Sadece bildik mi, macera mı? Diyorum, sadece bunu söylüyorum!

“Şeytan diyor ki!”
28 Haziran 2018

Seçim sonuçlarını Can Pulak’la inceleyip eğrisini doğrusunu tartıştık. Düşüncelerimiz genellikle birbiriyle örtüşüyor.
Biliyorsunuz Pulak, 9’uncu Cumhurbaşkanı Özal’ın gazeteci kökenli baş danışmanıydı. Uzun yıllardır siyasetin içindedir, politikanın girdisini-çıktısını, seçimin psikolojisini iyi bilir.
Sohbet ederken bana dedi ki:
“Son 16 yıldır hep benim oy verdiğim partiler kaybetti. Şeytan diyor ki, kazanan bir vatandaş olup bunun zevkini yaşayayım diye bir defa da AKP’ye mi oy versem acaba? Ahir ömrümüzde hiç galibiyet görmeyecek miyiz yaa?”
Can Pulak tabii ki espri yapıyordu.
Benim bildiğim arkadaşım, kafasına tabanca dayansa bile Atatürk karşıtı bir partiye oy vermez! Hiçbir şeytan da bizim gibilerin aklını karıştıramaz!
Can Pulak açık sözlü biri olduğu için sohbetimiz sırasında ilginç tespitlerde bulundu.
* * *
“Kim ne derse desin adamlar seçimi yine kazandı kardeşim. Şöyle yaptılar, böyle yaptılar da kazandılar filan, hepsi hikâye… Bunlar seçim işini biliyorlar… Bunca rezalete, yanlış uygulamalara, devleti gırtlağına kadar borca batırmalarına rağmen, üstelik de şikâyetlerin ayyuka çıktığı bir dönemde seçimi kazanabiliyorlar.”
“Ekonomik göstergeler de kötü!”
“Evet, ekonomi çıkmazda, tarım batmış, enflasyon gelirleri eritiyor, işsizlik alabildiğine artmış, çalışan kesim geçime para yetiştiremiyor ama ülkeyi yöneten parti sandıktan başarıyla çıkabiliyor. Buna mazeret bulup uydurmak yerine yanlışın nerede olduğunu araştırmak lâzım!”
“AKP’nin aldığı oy yüzde 41 küsur… Aslında büyük çöküş var. Yüzde 49 buçuktan indi bu seviyeye. Tayyip Bey daha önceden olacağı görüp Devlet Bahçeli ile ittifaka gitmeseydi, partisi azınlığa düştüğü gibi başkanlığı da ilk turda kazanamayacak, ikinci turu da tehlikeye sokacaktı.”
“Doğrudur. Sandıktan kazançlı çıkan parti MHP oldu. Nasıl oldu, nasıl başardılar bunu anlamak mümkün değil. Parti ikiye bölünmüş, İYİ Parti’nin doğumuyla hayli güç kaybetmiş ama seçimde oylarını muhafaza etmiş. Seçim ve politika matematiğine aykırı bir durum bu…”
“Bir miktar AKP destek çıkmış, önemli bir miktar da hapisteki 250 bin kader mahkûmu ve onların milyonu bulan aile fertleri oy vermiştir.”
“Haklısın. MHP seçimden önce mahkûmlara af isteyen tek partiydi. Zaten MHP olmasaydı AKP de Erdoğan da bu seçimi kazanamazdı. Devlet Bahçeli en kritik zamanlarda Erdoğan’a destek olmayı âdet haline getirdi. Hayret ettiğim tek şey, her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldıklarını söyleyen bir iktidar partisiyle, milliyetçi olarak bilinen MHP’nin kolayca anlaşabiliyor olması!”
“Muharrem İnce’ye ne diyorsun?”
“Hitabet kabiliyeti güçlü. İyi bir performans gösterdi ve haklı alkış topladı. Sonuçları efendice kabul edip rakibini kutlama nezaketini göstermesi de büyük olgunluk.”
“Kılıçdaroğlu’na rakip olur mu?”
“Eli mahkûm, eninde sonunda mutlaka olacak!”
KIYMETİNİ BİLEMEDİLER!
“İYİ Parti yeterli oyu alamadı ve başarılı olamadı” diyenlere katılmıyorum.
İYİ Parti daha bir yılını bile doldurmayan çiçeği burnunda genç bir parti… Girdiği ilk seçimde yüzde 10 gibi ciddi oranda bir oy yakaladı ve 43 milletvekili ile Meclis’e girdi.
Bunun adı başarıdır. Daha ne olsun?
Üstelik iktidarın devlet gücünü kullanarak Meral Akşener’e çıkardığı zorluklar, mali imkânsızlıklar da vardı. Bütün bu engellerin aşılması başarı değil de nedir?
Yüzde 11 oy alarak 49 milletvekili çıkaran MHP’yi başarılı görüp, yüzde 10 oy alarak 43 milletvekili çıkaran İYİ Parti’yi başarısız görmek haksızlıktır.
Meral Akşener “Başkanlık Yarışı”nı kaybetmiştir. Fakat, 4 buçuk milyon civarında oy alan partisi Meclis’e girmiştir. Bu başlangıç için yeterlidir.
İYİ Parti şimdi Meclis’te “Grup Başkanı”ı seçecek. Ben o göreve en lâyık kişinin Aytun Çıray olduğunu düşünüyorum. Tabii ki karar İYİ Parti Meclis Grubu’nundur.
* * *
Ben en çok seçimde Akşener’i desteklemeyen kadınlara şaşırıyorum.
Ülkemizde ne kadar çok “erkeklerin halayığı” olmak isteyen kadın varmış?
Kırk yılda bir Meral Hanım gibi kadınların yüz akı bir lider çıktı, onun da kıymetini bilmediler! Ben kadınların Akşener’e sahip çıkmalarını beklerdim. Yazık!

https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/rahmi-turan/seytan-diyor-ki-2491550/


Not: Evet nezaket sahibi, ISMININ hakkını veriyor…
İnce, nazik AMA…
Bize hanım evladı değil PARDON…
İstanbul fırlaması gerekli…
Hayat yoğurmuş, hayatin YINE PARDON parmak attığı, mıncıkladığı biri!

Normal zamanlarda EVET INCE…
AMA…
İnce(liğin) zamanı değil!

dolar 4,60 Euro 5,33

İzmirlimin dediği gibi “CHP kurtulmadan vatan kurtulmaz!”

Bunakların hepsine dur demeli!
Çok bile 55 üzeri…
Kadının, erkeği en verimli zamanı, otuz ile elli arası, bu arada yani!

Biyolojik saatten söz etmiyorum kardeşim…
Birikim…
Hafıza daha zinde, refleksler yerinde…
Karar almak ve uygulamaya koymak, aldığın kararların ardında durmak!

Bunakların hegemonyasına dur demeli…
Ki benim yaşım 53 bende bu kervana katılmak üzereyim, anla yani…
Kafa tasçı değilim, kan manyağı…
Ama genç ve zinde insanların görüşüne ihtiyacımız olduğu kanısındayım…
Genç, atik, bilgili hayal sahibi, hayallerini yaşayabilecek ve yaşatabilecek güçte insanlara ihtiyacı var bu memleketin. Ben Atatürkçüyüm, onun hissiyatına bağlı, düşüncelerine…
Emanet etti gence…
Ve ben eminim Atatürk gençliği alacak direksiyonu eline!

Çok okuyan mı bilir yoksa çok gezen, gören, yaşayan mı?

Çok kızgınım Ona, yok O olay yüzünden değil…
Onun kokusu eninde sonunda çıkacak…
Zikzaklarına…
O yüzden kızıyorum. Yeminliyim, kısa bir süreliğine düşündüm yazayım mi ona yazmayayım mi diye.

Yok…
Ben ne kendimi ne başkasını çiğnemem…
Yazmamaya karar verdim ama sizlerle seve seve paylaşırım…
Bu yazıda son zamanlarda yaşadığı zikzakların, düşüncesizliğinin bir eseri olmalı…
Lütfen önce Soner Beyi okuyalım:

oku

Siyasete, Türk siyasetinde istifa mekanizması üzerinde çok yazıp çizmişimdir…
Anlatmışımdır, arşivlerim meydanda kendimi örnek göstererek…
Özel sektör “temsilcisiyim”, şans bu ya Allah nasip etti devlet kapısını da gördüm…
Öbür mahalleyi…
Hem de oldukça önemli bir pozisyonda. Anladım ki…
Hem bu mahalle hem öte mahalle her biri kendi açısından haklı durumda!

Gel de Einstein’ı anma; görecelik kuramını!

Dünyanın neresinde olursan ol, özel sektörün tabiatı gereği bir hata, bir yanlış hoş görülebilir…
Bir ikincisi, üçüncüsü hele dördüncüsü asla. Başarısızlık af edilmez, edilemez!

Bırakalım diğer ülkeleri, ben Almanya’yı BILIRIM, Almanya’yı anlatayım size…
Özeli olsun, tüzeli…
Yanlış yapan, başarısız olan üstlendiği sorumluluk gereği alır ceketini gider…
Bu bir kültür meselesidir, bir anlayış…
Unutulmamladır ki bozuk bir saat bile günde zamanı iki kez doğru gösterir…
Aman efendim iyi ki bir 15 milletvekili…
Aman o ne muhteşem bir manzaraydı öyle yürüdü…
Aman ne büyük ne başarılı bir eylem…
Ya partisine ya devletine ya milletine yanlışları, tecrübesizliği, düşüncesizlikleri ve bilgisizliği ile…
GÖTÜRÜLERI…
Ne olacak?

Yok efendim…
Bu bir gerçek Türk milleti gözü ile değil götü…
Yüreği ile değil kulakları…
Beyni ile değil s.ki ile…
Görür, his eder ve düşünür(!)

Evet…
Ben bir hesap – kitap insanıyım…
Evet…
Allah akıl vermiş kullanırım, mantık benim göbek adım…
Yok Soner Beyciyim o kadar basit değil bu işler…
Liderlik…
Mesuliyet ister!

Not:
O hoca var ya, O hocadan da ne köy olur ne kasaba…
Gerçek şu ki şu an AK Pezevenkler dahil kimse yok piyasada!

### Şimdi nedeni BELLI OLDU neden KAHPENIN kazandığı! ###

Piyasalarda ara cevabı demedim ben size, PARA…
Levrek ilişkisini kurmadım mi?

Trump geri zekâlısı ticaret savaşlarından sonra, Çine ve Avrupa’ya yönelik…
NAFTA…
NAFTA’ya karşıda savaş ilan etti ARTI ticari petrol savaşları…
Tüm müttefik ülkelere heyet yollanacakmış İran’dan petrol almayın…
Tayyipistan en iyi müşterilerden…
AB(D)’ye hayır diyecek gücü olabilecek mi?

Sanmam…
Yüklü petrol zamları zaten bekleniyordu ama bu YENI bir gelişme…
Haktir sana gülüm, hak…
Sözden anlamayanın hakki kötektir…
Hem de pestilini çıkarırcasına!

Milli ve yerli gavatlar…
Milli menfaatler gereği HAYIR demeli…
Diyebilecekler mi???

Yok kadın sözüm sana değil gülümmm
Senin pestilini ancak ben çıkarabilirim!

😊

ABD – Israil işbaşında

Iran kaynıyor, yıkamadılar Mollaları ama bu sadece bir vakit ve nakit sorunu…
Sıra Tayyipistan da…
Hazır olun Türbanlı bacılar, aradığınız, özlediğiniz değişiklik yolda!

Sahiii…

Cihat neydi???
Düşmana karşı savaşırsın da yabancıya…
İnsan kendi içinden olanla nasıl savaşır, mücadele eder?
Yanıtlanması gereken soru bu!

Atatürk zamanında da vardı işbirlikçi…
Vahdettin yanlısı bağnaz, cahil kör bir kitle…
Sosyologların, psikologların yanıtlaması gerekir…
Bilimin ışığında örgütlenmeli, en güzeli bir damla kan akıtmadan…
Bu millet nasıl kendine gelir bunun yol ve yöntemleri araştırmalı, teşhis koyup tedaviye başlanmalı.

Ancak görüyoruz ki Milli Hezeyan Partisi büyük birlik içinde…
AK Pezevenkler ile…
Ve yine ihanetin doruk noktası yaşanmakta bu cumhuriyeti kurucu parti içinde…
Koltuk sevdalıları koltuk kavgasında…
Köşe kapmaca…
Rabbim cihadın büyüğünü nasip eyle bu millete, etsin kendi nefsi ile kendisine karşı mücadele!

Kendime sordum; ulan Habipler neresi?

Sultangazi…
Abibeyköy misali…
Allah, Rabbim ver akil ver fikir ver güç ve kuvvet…
Ver Mevla’m ver, rahmetini akıttığın gibi akit üzerimize…
Görsün, anlasın bu millet geçekleri…
Kimlerin eline kaldığımızı…
Anlasın Allah’ım.


dinle

Ve tekrar soruyorum: Kılıç mi kalem mi? Bunlardan mı korktunuz?

Sana yârim saat içinde basit bomba yapmasını öğretirim, bir haftada tahrip gücü yüksek zaman ayarlısını!

Boşuna silah demiyorum…
Nefsi müdafaa…
Boşuna söz etmem ben…
Ama gönül ne istiyor biliyor musun?
Gel ver elini bana öğreteyim sana sanatı, tartışalım güzeli, edepli ve edepsizi…
Gel okuyalım edebiyat eserlerini, konuşalım üzerine…
Gel tartışalım derin felsefi düşünceleri, esinlenelim seninle birlikte…
Gel öğreteyim sana sevmeyi…
En güzel aşk ile yaşamayı…
Gel öğreteyim vatan ve millet sevgisini, bu uğurda görelim can verenleri, ziyaret edelim gazileri.

Gel öğreteyim ben sana…
Güzeli…
Silahta güzel ama kılıç misali…
Bir tarafı koruyup, kollarken diğer tarafı can alır, yakar, yıkar…
Gel ben sana en iyisi öğreteyim güzeli, insana, hayvana, tabiata iyi ve faydalı olanı!

24. Haziran gecesi

izle

izle