>>> in rio pro dubio <<<
Ve infazlar, işkenceler, ev baskınları(!) DINCI sözü, olmayan beyninizi sikeyim. Ve BATI AKP yolunda, hatırlıyorsunuz değil mi 3 Y’eyi? Onlar üç G, yok telefon şebekesi değil, Üç G
Bugün lahmacun…
Yarina güveçte et…
Hamarat karisin Önderiye, hamarat…
Ulan seni alan herif yaşayacak.
😊
850 milyon çocuk…
850 milyon…
İklim değişikliğinden etkilenmiş…
DIKKAT DIKKAT DIKKAT
Haberler muhtelif…
Rusya…
7 ile 17 milyon hektar arasında…
Yanan orman, ta kuzey kutbuna kadar duman…
LÜTFEN…
Lafı sözü popondan anlama, IKLIM değişikliği öyle mi?
Dünya yanıyor mu?
YANIYOR…
Dumanı, tozu, sera etkisi…
“iklim değişikliği”
Eğer izlediyseniz son zamanlarda yayınladıklarımı, DEVLET ELEVIZYONU…
Diyorum ya bu yönlerini seviyorum Latinlerin…
Doğruya doğru yalana yalan…
Mesela Afganistan, bırak ekonomik yanını…
Bak Rusya’ya, Çine…
KENDILERI SÖYLÜYOR, KENDILERI…
Açık açık!
İnanmıyor musun bir daha izle, dikkat et söylenenlere
*
Ömrüm geçti diyemem…
AMA UZUN SENELER…
Mücadele içinde DINCI ile BÖLÜCÜ ile!
>>> in rio pro dubio <<<
HEYBELIADA YANIYOR, offfffffffffffffff
EN SEVDIGIM, EN!
Offfffffffffffffffffffffffffffffff
Offfffffffffffffffffffffffffffffff
>>> Liberté, égalité <<<
Ve aşı…
Ve KADIN…
Veee erkek!
İngiltere…
EN AZ 30304 kadın üstünde yapılan araştırma…
Ay halleri mesela…
Cinsel ilişki serbest, çocuk yapmak yasak mı acaba?
Aman Önder…
Tayyip gibi, milletin bilmem nesi…
SANA NE?
>>> OKU Ingilizce <<<
Benim bacaklar mesela…
>>> Allah belamı versin yalanım varsa <<<
Yazmam…
Bir harf bile boşuna!
Maksat ASLA şiddete davet değildir, ASLA ama ellerim armut toplamaz. Bakma çeyrekliğime, birkaç dakika bile olsa… O an karşımda durma, pişman olursun sonra. Hem… VAR elde kimi bilgi, belge… Önder çocuk yaşından beri bu işlerin içinde
Sormak…
Öğrenmek istemek…
Öğrenip, öğrendiklerini halk ile paylaşmak…
Halkı uyarmak…
ASLA…
Bir suç olamaz nazarımda.
Çamaşırları…
Pis ise kimilerinin…
BOK GÖTLERI…
Benim mi suçum, ben mi pislettim?
İlişkiler yumağı…
Açtırmayın bayramlık ağzımı bana. Yok…
Uyuşturucunun iyisi…
Birazdan başlar gene.
Yarına…
Avuç avuç…
Mecburi, 30 – 40 kişi davet etmiş…
Gece yatıya falan, ulan hırbo…
Babanın değil, kendi popon ile o.ursana.
11 milyon göt kılına, hırsız, arsız VE yolsuz bir çeteye karşı bir çeyrek
Ne yapabilirim ki diye sorma…
YAP…
Elinden ne geliyorsa ONU YAP!
Almanı Türkü…
😊
Önder ölmedi…
😉
Bile…
BILE!
TCK 216
„Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçunun Unsurları
Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu unsurlarının somut eylemlerde oluşup oluşmadığının değerlendirilmesinde politik kaygıların da dikkate alındığı görülmektedir. Yargıtay uygulamasına göre halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunun unsurları şu şekildedir:
Somut bir tehlike suçu olarak 5237 sayılı TCK’nın 216. maddesinde düzenlenen ve kamu düzenini, toplum huzurunu/barışını himaye eden, esas itibariyle nefret söylemini sınırlandırmayı hedefleyen Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Etmek suçu; halkı, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığına dayanarak birbirine karşı kamu düzeni için tehlikeli olabilecek şekilde düşmanlığa veya kin beslemeye alenen tahrik edilmesini cezalandırmaktadır.
Madde gerekçesinde de açıklandığı üzere; Suçu oluşturan “tahrik”, soyut saygısızlık ve reddin ötesinde, bir halk kesimine karşı düşmanca tavırlar gösterilmesini sağlamaya veya bu tür tavırları pekiştirmeye objektif olarak elverişli olmalıdır. Fail subjektif olarak da bu amacı gütmeli, halk kesimini kin ve nefrete tahrik etmelidir. Bu kapsamda salt yüz çevirme, soyut bir red veya saygısızlık ifade eden bir davranışta bulunma veya bu yönde sözler sarfetme, suçun gerçekleşmesi bakımından yeterli değildir. Fiilin suç teşkil etmesi için bunların ötesinde, ağır ve yoğun bir tarzda kin ve düşmanlığa tahrikin var olması gerekir. Diğer bir tabirle etkili bir şiddet çağrısı ya da nefret söylemi içermelidir. Failin fiili, adet ve şahıs olarak muayyen olmayan toplum kesimi üzerinde kin ve nefret duygularının oluşumuna veya mevcut duyguların pekişmesine etkide bulunmalıdır.
TCK’nın 216/3. maddesinde düzenlenen “dini değerleri aşağılama” suçunun hareket unsuru; halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri kamu barışını bozmaya elverişli biçimde alenen aşağılamaktır. Buradaki dini değerlerden maksat, inanç sistemi, dini büyükler, ibadet yer ve şekilleri gibi o inanışı temsil eden ve inananlarca dini kıymet atfedilen her türlü şey anlaşılmalıdır.
Madde metnindeki asıl hareket unsuru dini değerleri aşağılamaktır. Doktrinde aşağılamak “değer vermemek, önemsiz, anlamsız, gereksiz ve yararsızlığını belirterek kişilerdeki saygı ve güven duygularını sarsmak” olarak tanımlanmıştır. Bu aşağılamanın mutlaka alenen yapılması gerekir, aleniyet suçun kurucu unsurudur. Her türlü aşağılama, 216/3. maddesinde düzenlenen suçu oluşturmaz, bu aşağılamanın kamu barışını bozmaya elverişli niteikte olması gerekir. Kamu barışını bozmaya elverişli olmaktan maksat ise, aşağılama fiilinin bireylerin taşıdıkları, barış esasına dayalı bir hukuk toplumunda yaşadıklarına dair duyguyu zedelemesi veya zedeleme ihtimalinin somut biçimde ortaya konmasıdır. Görüldüğü gibi bu suç bir tehlike suçu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bahse konu eylemin gerçekleştirilmesi ile, halkın dini değerlerinin aşağılandığı duygusuna kapılması önemli değildir. Objektif olarak eylemin aşağılayıcı nitelikte olması yeterlidir. Ayrıca bu suç somut bir tehlike suçu olarak kabul edilmelidir. Bu suretle hakim kararında suça konu eylemle ne şekilde kamu barışının bozulmaya elverişli olduğunu tartışmak durumundadır. Başka bir deyişle, dini değerlerin her türlü aşağılanması anılan suçu oluşturmamaktadır, aynı zamanda bu aşağılamanın kamu barışını bozmaya elverişli olması da gerekir (Y18CD-K.2019/598).
Suçun Basın Yayın Yoluyla İşlenmesi
Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunun basın ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranına kadar artırılır (TCK m.218).
Ancak, haber verme sınırlarını aşmayan ve eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.“
Almanya…
„(1) Wer öffentlich, in einer Versammlung oder durch Verbreiten von Schriften (§ 11 Abs. 3 StGB) zu einer rechtswidrigen Tat auffordert, wird wie ein Anstifter (§ 26 StGB) bestraft. (2) Bleibt die Aufforderung ohne Erfolg, so ist die Strafe Freiheitsstrafe bis zu fünf Jahren oder Geldstrafe. … 2 StGB ist anzuwenden.“
😊 bu yüzden dikkatli, ima falan. Yazmasam PATLAYACAGIM
Yeri geliyor ima etmem bile yetiyor…
Ben olan benler bilir bunu…
Yaşanmışlıklar…
Yaşananlar, INAN istemiyorum…
Kaldıramıyorum, ağrıma gidiyor…
Düdüklenmek…
Çocuk yerine konup, kandırılmak.
>>> in rio pro dubio <<<
>>> Sınır namustur <<<
Ulan…
Sınır namustur nerden, durduk yere namus oluyormuş?
Sahi NEDEN???
Nereden türedi bu deyim, bana göre…
Kadın meselesi…
Her önüne gelen AF edin…
İstediği gibi girip çıkabilir mi?
Bu yüzden sınırlar NAMUSTUR…
Kadın…
Kadınsa BILIR KENDINI…
Ne sormuştum geçenlerde?
Benim bedenim benim kararım öyle mi?
Bacak aran…
Gerçekten SADECE senin mi?
Her önüne gelen girip…
Çıkabilir mi?
Çakıl ile koruyacaklarmış namuslarını!?
Güldürmeyin beni!
*
Bir soru, Taliban sadece bir misal…
DINCI…
NEDEN kadının eğitimlisinden korkar…
ISTEMEZ…
Okumasını, NEDEN?
>>> in rio pro dubio <<<
Eyyy çekemez, Emine’nin, Sümeye’nin falan bacakları omuzlarda!
ASELSAN “Güven veren Teknoloji” boşuna tırnak içine almamışlar, gir sitelerine AYNEN böyle yazıyor
YAZAMAM ayrıntılı olarak…
Sadece tarif edebilirim, ima…
Anlayışla karşılayın lütfen, senin, sizin okuduğunu herkes okuyabilir…
HERKES…
Namuslusu da namussuzu da!
Battı balık yan gider derler ya…
Onun bir benzeri…
Önderin…
Bir ayağı mezarda diğeri hapiste, bu…
24 yaşımdan beri böyleydi. Ne çıkmaz canmış arkadaş…
Yaş 54 oldu Önder hala…
“Ayakta”
Durum ya öyle veya böyle olduğu için SADECE…
Uyarabilir…
Tariflerde bulunabilirim. UMARIM…
Dün Afganistan ile ilgili yayınladığımı izlediniz.
Ve dolar 8,4956…
GÖT…
VERMEYE DEVAM!
Almanya 08:10
Dedim ya tırnak içinde…
Elbette var bir nedeni, olmasa dışarıdan gelen VERI…
Bilgi…
Eşeğin siki!
Af edin…
Kusura bakmayın, görüyorsunuz işte “Yerli ve Milli”
Gel de küfür etme!?
Kalbim, bugün fena…
FENA!
Dünün haberi Alman SPD, sosyal demokratlar…
Kimi devasa şirketlerin (FaceBOK ve benzerleri) algoritmalarını açık etmesini talep ediyor…
ZOR…
Zor be heriflerin ekmek parası…
Açık etseler “seni, beni” NASIL BECERECEKLER???
Sizi bilmem AMA benim dötüm oldu yalama…
Ulan YETER…
Yeter ya, oturamaz oldum döt üstü. Doymuyorlar…
Sapıklar.
RISK V…
“Çakıl”
TurkoVac gibi ya bu herifler deli mi?
„Bakan Varank: Türkiye’nin ilk yerli ve mili olarak tasarlanmış işlemcisini (Çakıl) elimizde tutuyoruz
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, IDEF 2021 sergilenen yerli ve milli işletim sistemi „Çakıl Milli İşlemci Projesi’ne ilişkin „Türkiye’nin ilk yerli ve mili olarak tasarlanmış işlemcisini elimizde tutuyoruz.“ dedi.
Abdulselam Durdak |
20.08.2021
İstanbul
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde devam eden 15’inci Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nı (IDEF 2021) ziyaret etti. Milli Savunma Bakanlığı, Makine ve Kimya Endüstrisi Anonim Şirketi (MKE AŞ), ASELSAN, HAVELSAN, ROKETSAN, TÜBİTAK ve diğer bazı şirketlerin stantlarını tek tek dolaşan Varank, sergilenen ürünleri yakından inceleyerek yetkililerden bilgi aldı.
Fuar ziyaretinde savaş gemisi, uçuş ve atış simülasyonlarını da deneyimleyen Bakan Varank, aynı saatlerde fuarı ziyaret eden Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile de selamlaştı.
Bakan Varank, ziyareti esnasında ASELSAN standında sergilenen yerli ve milli işletim sistemi „Çakıl Milli İşlemci Projesi“, Terahertz (THz) Gerçek Zamanlı Yolcu Görüntüleme Sistemi Projesi‘ ve AB-SGS Sınır Güvenlik Sistemi Projesi hakkında açıklamalarda bulundu.
Çakıl Milli İşlemci Projesi’ni TÜBİTAK Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi (BİLGEM) ve ASELSAN’ın beraber gerçekleştirdiğini aktaran Varank, „Türkiye’nin ilk yerli ve mili olarak tasarlanmış işlemcisini elimizde tutuyoruz. Aslında burada uygulamada da bu işlemcinin kullanıldığını bir simülatörde test etmiş olduk. Tabii burada altını çizmemiz gereken husus mikro işlemciler günümüz teknoloji dünyasının olmazsa olmazları ve bildiğiniz gibi çip krizi dediğimiz dünyadaki çip krizinin aslında bir parçasını elimizde tutuyoruz.“ diye konuştu.
„Bu tip ürünlerde bağımlılığımızı çok daha azaltmış olacağız“
Özellikle savunma sanayinde kullanabilecek mikro işlemcilerle ilgili dünyada büyük kısıtlamalar olduğunu belirten Mustafa Varank, şunları söyledi:
„Ülkeler başka ülkelere özellikle savunma sanayinde kullanmak üzere bu işlemcileri vermiyorlar. İşte biz de ASELSAN’la beraber Savunma Sanayi Başkanlığının desteklediği bir projeyle TÜBİTAK Bilgem olarak ilk işlemcimizi tasarladık ve üretimini yaptırdık. Şu anda elimizde tutuyoruz. Normalde bu süreçler çok uzun süreler alıyor. Tasarladığınız işlemcinin ilk üretimde çalışması nadir rastlanan hususlardan bir tanesi ama biz burada iş birliği sayesinde TÜBİTAK Bilgem’in ASELSAN’la beraber geliştirdiği işlemciyi, ilk üretimde çıkan ürünleri kullanabiliyoruz, çalıştığını görebiliyoruz. Tabii bu bizim bir gurur projemiz. Bundan sonra savunma sanayi alanında bu tip ürünlerde bağımlılığımızı çok daha azaltmış olacağız. Ben burada tabii, genel müdürümüze, ASELSAN’a çok teşekkür etmek istiyorum. Burada TÜBİTAK’la gerçekleştirdikleri iş birliği işte böyle güzel neticeleri ortaya çıkardı.“
Terahertz (THz) Gerçek Zamanlı Yolcu Görüntüleme Sistemi Projesi
Bakan Varank, Terahertz (THz) Gerçek Zamanlı Yolcu Görüntüleme Sistemi Projesi’nin de TÜBİTAK’ın geliştirdiği bir sistem olduğunu anımsatarak, „Burada özellikle gümrük kapılarında, üzerinde yabancı cisim taşıyan insanların tespit edildiği bir sistem. Bu ürünü ilk olarak TÜBİTAK Bilgem geliştirdi. Daha sonra bunun seri üretimi için ASELSAN ile iş birliği yaptık.“ dedi.
Aslında halihazırda bu sistemin sınır kapılarında güvenli bir şekilde çalıştığını dile getiren Varank, „Özellikle yabancı cisim taşıyan insanları tespit ederek burada güvenlik güçlerimize yardımcı oluyor. İşte bu ürünü de artık ASELSAN seri üretimi gerçekleştirip bundan sonra hem Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşılayacak hem de bununla ilgili önemli bir ihracat potansiyeli var. Bu sistemin özelliği bu bir X-ray değil. Yani vücuda herhangi bir ışığı göndermiyor. Dolayısıyla hiçbir zararı olmadan bir vücutta ya da kapalı bir çantanın içerisindeki yabancı cisimleri, kaçakçılığı vs. çok rahat bir şekilde tespit edebiliyor. İşte aslında bizim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak TÜBİTAK gibi enstitülerimizde hedeflediğimiz işler bunlar. Biz ileri teknoloji gerektiren ürünleri geliştirip bunları seri üretimini Türkiye’deki firmalarımızda yapıp bunları ticarileştirmeye çalışıyoruz. Terahertz sistemi de onların en güzel örneklerinden bir tanesi.“ diye konuştu.
AB-SGS Sınır Güvenlik Sistemi Projesi
Sınır güvenliğinin de çok önem verdikleri bir alan olduğunu vurgulayan Varank, „Bildiğiniz gibi hem güney hem de doğu sınırımızda sınır güvenliğiyle ilgili çok ciddi, milyarlarca liralık yatırımlar yapıyoruz. Burada gördüğünüz aslında bizim sınırlarımızda uyguladığımız güvenlik sisteminin bir prototipi. Burada fiziki olarak duvarların yanında özellikle elektro optik sistemlerle biz, her türlü sınır geçişini kontrol altında tutuyoruz ve bir kaçak geçiş olduğunda, izinsiz geçiş olduğunda tabii ki güvenlik güçlerimiz bu geçiş yapanları yakalayabiliyor.“ dedi.
Bakan Varank, AB-SGS Sınır Güvenlik Sistemi Projesi’nde elektro optik sistemlerin büyük faydası olduğuna dikkati çekerek, „Burada hemen güvenlik duvarlarının ön tarafında yer altına optik kablolar döşeniyor ve bu optik kablolar sayesinde o kabloların üzerinden bir hayvan mı, bir insan mı, bir araç mı geçtiğiyle ilgili kilometrelerce öteden anında bildirim ve sinyaller alınıyor ve güvenlik güçlerimiz müdahale ediyor. Biz dediğim gibi şu anda güney sınırımızın tamamında aslında bu güvenlik duvarlarını inşa ettik. Doğu sınırımızda da yaklaşık 3 senedir bu projeyi uyguluyoruz. Ama bildiğiniz gibi doğu sınırımız çok dağlık bir alandan oluşuyor. Orada bunları tamamlamak, güney sınırımız kadar hızlı olmadı ama orada da inşallah hem güvenlik duvarlarıyla hem elektro optik sınır güvenlik sistemleriyle tüm doğu sınırımızı da tamamen kapatmış olacağız.“ ifadelerini kullandı.
Söz konusu projenin hem Türkiye’de çok faydalanılan bir proje hem de özellikle yurt dışından da sınır güvenliğiyle ilgili ülkelerin çok merakla takip ettiği bir proje olduğunu belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
„Özellikle yer altına döşenen optik kablolarla geçişlerin kilometrelerce öteden hem tespit edilmesi hem de geçen canlı mı değil mi, bunun tespit edilmesi güvenlik güçlerimizin işini kolaylaştırıyor. Burada ASELSAN’ı tebrik ediyorum. Böyle bir entegre sistemi oluşturmuş olmaları bizim sınır güvenliğimiz açısından bize oldukça büyük katkılar ve kolaylıklar sağlıyor.““
https://www.aa.com.tr/tr/ekonomi/bakan-varank-turkiyenin-ilk-yerli-ve-mili-olarak-tasarlanmis-islemcisini-cakil-elimizde-tutuyoruz/2341454
ASELSAN neydi…
NEYI…
Temsil ediyor, neyi???
![]()
Allah aşkına şu sıfata bakin, bundan gelecek olan Allahtan gelsin. Bunun BILGISINDEN, öngörüsünden NE OLUR?
*
Veeeeeeeeeeee…
…
…
…
„Fragen über Fragen
In hohen Nato-Militärkreisen in Brüssel und Mons wird derzeit vor allem diskutiert, warum die vom Westen ausgebildeten afghanischen Sicherheitskräfte gegen die Taliban „so schnell eingebrochen sind“, nachdem sie sich zuvor jahrelang relativ erfolgreich gegen die Terror-Miliz zur Wehr gesetzt hatten. War die Armee Afghanistans ohne die Unterstützung des Westens doch zu schwach? Wahrscheinlich ist, dass Nato bei der Ausbildung viel zu sehr auf Masse statt auf Klasse gesetzt hat.
Einen Plan B für den Fall eines militärischen Kollapses am Hindukusch hatte die Allianz nicht, weil dieses Szenario „nicht denkbar“ erschien – jetzt bleibt den Nato-Regierungen nur noch, verzweifelt nach Ansprechpartnern in Kabul zu suchen, um schnellstmöglich zu evakuieren. Wie kann man einen solchen Einsatz nach 20 Jahren derart kopflos beenden? Auch diese Frage wird jetzt in der Nato hinter vorgehaltener Hand gestellt.
Ebenso: Wie konnte man zulassen, dass die Mitgliedstaaten bis zuletzt unterschiedliche Vorstellungen darüber hatten, was die Nato am Hindukusch eigentlich konkret erreichen wollte? Und wieso war die geheimdienstliche Aufklärung so unvollständig? Ist das im Falle Chinas etwa auch so? Es steht ein schlimmer Verdacht im Raum: Die größte Allianz der Welt weiß möglicherweise viel zu wenig über ihre Gegner.“
https://www.msn.com/de-de/nachrichten/politik/patient-nato-und-ein-schlimmer-verdacht/ar-AANysIt?ocid=msedgntp
HATIRLA Önderin sözlerini, “düşmanını bileceksin”
INAN…
İstihbarat, neyse çenem düşmesin yine AMA bu konuyu ayriyeten alacağım ele…
Dün, Önder Afganlıyı unutma, SÖZ yeri VE zamanı gelsin.
Bir kahve devam edecek, KALBIM
>>> RISC – V <<<
Reduced Instruction Set Computer (RISC)
Complex Instruction Set Computer (CISC)
Seksenliler gibi ayrım önemliydi ARTIK kaynadı, “bir” oldular…
Bu tasarımlar…
Superscalar processor…
Birçok işlemcinin DIKKAT ayni komut zinciri içinde yani arka arkaya gelen “emirleri”
Paralel işleyebilmesi.
![]()
CRAY T3e parallel computers, Alpha işlemci dört çekirdekli
Benim DÜNYALARIMDA volta atma…
Badem…
Sıçarım ağzına…
Çok pis bozarım seni sonra.
Evet…
RISC-V mimarisinin bir örneği…
Allah’ım isme bak hizaya gel Çakıl işlemcisi…
SÖZDE…
Yerli ve acayip milli…
Bir ISA modeli…
Instruction Set Architecture, patentsiz…
Patenti YOK…
Yani herkes bu mimariye göre bir işlemci üretebilir, pazarlayabilir…
Kendi ihtiyaçlarına göre kullanabilir…
Herkese açık…
Tasarım, yazılım…
HERKESE açık…
Kullanacağın yere göre ÖYLE bir tehlike ki…
Alooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooo…
ASELSAN’dan söz ediyoruz…
Milli güvenlikten.
Kusura bakmayın arkadaşlar, gerçekten çok kötüyüm…
Çok kötü.
>>> in rio pro dubio <<<
