Bir şey var aslında, bir muhalefet şerhi…
Ancak şimdilik bende kalsın.
Bu pezevenkle başa çıkabilecek karakterde…
Okuyorum…
İyi…
HDP’yi itemez, Vatan hepten terk eder…
Kimse kimseyi beğenmez…
BBP zaten AKP’nin çakması, MHP kahpenin teki…
Meral ister kendisi olsun cumhurun başı…
Ya vatan – millet sadece sözde…
Y-CHP…
Onu hiç sorma…
Anlayacağın tam bir karmasa AMA…
Sayın Çölaşan’a hak veriyorum, vakit birlik vakti…
Oy…
İnce işlere…
Allahtan temennim, kim gelirse gelsin…
Çete başından ve çetesinden HESAP sormalı…
HESAP!
Önce Sayın Çölaşan’ı oku sonra İzmirlimi
—
Kapris yapacak günlerde değiliz
4 Mayıs 2018
Sevgili okurlarım, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı bir aksilik çıkmadığı takdirde bugün açıklanacak.
Dün itibarıyla bu konuda Muharrem İnce’nin ismi geçiyordu, bugün resmen açıklanması bekleniyor.
Bu işin en başından beri şunu savunduğumu hepiniz bilirsiniz:
“Aday kim olursa olsun… İster Ahmet ister Mehmet… Türkiye’nin bu ortamında isim tartışması yapmanın gereği yoktur.
Hepimiz, ismi açıklanan adayın etrafından birleşmek ve kenetlenmek zorundayız.
Ben Ahmet’i sevmem, Mehmet’i isterdim!..
Benim gönlümdeki Mehmet madem ki aday olamadı, o halde Ahmet’e oy vermem deme lüksüne bu saatten sonra hiçbirimiz sahip değiliz.
Bunu diyecek olanlar varsa gidip oylarını Recep Bey ve partisine versinler…
Unutmayalım, köprüden önceki son çıkıştayız ve ufukta başka bir çıkış görünmüyor…
Dolayısıyla bu kaprisleri yapmak, sonuçta AKP ve Recep Bey’e oy vermekle eş değerdedir.”
* * *
İYİ Parti’nin böyle bir sorunu yok. Meral Akşener onların tartışmasız adayı.
Onu hem seviyorum, hem de saygı duyuyorum…
Çok büyük hatalar ve yanlışlar yapmadığı sürece oyum CHP’yedir…
Ama ikinci adayım Akşener’dir.
Partisiyle birlikte iyi bir mücadele verdi, karşımızda bazen zarif bir ev hanımı, bazen kabadayı bir erkek gibi yer aldı, saldırılara pabuç bırakmadı.
Sanırım partisiyle birlikte toplumun da saygısını yeterince kazandı.
* * *
Ama burada bir kez daha yineliyorum:
Keşke bu 100 bin imza olayına girmeseydi.
Aslında YSK (Yandaş Seçim Kurulu) İYİ Parti’yi milletvekili seçimine sokmayacaktı. Kararı iki gün ertelediler ve tam da o pazar günü CHP’nin hiç kimse tarafından hissedilmeyen ve beklenmeyen kararı patladı.
15 CHP’li milletvekili geçici olarak İYİ Parti’ye transfer edildi, Meclis’te 20 kişilik Grup kurması ve bu yolla seçime girmesi sağlandı. Meral Hanım’ın cumhurbaşkanlığı için 100 bin imza olayına girişmesini başından beri eleştiriyorum zira riskli bir iştir.
Boşuna enerji kaybıdır.
* * *
Bu işler hiç belli olmaz.
Bakarsınız ki Yandaş Seçim Kurulu açıklama yapmış:
“İmza sayısı 99 bin’de kalmıştır.”
Gerçi bu durumda bile partisinin milletvekili seçimine, kendisinin cumhurbaşkanlığı seçimine girmesi olumsuz etkilenmez ama AKP ve MHP bu kozu kendilerince kullanırlar:
“İşte, 100 bin imza olayında bile çuvalladılar!..”
Dilerim ve umarım bu imzaları bulsunlar.
* * *
Aynı risk Vatan Partisi için de geçerli. Genel Başkanları Doğu Perinçek’in cumhurbaşkanlığı adaylığı için şimdi onlar da 100 bin imza peşinde olacak…
Ancak onlar haklı…
Çünkü başka seçenekleri yoktu.
BAY BAHÇELİ KİMİ İHBAR EDİYOR?
Sevgili okurlarım, gemisini karaya oturtan Devlet Bahçeli şimdi başka gösteriler peşinde!..
Toplumun kafasını karıştırmaya ve korku yaratmaya çalışıyor.
Dün gazetecilere söylediği şu sözlere bakar mısınız:
“…FETÖ darbe hareketinden 15 gün sonra OHAL kabul edildi ve uygulamaya konuldu. Çok sayıda Silahlı Kuvvetler ve Emniyet mensubu ile öğretim kadroları ve eğitim sektöründe önemli uzaklaştırma ve görevden almalar oldu.
Bunların bir de aileleri ve çevreleri var…”
Sonra topu İçişleri ile Adalet bakanlarına atıp çağrıda bulunuyor:
“Merak ettiğim konu şudur. AK Parti’nin Adalet Bakanı ile İçişleri Bakanı, FETÖ’nün seçmen ayağı üzerindeki etkisini bugüne kadar takip etmiş midir?.. Ne kadar ByLockcu var, ne kadar görevden alınmış olan var, ne kadar uzaklaştırılmış olan var, bunların ne kadar yakını var? Bunların hepsi aynı aday etrafında düğümlenip
100 bin’i tamamlayacaksa, o zaman Türkiye açısından önemli bir sonuç elde edilmiş olur…”
Türkçesi gerçekten bozuk ama şöyle diyor:
“Bu 100 bin kişinin içerisinde eğer FETÖ ve PKK desteği ile veya buna benzer imkânlarla bir aday taraması yapılacaksa, o zaman FETÖ’nün seçmendeki siyasi ayağının hangi aday etrafında toplandığı hakkında bir kanaat oluşabilir. Burası önemlidir…
Acaba Pensilvanya’dan bir talimat gelip 100 bin kişiyi falanca adayın etrafında toplayınız derlerse, FETÖ benim en kötü şartlarda bile 100 bin taraftarım var hâlâ Türkiye’de derse ne olur? Bunları çok yönlü düşünmek lâzım.”
* * *
Uçuk, saçma sapan, yakışıksız ve mantıksız ifadeler…
Bay Devlet Bahçeli bozuk Türkçesi ile söylediği bu sözlerle İçişleri ve Adalet Bakanı’na seslenip ihbarcılık yapıyor.
Kendi genel başkanları (ve özellikle Meral Akşener için) 100 bin imza vermesi öngörülen kitleleri önceden ihbar edip şöyle diyor:
“Bunları iyice araştırın ve soruşturun bakalım, içlerinde FETÖ ve PKK’ya yakın olan kimlerdir!”
Henüz sandık başına gitmemiş imzacı seçmenleri şimdiden zorda bırakmaya kalkışıyor…
Ve şimdiden korkutup önlerini kesmeye çalışıyor!
Bu yasayı senin iktidarın çıkardı muhterem beyefendi, ayakta mı uyuyorsun, ne dediğinin farkında mısın sen!
Böylesine çirkin ve anlamsız bir çağrıda bulunup imza verecek olanları ihbar eden bir parti genel başkanı, Türkiye’de bugüne kadar hiç görülmemişti.
Yahu ayıptır be, gerçekten ayıptır.
https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/emin-colasan/kapris-yapacak-gunlerde-degiliz-2386282/
Kurnaz zannettiğin aslında salağın önde gidenidir
4 Mayıs 2018
Tommiks.
Mevzu Dakota’da geçiyor ama…
Aslında İtalyan’dır.
*
Teksas.
Zagor.
Kaptan Swing.
Mister No.
Teks.
Hepsi “kurtarıcı” öyküleridir, hepsi adalet, özgürlük savunucularıdır.
Hepsi İtalyan orijinlidir.
*
Çünkü düpedüz, örtülü Amerikan propagandasıdır… Hepsinin İtalya’da, hepsinin aynı tarihlerde üretilmiş olması tesadüf değildir. İkinci dünya savaşı’ndan sonra, ABD’nin ve NATO’nun merkez üssü’dür.
Superman, Batman, Spiderman gibi efsane karakterleri yaratan Amerikan çizgi roman sektörü, Tommiks’i Zagor’u beceremez miydi? Elbette hasosunu becerirdi. Ama, kültür transferini bu kadar kısa sürede, böylesine yaygınlaştıramazdı. Avrupa kaynaklı olunca, Türkiye başta olmak üzere tüm kıtaya salgın gibi yayılıverdi.
*
Red Kit neden Belçika doğumludur sizce?
Dünyanın en sevimli Amerikalı kovboyu neden Belçika üretimidir?
İlk yayın tarihi 1946.
Savaş bittikten hemen bir yıl sonra.
*
Bazen, hiçbir şey göründüğü gibi değildir.
*
Mesela, Temel Reis.
Ispanak yiyor, pazuları şişiyor, Kabasakal’ı bir yumrukta uçuruyordu, televizyonda Temel Reis’i seyreden annelerimiz de habire ağzımıza ıspanak sokuşturuyordu.
Halbuki, 85 yıl önce ilk çizildiği döneme ait “virgül hatası”ydı. Bir kilo ıspanakta 30 miligram demir var diye biliniyordu. Sonradan anlaşıldı ki, sadece üç milligram var. Mercimekte, yumurtada katbekat fazla demir vardı. Yani, haybeye yemiştik onca ıspanağı!
*
La Fontaine mağduru olan karga’ya da oldum olası çok üzülürüm doğrusu… Malum, kurnaz tilki zekasını kullanmış, sesin ne güzel demiş, şarkı söylemesini istemiş, ağacın dalında tüneyen saftirik karga inanmış, ağzındaki peyniri düşürmüş, tilki peyniri kapmış filan.
*
Peki, bunun böyle yaşanmış olabilmesi mümkün müdür?
Bilimsel olarak değildir.
Aptal muamelesi yapılan karga, deneylerle ispatlanmıştır ki, yunus ve şempanzeden sonra en zeki üçüncü hayvandır. Kurnaz zannedilen tilki ise, zeka seviyesiyle ilk 10 hayvan arasında bile yoktur.
*
Bir başka iftiranın kurbanı olan ağustosböceği de birkaç sene önce nihayet aklandı.
Karınca bütün yaz harıl harıl çalışırken, tembel ağustosböceğinin ağaç gölgesinde püfür püfür yan gelip yattığı, kış gelince de aç bilaç kalıp karıncaya yalvardığı falan zannediliyordu.
Meğer araştırmalar gösterdi ki, toprak altında yaşayan ağustosböceklerinin yeryüzüne çıktıktan sonra sadece dört haftalık ömürleri var. Sadece ağustos ayında yaşıyorlar. İsmi de oradan geliyor. Ağustos ayından sonra hayatta kalamıyorlar. Dolayısıyla, kış ayları için yiyecek biriktirmelerinin zaten hiç manası yok.
*
Kıssadan hisse…
*
Milenyumda dünyaya gelen dünün çocukları, göz açıp kapayana kadar yetişkin oldular, 24 Haziran’da ilk kez oy kullanacaklar.
*
Değerli gençler…
Bu memleketin başına ne geldiyse “büyüklere masallar”dan geldi.
Bu durumu değiştirmek sizin elinizde.
Siz doğduğunuzdan beri “doğruymuş gibi” anlatılan “yanlışlara” kanmayın lütfen.
*
Size dayatılan örtülü propagandanın “kaynağı”na dikkat edin, ekonomik verilerdeki “virgül hataları”na aldanmayın, “aptal, tembel, darbeci, terörist” gibi kulaktan dolma yaftalara inanmayın.
Gerçeklere odaklanın.
Gerçeklerden yana olun.
Sizleri de ayakta uyutmalarına izin vermeyin.
https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/yilmaz-ozdil/kurnaz-zannettigin-aslinda-salagin-onde-gidenidir-2386355/