Valla yemin edemem, kafam en azından sizlerinki kadar karışık…
Kesin olan, anladığım kadarıyla bir Avrupa bir Asya türü var bu virüsün…
Genel hatlarıyla ayni köke dayanan…
16 çeşit…
AMA kök ayni(!)
Güney Afrika…
İngiltere…
Ve şimdi Japonya “ileri sürümleri”
İleri demokrasi benzeri!
Tekrar…
Emin değilim, bir karmaşa…
Saadeti desem!?
Anlamanız için çok yalın, olabildiğince basite indirgeyerek…
Protein meselesi…
Hani “kolları” var ya, oraları!
Ve ALMAN çok ciddi bir çalışma ile…
Tamda o “kollarına” karşı bir ilaç peşinde, aşı değil…
İlaç, ki öncesi yayınlamıştım bir ilaç…
HATIRLIYOR MUSUNUZ…
Bilim plastiğin çaresini bulmuştu, BULDU BULDU…
Bir enzim…
Ses soluk kesildi, O ilaç bir benzeri…
İnşallah Thüringen, Almanya’da bir eyalet…
Çalışmasında nihai bir neticeye erişir.
En büyük zevklerimden birdir…
Sevdiğim bir şey piştiyse…
Gidip gelip tencereleri parmaklamak…
😊
Acayip uykum geldi, geceleri kâbusum…
Yok geçmedi…
CANIM…
Hiçbir şey istemiyor, moral bozukluğu…
Babam, rüyam buna rağmen bir moral bozukluğu.
Valide…
Gittim bugün, başladı ağlamaya…
Kadın milleti…
Sinir oluyorum böyle yaptıkları zaman…
Maşallah…
Süslü kokona.
😊
Demiştim…
Dikkatle izle Amerika’yı…
GÖT KILI…
Gör…
Trump “anında” yandaş – yoldaşı SATTI…
Pezevenk…
İlk değil, seni mi satmayacak?
AB(D)…
Muazzam bir hazırlık…
Buralarda bile, ey anam ey…
Korkum…
Evlatlar!
Ve PAPA bile aşı olun diyor…
DIKKAT…
Sözü enteresan…
“Aşı olmamak intihar ile eşdeğer!”
Hristiyanlıkta da intihar günah…
HATTA…
İlk zamanlar, kısa bir süre öncesine kadar en büyük günahlardan biri sayılırdı.
Bilmiyorum…
Daha doğrusu inanmak istemiyorum AMA geçmiş çokça aksini ispatlamıştır…
Bir Papa bile siyasete alet olabilir.
II. Beyazıt başta, YOK hayvan kısmetse yarına…
Padişah fermanıdır…
Bana bir köprü yapın der, herkes telaşta…
Padişahım nereye köprü istersin?
Galata’ya!
Ulan bu ne durup dururken ne gergi var buna şimdi…
Bu bok yemenin Arapçası değil mi?
Yok…
Padişah kararlı, ille ister köprüyü…
İmparatorluk kazan onlar kepçe ararlar mimar…
Yok, yok…
Yok bulamazlar.
Leonardo da Vinci bunu duyar…
1503 yılında yazar bir mektup padişaha…
Efem ben yaparım bir şaheser.
Nedendir bilinmez…
Mektup ya padişahin eline geçmez…
Veya O bilmem nesine takmaz…
Ama karar vermiştir bir kere, O köprü yapılacak Galata’ya…
Michelangelo Buonarroti…
Görevlendirilir.
Anla ulan ANLA…
Koskoca imparatorlukta!
Tarihi bir gerçektir…
İstanbulluyum demek ile olunmuyor İstanbullu…
ÖZ ISTER…
Görgü!
Sahi bak oku bu haberi…
Bu bağlamda, anla demek istediğimi!
Oluyor 4 gün ama…
Önder…
Sadece bir çeyrek, anla…
Dalga geçiyorlar, DALGA!
Leonardo çizimi…
280 metre…
Bilim…
Ve mühendislik bilimleri merak eder…
Bulununca Onun padişaha yazdığı mektup tesadüf eseri…
Gerçekten olabilirdi bir mimarlık şaheseri.
Ve…
İki binler…
Çakma padişah I. Tayyip uzay der…
Baktı olmayacak…
Başkasının götü ile osurmak…
Karar kılar, göt kılları yayınlar nasılsa karşısındaki hayvan anlamayacak…
TRT falan verir haberi:
Türkiye uzaya „Mikro Uydu Fırlatma Sistemi“ ile çıkacak
Lenn yandan fırlama…
Hangi pezevenk düdüklediyse orospu ananı…
NEDEN miko…
NEDEN makro değil de mikro???
Tabii bilmezsen mikro ne demek…
Bakarsın…
Ağzı açık ayran budalası gibi.
Not:
Mikro = sf. Küçük, dar, makro karşıtı. µ sembolü ile gösterilen ve 10-6 ile çarpıldığını gösteren bir ön ek.
Makro kelimesi ise, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir.
Makro, Fransızca dilinden Türkçe’mize geçmiştir.
TDK’ye göre, makro kelimesi anlamı şu şekildedir:
Tırnak içinde çünkü ARTIK bilime de inancım iyice tükenmek üzere.
Pezevenk…
Serzenişte, üniversite…
Hadi çocuklar…
Arkanızdayım…
Gerekirse ÖNÜNÜZDE…
Ben…
Sadece konuşmam, evlatlarımı öne sürmem…
En önde yürümesini de bilirim.
*
Eeee…
Bir…
BIR GELECEKSINIZ SÖZLERIME…
BIR…
BIR!
„Facebook zwingt WhatsApp-Nutzer ab Februar, persönliche Daten zu teilen
9 Jan. 2021 11:10 Uhr
Facebook baut seine Macht aus und ändert erneut seine Datenschutzrichtlinien. Künftig müssen WhatsApp-Nutzer ihre persönlichen Daten auch mit Facebook teilen. Eine Option zur Ablehnung entfällt. Dabei geht es nicht mehr nur um Namen und Profilbilder.“
*
>>> !!! >>>
SOLUM…
Sırtım…
INAN ne insanda ne eşyada…
OLMAZ…
Birdenbire, evet ben bile bile…
MUTLAKA…
Vardır öncesi belirtiler, insan görüp anlayabilmeli!
DIKKAT buraya…
Bak bir serseri, sokağa çıkma yasağı…
Bu sabah haberlerinde, sokağa çıkıyormuş…
Çünkü…
Aşk acısı çekiyormuş…
VE BIR BABA, Suriyeli…
Mide bulantısı yaşamaya başlayınca hemen harekete geçmiş…
SOBA zehirlenmesi…
Kendini ve ailesini, 6 çocuğunu kurtarmış…
BILGI!
Isı kaybı…
Özellikle pencerelerde, kalorifer pelteleri falan…
>>> Bina yalıtımları <<<
Var mı paran?
Özellikle sigara kullananlar, yazmışımdır öncesi…
Odalar ve…
Ahşap kaplama…
Moda mı?
Bilmem ne ettirme bana modayı!
Türkiye…
Eskiler hatırlar, belki bilir…
Duvarlarda halılar…
Süs mü sizce?
Sen öyle san öyle bil…
Eskiler…
Hani cahil bildiklerin…
Hani beğenmediklerin, çağımızda beynini cebe teslim edenler…
Tecrübeler ile sabit…
Kazık attırma kendine, olmadı mi götün yalama?
Kadını…
Doyuma ulaştırma gibi bakmaz “uzunluğa, kalınlığa”
Bakar dokunuşa…
Tekniğe, eski binalarda yapının doğasından kaynaklanan yalıtım malzemesinde kalınlık…
Yeni teknolojilerde…
2 santim ile ayni etki…
AYNI TESIR…
Her şeyde olduğu gibi, şansına…
Düşersen adamına!
Petek ardına alüminyum folyo…
Daha da üzeli strafor…
O kadar çok imkân var ki…
Penceren…
Ve at kuyruğu, kılları…
Havlu ulan havlu, pencerelere, kapı kirişlerine…
Almanya’ya geri dönmek ZORUNDA kalmıştık…
O zamanlar kışlar kıştı…
Allah belamı versin yalanım varsa, eski bina…
BIR PARMAK KALINLIGINDA…
Pencereler buz tutardı!
Felaketim…
Gene iki kelimeyi bir araya getiremiyorum, gitmeliyim…
Gitmem lazım…
Bir kahve daha.
Bir İngiliz hemşire…
Kendisi yakalanmış Koronaya…
ÜZÜLDÜM kadına…
İngiliz mingiliz, INSAN…
Yârdim etmek istiyorum ama kendim çaresizim diyor.
Farkında mısınız?
Yazmıyorum artık bu satıldı…
O aldı diye…
Çünkü el değiştirmesi gerekenler el değiştirdi.
Benim olaylara bakış açım, bakışım…
Farklı. Berlin’de O hatunu demin övdüm…
Erken davranmışım…
Sadece bir siyasetçi, SADECE!
Neden mi?
Şimdi haberlerden geçti NEDENI!
Dünya kaynıyor, dün dikkat çekmiştim…
Daha şimdiden dördüncü dalgadan bahis edilmeye başlandı…
Çin…
Iran siyasi, Almanya gibi ülkeler ekonomik olarak dize gelmedikten sonra…
Bu salgın bitmez!
Bak…
Küba…
İran’a yârdim elini uzattı…
İğreniyorum artık siyasetten, siyasetçilerden…
BÖYLELERINDEN…
Bak Amerika, BAK ÜLKENE…
Kendi ikballeri için bakmazlar cana…
Göz yaşına. Dinle DINLE pezevengin laflarını ve ANLA…
Göt veren…
Neden SEN çıkmazsın, çıkmadın meydanlara?
HEPSI…
Arşivlerimde VE DAHA neler neler…
HEPSI…
Ölümüne Önder karşınızda!
Dünyada kartlar yeniden dağıtılıyor…
YOKKK…
Bu sefer SADECE siyaseten, ekonomik değil…
Dedim ya HAYVANLAR…
Anlatacağım daha…
Bu sefer TOPTAN, eğitimden tut toplum sosyolojisine kadar!
„…
…
…
Mesela 1964 yılında dönemin Başbakanı İsmet İnönü’ye yollanan „Johnson mektubu“ gibi. Kıbrıs’ta 1963 yılında başlayan olaylar ve Kıbrıs Türklerinin Rumların boyunduruğu altına sokma hamlelerine karşı Türkiye birçok kez Kıbrıs’a askeri müdahale konularını masaya yatırmıştı.
25 Aralık 1963, 15 Şubat 1964, 13 Mart 1964, 7 Haziran 1964
Bu tarihlerde, MGK toplantılarında müdahale kararlarının alınması yada Başbakan’ın müdahale edeceğiz açıklamalarıyla halkta büyük beklentiler oluşmuştu. Ancak ne yazık ki Kıbrıs’a çıkarma yapacak bir çıkarma gemisi dahi yoktu Türkiye’nin. Yolcu gemileriyle çıkarma yapabilir miyiz planları yapılıyordu. Genelkurmay’dan İnönü’ye „Böyle bir müdahaleye askeri bakımdan imkan yoktur“ raporları sunulduğu bir dönemdi. Binlerce asker daha adaya çıkmadan hayatını kaybedebilirdi.
Türkiye bu haldeyken İnönü, ABD’den sürece müdahale etmesini umuyordu. Türkiye ile Yunanistan’ın karşı karşıya gelmesini istemeyeceğini ve arabuluculuk yapacağını düşünüyordu. Yıllarca Moskova tehdidine karşı ABD ve NATO ile birlikte hareket edilmesi için halkı da yatıştıran İnönü artık kamuoyunun tepkisini dindirmek için 16 Nisan 1964 yılında Time dergisine bir röportajda „Müttefikler tutumlarını değiştirmezlerse, Batı ittifakı yıkılabilir… Yeni şartlarda yeni bir dünya kurulur ve Türkiye de bu dünyada yerini bulur.“ açıklamasını yapmıştı.
Daha sonra Kıbrıs’ta kanlı olaylar arttıktan sonra Kıbrıs’a müdahale kararı alan İnönü’ye o meşhur „Johnson mektubu“ gelmişti. Mektubun geliş tarihi ise 5 Haziran 1964’tür.
Yani son zamanlarda yayınlarda da sıkça karşılaştığımız İsmet İnönü’nün „Yeni dünya kurulur, Türkiye de orada yerini alır“ sözü, Johnson mektubuna karşılık değil, öncesinde söylenmiştir.
…
…
…“
Anlayışla karşılarım…
Ve Berlin…
İnsan böyle yanılabilir; YÖNETIM…
Berlin’de daha şimdiden aşı seçme imkânı varmış.
AMA…
Öyle veya böyle, sözüm sizlere…
Siyasetçilere…
İnsanları aşı olanlar ve olmayanlar diye ayıramazsınız…
Buna izin veremezsiniz…
Her şeyden evvel anayasaya aykırı bir durumdur bu…
SIKERIM…
Liberal demokrasi bağlamında liberal ekonomiyi…
Almanya’da iş yapmak, para kazanmak isteyen…
Buranın kanunlarına uyacak!
Kocaman bir NOKTA
Sonra…
Hayvanları anlatırken daha iyi anlayacaksınız sözlerimi…
Sürpriz desem…
😊
En azından bir konu beni çok şaşırtmıştı.
