Papatya

İyi geceler…
Önderi zor bir hafta bekler…
Uykum geldi, bebek gibi…
Bir, iki saattir uyukluyorum sütçü beygiri misali…
Ayakta, daha doğrusu yattım televizyon karşısında…
İnanır mısın, eskiden iş benden korkardı, artık ben korkuyorum, toparlayamıyorum kendimi.

İyi ki varsın, maneviyatın…
Destektir bana, kalbimdesin, aklımda…
Her an yanımda…
Ne ettin kadın bana?
Hakkın yok buna, of çok fena uykum geldi…
Gel kollarıma, sarılayım sana…
Ol döşeğimde, yanımda güzel papatya.

İyi geçler gülüm…
Yazabilirim, yazamam merakta kalma!

Kudüs, benim için başlangıç ve bitiş noktasıdır

Şahsi görüşüm, paylaşırsınız, paylaşmazsınız o başka…
Ve yine bu kelimeleri yazarken içimde bir Allah korkusu, tedirgin etmektedir beni…
KORKARIM…
Yanlış öğretmekten, çekinirim sözlerimin yanlış yorumlanmasından…
Günahtan korkarım çünkü bir din bilgini değilim, SADECE bir insanım…
Iman sahibi…
Yine de yazmaktan geri duramam çünkü biliyorum, EMINIM o kadar çok yanlış bildiğimiz doğrular var ki bir yerden başlamak lazım düzeltmeye, karınca kararınca…
Dilimin döndüğü kadar!

Sürçü lisan edersem af ola…
Yanlışsam…
LÜTFEN bilen bilmeyeni düzeltsin, bunlar “sadece” düşünceler, görüşler…
Bana yazsın…
Gerçeklere, bilimsel gerçeklere uygunsa düzeltmeyi yayınlar, yürekten özür dilerim.

Bilindiği üzere ki defalarca getirmişimdir dile…
O…
Kalem gibi, muhasır, estetiğin bir şaheseri minareler…
Bir Türk eseri, Türkler icat etmiş…
Osmanlı p.çleri Arap mimarisine özenir…
Ve yine, belki bilmiyorsunuz bile…
EMINIM, bilmiyorduysanız çok şaşıracaksınız…
Ay yıldız…
Bir Türk icadı, yok Kosova muharebesi yok bilmem ne…
Çok güvendiğim bir kaynağa göre ki açıklaması mantıklı, düşünceler dizini…
Tutarlı…
Soruyorum, YOKKK kandırmaca, aldatmaca YOK…
Gözlerini kapa ve cevap ver…
Türkçesini bilmiyorum, dişemek diye tercüme veriyor (Zacken) hani yılız çizerken köşeleri, uçları…
Yıldızımızın kaç ucu var?

Mızıkçılık yapmak yok, hafızadan…
Doğrudan cevap ver bana?

Örneğin Yahudi Yıldızının altı ucu var…
Davut Yıldızı…
Bizim…
Beş, sana bir şey hatırlattı mi beş rakamı?

Türkler Müslüman olduktan sonra…
EVET…
Bir simge bu simgeyi tasarlamışlar, bilimsel kanıtlanmış, ispatlanmış…
Islamın beş şartı…
Durrr…
Daha bitmedi…

Hilal…
Hilal neyin simgesi biliyor musun?
Allah için, Allah rızası için tutulan oruç…
Son günlerinde yarımay…
Ramazan ayının son günleri…
Tabii unutulmamalı gezegenlerin, yıldızların kısaca astronominin değişkenliği…
Evet bayrağımızda O güzel ay ve yıldızımızın neleri simgelediğini biliyor muydunuz?

Ve yine…
Nice Müslüman ülke bizlerden esinlenerek ay ve yıldıza sahip çıkmıştır…
Türkün yaratıcı gücü…
DIKKAT EDINIZ….
Birçoğu beş uçlu!

###
Benim için esas olan Kur’an-ı Kerim. Mezhepçiliği ret ederim…
Güzele, iyiye, insana faydalı olana inanırım…
Felsefeye…
Mevlâna, Hacı Bektaşi Veli, İmam-ı Azam ve görüşleri…
Onlar gibi dinimi bana anlatana…
Allah’ı…
İnsanı, doğayı anlatana…
Hz. Ali’nin sözlerini değiştirerek, 40 yıl kulu kölesi olurum.

MENÂKIB-I IMÂM-I A’ZAM
620 sayfa:
http://www.sivas.info.tr/dokuman/semsisivasikulliyati/menakib.pdf

İMÂM-I AZAM EBÛ HANÎFE ÖZEL SAYISI
504 sayfa:
http://www.islamhukuku.com/Uploads/Sayilar/islam%20hukuku%20dergisi%2019545.pdf
###


Neyse gerisi önümüzdeki günlerde…
Ancak…
Lütfen yayınladığım o belgeseli izleyiniz…
Yoksa ne demek istediğimi anlamanız mümkün olmaz!

Ve yine…
Lütfen okuyalım, makalenin birçok yeriyle hemfikir olsam bile…
Kesin…
Yanlış dememek için eksik yanları var!

MUTLAKA OKU

Devam edecek…

Ulan NAMUSSUZ adi

Eve geldim bazı evraklar lazım oldu…
Hay bakmaz olaydım, haberlere bir göz atayım dedim…
Birde utanmadan kendine Reis dedirtiyor pezevenk…
Reis!

Ananın bilmem nesi!

Üç tarafı deniz olan ülkede tek Türk limanı bırakmayan…
KAYIKCININ oğlu…
Kimse yanlış anlamasın, bende bir tornacının evladıyım…
Esas olan erkeğin evine helal lokma getirmesi…
Kimse ile, hele ekmek parasını kazanış şekli ile alay etmem. Anam soğan…
Babam sarımsak…
El emeği, göz nuru ile büyüdük…
Hepimiz, iğnenin ucu ile!

Meselem…
Pezevenk ile, yalan – dolanıyla…
Akdeniz’de…
Türk’ün denize inmesi engellenmek isteniyormuş. Ulan Barbaros Hayrettin Paşa…
Hayatta olsaydı Fatih Sultan Mehmet…
Ananı, avradını…
Sülalende ne kadar türbanlı orospu varsa düz geçerdi, namussuz…
Adi pazarlamacı seni, namussuz rezil, haysiyetsiz, şerefsiz pezevenk seni!

Dedem satmıştı limanları değil mi?

Ben kaçtım, Almanların bir dini bayramı vardı…
Ölmüşleriyle ilgili, dün alışverişe gittiğimde bir çiçek manzumesi gördüm çok hoşuma gitti…
Kalp şeklinde bir aranjman…
Bayıldım…
Hemen aldım, telden ama çok güzel. Sevdama, sarı pipimede alayım dedim. Üstünde bir haç…
Olsun çıkarırdım…
Mermerden oydurmuştum kalbimi, çaldılar…
Müslüman mezarlığında hırsızlar…
Almadım, vazgeçtim sadece Oma’ya…
Görüyorsa beni sevinir.

Oradan Oma’ya gideceğim var bazı işlerim…
Yarına hazırlık, kar – yağmur yağmadan odunları küçültmeliyim…
Yarından itibaren, hep diyorum bana müsaade, dayanamayıp yine yazıyorum…
😊
Bu sefer müsaade istemeyeceğim, fırsat oldukça yine yazacağımı bile bile…
Hadi bana güle güle!

Hem gülüyor hem anlatıyor. Öyle güzel anlatıyor ki saf, saf çocuklar yere yattı gülmekten. Sisi meselesi, ben…

Hala kendimi Süpermen sanıyormuşum…
Kahvaltıdaydım…
Hanımda dedi dün zaten…
“Her şeyin üstleniyorsun…”
Keyfimden!?!

Yeminle bak hatırlamıyorum, kardeş küçükken ve hala…
Avusturya kraliçesi Sisi hayranı…
Kardeşle araba ile Türkiye’ye izine gitmişiz, yeminle hatırlamıyorum…
Sadece ikimiz…
Avusturya’yı çok seviyor ya…
Yarım günlük gecikme pahasına, O gündüz gözüyle Avusturya’yı görsün diye…
Biz Avusturya’dan geçerken uyukluyormuş, başı öne düşecek gibi oldukça…
Yiyormuş benden tokadı ağzına…
Karıya bak ya, hem gecikmeli gidiyorum, günler sayılı hem uyukluyor!
😊

Bu sözleri çok nadiren duyarsınız ağzımdan veya okursunuz kalemimden…
Ağacı kesmek için gelen çocuklar, bakma çocuk dediğime, 30 – 35 yaşlarında…
Evli, çoluk çocuk sahibi…
Aldıkları her kuruşu hak ediyorlar, her bir kuruşu…
Ağaç 17 metre dolaylarındaymış, 3 metreküp odun çıktı…
Yüzer liradan üç yüz, elli liraya kestirmiş oldum ağacı(!)

Korkudan aklim gitti, insanlara…
Etrafa bir şey olacak diye, nasıl kalkarım üstesinden?

Diğer ağcılarda bu boyda, kendi küçük ormanım…
Kabaca kestiler…
Ne sobalık ne şöminelik, haftaya…
Hafta boyunca kendim küçülteceğim. Bir şekilde spor yapmam gerekiyor, bir şekilde…
Çok fena hamaldım, yok kiloma dikkat ediyorum…
Olmasa bile artık hatunlar ile ilgim, kiii…
Yeminle…
Bilimsel, anatomik araştırmalar yapıyordum hep…
Doktorculuk oynuyorduk…
😊
Bilim adına fedakârlık gösteriyordum yani…
Kiloma, çoğu zaman üstüm – başıma dikkat ederim.

Ağaçkakan, ağaçkakanın geometrik çalışmasına bakar mısınız?
Resmen dört köşe!

Kendim kesmeyi düşünüyorum…
Dedim de bu sabah kahvaltıda, bir gülüşme…
😊
Cesaret edemedim, hanıma dün telefon ettim…
Kadın…
İyi ki kesmeye kalkmamışım!

Bu şekilde kesmeyecektim zaten, onlar profesyonel…
Türk usulü, Önder işi…
Altında kalabilirdim de yani, beş parçada ağacı kestiler…
Ben beş metreden bir keresinde!

Kendimi de dahil ederek…
KENDIMI…
Bizler böyleyiz, sanıyoruz ki her b.ku yapabiliriz…
Yap da göreyim, bende en azından gerekli hallerde mantık giriyor araya…
Kendime dur diyorum, YAPAMAZSIN…
Üstesinden gelmezsin!
NOKTA

Ruh ikizim, badem gözlü ruhu sapığım

Çok tehlikeli bir kadınsın…
İtiraf etmeliyim…
Şimdiye kadar hayatıma giren en tehlikelisi, hem akıllı…
Hem…
Duygusal yönden bir kadın, çok, çok, çok tehlikeli…
Adanalı seni…
😊
Adana’nın acısı, baldan tatlı!

Evet…
Bence de danışıklı dövüş, müsaade et yazayım düşüncelerimi!

Senaryo üretmek, görevim. Hayal ürünleri, uçuk – kaçık değil veri bazında, gerçekler temelinde olasılıkları tasarlayarak gereken önlemleri almak

Bunun için eğitildim…
Evet bir kuram, henüz kimi soruların cevabını bulamamış olsam bile…
Dönen dolapları anlamak, en azından anlamaya çalışmak azmindeyim…
Kimi tezatlar var, çelişkiler…
Ancak unutulmamalı ki karşımızdakiler bildiğimiz akıl, mantık süzgecinden…
Deneyimler ile, bazen, kimi acı tecrübeler ile elde edilen ve uygulamaya konan “geleneklerden” çok uzak!

Tekerleği…
Yeniden, yeniden, yeniden icat etmeye çalışanlar!

İlk anda düşüncelerim uçuk gibi gelebilir size, üzerinde düşünecek olursanız…
Hani, belki hemfikir olabiliriz.

Arap gazeteci…
Ve…
Tabii ki bir kimsenin yabancı bir ülkede > siyasi nedenler ile < öldürülmesi küçümsenecek bir şey değildir. Ama Washington’dan, İstanbul’a yönlendirilmesi…
Bu pezevengin dünya çapında imaj yitirmesi ki uluslararası basından bu konuda çok takdir toplamış…
Ve yine >>> görünürde <<< ABD – Suudi ilişkilerinin üst düzey bir dönemde olması…
110 milyar dolarlık silah ticareti…
Sonra damat meseleleri…
Trump damadı ve Suudi ilişkisi, Israil ile samimiyeti…
Bizimkini şimdilik geçelim, milli ve de yerli damadı…
Bu ve buna benzer birçok şey aslında düşüncelerimi çürütecek nitelikte…
Buna rağmen yazmak istiyorum aklımdan geçenleri!

Durup dururken, ya hiçbir neden yokken…
ABD’nin daha doğrusu Trump’ın Iran konusunda Tayyipistan’a imtiyaz tanıması…
Nasıl değerlendirilmeli???

Tabii doğruysa, bilmiyoruz ya bademlerin söylemesi…
Okyanus ötesi için iki önemli etken dikkate alınmalı…
Söylenene, haberlere bakılacak olursa şimdiye kadar hiç görülmemiş bir şekilde…
Gelecek seçimlere katılım varsayılmakta…
DIKKAT…
Hep yazarım, hep söylediğimdir…
Batılı siyasetçi…
Tövbeler tövbesi, Allah’tan korkar gibi kendi ve / fakat / AMA…
Dünya kamuoyundan korkar, çekinir yani. Tabii öncelikle kendi muhtemel seçmenlerinden…
Entelektüeller…
Yok entel, dantel geçinenlerden bahis etmiyorum…
Trump zorda…
Yemen gibi konular, özellikle bebelerin aç – susuz kalması bati kamuoyu vicdanini çok rahatsız etmekte. Sonra…
Birdenbire ABD ve Çin’in öpüşüp – koklaşması…
Tüm bunlar entelektüellerde rahatsızlık uyandırmakla birlikte, bizim aksimize…
Bu insanlar kendi kamuoyu üzerlerinde etkili…
VE…
Kimi önemli basın kuruluşları, görsel veya basili bu görüşleri paylaşmakta…
Kısacası…
Kamuoyu oluşturuluyor. Yine hep yazarım…
Bizler burnumuzun ucunu bile kimi zaman göremezken…
Batılı…
Siyasetini kısa, orta ve uzun vadeli gerçekleştirmekte…
Al gülüm ver gülüm meselesi…
Kahpedoğan için imaj düzeltilmesi, mükâfat Iran ile ticarete devam…
ABD, Trump için…
TÜM DÜNYA NEZDINDE, diğer batılı müttefikler ile birlikte…
>>> Suya, sabuna dokunmadan <<<
Suudi köpeklere gözdağı!

UNUTTULMAMASI GEREKEN ve hep aklınızın bir köşesinde bulundurmanızda fayda olan

ABD’de…
Köklü bir devlet devamlılığı esastır…
Öyle Trump veya kahpe gibi…
Bizde olduğu gibi bir zibidi gelip ortalığı tarumar edemez…
O karar alabilir, kimi g.t kili uygular AMA devlet kurum ve kuruluşları…
Özellikle istihbarat ve güvenlikle ilgili birimler > el atlından < kendi gerekli gördüklerini yaparlar…
Ve bu durum çok bariz bir şekilde ABD’de dışa vurmuş vaziyettedir!


Bak unuttum…
Halk Bank, Atilla meseleleri gibi…
Döviz…
Hiza kardeşim hizaya sokma…
Alt tarafı bir ayı, bir Kasımpaşa ayısı…
Güce boyun egen bir ezilmiş…
Güce biat edinmeyi kendine ilke edinmiş!

Allah’a çok şükür, çok şükür Allah’ıma

Kazasız, belasız kesildi ağaç, korkudan üç buçuk attım…
Ne dua ne dua, ne dualar…
Yüreğim ağzımda…
Yeni geldim, korkudan, heyecandan ilaçlarımı unuttum…
Iki saat gecikmeli içtim, zaten berbattım…
Sahken şahbaz oldum.

Gerisi yarına veya biraz daha iyi olursam…
Çok kötü!!!

Ne yapayım kardeşim söyle ne yapayım?

Tutuklayacak mısınız beni…
Tayyip zindanlarına mı atacaksınız?

Unutmayın emi Diyarbakır zindanlarını, ölürüm, dayanama…
Ama…
Gebermeden oradakileri öyle bir eğitirim ki…
Görürsünüz ananızınkini!