Devlet olmanın getirdiği ciddiyet

Çok önem veririm ciddiyete, mesafeye, nezakete, zarafete…
Terbiyeye…
Haliyle bilgiye, görgüye, örf ve adetlere, kimi geleneklere.

Salon Atatürkçüsü sözünü hiç unutmuyorum, hakaret amacı taşıyordu muhtemelen…
Ama…
Salonlarda hareket etmesini, prosedürleri bilirim.

Bak Alman Devletine bak ABD’ye…
Trump’a rağmen bozulmayan, bozamadığı protokollere…
Protokol nedir, kelimenin anlamı itibarıyla basit bir ifade şekliyle…
Bir olayı, meseleyi, durumu madde madde yazılı hale getirmektir…
Mesela mahkeme protokolleri de vardır, tutanak, bir nevi kılavuz gibi.

Bana çok kızmışlardı, hata olay ta yönetim kurulu başkanına kadar yansıdı…
Ben…
Bir tatbikatta ısrarcıydım, amaç bir hacker saldırısını simüle edip izlenecek yol ve yöntemleri iş yerine uygun ve şartlarında kaleme almaktı. Bir nevi izlenecek PROTOKOL oluşturmaktı. Bu yol ve yöntem muhtemelen tabi güncellenmek şartı ile Banka için çok uzun yıllar bağlayıcı olacaktı. Dev bir proje, sanmayın öyle kolay bir şey. Bankadan söz ediyoruz. “99 çeşit yazılım ve birbirlerine etkileşimi”
Hayata geçiremeden işten ayrıldım. Kendi isteğimle istifa etmiştim. Özel bir mesele, Blanka.

Bak Macron’un Beyaz Saray ziyareti ve birlikte ektikleri çınar ağcı…
Günlerden beri medyada yer alıyor neden kayboldu?
Karantinada…
Ülkeye hastalık, bilinmeyen, görünmeyen canlı taşınmasın diye!

Veya Almanya karar aldı…
Artık…
DIKKAT…
Terör olaylarında hayatını kaybeden insanların yakınlarına maddi yârdim 10 binden otuz bine çıkarıldı. Kanun önünde eşitlik ilkesi…
Bir devletin en temel görevi, herkese eşit mesafede olmak…
Hakkaniyet…
Evettt…
Bu karar Avrupa ülkelerine dahil olmayan insanlar içinde geçerli…
Mesela biz Türklere!

Eyyy, g.t…
Ve kılları…
Sizin bunlardan haberiniz yok değil mi?


Dinle AMA gözelerini kapa ve dinle

Goethe Üniversitesi

Bizim buralarda, bize 45 Kilometre…
Hoş geldiniz çocuklar, gerçekten sevindim siz(ler)i görüce.

Benim sıpa…
Zorla okuttum pezevengi, döve döve, ite kaka…
Çok şükür bitirdi, aldı diplomasini, Master yolunda. Hep dedim oğlum notlarına dikkat et…
Kendim biliyorum ya, kendim. Işe alınacakların bir kısmı benim elimden geçiyordu…
Goethe üniversitesi için not ortalaması yetmedi. Siyaseten iyi bir ismi olan üniversitedir…
Müşterilerim arasındaydı siyasi fakülte, Mainz gibi…
Mainz’de iyi ama Frankfurt üstü.

Konuşuyor yine kendini bilmez zibidi, halkın talebiymiş üniversitelerin bölünmesi(!???)

Biliyor musunuz çocuklar…
Kaybetmekten korkmayın, insan…
Kaybederek de kazanabilir. O serseri, adi hırsız alışmış kazanmaya…
Ehhh, bu oranda g.t kili olunca…
Şaşmamak lazım. AMA…
Tarih…
Vicdansız ve gerçekçi bir yargıçtır bunu sakin unutma…
Bakma…
Derler tarihi kazanan yazar…
Bir yere kadar, belli bir zaman için…
Bu pezevenk gibi, eminim tarih amansız olacak ve tarihin karanlık sayfalarında kaybolup gidecektir.

Örnek mi istiyorsun kaybederek kazanmaya?
CHE…
En güzel örnektir sana. Küba’dan sonra her girişimi başarısızlıkla bitti…
Sonunda infaz edildi, eğer doğru hatırlıyorsam elini bile kestiler…
Bugün…
Mürekkep yalamış her insan bilir ismini, kaybederek kazandı!

Lütfen çocuklar…
Birlikten güç doğar, Alman, Fransız, İngiliz, İtalyan…
Artık nerelerde okuyorsanız, ülkemizde direnen arkadaşlarınıza destek olunuz.


Bak unuttum, kardeş okulda…
Stajda, imtihan edilecek sonunda…
Dün ve bugün. Neden?
Mesleği gereği, MECBUR. Bankacı…
Benim zaten altı ayda bir ikiye katlanan bir işim vardı…
Sürekli okuldaydım…
Artık…
Tek diploma bile YETERSIZ. Sürekli öğrenmek kendini geliştirmek mecburiyetindesin…
İki çocuk annesi…
Ders alin çocuklar, ders…
Görün ülkenin halini, düşünün Atatürk’ü…
O size her şeyi verdi, vefa borcunuz var, vefa…
KURTARIN MEMLEKETI!

Arkadaşlar, dostlar veya artık her neyseniz?

Yine WhoIs’lere başlamışsınız…
Benim…
Önder, açık adresim her şeyim meydanda…
Beni…
Onlar mı sandınız?

Tavşan yürekli…
Tavşanlarla, uzun saçlı, ince belli sadece yatakta işim olur…
Boşuna zahmet etmeyin, aradığınız her şeyi…
Açık açık…
Bu sitede bulabilirsiniz!

Sen ne yaparsan yap

Her şey karşındakine bakıyor…
NIYETE…
Aklıma evlat geldi, dün DayDay’in dediği…
Daha akil yeni başına gelmeye başlamıştı, rahmetliyi annesi, sarı pipimi ağabeysi bildi…
Kreşte…
Kıyametleri kopardılar çocuğa nasıl böyle bir şey öğretirsin diye…
İki yeğen bir evlat. Buralarda ip Allak sivri külah…
Onlar evladı, ağabey. O onları kardeş bildi, biliyor…
Yeminle bak, rahmetlilerden söz etti mi, anne ve ağabey der.

Oluyor birkaç sene, DaDa’ya dediler Türkiye’den…
“O sadece senin kuzenin, senin burada da bir sürü kuzenin var!”
Ya bırak, öyle bilsinler ömür boyu. Kardeş gibi görsünler birbirlerini bir ömür boyu…
Konuşuyor orospu yine, çatıyor on beşlilere, K. K.’ya…
BÖLÜCÜ…
Böl ve yönetin vücut bulmuş hali…
Yönetebilse keşke…
Manzara meydanda, halimiz içler acısı!

Sen istediğin kadar eğit, öğret…
İyi niyetli ol, temiz ol…
Karşındaki bir ömür emeğini bir anda yok edebiliyor.

Ben sadece…

Evet, ben sadece bir Zombi, bir hortlak değilim anlaşılan…
Aynı zamanda bir sadiste olmalıyım, kendi kendine işkence etmekten zevk alan…
Yani, başka özelilerin yani sıra…
Sadist bir hortlak olmalıyım.

Gecenin yarımından beri ayaktayım, eve geldiğimizde 7-8 gibi olmalı…
Anında uyumuşum, gece yarısı cin kesildim…
Aklıma gelmedi değil, çocuklar, annem koma, hanımda öyle…
At üstüne beyaz bir çarşaf, ruh gibi dolan evin içinde…
Korktum, korkudan bir şey olurlar diye.

Iş yapsan o da olmaz, herkesi dikerim ayağa…
Sabahı zor ettim, ondan sonra canim hiçbir şey yapmak istemedi…
Önce pencere – kapılardan başladım, kaloriferler falan…
En son badana…
Vallahi billahi bulamazsın benim gibi birisini…
Yok ya, yeminle cımbızlıkım…
Mikroskop altına yatırıp araman lazım benim gibisini!

Neden mi? boş ver…
Hep diyorum, hep diyeceğim dünya aptallar şampiyonuyum.

Annem ve çocukları götürdüm, hanım kaldı bana yârdim edecek

Çocuklar ölüyor gülmekten, Emi sordu hemen…
“Bende kaybolmuş muydum?”
Dün…
Durup dururken annemin aklına çocukluğum gelmiş, diyor…
“Senin yüzünden saçımı başımı yoluyordu. Çok dayak yedim senin yüzünden”
Rahmetli çakır Emine, babaannem cebbar kadındı, çok cebbar…
Kireç kuyusu meselesi yüzünden dövmemiş ama, kendisi kapıyı açık bırakmış!

Anlatırım bir ara…
Annem çok güzel kitap okur, çocuklar bayılır. Bir insan olur 99 karakter…
Yine anlatımda güzeldir, masal dinler gibi dinle. Dedim ya çocukluğumu anlattı yol boyu.

Çok üzdüm ben bu insanları…
Haklarını ödeyemem. Buralarda sürünmemiz bile, yine, tekrardan…
Benim yüzümden, çok zarar verdim çok.

Ama güzel olan nedir biliyor musunuz?
Yolda yine konu benim üzerimden acildi, mala mülke geldi…
Ben, ben dediğimde BIZI kast ederim, ailemi, sevdiklerimi, kalbimde olanları, TÜMÜNÜ…
Çünkü bire bir benimdirler, benim bir parçam…
Dayday…
Aslında böyle konuşmayı sevmem, HEPIMIZIN, ayırmam. Böyle eğitim, böyle büyüttüm çocukları…
Hukuken “benim” olan bir maldan söz ederken BIZIM diyor Dayday…
Evet, bizim. Elimde büyüdüler, elimizde. Bak hala bizdeler. Ya biri ya öteki…
İkisi birden evde kan gövdeyi götürüyor…
😊

Bencilliği bırak…
Gör halimizi. BIZIM MEMLEKETIMIZ…
BIZIM ÜLKEMIZ kimlerin elinde kaldı, gör…
Ve gerekeni yap…
BIZE sahip çık, BIZIM olana!

Not: Adana’da…
Hani 1,5 yaşında bir bebe evde kaçtı, buldular karanlıkta yolda…
Bende 1,5 yaşındaymışım. Kireç kuyusu, ÖLÜM demek. Kemiklerimi bile bulamazlardı ERIR giderdim içinde.

Devlet ve ihale sistemi

Kız olsun da…
İsterse çamurdan olsun be!!!

Helal olsun benim kardeşime…
😊
Demek ki bunca sene emek, bu kadar çile…
Boşu boşuna değilmiş…
Kendisiyle uğrattığım yetmedi, kocasıyla, (…)
NOKTA

Yok vallahi billahi karşılık beklediğim için yapmadım, sevdiğim için…
Benden oldukları için…
BAK…
Karşılığını alıyorum.

Kadın milleti…
Topunun suyuna kibrit suyu ekmeli…
Hava çok güzel, yüzmeye gidecekler…
Önder…
Sorulur mu, boya – badana!

Sabah annem gitmiş kardeşe, anlatmış…
Ben ağabeyime yardım edeyim demiş hemen…
Allah razı olsun, Allah gönülde sakladığı tüm dilekleri kabul etsin…
Cümlemizin…
Tabii onlar yaptılar yapacaklarını, işin zahmeti bana…
Giderler yüzmeye!

Neyse geçelim…
Devlet ve devlet malının ihalesi konusuna geçelim…

Arşivlerim meydanda, anlatmışımdır başka bir bağlamda…
Ailecek tanınırız bizim buralarda…
Çok eskilerdeniz bir, ikincisi babamın rahmetlinin kahve ve sosyal hayatı…
Vefat etti, kabuğumuza çekildik. Benim kahve hayatim yoktur, farklıdır benim yaşantım…
İhale konusunu daha evvelsi anlattığım için kısa keseceğim, rahmetliyle evlendiğimiz salon…
Kocaman bir düğün salonu, restoranı, toplantı merkezi, bowling imkânları vesaire, vesaire…
Sadece düğün imkânı yeter, 800 kişilik bir salon…
Düğünümüzü izin zamanına çekmemize rağmen, davetli – davetsiz herkes geldi, yer yetmedi.

İşte kaza, vefat…
Yeniden evlenme, yıllar sonra duydum salon ihalede. Babadan deneyimliyim, valide de öyle…
Kahve – restoran işletme…
Her zaman yaptığım gibi bir, iki işlemi atlayıp doğru OSMANIN karşısına çıktım…
Osmancıklarla vakit kaybetmedim…
Uzun lafın kısası, geçmiş zaman, yalan söylemiş olmayayım ya iki kişi kaldık geriye veya en fazla üç…
“Mesleğin ne”
Bilişimciyim!

“Deneyimlerin, hiç böyle bir yer işlettin mi?”
Hayır, ilk defa ama böyle böyle…
Dedim ya yalan olmasın, galiba belediye başkanın kendisiydi VE DIKKAT…
Adamın üstünde çok iyi bir intiba bırakmış olmalıyım, yoksa hele Almanya’da böyle bir şey yapmaları neredeyse imkânsız. Çıkardı diğer “rakiplerin evraklarını” gösterdi…
Bak dedi “Mainz’de işletmesi var, kocaman bir yer, yirmi – otuz senedir işin içinde”
TECRÜBELI…
MESLEGI…
“Bu ihalede seçtiklerimiz arasındasın, bu yüzden bu sözlü görüşme….
Eğer bu ihaleyi sana verirsem ben bu insana haksızlık yapmış olmuyor muyum?
Suç işlemiş oluyorum suç” dedi.

Bu sabah izliyorum haberlerde…
Verilen teklifleri…
Şeker fabrikalarıyla ilgili, teklif verenler arasında inşaat sektörü, bilmem neler…
Bu “adamların” liyakati, ehliyeti!?!?!?
Sen hala bu herifler “Allah” diyor diye peşlerindeysen ben senin aklının ta içine …!