### Çok önemli ###

Dedim ya gecikmeli, okurken bu herif ne diyor diye kendi kendime söylendim…
Evet, Sayın Soner’den söz ediyorum. Aman ne kızdım ama merak edip sonuna kadar okudum…
Meğer lafların bir kısmı Kahpedoğan’a aitmiş…
Sizi yönlendirmemek için sözlerimin devamını sonuna saklıyorum!

Göremedikleri derin devlet
4 Ocak 2019

Ben desem ki:
“Dinimizde kesinlikle yeri olmayan bazı kendine göre içtihatta bulunan kişiler çıkıyor ortaya; anlamak mümkün değil. Yani bunlar ya bu asırda yaşamıyorlar, çok farklı bir dünyada, farklı bir asırda, zamanda yaşıyorlar. Çünkü İslam’ın güncellenmesinin gerektiğini bilmeyecek kadar da aciz bunlar. İslam’ın hükümlerinin güncellenmesi vardır. Siz İslam’ı 14 asır, 15 asır öncesi hükümleriyle kalkıp da bugün uygulayamazsınız, böyle bir şey yok.
Onun için de bugün İslam’ın uygulanması, yer, zaman, koşullar, her şeyiyle o da ne yapıyor, değişiyor, İslam’ın güzelliği burada zaten, önemi burada…”
Ben desem ki:
“İslam’ın evrensel din olduğu, kitabının Allah tarafından vahyedilmiş mutlak kitap olduğu konusunda hiçbir müminin kalbinde tereddüde yer yoktur. Ancak o kitabın vahyedilmiş mutlak bir kitap olması, onun insan aklı ve idrakine her yansımasının da mutlak olduğu anlamına gelmiyor. Orada zamanın tesiri en açık biçimde kendini hissettirir.
Vahy mutlak olsa da peygamber dışında onu anlayan hiçbir insanın idraki mutlak değildir. Herkes kendi tarihinden ve kendi çevresinden şekillenen idrakiyle onu muhatap alır, ondan etkilenir. Bunu aslında bütün Müslümanlar bilir, ama bilindiği halde, tarihte insanların İslam’dan anladıklarını İslam’ın kendisiyle karşılaştırma, Kur’an’dan anladıklarını Kur’an’ın kendisiyle özdeşleştirme hatası en yaygın hatalardan biridir. Böylece kendilerine yapılan itirazı sanki kutsal kitaba yapılmış bir itiraz gibi algılayıp, itiraz edeni adeta din dışına itme yanlışı da sıkça yapılan bir hata…”
Bitmedi daha var…
İSLAM-İSLAMCILIK
Ben desem ki:
“İslam ne kadar ilahi bir din ise İslamcılık o kadar beşeri bir anlayıştır. Bu elbette onun değerini düşüren bir şey değildir. İslamcılık hataları, sevapları olan İslam’ı kendi çağının idrakiyle anlayıp katılım göstermeye çalışan bir İslam yorumudur. O yüzden her İslamcılık eleştirisini İslam’ın eleştirisi gibi algılamanın bir gereği yoktur. İslam’ın bir yorumunu eleştirmek her zaman bizzat İslam’ı eleştirmek anlamına gelmiyor…”
Ben desem ki:
“Zamanın tegayyürü ve insanın zamana bağlı oluşu, yani zamansallığı, insan varlığının kaçınılmaz, esaslı bir boyutudur. İnsan akıp giden zamanın şekil verdiği bir varlık. Zamanın insanların dilini, örfünü, düşünme ve yaşam biçimini değiştirmesi onun tabiatındandır. İnsan olarak biz, bir söze, bir mesaja, bir metne, bir söyleme kendi zamanımızın ufkunda muhatap olur, onunla kendi zamanımızda karşılaşırız. Her karşılaşma kendiliğinden bir anlama-yorumlama sürecini harekete geçirir. Bu yorumlama, kaçınılmaz olarak kendi zamanımızın, kültürümüzün ve dilimizin sınırları içinde cereyan eder. Bizim o metnin sadır olduğu, yazıldığı veya bir vahy ise vahyedildiği ortama giderek onu anlamamız mümkün değildir. Ne yaparsak yapalım kendi çağımızın idrakiyle malulüz…”
Toparlarsam…
GÜNCELLEME İHTİYACI
Yukarıdaki sözler bana ait değil…
Ki olabilir hiçbir sakıncası yok! Ama…
İlk alıntı, 8 Mart 2018 günü Erdoğan’ın yaptığı konuşma…
Diğer alıntılar; AKP’nin dışişlerinden sorumlu Prof. Yasin Aktay’ın Yeni Şafak gazetesinde Erdoğan’ın bu sözlerine destek için yazdıkları:
“Erdoğan’ın bahsettiği ‘güncelleme‘ ihtiyacı veya İslami literatürde Peygamber efendimizin bir hadisine de dayandırılarak ‘tecdit‘ olarak bilinen bir temizlik işlemidir…”
Aktay bu tartışmaların boğuntuya getirilmesini eleştirdi:
“Sorularla tam olarak yüzleşemiyoruz, çok zahmetli geliyor. İçimizi rahatlatacak, bize ‘tamam işte cevap bu‘ diyen ilk açıklamaya tav olabiliyoruz… Oysa soru orada bir kez sorulmuş ve askıda kalmış olarak durur. Biri bize arka kapıdan sıvışmanın yolunu gösterdiğinde hiç tereddüt etmeden o sorudan kaçmaya can atıyoruz. Yeter ki sorular kafamızı kurcalamasın, beynimizi kemirmesin, vehmettiğimiz uzlaşmalarımızı riske atmasın. Tarih veya tarihselcilik sorusu, böyle bir sorudur. Bu konu her açıldığında, ne yalan söyleyeyim, umutlanıyorum, bu kez gerçek bir tartışma çıkar belki, bu sorunun bizi yönlendirdiği yerin uçlarına kadar, değilse bile gidebildiğimiz yere kadar gideriz belki…”
Nereye kadar gidildiğini görüyoruz; Erdoğan benzer konuşmayı bir daha yap(a)madı!
İlahiyatçı Nazif Ay benzerini dokuz ay sonra Odatv’de yazdığı için ne oldu? Diyanet’in Siirt müftüsü Ahmet Altıok, Odatv için “katli vacip” dedi.
Devlet kaç gündür bu müftüye sesini çıkaramıyor! Tıpkı ‘cahiliye’nin Erdoğan’ı susturduğu gibi…
Niye?
Çünkü, Türkiye’de hurafe dinden derindir.
Bir türlü anlamadıkları şudur:
İktidarlarını yıkacak “derin devlet” budur…
https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/soner-yalcin/goremedikleri-derin-devlet-2981123/?utm_source=yazarlar&utm_campaign=diger_yazilar&utm_medium=diger

Bak kardeşim, gir bak arşivlerime, tabii yaş ilerledi dünyaya bakış açımda değişti…
Eskiden bende düşünmüyor değildim, Islama reform gerekli…
HAYIR…
Allah bu Allah ve O biliyor işini, O gönderiyor bize değişik vesilelerle elçisini, sözcüsünü…
Mevlâna Hazretleri, Hacı Bektaş-ı Veli gibi…
Hz. Musa…
Bizzat Allah’ın bir elçisi, ona vahi olan on emri bizim içinde geçerli!

OKU…
Öyle başlar Kur’an-ı Kerim oku der önder on emri:

1. Karşımda başka ilahların olmayacak.
2. Kendin için oyma put, yukarda göklerde olanın, yahut aşağıda yerde olanın, yahut yerin altında sularda olanın hiç suretini yapmayacaksın, onlara eğilmeyeceksin ve onlara ibadet etmeyeceksin.
3. Yehova’nın, Rab’ın ismini boş yere ağza almayacaksın.
4. Sebt gününü takdis etmek için onu hatırında tutacaksın. Altı gün işleyeceksin ve bütün işini yapacaksın, fakat yedinci gün efendin Rab’e Sebttir. Sen ve oğlun ve kızın, kölen ve cariyen ve hayvanların ve kapılarında olan garibin hiçbir iş yapmayacaksınız. Çünkü Rab gökleri, yeri ve denizi ve onlarda olan bütün şeyleri altı günde yarattı.
5. Babana ve anana hürmet edeceksin.
6. Öldürmeyeceksin.
7. Zina etmeyeceksin.
8. Çalmayacaksın.
9. Komşuna karşı yalan şahitlik yapmayacaksın.
10. Komşunun evine tamah etmeyeceksin, komşunun karısına, yahut kölesine, yahut cariyesine, yahut öküzüne, yahut eşeğine, yahut komşunun hiçbir şeyine tamah etmeyeceksin.

Oku Mevlanayi, Oku Hacı Bektaş-ı Veli’yi…
Sorun Islamada değil, güncellenmesi gerektiğinde, insanda…
Sorun insana da!

Oku Gazi Mustafa Kemal’in altı ilkesini ve söyle…
Söyle Allah Peygamber aşkına >>> hangi biri geçerliliğini yitirdi? <<<
Allah bu Allah, bilmez mi seni beni?
(Kimse yanlış anlamasın diye Hz. Mevlana, Hacı Bektaş-ı Veli ve Atatürk sadece birer insan AMA ne insan! İnsanın hassi, özü. Onların sözü ve tabii ÖNCE Mevla’mın dedikleri)

Atatürk ilkeleri:

1- Cumhuriyetçilik
2- Milliyetçilik
3- Halkçılık
4- Devletçilik
5- Laiklik
6- İnkılapçılık veya devrimcilik… (Atatürk bu iki deyimi de kullanmıştır).

Atatürkçülük ve Atatürk İlkeleri

http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/45/785/10097.pdf

Söyle, lütfen söyle
Allah’ın sözleri…
Kul gibi kulların sözleri zaman aşımına uğrayabilir, yeniden, çağa uydurulması gerekir mi?

Yetindiğine bak, YETINDIGI

K nokta K nokta konuşuyor…
Ya yanlış bir söylemiyor AMA şöyle bir cümle kurabiliyor, buna benzer:

“Hiç olmazsa CHP var deyin, bizim derdimizi dile getiren, parlamentoda savunan(!)”

Vayyy be…
Parlamento varmış da bizim haberimiz yokmuş, ULAN ADILER…
TORBA YASALAR geçirilirken neredesiniz?
Bak torba ile geçti ceza artışı yasası, sen olsan ne olur olmasan ne olur?

Herifler transit geçiyor be, transit…
Desene…
Arkadaşlar bu reziligi anca kan paklar!

Kaybedeceğini bile bile, hala seçimlerden sözde umutlu…
Ya…
Kaybetmelerinin imkânı var mı???
Geçmiş, kaybettiğin tüm seçimlerden hiç mi ders almadın?

Ya kedi ya açık, resmen, gözüne soka soka oy hırsızlığı…
ULAN ADI…
Ölmüşü bile diriltip seçime soktular…
Bunların kaybetme ihtimali var mı?

EVET, bu ülke neler görü AMA ömrü hayatında senin gibi bir orospu çocuğu görmedi!

Gurup konuşması, PARTILI “cumhurbaşkanı”
Neler neler anlatıyor yine, neler neler!

UNUTTUM, dün gece yayınlayacaktım >>> vaz geçtim <<< Almanya’da yaşayan TÜM KADINLARI ilgilendiriyor…
01.01.2019’dan itibaren geçerli bir yasa değişikliği, Mütterrente…
Mütterrente II Çocuk başı 30 kusur Euro DEME, demeyin lütfen…
İki çocuk demek 60 Euro…
Çarp 6×60’i = 360
360 Tayyip Lirası >>> Pazar parası <<<
İlgilenenler lütfen araştırsın!

Sabahın kör saatinde kolumdaki saat alarm çaldı, üç sularında. Hava basıncında önemli değişiklik var diye

Gerçekten de berbattım, dün bence çok önemli bir konuyu araştırdım. EMINIM…
Yurtdışı Türklerini, Türkiyelileri ILGILENDIREN ÇOK ÖNEMLI BIR KONU…
Ki >>> çok yakından ilgiliyim bu konu ile <<< benimde bilmediğim neler öğrendim…
Halim yok, hiç iyi değilim. Biraz açılırsam paylaşırım sizlerle!

11:35 / 09:35

Dolar 5,41
Euro 6,19
Çeyrek altın 365,93
Borsa 90059

Şimdilik…
Götü boklu ve sidiklisiyle idare edin, ZATEN sizlerin de HAK ETTIGI BU…
Ayırmamaya çalışıyorum Türk’ü, Türkiyeliyi AMA (…)
Gel de ayırma…
Ayranı yok içmeye, tahterevalliyle gidiyor sıçmaya!

oku

oku

Neyse…
Yazmama gerek kalmadı, sadece şu kadarını söylemiş olayım SADECE ALMANYA’DA yaşamıyor…
Türk ve Türkiyeli…
Bak kardeşim Avrupa Birliği bizim için bir hayal olsa bile…
Iyi ve doğru bir yönetimle en azından yurtdışında yaşayan Türklerin vaziyeti çok önemli şekilde ve derecede düzeltilebilir.

BUNU BÖYLE BIL…
>>> bizler SADECE sağmal inek değiliz! İnsanız, insan <<<
Ve ömrümüz gurbete geçti…
Rahata ermek, huzura kavuşmak, sıkıntı çekmeden yaşamak bizim de hakkımız…
Tabiri caiz ise; HAYVAN gibi çalıştık, yemedik, giymedik biriktirdik…
Bizde sadece insanız!

İyi bir yönetim kardeşim iyi bir yönetim…
Vatansever bir yönetim hepimizin derdine deva olabilir!

BUNU ### >>> MUTLAKA <<< ### izle

izle

12:49 / 10:49

Dolar 5,43
Euro 6,22
Çeyrek altın 367,66
Borsa 89970

DIKKAT DIKKAT DIKKAT

Son veride borsa – altın dengesi “doğru tepki “ verdi…
Dikkat et bundan sonra, hiç bir şey AMA hiç bir şey > iktisat bilimlerine < uygun değil…
Neden? NEDEN kardeşim NEDEN?
Genel bir tanı olarak kabul edilir, kısmen doğrudur da!

Dedik ya en eski yatırım araçlarından biridir…
Ve insan alışkanlıkların esiridir, kısmen insan bilinçaltı ile veya bilerek hala “eski kuralara” Uyar

13:51 / 11:51

Dolar 5,46
Euro 6,25
Çeyrek altın 368,95
Borsa 89937

Al bir başka ADI, nefret ediyorum böylelerinden…
Eskiden…
Çalışıyorken hep çıktılar karşıma, hep…
İğrendim, tiksindim ama çaresizdim, el mahkûm, müşteri veya işyeri çalışanı…
Ama artık kimseye bağımlı değilim, istediğim gibi mücadele eder teşhir ederim!

Duvar…
Duvarı yapamıyor ya, parayı vermediler senatoda…
“OHAL” ilan edebilirmiş, vay be…
Ne “erkek” ama!

oku

15:58 / 13:58

Dolar 5,49
Euro 6,28
Çeyrek altın 370,98
Borsa 89751

“Hilf dir selbst, so hilft dir Gott”

Çok sevdiğim…
Çok değer verdiğim bir Alman özdeyişi; söyle tercüme edebiliriz:

Kendi derdine derman ol ki, tanrıda sana yardım etsin

Gerçek şu ki ben kendi derdime bir noktaya kadar derman olabiliyorum, bak az biraz toparlanmaya başladım bile. Tabii ki Allah’ın yardımı ve izniyle…
AMA…
Sevdiklerime, değer verdiklerime yardımcı olamıyorum(!)

Her koyun kendi bacağından mı asılır?
Haliyle…
Ancak ben yine de kuzucuklarıma yardım etme, ellerinden tutma eğilimindeyim…
Yaradılış kardeşim, yaradılış. Ben böyleyim!

Kaç zamandır kıvılcımlar parlayıp, parlayıp sönüyordu… Ama artık üniversiteli gençlerin canına tak etti… Sokaklardalar! Ateş… Yavaş yavaş yaklaşıyor, yavaş AMA… Yaklaşıyor… KORK KAHPE… Kork… Emin ol linçe edecekler seni ve senden olanları!

Haksız mıydım yazdıklarımda, domaldı mı domalmadı mi Trump’in önüne?

Rahibi nasıl koy verdi?

Yok vallahi billahi Müneccim b.ku yemedim!

Sadece…
Biliyorsun beni, anarşistim, analistim, forenziker dediklerinden…
Bir çeyrek!

Veee ateş Arnavutluk’ta

Kaç zamandır kıvılcımlar parlayıp, parlayıp sönüyordu…
Ama artık üniversiteli gençlerin canına tak etti…
Sokaklardalar!

Ateş…
Yavaş yavaş yaklaşıyor, yavaş AMA…
Yaklaşıyor…
KORK KAHPE…
Kork…
Emin ol linçe edecekler seni ve senden olanları!

Veee dolar 5,39 Euro 6,18

O bir doktor değil mi?
YEMINLI…
Ve kişisel verilerin gizliğine ahlaki ve hukuki bağlı!

Benden dost tavsiyesi…
Yatak – yastık düşmanı zaten, ha kadın ha erkek…
AMA…
Özellikle dört duvarının dışındakine ser ver, sır verme…
Öyle ki…
Yastık düşmanın bile her şeyi bilmemeli(!)

Ne kadar çirkin ne kadar üzücü bir durum…
AMA insan ve insan denilen çiğ süt emiş bir varlık, HAM…
Bildiğin konuyu açtım ona, dedim böyle böyle…
İlaçları iki katına çıkarsam, bir iki sene, darboğazdan kurtulana…
Biliyorum en fazla bu kadar dayanabilirim, en fazla ki O bile çok şüpheli…
Altımdan girdi üstümden çıktı, aile hekimi biliyor durumları…
Ulan sana ne???
Sen bana sorduğum sorunun cevabini versene!

Tip II…
Pis bir şeker rahatsızlığı, kobayda benim denekte…
Kendi üzerimde deneme iki tekrar 2 gram zaten…
Ben aldım 3 gram, JET GIBIYIM…
Denedim iki, üç defa aralıklarla, tesadüf olmasın diye…
Hep ayni sonuç!

Offfffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffff…
Küplere bindi…
Sakın bir daha yapma, iyi canım yapmam bir daha…
Ser ver sır verme, yüzgöz olma kimseyle asla…
Bu doktorun bile olsa!

Sadece bizde görmüyorum ki bu tip yoğun sağlık sorunlarını, çevremde dolu…
Gencecik insanlarda bile…
Evindekine bile güvenemedikten sonra, doktoruna kime güveneceksin söyle?

Herkes bir hoş olmuş, ya onu ilgilendirmeyen konulara oluyor maydanoz…
Veya bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyor, bende bana ne diyeceğim ama…
Orospu çocukları hayatıma karışıyor(!)

Ve…
Psikolojim, beden sağlığım yazmaktan ötesine izin vermiyor…
Sana gerçek dost aslında sana can olan ve yine seni seven…
Olmaz sana gerçek düşman!

Oku…
Tüm sayfayı, en küçük ayrıntısına kadar oku…
Doktorun…
Doktor bildiğin sana düşman!

Hayat bu…
İnişli çıkışlı, her gecenin var bir gündüzü…
Her darboğazın bir genişleyen yeri…
Umudun kardeşim…
Fakirin ekmeği, mücadele azmin Kemalist’in dürtüsü…
Vatan ve millet sevgisi…
Sen yeter ki gerçekleri gör, asla ve kata yenemeyecekleri bizi!

+

Af edin beni dostlar, af edin

Dayımla konuştum, yok…
O…
Yine bambaşka bir hastamız. Çok ağır durumu, sesi…
Öte taraftan geliyor sanki!

Ya…
Tabiat kanunu, geldik…
Gideceğiz, beni üzen, travmam…
Çok genç yaşta, “çocuk yaşta” darbeyi, hayatın insana vurabileceği en büyük darbeyi yemem oldu…
Malumunuz sağlığım, AMA en çok beni üzen, bitiren, yıpratan sevdiklerim…
Onlara üzülmem, kilitliyor beni, 2,5 gramı sıfıra doğru götürüyor…
Tarif edemem, anlatamam, Türkçemizde yok yeterli sayıda kelimleler korkumu anlatmak için…
Bu da beni bitiriyor…
KAYBETMEK, can kaybetmekten çok korkuyorum. Hanım, otuz senelik hayat yoldaşım…
Çok rahatsız, Allahtan ölümcül değil, te evlada kadar ağır, gerçekten ağır hastalarım var…
ALLAH…
Beterinden korusun, Allah eksikliklerini göstermesin bana…
Bu yüzden de nedenlerde biridir bu…
İstediğim şekilde, istediğimi yapamıyorum!

Yayınlayacağım gün içinde kimi şeyleri…
YAZAMIYORUM, iki kelimeyi bir araya getirecek halde değilim AMA…
En azından bil, en azından diren diye sana malzeme vermeye, umut vermeye çalışacağım, sözüm sözdür benim VE eninde sonunda sözümü yerine getiririm!

Bununla başlayalım, sağlıkla…
Beslenmen, gıdanla…
Ki…
AK Terörü anla!

Bülent Şık ile başlayalım, Ahmet Şık’ın kardeşi, hani imamın ordusu. O zamanlar o kitabi ILK yayınlayanlardan biri ben olmuştum, zar zor buldum. Umarım Ahmet Bey af eder beni.

Güzel bir kaynak, Bülent Şık yazıları…
oku

Bu ise konuyla ilgili başka bir yazarın kaleminden düşünceler:
oku

EMIN DEGILIM, Bülent Beyin raporu olabilir!?
indir

DUR…
Daha bitmedi…
Yemin ediyorum yok vaktim, gazeteleri bile gecikmeli okuyabiliyorum:

Bunu yayınlıyorum ki ANLA döviz kısa zamanda nerelerden nerelere geliyor diye

+


+

Samer Araştırma şirketi sitesine ulaşılamıyor, yoksa ilgili raporu yayınlardım. Belki kapattılar adamları?!
Bunları oku yerine, bilgi edin!

http://t24.com.tr/haber/samerden-yerel-secim-anketi-hdp-oylarini-artirdi,789804

MetroPOLL Araştırma: Erdoğan’a ‘görev onayı’ verenlerin oranı düştü

İstanbul Ekonomi Araştırma: Erdoğan’ın oyu yüzde 44.02, Meclis’te ‘çoğunluk’ yok

https://www.sondakika.com/haber/haber-samer-in-yerel-secim-anketine-gore-kayyum-11605535/


+

Hakikaten tıpkı kuvayi milliye…
4 Ocak 2019

Osman, Amasyalıydı, 26 yaşındaydı, sevdiğiyle resmi nikah kıymışlardı, kurban bayramı izninde düğün yapacaklardı.
Ercan, Düzceliydi, 28 yaşındaydı, iki yıllık evliydi.
Ziya, Adanalıydı, 11 aylık evliydi.
Burak da Adanalıydı, babasının hacdan dönmesini bekliyorlardı, o pazar günü nişanı vardı.
Muhammed, Bingöllüydü, henüz 21 yaşındaydı.
Halil, Tokatlıydı.
Burak, Erzurumluydu.
Akif, Adıyamanlıydı.
Bayram, Kırşehirliydi.
Ali, Mersinliydi.
Alper, yüzbaşıydı, 1.90’dı, dağ gibi delikanlıydı, bordo bereliydi, Ankaralıydı, Mustafa Kemal’in askeriydi, üç yaşındaki oğlunun adı Ata’ydı.
Melih, Eskişehirliydi, biri 16 aylık, biri 15 günlük iki bebeği vardı.
Halit, Bitlisliydi, ailece Denizli’de yaşıyorlardı, nişanlıydı.
Kader, Zonguldaklıydı, nişanlıydı.
Ahmet, Afyonkarahisarlıydı, beş aylık evliydi.
Volkan, Erzurumluydu, biri yedi yaşında, biri iki yaşında, iki kızı vardı.
Burak, Ankaralıydı.
Oğuzhan, Kocaeliliydi.
Erdal, Samsunluydu.
Osman, Kayseriliydi.
Zafer, Kırşehirliydi.
Fatih, Afyonkarahisarlıydı.
Hasan, Samsunluydu.
Bülent, Bursalıydı, binbaşıydı, bir kızı vardı.
Ali, Burdurluydu, nişanlıydı.
Mehmet, Kayseriliydi, iki yaşında kızı vardı.
Ali Sezai, Tokatlıydı, nişanlıydı.
Burak, Konyalıydı, tabutunun üstüne damatlık elbisesi konuldu.
Ferhat, Bursalıydı, henüz üç aylık evliydi.
Akın, Tekirdağlıydı, AKUT gönüllüsüydü, sivildeyken de çok can kurtarmıştı.
Oktay, Yozgatlıydı.
Furkan, İzmirliydi.
Önder, Elazığlıydı.
Ökkeş, Kahramanmaraşlıydı.
Ömercan, Karslıydı.
Okan, Konyalıydı.
Ramazan, Kırşehirliydi.
Muhammet, Bitlisliydi, henüz 23 yaşındaydı.
Göktan, Kırklareliliydi, bir ay önce evlenmiş ve hemen görev yerine gitmişti, henüz düğün fotoğraflarını bile görmemişti.
Mehmet, Yozgatlıydı, nişanlıydı, yılbaşında evleneceklerdi.
Ayhan, Kahramanmaraşlıydı, bir yaşında oğlu vardı.
Hüsnü, Malatyalıydı, vurulduğunda helalleşmek ve vedalaşmak için annesini aradı, “anne göğsümden vuruldum” dedi, son sözleri bu oldu.
Mücahit, Adanalıydı.
Hamza, Ankaralıydı.
Selçuk, Amasyalıydı.
Osman, Kahramanmaraşlıydı.
Kerem, Orduluydu.
Selim, Erzincanlıydı.
Ramazan, Samsunluydu.
Emre, Giresunluydu.
Ayhan, İzmirliydi.
Umut, Karabüklüydü.
Duran, Adanalıydı, eşi de kendisi gibi astsubaydı.
Kıvanç, Çanakkaleliydi, 15 aylık kızı vardı.
Mete, Hataylıydı, iki ay önce evlenmişti.
Bahattin, Zonguldaklıydı, iki ay önce krediyle otomobil almıştı, izin günlerinde kullanmak üzere babasının evinin önüne parketmişti.
Mahmut, Ankaralıydı, 25 yıl önce, kendisi iki yaşındayken, polis olan babası da silahlı çatışmada şehit düşmüştü.
Yahya, İzmirliydi, bir ay sonra izne gelecekti, sevdiği kızı istemeye gideceklerdi.
Tarık, Kayseriliydi.
Gökhan, Adanalıydı.
Mehmet, Kahramanmaraşlıydı.
Ömer, Sakaryalıydı.
Sedat, Erzurumluydu.
Sergen, Hataylıydı.
Furkan, Giresunluydu.
Hasan, Balıkesirliydi.
Emin, Denizliliydi, astsubaydı, en büyüğü 15 yaşında üç kızı vardı.
Murat, Kocaeliliydi, üç yaşında oğlu vardı.
Yunus, Tekirdağlıydı, 17 aylık oğlu vardı.
Selman, Kütahyalıydı.
Şahin, Nevşehirliydi, sadece 10 gün önce kızı dünyaya gelmişti.
Ahmet, Erzurumluydu, üç yaşında kızı vardı.
Bekir, Osmaniyeliydi, bir yıllık evliydi.
Selim, İskenderunluydu.
Nurullah, Konyalıydı.
Fırat, Muşluydu.
Ahmet, Hataylıydı.
Muhammet, Erzurumluydu.
Orhan, Kahramanmaraşlıydı.
Fuat, Muğlalıydı.
Cihangir, Şanlıurfalıydı, İzmir’de büyümüştü.
Uğur, Mardinliydi, İzmir’de büyümüştü.
Ali, İzmirliydi.
Burhan, Ispartalıydı.
Enes, Gaziantepliydi.
Burak, Samsunluydu.
Halis, Adanalıydı.
Koray, İstanbulluydu.
Yunus Emre, Kilisliydi.
Selim, İskenderunluydu.
Bekir, Osmaniyeliydi.
Mehmet, Kayseriliydi.
Ufuk, Giresunluydu, dört yaşında oğlu vardı.
Fevzi, Elazığlıydı, kız arkadaşlarıyla kendi aralarında yüzük takmışlardı, yaz gelince istemeye gideceklerdi.
Halil İbrahim, Çorumluydu, 22 yaşındaydı, nişanlıydı.
Ali, Burdurluydu, nişanlıydı, düğün tarihinden davetiyesine kadar her şey hazırdı.
Hamza, Giresunluydu, üç yıl önce evlenmişti.
Hüseyin, Samsunluydu, bir yıl önce evlenmişti.
Bilal, Afyonkarahisarlıydı, sadece üç ay önce evlenmişti.
Fatih, İstanbulluydu, sadece dört ay önce evlenmişti.
Mehmet, Kayseriliydi, sadece altı ay önce evlenmişti.
Taner, Orduluydu, sekiz ay önce evlenmişti.
Ali, Mersinliydi, eşi hamileydi.
Oğuz Kağan, Antalyalıydı, üç yaşındaki kızı cenaze törenine elinde bebekle katıldı.
Hasan, Mersinliydi, üç yaşında kızı vardı.
Serdar, Eskişehirliydi, iki kızı vardı.
Abdullah, Konyalıydı, 23 yaşındaydı, doğumgününde şehit oldu.
Arif, Kastamonuluydu, nişanlıydı, üç ay sonraya nikah günü almışlardı.
Mehmet, Denizliliydi, nişanlıydı, dört ay sonraya nikah hazırlığı yapıyorlardı.
Rıdvan, Vanlıydı, nişanlıydı.
Mustafa, Hataylıydı, nişanlıydı.
Oğuzcan, Hataylıydı, nişanlıydı.
Recep, Eskişehirliydi, 1.5 aylık kızı vardı.
Şafak, Samsunluydu, altı aylık kızı vardı.
İlker, İzmirliydi, helikopter pilotu kurmay yüzbaşıydı, ODTÜ Havacılık ve Uzay Mühendisliği bölümü yüksek lisans öğrencisiydi, evliydi.
Erdem, Kırıkkaleliydi, helikopter pilotu üsteğmendi, dört yıllık evliydi, iki çocuğu vardı.
Ahmet, Erzurumluydu, üç yaşında kızı vardı.
Şahin, Nevşehirliydi, on gün önce kızı dünyaya gelmişti.
Muhammed Ali, İstanbulluydu, üsteğmendi, eşi yedi aylık hamileydi, henüz dünyaya gelmemiş bebeğinin ultrason fotoğrafıyla gülümseyerek poz vermişti.

Bu evlatlarımızın tek tek, hepsi, Suriye topraklarında şehit oldu.

Musa, Ankaralıydı, astsubaydı, iki yıllık evliydi, beş aylık kızı vardı, vasiyet etmişti, “şehit olursam, devletin benim için ödeyeceği parayla Telafer’deki Türkmen çocuklar için kreş yapılsın” demişti.

Mithat, Eskişehirliydi, astsubaylıktan subaylığa yükselmişti, binbaşıydı, özel kuvvetlerde tim komutanıydı, evliydi, kızı vardı, şehit olmadan önce en yakın arkadaşına vasiyet bıraktı, “kızıma anlat, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalsın diye can verdim” dedi.

Ve…
Asrın liderimizin “tıpkı kuvayi milliye” dediği Suriyeliler, yılbaşını Taksim meydanında coşkuyla kutladılar, öso bayrakları açtılar, birbirlerinin omuzlarına çıkıp “Suriye Suriye” diye halay çektiler.

Bu kutlama kepazeliğine emeği geçen bütün “tıpkı kuvayi milliyecileri” kutlarım.

Bu tıpkı kuvayi milliyeci arkadaşlara İstanbul büyükşehir belediyesi tarafından ejder meyveli smoothie dağıtsalardı, daha da güzel olurdu.

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/yilmaz-ozdil/hakikaten-tipki-kuvayi-milliye-2982082/?utm_source=yazarlar&utm_campaign=diger_yazilar&utm_medium=diger

###
YORULDUM…
KISA bir ARA
###

Devam edecek…