü 0.75’e indirerek, yarıma indirme planları yapabilirler” diyebilecek kadar, matematik dehasıydı, hesap adamıydı.
“Teröre neyiyle destek veriyor, belki resim yaparak tuvale yansıtıyor, belki şiir yazarak şiirine yansıtıyor” diyebilecek kadar, sanatseverdi.
“Türkiye’ye atılan hava mermisiyle, Ankara’da yazılan makalelerin bir farkı yoktur” diyebilecek kadar, basın özgürlükçüsüydü.
“İstanbul’da oturmuş köşesine, almış kalemini eline, içiyorsa purosunu, içiyorsa içeceğiyle beraber, gökyüzünün derinliklerine, denizin maviliklerine, bahçelerin yeşilliklerine bakarak yazı yazanlar, büyük ulema, büyük mütefekkir grubu, ağzına tıkarım o yazıları senin!” diyebilecek kadar, romantikti, hoşgörülüydü.
“Kimin ne sözü varsa söyleyebiliyor, en anlamsız, en absürd düşüncelere bile bu ülkede yer var” diyebilecek kadar, farkındaydı!

Bunların hepsini Akp çatısı altında yaptı, Akp’nin bakanıyken söyledi.

Asrın liderimizin imam hatipten sınıf arkadaşıydı, bizzat asrın liderimiz tarafından danışman yapıldı, İstanbul belediyesine genel sekreter yardımcısı yapıldı, Akp kurucusu yapıldı, Akp genel sekreteri yapıldı, milletvekili yapıldı, içişleri bakanı yapıldı, Ordu Ünye’de otogara ismi verildi, İdris Naim Şahin Otobüs Terminali yapıldı, 900 senelik tarihi geçmişi olan Aybastı Perşembe Yaylası güreş alanına ismi verildi, İdris Naim Şahin Er Meydanı yapıldı.

Ve sanki bunlar İsmet İnönü döneminde yaşanmış gibi, asrın liderimiz çıkmış diyor ki, sen kimsin?

Tanıştırayım…
“Dünya lideri ülke” vizyonunuzun eseridir.
Sayenizde, memleketin başına musallat ettiğiniz tiplerdendir.
Sadece bize değil, asıl asrın liderimize müstahaktır!

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/yilmaz-ozdil/sen-kimsin-5-3780937/

Dünya çalkalanıyor, piyasalar altüst. Şaşırdık mi?

Dün Tayyipistan piyasasına, yani borsaya INGILIZ çok fena girmiş…
Açmışık bacaklarımızı…
Ohhh…
İsteyen, istediği gibi girip çıkıyor…
Satılıyoruz, SIKILIYORUZ ama herkes memnun halinden!

Ben yatazoz…
Biraz uyuyabilirsem belki toparlarım kendimi!
😊
Gazete…
Hem öyle hem böyle en güzel uyku ilacı!

Onore (onurlandırmak) mı etti YOKSA

Bu pezevenk…
Acaba ağzından çıkanı kulağı duyuyor mu?
Gerçekten merak ettim!

Geçenlerde o kadar takdir ettim ki Orman ve Tarım Bakanlığını…
Foto kapan ile…
Ülkemizin vahşi yaşamını belgelemiş. Ne güzel görüntüler ne kadar güzel.

Ya…
Gönül istemez mi düzgün bir yönetim…
İstemez mi huzur, gönül bunu istemez mi?

Ya…
Ben, Önder Gürbüz…
Binlerce sayfa ana, avrat küfür edeceğime, sövüp söyleneceğime istemem mi…
Ya, istemem mi gurur duymak, yukarıdaki gibi güzel bir girişimi, galiba 1500 civarında foto kapan ile görüntü yakalanmış. İstemem mi övünmeyi, istemem mi?

Gel gör ki, MÜMKÜN değil…
Konuşuyor yine, laf ebesi, ağzından çıkanı kulağı duymuyor…
Onunu dinleyen HAYVAN daha beter…
Bay Kemal…
Sanki o yönetiyor memleketi, bağırıp – çağırıyormuş falan…
Ya O mu Sen mi?

Vaktidir, saati…
Yapayım yine toplu bir katliam, hem başlayıp bitiremediklerimi toparlamış olayım…
Hem fırsat bu fırsat, iyiyim, ilaçların iyisi…
Hem…
Ne kadar sürer bilemem tabi ama şu an jet gibiyim.

DownGrade ile başlayalım…
Hani araba, yeni aldığım. Köşeli, benim gibi…
Kadında severim yuvarlakları, dolduracak gözü, gönlü…
Erkeklerde veya erkek müsveddelerinde demiş olalım…
Bilirsin topu, yuvarlağı…
Ne anlama geldiğini değil mi?

İşte senin baş tacı ettiğin onlar gibi!

O öyle ya öteki?
Hani okyanus ötesindeki…
Bak, demokratlar yeterince delil toplamış, s.ktir edecekler herifi…
Makamın da azledecekler bir başka … vereni(!)

Tabii orası Amerika, yasa var yasa…
Kanunlar, yürekli hâkim ve savcılar!

Bilmem bu dünyayı kaç def turladım, inan kilometrelerin sayısını unuttum…
Külüstüründen, yeminle döküleninden, benim gibi püf desen dört tekerleği yana kayacaklardan…
Ne arabalara bindim, kullandım. Anlatsam inanmayacaksın…
Bir izlenimim, tabii Tayyipistan için geçerli olmaz…
Bildiğim kadarıyla eğer yiyorsa araba kullanmak, dayanabiliyorsan yakıt, sigorta fiyatlarına…
Motorun hacmi…
En fazla 1,6 litre…
Paran varsa o başka, ona bir diyeceğim yok tabii.

Bak kardeşim…
Senin gibi bir insanım, maddiyatım, maneviyatım sen neysen bende oyum…
Her Allah’ın günü çekemem altıma araba…
Hani kedi…
Erişemediği ete mundarmış der ya, bakmam çarşı pazara…
Tabii araba elim, ayağım. Mecburen gittim baktım…
Ana, ula bu ne ya?

Alışığım iki litre hacme…
En az 2 litre, araba ve çekişi. Boş ver beygir gücünü, sen bak hacme…
İki litre ve üstü neredeyse yok piyasada, Tabii senin, benim gibi insanların kullanacağı arabalardan bahis ediyorum.

Hemen internette kısa bir araştırma, tabii sordum da pazarlamacılara…
DownGrade diyorlar buna…
Yani, Türkçe söyle tercüme etmiş olayım:

Attan in, eşeğe bin!

Yükseltiyorlar beygir gücünü, hacmi küçültürken…
Arabanın hacmini şöyle düşün, dalış yapacaksın denize…
Derin bir nefes alıyorsun akciğerlerine, çekiyorsun içine…
VE bu yine tıbben bilinen bir gerçek, her insanın akciğer hacmi değişken…
Bir alt, en alt birde en üst seviye var örneğin yüzücülerde…
Nereden biliyorum tüm bunları?
Akciğerlerim kardeşim, akciğerlerim su dolu…
Çok büyük sorun yaratıyor bana, bir ihtimal olacak sebep eşek cennetine gitmemde…
İşte…
Akciğerlerinin hacmi küçükse sen istediğin kadar iyi bir dalıcı ol, istediğin kadar iyi…
Güçlü, kuvvetli…
Hacmi büyük olan sollar seni!

Neden anlattım şimdi bütün bunları sana?
Bilen bilir beni, var bir nedeni!

Vardı iki litre, buldum sonunda…
Dikkat…
KAZASIZIM, yıllardan beri…
Kaza yaptığım araba, üç ayda bir ödüyordum 249 Euro sigorta. 140 beygir gücünde…
Ok gibiydi mübarek, ağırda olmadığı için çok seriydi. Gittim aldım ayni arabanın 1,6 litreliğini…
116 beygir gücünde, ödeyeceğim sigorta 183 lira…
Ha, eskisini aratıyor mu bana?
Tabii ama bu yaştan sonra bana sürat değil rahat lazım, ekonomik bir araba!

Milleti kazıklıyorlar, kandırıyorlar insanları…
Hani dizel sorunu Almanya’da, onun gibi…
Göz boyama!

İnsanız, insan…
Hepimiz önce bakarız ambalaja…
Ben bilerek aldım, aldığımı ya sen…
Sen bilerek mi seçiyorsun seçtiğini?

EMINIM…
Birçoğunuz hala anlamadı, hala idrak etmedi kiminle dans ettiğini!


Benim iyiliğim bu kadar, yarına devam. Saniye ya saniye sonrası belli değil

Pek iyi değilim dostlar, ağrılar…
Tam kendine yakışan bir laf etti, iki dakika önceydi, unuttum…
Kendimi toparlayamıyorum. Trump ile ilgili yazacaktım, değerlendirmelerimi…
Yazar, çizer – televizyon falan yine konuşuyorlar, Kahpe gibi AMA…
Tablonun tümünü gözetmeyerek, INAN biraz kendimi toparlarsam…
Yazacağım düşüncelerimi!

SAMAN, unutmayayım diye kendime not…
Samani yazacağım, yok senin düşündüğün, beklentilerin doğrultusunda değil…
SÖZ VERIYORUM…
En azından şaşıracak AMA belki sana, bir girişimciye bir iş imkânı doğacak…
Belki…
Vereceğim bilgi ile insanlara iş imkânı doğacak!

HEM çevreci hem güvenli hem geleceğe…
Öyle bir yatırım ki…
Ah keşke, keşke bir girişimci bu bilgiyi değerlendirse!


Devam edecek…