İklim değişikliği

Al Trump’ı vur Erdoğan’a…
Almanlar yalnız kaldı, diğer Avrupalılar yan çizdi…
Belki ABD telkini?!
Veya kıç korkusu, mülteci yığınları, yabancılar istilası…
Halbuki görünmeyen, “bilinmeyen” tehlike küreselleşme…
Dünyanın bir ucundan diğerine gemilerin balast suyu ile gelen organizmalar, canlılar…
İnsanlardan çok daha tehlikeli, tüm yerli doğal yaşamı tehdit edebiliyorlar…
Ren nehri…
Avrupa’nın en önemli, önde gelen nehri, yabancılaştı…
Bir fırtına, tayfun diğerini kovalamakta…
İkisi geldi “geçti”, üçüncüsü hepsinden daha yıkıcı olacakmış, yolda…
Üst üste, tesadüf olabilir mi?
Belki sadece doğal bir olay, belki H.A.R.P.
Belki sadece iklim değişikliği, 37 milyon insani etkileyeceği söyleniyor…
Allah herkesin yardımcısı olsun, insanlar, kadınlar, bebeler…
Tabi olaylarsa, Allahtan gelene boyun kıldan ince…
Siyasi nedenleri varsa Allah belanızı versin, hayat bu kadar mı ucuz?

İnsan yapımıysa…
İnsan sorumsuzluğundan ve bunu inkar eden yöneticiler ki yönetici denmez kör cahil hayvanlara ve bu hayvanları seçen hayvanlar sizleri ne yapmalı bilmem!?

Not: Çok mu karmaşık yazdım?
Biliyorum, şifreli…
😊
Merak etmeyin, anlayan anladı!

Kâr nâme

İnsan vardır yaşayabilmek için çalışır…
Yine bir başkası çalışmak için yaşar…
Tecrübeler ile sabittir, bizzat yaşıyorum…
Bilindiği üzere çok ağır rahatsızlıklarla boğuşuyorum(!)
Alt tarafı bir ameliyat, Aort ameliyatı, günde yüzlerin, binlerin olduğu bir ameliyat…
Bende sorun…
Koca Avrupa’da >>> üç <<< kişinin bu ameliyatı yapabiliyor olması(!)
Çağdaş tıpta yanlışlık, profit…
Yani kâr, çıkar…
Hedef yaşama yıllar eklemek olmamalı…
Bence amaçlanan, yıllara >>> kaliteli <<< bir yaşamın sağlanması olmalı…
Tıp…
Ve ilaç sanayisi, devletlerin sosyal sigorta kurumları…
Fiyat biçiyorlar, bir yaşamın bedeli, fiyatı nedir, senin, benim, onun hayatı kaç para?
Yine ömür beli başlı ilaç sanayisinin ağır topları arasında geçti…
Laboratuvarlarda, yönetim kurullarında, müdür yanlarında, öğrendim, gördüm, anladım…
Bir ilacın eczaneye kadar gelmesi dünya para…
Biri kâr peşinde, diğeri tasarruf. Arada kalan insan, hayatı, yaşam…
İngiltere’de mesela bir insanın yıllık sağlık harcı gahı 45.000 €, altında kaldığın sürece sorun yok…
Üzeri, geber gitsin…
Tayyipistanda da durum çok farklı değil…
Düşün…
Senin hayatin değil AMA evladının hayatı kaç para?
Bir yaşamın bedeli, fiyatı nedir?

İyi geceler

İrlandalılar meselesi

Yok arkadaş, yokkk…
Ya ben Çince konuşuyor, yazıyorum veya bu zibidiler AMA özellikle köşe yazarlarının Türkçesi kıt!
Bir ihtimal yalakada olabilirler, bile bile lades dercesine okurlarını kandırıyorlar(!)
Ağır bir itham değil mi?
Bence de!

Her şey mal gibi ortada, göz çıkaracak neredeyse…
Biraz, biraz ya okuman yazman varsa her şey meydanda. Tahminde falan bulunmanda gerekmez…
Falcılıkta yapmana gerek yok…
Yaşanmış, geride kalmış YANLIN gerçekler!

Oku, anla, düşün ve okurlarınla paylaş…
NOKTA
Allah F. Gülen’inde, Recep Tayyip Erdoğan’ında bir türlü değil bin bir türlü belasını versin, hem g.tlerin hem tüm kıllarının.

İnsanlık tarihi derslerle dolu, Romalıların kafası çalışıyordu…
Tarihi bir gerçek, Osmanlı imparatorluğu Roma İmparatorluğuna eş değerdeydi…
AMA her yönden değil…
Romalının kafası çalışırken Osmanlının kafasını karılar yemiş, beyni bacak arasına, uçkuruna kaçmıştı.

Neredeyse insanlık tarihi boyunca yaşanan büyük devrimlerin “hepsinin” nedeni…
Açlık, sefillik!
Görünümde, ön planda başka vesileler görünse bile, perde arkasında yatan gerçeklerin arasında hep açlık, sefalet ve büyük çapta adaletsizlik yatmakta.

Panem et circenses
Ekmek ve meşgale, artık kimin baş altından çıktıysa, kim yumurtladıysa bilmem…
Gülen veya Erdoğan, kafa çalıştı halkın gözü boyanırken, karın öyle veya böyle doğrulurken halka eğlence lazımdı. Kiii…
Halk ciddi konulara kafa yormasın, Ergenekon, Kozmik oda, ihanet, bacak arası SEKS…
En son >>> sözde <<< darbe ve…
G.t, baş derken halkın kafası uyuştu, Romalı bunu iyi biliyordu, Osmanlı…
Bu konularda benden daha da salaktı!

Yıl 1845…
İrlandalılar, İngiliz hegemonyası altında inim inim inlerken…
Dini inançlarını istedikleri gibi yaşayamıyorken üstüne…
ACIMASIZ bir kıtlık tuz biber ekti…
Adamlar pattır pattır ölüyordu açlıktan, çoluk çocuk…
Çareyi kaçmakta buldular, kaçacaklar ama nereye?
Amerika’ya!

Dikkat…
Burayı illa anlamanız çok önemli…
İngiltere’yi nasıl ki Magna Carta gibi toplumsal mutabakatlar İngiltere yaptıysa…
Bill of Rights gibi haklarda Amerika’yı, Amerika yaptı…
Toplumsal mutabakatı bir kez daha vurgulamış olalım…
Arşivlerim meydanda, hep yazarım insan tabiatı itibarıyla tembel, öğrenme özürlü…
Önemli kanunlar, mutabakatlar, anlaşmalar zart zurt değiştirilmezzz…
Türkiye’de anayasa…
İrlandalılar başta olmak üzere…
Amerika’ya göç eden neredeyse herkesin kimi sıkıntıları vardı, özellikle özgürlükler üzerine…
Dini inançlar, uygulamalar ki doğru veya yanlış hoşgörülü karşılandı…
Bunun böyle olmasında, böyle kabul edilip uygulanmasında, dünden bugüne…
İrlandalıların büyük rolü var…
Ulan yandan fırlatma…
Amerika sana O o.ospu çocuğunu teslim etmez, sen neysen…
O da O…
Tersi, O neyse sende OSUN!

Himmete muhtaç dede

Ağaya dedim:

Ağam, bana bir kitap lazım. Validem kardeşten ödünç almış, okudu…
Okudu, okudu, okudu…
Kadın bayıldı!

Kitap çok hoşuna gitti…
Dedi: “Tamam”
Merak ettim bir göz atacağım, annem öyle her kitabı beğenmez…

Metin Haran Beyin kaleme aldığı; Aşkın Istıfası Yol

oku

Yarına dedi dede verecek linki…
>>> Graham E. Fuller <<<
Türkiye ve Arap baharı, Ortadoğu’da liderlik
Okudum…
Bu, evet, herif…
Pezevenk dememek için bu herifin kitaplarını kaçırmam. Defalarca söz etmişimdir kendisinden.

NOT: Her zamanki gibi…
Bir göz atın…
Emeğe saygı gereği orijinalini satın alın!

Herkes önder gibi salak değil bedavadan versin, yayınlasın…
Hep derim, hep…
Derdim para – pul, ün unvan değil, derdim gençler ki genelde parasızlar…
Derdim vatan, derdim millet…
Derdim pezevenkler, orospular…
Özellikle erkeğin orospuları, tümünü asmalı!

### varak açacağım himmete muhtaç dede ### diye bundan böyle oraya bakin

Müjde

Himmete Muhtaç Dede…
😊
Çok yakında bu sinemada, pardon, sitede!

Medine müdafaası

Sayın Çölaşan konuyu gündeme getirdiğinden beri aklımdan çıkmaz…
“EMINIM”, HATIRLIYORUM sanki…
Gördüm ben bu filimi, gençliğimde izledim gibi…
Günlerden beri arıyorum, kim çevirdi, adı neydi hatırlamıyorum…
Arıyorum körü körüne.

Osmanlıya olan öfkem, kızgınlığım, kırgınlığım nedendir, hiç merak ettiniz mi?

Nedeni neden eden ben…
Hep yazarım, hep söylediğimdir, neden, neden, neden?
Sorarım kendime, cevabını bulana kadar da rahat etmem…
Mesela altmış yediden, elli sekize…
Neden…
Dürtüdür, gerekçedir, vesile…
Nedenini öğrendim zaman benim için konu kapanır, yeni soruların, nedenlerin cevabını aramak üzere yola koyulurum.

Dur durak bilmem…
Bir gezgin, bir arayan…
Sorular ve cevaplar, illa tatmin olacağım. Evet, tatmin…
Beden nasıl tatmin olmak istiyorsa, ruhum, beynimde tatmin olmak istiyor…
Doymuyor…
Ne kadına ne doğru, güvenilir bilgiye!

Bazı istinsahlar var tabii ki istinsahlar kaideyi bozmaz…
Osman Gazi, Fatih Sultan Mehmet gibi…
Bak Kanuni Sultan Süleyman…
O mesela sadece bir insan, bilmem nesinin peşinden koştuğu kadar, hak arayan, imparatorluğa toprak üzerine toprak katan, AMA…
Ah keşke…
Bilmem nesine verdiği önemin onda birini yeniliklere, faydalı icatlara, halkın eğitimine verseydi…
Benim nazarımda, istisnalarım arasında yer almayı hak ederdi!
AMA YOK, hak etmedi, etmiyor hele ondan sonra gelenler, gideni aratan nitelikte…
Ah keşke…
Keşke Fatih Sultan Mehmet’in, MILYONDA biri kadar olabilselerdi!

Yasakladı biliyor musunuz O yasakladı!
Padişahımız, Efendimiz…
Sen çok yaşa, g.t kıllarınız şükrandır sana…
Kitap basmanın cezası ölümdü…
Gerekçesi…
Halkın ahlakını, örf ve edebini korumak(!)
One MINUTE PLEASE, ONE MINUTTTE…
Sen…
Bunun ne demek olduğunu biliyor musun?
DÜŞÜN biraz bakalım SENINLE ayni sonuca varacak mıyız?
Hiç düşündün mü, kendine hiç sordun mu, Peygamber Efendimiz sonrası…
İslamiyet’in altın çağı yaşanırken, yüzyıllar boyunca…
Neden “birdenbire” Müslüman yobazlaşmaya başladı?
Abu l-Hasan Ali Ibn Nafi, nağmı diğer Ziryab kimdir biliyor musun?
Avrupa’ya “medeniyeti” getiren insan…
Sadece yemek kültürünü Avrupalılara öğretmekle kalmadı, bilgiler eksik…
“Musikiyi” de öğreten kendisi.

Bak güzel kardeşim, dindaşım, vatandaşım…
Osmanlı Padişahlarının bir diğer “unvanı” neydi?
Halife!!!

Siyasi ve dini yönetim mercii…
Odağı kardeşim odağı, merkezi…
Bırak F. Gülleni bir tarafa, mahkemelerce tespit edilen irticanın odağı >>> AKP <<<
Ve bu odağın, organize suç örgütünün başı, çete başı Recep Tayyip Erdoğan…
O nasıl ki kendini her konuda bilirkişi ve yetkili sayıyorsa Osmanlı Padişahları da öyleydi…
Matbaanın yasaklanması…
Sadece Türk’ü etkilemedi, tüm Müslüman dünyasında etkisi altında bıraktı…
Bilgi alışverişi, yayılması, bilimsel kanıtlanmış bir gerçektir Avrupa…
Avrupalılar, dini ve kültürel, bilimsel matbaanın icadından sonra “Avrupalı” oldular.

Söyle…
Cevap ver bana…
Haklı mıyım haksız mı, Türkçe yerine Farsçayı…
Kur’an ki oku diye başlar, okuyup, öğrenmek, düşünmek yerine biat etmeyi, hurafelere inanmayı yönetim şeklinin merkezine alan…
Besbelli ki Vahdetinin sağ, Arap’ın, kör kütük cahil Arap’ın sol t.şağından düşen Osmanlının ve Osmanlı özentisi zibidilerin neresini sevip sayayım?

*Gayri Müslümlere bu yasak yoktu

Arabistanlı Lawrence
izle

OSMANLI DEVLETi’NDE YENiLEfiME HAREKETLERi (1703-1876)
oku

Birde utanmadan soruyor arsız, namussuz, yüzsüz

Allah’ım bu kadar yüzeyselliğe, basitliğe, hafifliğe nasıl dayanır insan?
İnsan olan bu kadar bayalığa nasıl katlanır?
Erdoğan ne yapmış?
O iğrenç varlığın, her ağzını açtığında tuvalete s.çarcasına…
Çıkan o zaaart, zuuurt sesler yetmez mi?
Kim duymuş ki ağzından insanca tek laf?
Söz demedim, laf…
Laf, laf ebesi seni…
Sözü olan insandır, sen kendini insandan mı sayıyorsun?
G.t kılların olmasa seni “adam” yerine koyan kim var bu dünyada?

Gözünün yaşına bakmadan, doğrudan!! Siktir edeceksin!!!

Affedersiniz, özür dilerim…
Açık açık yazdığım için, yürekten özür dilerim…
Taunusstein – Bleidenstadt…
Almanya’da, dağlar arasında, dört tarafı orman “küçük” bir yerleşim yeri…
Otuz senenin üzerinde ikamet ediyoruz burada, artık yerlisi sayılırız diyebilirim…
Tanımayan, bilmeyen yok gibi. Türk’ü olsun, Almanı olsun bilirler bizi…
>>> Kimseyi <<<, tekrar kimseyi tanımam, ilgilendirmiyor beni…
Ama millet bilir bizi!

Tek tük Türk vardı…
Camii bile kurdular g.t kadar yere…
Yetmedi, bitmedi…
İhtiyarlayıp ölen Almanların yol boyunca evlerini tek tek satın aldılar…
Anayol, trafik vızır vızır, Alman gelip oturur mu yol kenarında? Bizimkiler oturur…
Hor görmüyorum, küçük düşürmek gibi bir niyetimde yok, bilmez miyim maddiyat!!!
Ama kardeş, ama vatandaş…
Ulan ortama uy biraz!!!
Bu gidişle yaşanmaz artık buralarda yaşanmaz.

BILD gazetesi…
Almanların, Hürriyeti diyebilirim…
Manşet atmış, Almanya’nın ortasında çarşaflı kadın…
Alman kadınını dövüyor, gerekçesi Alman seksi iç çamaşırı satıyormuş(!)
Ulan orospu…
Sende giy, belki kocanın ki kalkar da becerir seni…
Stres atarsın, saldırganlığın azalır!

Türbanlı (AKP vari başlarını yumurta şeklinde bağlayanlar), çarşaflı orospular…
Ulan kaltaklar…
Gösterin Kur’an-ı Kerimin neresinde yazıyor böyle giyin diye?
Alemin namusu, ırzı, ahlakı senin nerene battı?
A.cık ağızlı!

Yok ya…
Hayvanı doğrudan siktir edeceksin, doğrudan, hiç beklemeden…
Yine günlerden beri Almanya’da yaşanan ve Ortadoğu veya Asya’dan, Afrika’dan geldikleri iddia edilen erkek müsveddeleri, hayatlarında bilmem ne görmemişler, kadın denen varlıktan bir haberler…
Buraya gelip Alman kadınlarına tecavüz ediyorlar(!)
Oğlum erkeksen, kendine güveniyorsan kadının karşısına çıkar dersin niyetim böyle böyle…
Var mısın yok musun? Diye sorarsın. Ulan dinimizde, örf ve adetlerimizin neresinde yazar kadına…
ZORLA, zorlama ile…
Sahip olunur diye?

Önderin tepesi fena attı, tekrar özür dilerim, af edin.

Öfff gözüm nasıl seğiriyor bir bilseniz

Hayırdır inşallah…
Keşke tüm dertlerim böyle olsa, keşke…
Tombik teyzem zayıflıyor…
Bizim kız üç yaşlarından beri hep aşık…
Şıpsevdi, herhalde yine aşık oldu, aman zayıflısında varsın aşık olsun.
😊
Genç kız olma yolunda, zamanıdır…
Tabiat kanunu, sevmekten, sevilmekten yüce ne var bu dünyada?
Allah…
Cümle evladın karşısına insan evladı birisini çıkarsın, cümle evladın karşısına!
Keşke tüm dertler bu kadarcıkla kalsa (…)

Tarih tekerrürden ibarettir

Nasıl ki Türk bir kimlik bunalımındaysa, ne istediğini, hangi yolu tutacağını, aidatı ve bağlılığı, hangi tarafa ait olduğu hakkında bir fikir sahibi değilse…
Müslümanlar da bu kimlik bunalımı yaşamakta.

Üzülüyorum…
Üzülmekle birlikte biliyorum ki bu bunalımlar, bu zor süreç kendini bulma, benliğini kazanma yolunda gerekli!

İnsan psikolojisi açısında bakıldığında, yani birey bazında, bireyden yola çıkarak bu olguyu bireyin mensubu olduğu topluma yansıttığımızda, karşılaşacağımız manzarayı insanın ergenlik çağı ile kıyaslayabiliriz. Nasıl ki bir genç çocukluk safhasından yetişkinlik çağına geçişte zorluklar yaşıyorsa VE ÖZELLIKLE çevresi tarafından tenkit, nasihat gibi aslında iyi niyetli “yönlendirmelere” maruz kalıyorsa
Toplumlarda bu safhalardan geçmek zorunda.
Örneğin Hristiyanlıkta yaşanan 30 senelik savaş (Katolik – Protestan savaşı) Hristiyanların “kendilerini bulmalarında, birbirlerini bulma ve anlamada” çok önemli bir rol oynamıştır. Hatırlı okuyucularım bilirler yıllardan beri savunduğum bir tezdir; Hristiyanlık ve Müslümanlık arasındaki düz hesap 600 senelik fark insan ve toplum açısından, benliğini, kişiliğini bulmak açısından çok önemli bir zaman dilimidir. Kısacası…
Hristiyanlar, bizlerin yaşadığı >>> her şeyi <<< bir şekilde yaşayıp, yetişkinliğin getirdiği tecrübe safhasına geçerek, olgunlaşma – durulma” aşamasına geçtiler.
Ben mesela, alenen, uluorta ilan ettim;
Mezhebim yok benim!

Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resulühü

Elhamdülillah, Müslüman bir ana – babanın AMA IYI AMA KÖTÜ yine Müslüman bir evladıyım…
AMA…
Mezhepçiliği tanımıyorum, tıpkı Atatürk milliyetçiliği dışında Türk milliyetçiliğini tanımadığım gibi!!!

Sorun…
Problem, sesiz çoğunluğun sesini çıkarmamasında!

Görüyorum…
Görüyorum ya görüyorum, yaşıyorum…
Hem orada hem burada, dil ile elhamdülillah Müslümanım, milliyetçiyim(!???)
Uygulamada…
…!

Böyle ne Müslümanlık ne milliyetçilik olur…
Başına bir paçavra sarmakla ne namus, namus ne ahlak, ahlak ne Müslüman, Müslüman olur…
Ve birçok insan sesiz sedasız dini inançlarından, milli duygulardan uzaklaşmakta…
Özünü yitirmekte…
Dini ve milliyetçi duygular, aşırıya kaçmamak şartı ile insana benliğini, kişiliğini…
Güven…
Ve yerini, konumunu bulmada önemli birer yardımcı, destek, dolayısıyla gereklidir.

Laiklik ilkesi ise…
Toplumsal yaşamda bir nevi düzenleyici, frenleyici bir “görev” üstlenerek bireyin, bireyselliğini yaşayabilme teminatıdır!

Lütfen…
Kim olursa olsun, hangi tarafın yönlendirmelerine maruz kalırsanız kalın…
Siz, siz olun…
Iman’ınızı, inançlarınızı insan olduğunuzu, sadece birer insan olduğunuzu unutmadan, aşırıya kaçmadan yüreğinizde muhafaza ediniz. Çok şey kaybettik dostlar…
Çok önemli değerleri…
Bizi biz eden…
Atadan kalma gelenek, göreneklerimizi…
Ama en başta sevgiyi, hoşgörüyü, terbiyeyi ve saygıyı…
Kaybettik…
Özümüzü yitirdik!