Kendini açık etme kadın, biliyorum, EMINIM sen olduğundan

Gördüm göreceğimi…
😊
“Uzak dur” benden…
Kendini benimle bağlantıya getirme ne olur ne olmaz…
Bazı gariplikler, açık edemem. Kendim izlemedeyim.
Gitmem lazım, canim istemiyor. Senden saklayacak değilim, saklamam, biliyorsun parçamsın…
Ben sen, sen ben AMA açık açık anlatamam. Şifreli bile anlatılmaz.

Start-Up (yeni kurulan girişimci şirketleri)

Biliyor musunuz sevgili okuyucularım, değerli dostlar…
Ülkemizde herkes, her şeyi istismar eder oldu bu doğru…
Ayaklar baş olunca dünya tersine döndü…
Ben…
Onu bunu hor görmüyor, kimseyi küçümsemiyorum…
Ben kimim neyim ki karşımdakini hor göreyim, küçümseyeyim?

Anam soğan babam sarımsak…
Evet, İstanbulluyum, gerçek yerlisi. Aile görgüsü, te kökten, çekirdekten yetişme…
İstanbul Türkçesi, İstanbul terbiyesi…
Akıncılar köyü, ağa torunun torunu, toprak zengini…
Anlatmışımdır babaannemi, “konaklara, saraylara” evlat verilişini…
Özellikle…
Rahmetli babamı, halamı nasıl yetiştirdiğini. Terbiyenin, görgünün kökenlerini…
Beni ve “ablamı”
NEDENI(!)

Buralarda öyle anılırdı rahmetli…
İstanbullu Kadir, çünkü hali, davranışları bir başkaydı konuşması…
Valide…
Anlatır çocukluğunun ihtişamını, büyük, büyük babayı…
Ağayı…
Sonradan “fakir” düşmelerini. Para her şey değildir kardeşim AMA görgü, ama terbiye…
Ama bilgi!!!

Kökten, çekirdekten, çocuk yaştan ölünceye bir süreçtir, seni sen, beni ben eden!

Anlatıyor NAMUSSUZ, ADI hırsız yaptıklarını…
Gözler sürmeli, öyle ağır bir sürme ki gözler yumulmuş, kapanmış…
Görmez olmuş, öylesine yoğun bir materyal harcaması…
Ama kızıyorum ama küfür ediyorum ÇÜNKÜ insan hata yapar, görmeye, bilmeye bilir…
Ama anlatırsın, SABIRLA anlatırsın, bir, iki, üç…
Bilemedin beş, on…
Anlamazsa, anlamamakta ısrar ederse sonunda patlarsın ya…
Sabır taşı olsan çatlarsın!!!

Yapılan yollar, hanlar, hamamlar, köprüler, tüneler…
Hepsi borç, hepsi yük…
Torununun torunu daha ödeyecek bunların bedelini…
Osmanlı torunları bunlar, Osmanlı…
Kapitülasyonların çağa uydurulmuş hali!

Finansman dedikleri bu…
Kapitülasyon…
Öğleden sonra fırsat bulursam OKU uluslararası gerçek UZMANLARI, USTALARI…
MORATORYUM kapıda (devletin borçlarını ödeyememe durumu)
Yayınlayacağım görüşleri!

Çekya değil kardeşim, bunu bir Ilber Ortaylı Beyefendi bile ortaya atmış olsa, bu deyimi…
Çek Cumhuriyeti…
NOKTA!

Çek Cumhuriyeti’ni örnek göstermek istiyorum sizlere…
PPP, evet ama faydalı, GETIRILI şekli!

Çünkü getiri olacak ki götürüyü karşılaşın…
Üreteceksin ki tüketesin!

Çek Cumhuriyeti’nde otomotiv sanayi…
Köklü bir geçmişe sahip…
SKODA marka, VW satılanmış olsa bile SKODA bir Çek markası…
NOKTA

AMA asil önemlisi, bu yüzden de ÇOK değer veriyorum Üniversitelere…
Eğitime kardeşim eğitime…
Nicelikli değil nitelikli eğitime, KALITELI…
Kendim gördüm ya kendim, bu gözler gördü bunu…
Bazen anlatırım laboratuvar ortamında çalıştığımı Almancada…
Reinraum dedikleri…
Bir TOZ TANECIGI olmaz, girmemeli bu laboratuvarlara…
Wafer (mesela işlemci, hani bilgisayarın “beyni”) …
Veya tıbbi cihaz üretimi…
O kadar çok girip çıktım ki araştırma ve geliştirme (Forschung und Entwicklung) kurum ve kuruluşlarına, özel teşebbüslere, şirketlere…
Gördüklerim, şahit olduklarım, ANLADIKLARIM…
Görüşlerimi, düşüncelerimi TAMAMEN değiştirdi.

Üniversiteler…
Sadece eğitim kuruluşları değildir, MESELA…
Bilmem ne araştırma hastanesi üniversitesi…
Evet…
Üniversiteler aynı zamanda birer araştırma ve geliştirme kuruluşudur, bilimsel yayınlar…
ÜLKEMIZDE…
İçler acısı!

İnsani, sosyolojik, teknik…
Ya aklına ne gelirse her şey araştırılır, geliştirilir…
SORGULANIR…
Ve sorgular yeni sorular ardından getirir!

Almancan olmasa bile…
Dünya çapında yapılan bir istatistik…
Ülkelerin…
Gayri Safi Milli Hasılanın (GSMH) yani ülkenin toplam gelirinin…
Kaçta kaçını örneğin savunmaya, eğitime, sağlığa vesaire harcadığını gösterir…
Burada; Araştırma ve Geliştirme…


+

Sen istersen doksan dokuz tane üniversite aç, üniversiteleri BÖLEREK…
SÖZDE…
Yeni eğitim kuruluşları “yarat”
Sen bu kurum ve kuruluşlara yeterince bütçe ayırmadıkça…
Üniversite mevzunu yığınlar yetiştirirsin ama bu çocukların ne kendisine ne ailesine, vatan ve millete, insanlığa faydaları olmayabilir.

Üniversiteler…
Sanayi ve yan sanayi denilen sanayiye destek vererek YENI IŞ SAHALARI AÇAN…
Start-Up’lar yaratamadıktan, destekleyemedikten sonra…
Ne yaparsan yap NAFILE!

Israil neden Israil?
Almanya neden Almanya, Amerika, Amerika?
Kiii…
Almanya’da kıyametler kopuyor bu konuda, yeterince bütçe ayrılmadığı için…
Evet, Alman eğitimi yozlaşıyor(!)

Askeriye kardeşim askeriye…
Asker…
Donanımsız istediği kadar kahraman, istediği kadar cesur olsun…
Sadece dürbün önünde bir hedeftir…
Girdiler mi oraya buraya, sözde lider kadrolar imha edildi, isim açıklasana…
Asker ve ikmal…
Asker ve gerekli donanım olmadıkça, bunu sağlayamadığın sürece…
MAALESEF…
Mehmetçik canlı bir cesettir(!)

Bu…
Son cümleyi yazarken içim nasıl acıdı, nasıl oldu anlatamam…
Ama gerçek bu!!!

Üniversitelerimizde benzerdir bu böyle biline…
Çek Cumhuriyeti bunu başardı…
Yeni yeni teknolojiler geliştiriyorlar…
Hocaaa…
Yemeni duyun beni…
Olmadı sen duy beni PEZEVENK…
Üniversiteler, sanayi VE yan sanayi el ele…
İş sahaları yaratıyorlar, vatana millete fayda!

Önem verin üniversitelere…
Çok önem verin araştırmaya ve geliştirmeye!

Önder

Açılış: Dolar 4,67 Euro 5,44

Paranın izini takip et kardeşim, paranın izini takip et!

Dün…
Eve gelir gelmez uyumuşum, sabah TAM üçte uyandım, ama ne ağrılar…
Kıpırdayamıyorum, kendimi ZORLA UYUTTUM…
Tabii uyuyana kadar bazı şeyleri düşündüm, hazırladım. Bakma…
VALLAHI BILLAHI pişmanım, GÖNÜL ISTIYOR bildiklerimi sizlerle paylaşayım…
Halim yok…
PPP mesela, diğerleri hep kesip atmak zorunda kalıyorum, KARAR VERDIM…
YA yazmayacağım artık VEYA doğru düzgün yazacağım, kesip atmadan…
BITIREMEYECEGIMI ANLADIGIM KONULARA bir daha girmeyeceğim, yok gücüm yok kuvvetim…
UZATMAYACAGIM, anlayın veya anlamayın ki anlamadığınız şeyleri anlatmanın bir anlamı YOK…
Parmaklarım bile acıyor, parmaklarım…
Nasıl yapacağım bilmiyorum. DÜRTÜM, görüyorum ya görüyorum…
Akademisyenden sokaktaki insan okuyor, demek ki insanlara bir şeyler verebiliyorum…
ÖNEMLI OLAN BU!!!

Sabah altı gibiydi uyandım, sekiz gibiyi beklemek zorundayım, ilaçları içmeden YOKSA uyuşturucuyu gün içinde üçüncü bir kez almak zorunda kalıyorum. Kimya fabrikasına döndüm!
Tesir etmeye başladı gibi, yazacağımı yazayım, yayınlayayım…
SON BIR ÇAGRI, son bir sesleniş…
Ondan sonra yok on bir değil…
Önder kaçtı!

Tahtakale

Dün sizlere Karaköy Yüksek Kaldırımı anlattım, Kasımpaşa’yı…
Bugün…
Geç Halici, çık mesela Mahmutpaşa yokuşunu doğru Tahtakale’ye, dövizcilere…
Gençlik yıllarımdı, siyasete çok erken ilgi duymaya başladım, İstanbul Üniversitesi…
Meydanlar…
Git Kapalıçarşı’ya, dal içine…
Sahaflar çarsısı, kitapçılar. Ah ne güzel günlerdi onlar.

Gencecik bir diama, sözde erkeğiz ya…
Siyasetten, silaha hele hele Türkiye gibi bir yerde bir adım…
Sadece bir!

Ama konumuz silah değil para ve paranın kalbi, dövizin, Tahtakale’de atar…
Kapalıçarşı’nın hemen arkasında, “koca” bir semt diyebiliriz, daracık sokaklar. Bakalım fısıltılar…
Resmiler konuştu, gayri resmîleri de bir dinlemek lazım…
Ki ONLAR BILIRLER…
Yarın için ne diyorlar!?

Akşama kadar bir izlemek lazım, bakalım!

18 yaş üstü

Vallahi billahi böyle diyor:
“Biz Ferhat gibiyiz, sizler Şirin. Ferhat Şirin’e kavuşmak için ne yaptı? Dağları deldi, bizde deliyoruz”

Vallahi kardeşim…
Benim bildiğim…
İki aşık bir araya geldi mi…
Ferhat…
Şirini ne yapar?

…!

İnanırım kardeşim inanırım…
Akılları fikirleri iki şeyde…
Biri para diğeri bacak arasında!

WD40’ın çok kısa hikayesi

Hep anlatmaya çalışırım derdimi…
Uyarmaya çalışırım SENI…
Ömür dediğin bankalar, sigortalar, Frankfurt Borsasında geçti…
Ve daha nerelerde nerelerde hayal bile edemesin…
Kurtlar, tilkiler, çakallar arasında…
Profit denilenin doruk noktalarında.

Zirveleri de çok gördüm, yerin neredeyse yedi kat dibini de…
Para…
Bir gösterge ona göre!

WD40…
Bir yağ, Norman Lawson tarafından 1953’de icat edildi…
Kırkıncı deneyişinde istenilen sonucu elde etti…
Türkiye demeyelim, Tayyipistanda da var!

Bu yağ çok kullanımlı, çok amaçlı bir yağ…
Hatırlı okuyucularım belki anımsayacaktır, derim…
SILAH, KADIN gibi…
Tehlikeli, her kadın her erkeğe uymayacağı gibi, her erkek her kadını taşıyamadığı gibi…
Ve tersi…
Her silahta her ele uymaz, SONRA…
Evet, sonra silah kadın gibi sevgi ister ilgi ister bakım ister…
Anlayacağın…
Meşakkatli bir vaziyettin ta kendisi!

Bıçak gibi kesici, delici…
Bir tabanca gibi ateşli!
😊

Sizi bilmem ama ben yeminliyim, yeminli…
Ola ki inşallah olmaz, inşallah barışçıl ve kan dökmeden, hiç ihtimal vermesem de…
IKTIDARSIZLIK değişir!???

Bu yag…
Amerika Birleşik Devletleri askeriyesi tarafından silah bakımında kullanılır…
NOKTA

Anla ya anla…
Madem söz açıldı yağdan, YOK…
Yağcılıktan değil, nefret ettiğim bir başka nokta, reklam değil, sadece bilgi…
Caramba (Carambita lanet olsun diye tercüme edebiliriz, İspanyolca) buna benzer bir yağ…
ARTI…
Elektronik çevrelerde de kullanılabilir. AMA silah için KULLANMA…
Silah için benim tercihim, Ballistol…
WD40 gibi ikisinin de PAS önleme özelliği var AMA Ballistol daha etkili. Türkiye’de var mı bilmiyorum!

Ben sana DEMEDIM MI? Beni bekliyorlar!!! NEDEN her şey benim masam üzerinden geçmek zorunda???

Nefret ediyorum…
İllet oluyorum görgüsüzlüğe…
Tahammülüm yok terbiyesizliğe…
Adap-ı muaşeret mümkün olan her an ve her yerde!

Allah belamı versin yalanım varsa, kendimi Erdoğan gibi his etmeye başladım…
O…
İstediğinden, kendinden başkası olmadığını zannettiği için, kendine aşık bir tipleme…
HERKES ona mahkûm olsun, muhtaç olsun(!)

Ben aksiyim aslında, herkes iyi olsun bileyim…
Ne muhtaç olayım ne muhtaç olsunlar. Görmem şart değil, sadece bileyim iyiler…
Sevdiklerim, değer verdiklerim.

Sabah on gibi Wiesbaden’deydim….
Eve ufak tefek bir şeyler lazımdı, ana bu ne dükkân kapalı…
Hemen telefona sarıldım; oğlum ne oluyor?
“Ağabey yoldayım, halden geliyorum.”
İşçi?
“İki günden beri haber alamıyorum, ulaşamıyorum!”

Delirdim ya delirdim…
Çocuk ne yapsın? Onun suçu değil ki!???
Hani yeni bir işçi almıştı, efendi bir çocuğa benziyordu, “güvenilir”
It…
İki gündür yok ortalıkta, ya bu çocuk senin ekmeğini vermiyor mu?
Millet alışmış nasılsa…
Daya g.tünü alman devletine, yaşa!

Saat on olmuş dükkân kapalı!

EKMEKLE oynanır mi?
Hadi kendi ekmeğinle oynuyorsun, âlemin ekmeği ile oynanır mi?
Bile, bile…
Aile var öte ucunda, çoluk – çocuk…
Hayatımda en korktuğum şeylerden biridir EKMEK…
Lokma ile oynanır mi?
Ne çoluğumun – çocuğumun nafakası ne kendimin, sevdiklerimin…
Veya…
Yedi kat elin!!!

Hani sertifika…

Devam edecek akşama