Mitili, bu gençlere yazık değil mi?

Bİr, sözde bilmiyorum yani…
Adana deyimi…
Ilk defa duydum, yeni bir kelime öğrenmiş oldum…
Mitili*…
Zehirlediler…
Türk gençlerini, gençliği…
Türk…
İslam sentezi, s.kmisim beyninizi!

Haberlerde…
Gencecikler daha gencecik, kızlı erkekli…
Her biri yapıyor “Bozkurt işareti”

Çocuklar…
Yavrularımız, evlatlar…
Var mı, söyle var mı Atatürk’ten öte Türk milliyetçisi?

Sizler hatırlamazsınız, bekli bilmezsiniz…
Yıllarca kırdırdılar bizi…
Birbirimize…
Biri sağ köşede diğeri sol…
KANLI…
Bir “boks maçı”
KAYBEDEN…
Hep gençler, sağ olsun sol…
Neydi alıp veremedikleri?
Bu topraklar HEPIMIZIN değil mi?

Ve MHP, Milli Hezeyan Partisi…
Başında bir bunak…
Kalkamaz koltuğundan, yapışacak…
İnşallah İstanbul’a…
Tarihin tozlu raflarına!

* Mitili atmak deyimi Türk Dil Kurumu’na (TDK) göre, bir yere yapışıp kalmak, kurulmak, kalkmamak gibi anlamlara gelmektedir.

Düşün düşün boktur işin. Ah önder ben senin ağzına yüzüne s.çayım

Bildiğin mesele, bir düzelme…
HAYATIMDA istemedim KIMSEDEN yârdim…
Belki…
Bir elin parmaklarından az 54 yılda…
Yxxx dedim böyle böyle, sakin bir anında ara beni belki yârdim edebilirsin…
ANINDA…
Döndü geri.

Aklıma ne geldi biliyor musun?
Kerhane rehberi…
Hatırladın mi, ya bizim bu millet…
Valla!

😊

Bu arada affedersin Tayyip isal oldu…
Gidiyor patır patır, dökülüyor ekonomi!

Bursaaa…
Pardon borsa 92899 Alamanya saati 15:51’de yani!

Ben yazsam inanmayacaktınız, oku İzmirlimi, OKU

Hayvan deyince hakaret sayıyorsunuz…
Pezevenk…
Pezevenk, hayvan ise hayvan…
Ve kalacak anlaşılan!

Terbiyesiz İzlanda
11 Haziran 2019

Milli takımımızı İzlanda’ya girerken havalimanında saatlerce beklettiler, mikrofon uzatıyormuş gibi tuvalet fırçası uzattılar.
Sayın hükümetimiz bu terbiyesizliği cevapsız bırakmadı, Oslo büyükelçiliğimiz aracılığıyla İzlanda’ya nota verildi.

İyi de…
Niye direkt olarak İzlanda büyükelçiliğimiz aracılığıyla nota verilmedi de, tee Norveç büyükelçiliğimiz aracılığıyla nota verildi?

Sene 1627…
12’si kadırga 15 parçalık filosuyla Manş Denizi’ni kateden Murat Reis, Danimarka ve Norveç kıyılarını talan ettikten sonra, kutuplara doğru yelken açtı, karşısına yemyeşil bir ada çıktı, İzlanda, derhal demirledi.

Murat Reis, aslında korsandı.
Aslında Türk değildi, Hollandalı’ydı.
Asıl ismi Jan Janszoon van Haarlem’di.
O zamanlar resmi izinle korsanlık yapılıyordu, mesela İngiltere devletinden ferman çıkartırsan, İngiliz gemilerine dokunmamak şartıyla, sadece İngiltere’nin düşmanlarına saldırmak koşuluyla korsanlık yapmana izin veriliyordu.
İngiltere ve Hollanda devletleri bu resmi korsanlık faaliyetlerini yasaklayınca, Hollandalı Jan Janszoon şak diye müslüman oldu, Cezayir beylerbeyinin himayesine girdi, Osmanlı denizcisi oldu.
Murat Reis olmadan önce Jan Jansz, John Barber, captain John, little John, Caid Morato isimlerini kullanmıştı.

İzlanda’nın altından girdi, üstünden çıktı.
26 gün orada kaldı.
400 civarında esir aldı, bazılarını fidye karşılığında İzlanda’ya iade etti, bazılarını köle olarak Akdeniz limanlarında sattı.
Sarışın kızları ganimet aldı, hareme mareme hediye etti.

İzlanda bizimle böyle tanıştı!

İzlanda’nın bizimle böyle tanıştığını nereden biliyoruz… Esir alınan ve fidyeyle serbest bırakılanlar arasında Olaf Eigilssson isimli bir papaz vardı, yaşananları kitap haline getirdi, oradan biliyoruz.

Murat Reis’ten sonra Ali Biçin Reis daldı İzlanda’ya.
800 civarında esir aldı, sattı.
Ali Biçin Reis de aslında Türk değildi, Venedikli’ydi.
Asıl ismi Piccinnino’ydu.

İzlandalılar bizi öylesine sevdiler ki (!) aradan dört asır geçmesine rağmen “Tyrkjaranid” diye bir kavram var hâlâ İzlanda’da…
“İnsan çalan Türk” anlamına geliyor!

Ve, bu travmatik hadiseden hemen sonra “bize özel” bir kanun hazırladılar.
İzlanda topraklarında Türk öldürmeyi suç olmaktan çıkardılar!

Evet, Türk öldürmeyi serbest bıraktılar.

Taa ki 1970’e kadar…
1970 yılında bu kanunu iptal ettiler.

Ama…
Türkiye’yle asla direkt diplomatik ilişki kurmadılar!

Türkiye İzlanda’ya bir şey söyleyecekse, Oslo büyükelçimiz aracılığıyla söylüyor.
İzlanda Türkiye’ye bir şey söyleyecekse, Kopenhag büyükelçisi aracılığıyla söylüyor.

Yani anca, Danimarka ve Norveç üzerinden konuşabiliyoruz!

İzlanda’da büyükelçimiz olmadığı için, soykırım rezaletlerinde olduğu gibi “büyükelçimizi geri çektik” falan diyemiyoruz!

E hal böyleyken, vay efendim tuvalet fırçası uzatılmış filan…
Kardeşim, daha düne kadar İzlanda’da bizi öldürmeleri bile suç değildi, tuvalet fırçasından mı rencide oldun?

Üstelik…
Matahmış gibi, Sierra Leone’ye büyükelçilik açtık diye övünürken, Ekvator Ginesi’ne büyükelçilik açtık diye gurur duyarken, Angola’ya büyükelçilik açtık diye onur duyarken… İzlanda’ya neden Oslo üzerinden nota verdiğimizi merak etmene gerek var mı?

Ayrıca…

Türkiye-Yunanistan milli maçında, Paris’teki terör katliamında hayatını kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşu yapılırken, saygı duruşunu ıslıklayan, yuhalayan, ya Allah bismillah Allahuekber diye bağıran kimdi?

Rakip futbolcuyla tartışırken, işaret parmağını boğazına sürterek, senin gırtlağını keserim manasında hareket yapan, senin milli takımının kaptanı Emre Belözoğlu değil mi?

Gece kulübünde elalemin evli kadınına sarkıntılık yapan, kadının kocasına kafa atan, burnunu kıran, bilahare beline tabanca takıp, hastane basan, kafama sık filan diyen, senin milli takımının kaptanı değil mi?

Kafasına ampul şapkası takılarak miting kürsüsüne çıkarılan, milletvekili yapılan, stadyumlara ismi verilen, bilahare, terörist bu diye fellik fellik aranan, senin milli takımının kaptanı değil mi?

Alaçatı’da köfteci basan, tekme tokat kavga eden senin milli takımının teknik direktörü değil mi?

Ortadoğu alev alev yanarken, sporun kardeşliğini ön plana çıkarmak varken, yangına körükle giden, futbol sahasının ortasına Filistin bayrağı diken, senin milli takım oyuncun değil mi?

Türk vatandaşlığına geçip Atakan ismini alan Balili’nin kafasına şişe atılmadı mı? İsrail’e kaçmak zorunda kalmadı mı?

Türkiye’nin gururu Çarşı, senin ülkende, senin yandaş medyan tarafından terörist ilan edilmedi mi?

Gezi direnişçilerine “eyleminizi si.eyim, Ermenilere bıraktınız meydanı, Allah belanızı versin, vatan hainleri” diye ırkçı tweetler atan güreşçiye, milli takım kafilesinin bayrağı taşıtılmadı mı?

Ermeni açılımını futbol üzerinden yapmaya kalkıp, Türkiye’deki milli maça Azerbaycan bayrağıyla girmeyi yasaklayanlar kimdi?

Sporu siyasete alet etmek için, özellikle futbolu yandaşlaştırmak için, tribünleri politize etmek için, ne gerekiyorsa fazlası yapılmadı mı?

Gençlerimiz spor yapsın, zeki, çevik, ahlaklı olsunlar, maganda olmasınlar, ruh ve zihin sağlıkları yerinde olsun, sağlıklı düşünsünler, sporla eğlensinler diye… Dünyada, gençlerine spor bayramı armağan eden tek lider varken… Bursa’dan Rize’ye, Kayseri’den Antalya’ya, stadyumlardaki “Atatürk” ismi silinmedi mi?

“Kindar nesil” yetiştirmek isteyenler, 19 Mayıs’ı, Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı yasaklamadı mı?

2000 olimpiyatına, 2004 olimpiyatına, 2008 olimpiyatına, 2012 olimpiyatına, 2016 olimpiyatına, 2020 olimpiyatına aday olup, alamayan kim? Neden vermediler sizce?

Euro 2008’e, Euro 2012’ye, Euro 2016’ya, Euro 2020’ye, Euro 2024’e aday olup, alamayan kim? Niye vermiyorlar sizce?

Daha üç gün önce…
Konya’da, Fransa milli marşını ıslıklayanlar kimdi?

Dört yıl önce, gene Konya’da, gene İzlanda milli maçımız öncesinde…
Ankara’daki terör saldırısında hayatını kaybeden 109 insanımız için saygı duruşu yapılırken, kendi insanlarımız için yapılan saygı duruşu bile ıslıklanmadı mı?
Yandaş medya terör saldırısında ölen insanlarımızı “terör örgütüne yakın” ilan ettiği için, kendi insanlarımızın cenazesi, milli maçta yuhalanmadı mı?

Şimdi deniyor ki, İzlanda’da bize terbiyesizlik yapıldı falan…

Sportmenlikten nasibini almamış, kendi tarihinden haberi olmayan, kendisine bile saygısı olmayan bir millet, başkasından saygı bekleyebilir mi?

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/yilmaz-ozdil/terbiyesiz-izlanda-5099489/

Bak pezevenge…
Ibnenin ekonomisine:

14:26 / 13:26

Dolar 5,80
Euro 6,57
Çeyrek altın 404,83
Borsa 93324

Dün uzun, uzun sohbete, muhabbette fırsat doğdu

Dün evlada izah ettim, af edin çocuk yerine koymuyorum sizleri…
Makarios kimdi, neydi?
Geçelim…
Rahmetli Denktaş bir siyasi bir gerçek milliyetçi…
Soruyorum size…
ÖNEMLI bir sözleşme, anlaşma muhataplar…
Yazılı, sözel, görsel anılır mi anılmaz mi?

Denktaş…
İnler, cinlerle mi bu anlaşmayı yaptı…
KIMDI…
Karşı tarafın siyasi iradesi?


+

Yolda…
Enerjiden tut atom bombasına…
Ailevi birtakım sorunlardan siyasete…
Söz verdim rölyef (kabartma) meselesini, aslında ona AMA…
Hepinize!

Yok…
İmamın oğluna hala mesafeliyim…
Savunmuyorum AMA adaleti adında taşıyanın ADALETSIZLIGI…
Kanıma dokunuyor, HEPSI!

Yazdım değil mi, endekse girdim diye

Zaten senelerce izlediler beni…
Bir durum karşısında…
Herhalde ilk tutuklanacaklar arasında olmasam bile beni çok fazla bekleteceklerini sanmıyorum.

Düşünen…
Düşündüklerini dile getiren, hele hele muhalif hele muktedir düzenini sorgulayanı…
Hiç kimse sevmez, hiçbir iktidar!

Düşüncelere…
Ne kadar sabuk subuk olsa bile saygım vardır. Yeter ki bu düşünceleri dile getiren insan olsun…
En güzeli insan evladı…
Görgülü, bilgili…
O beni veya ben onu sağlam ve sağlıklı argümanlar ile ikna edebileyim, ikna olayım…
Düşüncelere, görüşlere saygılıyımdır bu çerçevede!

İlk değil…
Sonuncusu da olmayacak her halde…
TESIP edince benim “zararsız” bir hayalperest olduğum bırakacaklardır pesimi…
Ne paranoyası be???
Ben manyak mıyım?
Aptalım ama manyak değilim!

Yasaklı, yasaklı…
Oku…
Düşün…
Kendini, çevreni geliştir diye!

https://yadi.sk/i/bZW2z35OwcRVh

https://tr.pdfdrive.com/download.pdf?id=117486041&h=1214f02c5f876ee5282810ab959b564c&u=cache

835 satir; Nazım Hikmet
YASAKLI

https://www.google.de/url?sa=t&rct=j&q=&esrc=s&source=web&cd=2&cad=rja&uact=8&ved=2ahUKEwiHqfmT–DiAhUD_qQKHcdmCYwQFjABegQIARAC&url=https%3A%2F%2Fmedia.turuz.com%2FPoem-Literature%2FPoem%2F2016%2F1243-Nazim_Hikmet_Butun_Shiirleri-2008-2085s.pdf&usg=AOvVaw35vrysb-y737DOBeAKx72r

😊 EVET, karı milleti!

Ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar diye boşuna dememişler…
Gözümü açtım defalarca, en son saat altıda…
Missss…
Gibi dolma kokuyor etraf, sarma…
Anadır ana…
Sarmış, SADECE BANA…
İki kişi kaldık evde…
Ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar diye boşuna dememişler…
Hani sevgili, hani dost, hani yâr nerede?
HEPSI…
Gelip geçici!

Bir hafta kaldı…
Bıçak altına…
Dileğimdir, hasretim, özlemim…
Önder kalır masada!

Sormuştun bana bir zamanlar, NIYE? Otoban kerhanesi

Bilirsin beni…
Neyi ne zaman edeceğimi ne zaman bir soruya cevap vereceğimi…
Veya sözlerimi tamamlayacağımı ben bilirim, bir ben bir Tanrı!

Niye kimi insan zulüm eden, diğeri çekendir diye…
Sormuştun, dünya sefaleti…
Ve Tanrı der ki;

“Sınayacağım seni… Som atından daha değerli adam edeceğim seni”
Bir kadının hamile kalabilmesi…
Meyve vermesi…
Bil ki Tanrının rahmeti!

Ve Tanrı bir kez daha seslenir Ona…
“Gördüm çileni, biliyorum ne istediğini…
Helalinin olacak bebesi…
AMAAA…
Bil ki nasıl seni sınadım, sınanacak senden olanlar…
Öyle ki sana verdiğim, bağışladım…
Gözünün erdiği toprak, dön kuzeye, güneye, batıya ve doğuya…
Bu topraklar seninse, sana hediye ettiğimsem, senden olacak onlar olacak yersiz, yurtsuz…
Ve gittikleri yerlerde toprak sahipleri edecek onara zulüm. Sınayacağım…
Seni ve senden sonra gelecekleri”

Ve gerçekten Hz. İbrahim’in zevcesi hamile kalır…
Karısının kölesinden de olur bir bebesi…
Biri asil kandır diğeri “kirli” bir kölenin bebesi…
Bil ki, emin ol bundan…
Allah…
Bilir, O yönetir, O takdir eder VE bizlerin görevi…
Iman sahiplerinin yüreği…
Tevazu içinde kendimizi Ona teslim ederek, yine de gayret içinde…
Onun öngörüsü, Onun bilgeliğine, takdirine boyun eğmektir.

Evet…
Dikkat et bak, kimi insan…
Her haliyle asildir, kendiliğinden toplum içinde sivrilendir…
Ve yine…
Kimisi sadece yönetilmek, yönlendirilmek, kullanılmak…
Üremek ve görevini yerine getirmek üzere gelir dünyaya…
Sınanmak için. Ve Oma galiba gerçekten hâkli…
Cennete, cehennemde bu dünyada!

Kerhane…
Kelimesi bana göre çok çirkin, çok kaba bir sözcük halbuki tarif eder insani bir ihtiyacı…
Bir çakı…
Bildiğin birkaç santimlik bir bıçak bile yasak.

UTANDIM…
Bilmeyerek, tesadüfen durdu evlat, tam yanına park etti…
Baktım yüzüne, indik arabadan…
Takip ettim…
Yok, YOKKK…
Haberi yok, bilmiyor, anlamadı…
Belki…
Belki Mevla’m özellikle bizi böyle yarattı, her şeyi görmek, bilmek, anlamak zorunda değiliz.

Uzandım yatağa…
Affedersiniz manda b.ku gibi, nasıl yorulmuşum, nasıl…
Git gel 509 Kilometre. Kapadım gözlerimi…
Bir baktım hanım çoraplarımı çıkarıyor aman nasıl iyi geldi.

Müslümanız değil mi, Hristiyan, Yahudi…
Budist falan…
Ya neden, neden insanlık Hz. Isa’nın doğum yıldönümünü esas olarak alıyor…
NEDEN bizler 2019 yılında yaşıyoruz???

Çünkü…
Medeniyettir esas olan, ticaret…
Takvim ihtiyacı hasıl olduğunda, egemen medeniyet Hristiyanlıktı…
EGEMEN…
Ve yine Hristiyan dünyasıydı ticarete de egemen olan…
İnsanlık ne yaptı, egemene, önde gelen medeniyete uyum sağladı!

Ve Önder mimlendi, Dante’nin İlahi Komedyası…
Endekslendi, endekse girdi…
Nelerden söz ediyorsun, ne yiyip içiyorsun…
Ne okuyorsun…
Örneğin yasaklı yasaklı…
SEN…
Kimsin tehlikeli mi yoksa zararsız bir serseri, hayalperest mi?

Evet…
Bazen bilmemek…
Anlamamak…
Belki daha iyi, dünyanın en eski ticaret şekli olarak kabul edilir bedenin piyasaya sürülmesi…
Bazen TIR’cıların hizmetine sunar otoban parkında, bir karavan içeresinde kendisini…
Egemen…
Ticarette de vuru damgasını.

08:30 / 07:30

Dolar 5,78
Euro 6,55
Çeyrek altın 405,83
Borsa 94103

Dedim ya…
İnsan bedeni, belki malların en eskisi…
İnsan, insana neler etmedi ki?
Ve Arap’ın eskisi girerdi balta girmemiş Afrika ormanlarına…
Bir bir, tek tek, bazen birçoğu bir arada toplardı köleleri…
Pazarlanırdı Avrupa piyasalarında veya istenirdi fidye, değerliyse kölenin bedeni…
Ah para ah paraya bağlı olan güç benzer saman alevine…
Bir bakıyorsun yakıyor ortalığı bir bakmışın yok olmuş gitmiş…
Nice prangalar, nice zincirler…
İşkencenin bin bir çeşidi, teslim alamadı ruhu, söndüremedi insan içinde yanan özgürlük alevini.

Bir karpuzu kesmeye bıçak yok…
YASAK…
İlk değil ki, Önder nerelere girip çıkmadı. Yandı kalbi, üzüldü…
İnsan denilen…
Lastik gibi, çek, çekiştir…
Esnek, dayanıklı AMA bir anda, bazen beli belirsiz bazen tiz bir ses ile kopar, söner;
Büzüşür balon gibi.

Korkunun, dehşetin, kâbusun bin bir hali…
Hasta eder zaten yara almış olan ruhu…
Sevgiyi…
Zamanı mehlem bilirdim, yanılmışım…
Nasıl ki beni sokamazsın, sığdıramazsın bir çekmeceye…
Kimi ruh…
Kimin, kimler ile mesutsa, onlarla…
Sen istediğin kadar zaman tanı, göster elinden gelen sevgiyi, anlayışı…
O…
Ömrünü seninle geçirse bile sana yabancı.

Kalıyor bir yabancı!

Bunun gibi…
Kimi şeyi bilmemeli, anlamamalı insan…
Ve hata görmemeli, valide doğru söylüyor…
Aşağıda bir delik, yukarıda bir delik yeterde artar bile…
İnsan dediğin aslında bu, fazlasını bekleme.

Yatağındaki düşman…
Sokaktaki…
Evin…
Kalen, dört duvarın…
Sen öyle bil, sen öyle san…
Nice kale içten fetih edildi.

Yıkım başlamaya görsün…
Eski hali asla alamaz bir daha ve hata yıkımı durdurmak bile neredeyse imkânsızlaşır…
Girdiyse araya haset, girdiyse fesat, GÜVEN…
Yitirildi…
Sabır denilen tüketildiyse, dayanma, katlanma gücü!!!

Hani derler ya…
Nereden inceldiyse oradan kopsun…
Ne ruh ne beden tedavi edilemez yara almasın!

Gelecekmiş iki rakip karşı karşıya…
Çağımızın vebası televizyonlarda…
Koleradan beter, bir keneften…
Lağımdan…
Gör, seyret, izle İnterneti…
Ulan insan…
Beynini siktiğiminin varlığı, laf ebesi…
Neyleyeyim eyleme dönüşmeyen, dönüşemeyecek olan lafı…
ÖRNEGIN…
Dijitalleşme diye diye, özgürlük…
Demokrasinin ilerisi…
Bir güzel beceriyorlar seni.

Vereceksen…
Kararını, bağlayacaksan bir, iki saate sarf edilen laflara kararını(!)

Kendi aklın yetmedi…
YETMIYOR zaten, lazım sana sunisi…
Yapay zekâ denileni…
Biliyor musun, BUNU BILIYOR MUSUN?

Organların sunisi…
Kalp dahil, kalp…
Suni, sahte, senin benim gibi…
3D yazıcısı mesela…
Gerçek, senin, benim hücrelerimden yetiştirilen hücreler ile…
Çok yakında bu sinemada; Yapay zekâ ile birleştirilecek olan…
Suni…
Sanal insan!

Yakışır…
Yakışır Anthropozän (Antroposen) insanına, sadece yakışır. Bilme…
Her şeyi anlama, sorma bana…
Inan senin için daha iyi.