Hatırlıyor musun?
Sana…
Bebeleri anlatmıştım bir gün. Feleğin, kahpe feleğin şamarını daha bebe yaşında yiyen çocuklar…
Henüz birkaç aylık her biri…
Uyuşturucu…
Acıları o kadar büyük ki bebeler uyuşturucu kullanmak zorunda?!!!
Ya velilerinin hali…
O anne, anne olup buna nasıl dayanır, dayanabilir mi?
Ne derler biliyorsun…
Allah…
İnsan sırtına kambur, kafasında boynuz taksa…
İnsan yine dayanır(!)
Alışır…
Alışkanlıklarının esiridir…
Nokta…
Halimi merak edip, sorma!
Aklıma bebeler gelir, o anneler ve utanırım kendimden…
“Erkek” diye ortalıkta dolaşıyorum ya…
Nasıldı, ne demiştin?
😊
Özel ihtiyaçları olan insan(!)
Kadın bunları mi öğretiyor, öğrettiler size okulda?
Balistik nedir bilir misin?
Hayatın > tüm < renklerini…
Kendini kolu, kanadı kırılmış kuşa benzetmiştin…
Ben…
Sana uçmayı tekrar öğretmedim mi…
Sevgiyi, saygıyı…
Güveni?
Balistik…
Kısaca atış bilimidir, merminin barut gazının etkisiyle namludan çıkıp hedefe kadar aldığı yörüngenin (güzergâh, rota), devinimini (oynaşma, kıpırdama) inceleyen bilim dalına verilen isimdir. Ateşli silahlarda dört alt dala ayrılır. Birde ayrıca roket balistiği diye bir dal vardır ama bu kendi başına bir bilim dalıdır. Neden anlattım şimdi bunları sana?
Anlaman için…
Sende ki öyle umuyorum kimi çağrışımları uyandırması için. Yok…
Açık açık yazmayacağım, armut piş ağzıma düş(!)
Düşünmeni istiyorum, düşünmeni…
Son zamanlarda gördüğün atışlar…
.22 kalibrede gerçek ateşli silahlardandır…
DIKKAT
Saniyede 210 metre yol alır…
Dedim ya dikkat et diye, buraları önemli, bir .45’lik saniyede 275 metre yol alır…
9mm’lik bir merminin hızı ise saniyede 300 ile 580 metre arasındadır!
Merminin sallanması, izlediği yol, hedef ile birleştiği anda aldığı vaziyet, deforme olması gibi konulara girmeyeceğim. Konuyu gündelik yaşantımıza, siyasete bağlayacağım…
Hani bir keresinde 25 metreden söz etmişimdi…
Benim için büyük bir mesafe, gözler köstebek gibi…
Başka bir ifadeyle, anlaman için, oturduğum apartman 6 katlı, toplam yüksekliği 22 metre…
Silah…
Yine geçmişten bir benzetme kadın gibi, uyacak adama, eline…
Yaşantısına…
Kurşun misali, etkili. Bakma balistiğine, dedim ya kurşun gibi devimi…
Karı milleti, kurşundan korkmayan aptalın teki…
Ancakkk…
Usta bir elde silahta, kurşunda…
O elin hakimiyeti altında!
Kulübün silahları…
Henüz ruhsatım yok…
Eh kanunlara uymak, doğru yoldan gitmek varken neden gideyim yamuk yumuk, sağa sola?
Mesafe ayarı, atıcının kendi hali…
Ayar yerleri…
At, avrat, silah ödünç verilmez, kimseye emanet edilmez der ya atalar…
Ayar bozulur, ayar…
Bu yüzdendir bu özlü söz, bu özdeyiş. Uzun lafın kısası, ayarlayamıyorsun silahı…
“Kamu malı”
Bırakalım şimdi yer çekimini, merminin ağırlığını, rüzgârı, balistiği bir tarafa…
Kapalı mekân, sadece 25 metre…
Ehhh…
Nokta 22 kalibreyle talim yapıyoruz, daha ucuz…
Saniyede 210 metre…
Dikkat ettiyseniz…
Kiiii…
Böyle eğitildim, böyle öğrendim…
Ulan ihtiyar bir ite yeni daha ne öğretebilirsin ki?
Tabii bana zimmetliydi, bana, gözüme, silahı tutuşuma ayarlı…
On ikiyi hedef alır, ok ikiyi genelde vururdum…
Dedim ya dikkat ettiyseniz son zamanlarda yayınladıklarım hep yukarıdan nişana…
Aklımda…
Biliyorum ama el alışkanlığı, sürat, gerçek çatışmada ne düşünmeye ne yavaş yavaş rahat rahat ateş etmeye vaktin yok, yok kardeşim yok…
Gebertirler adamı, vurulursun bir tarafından…
Oturamazsın bir daha k.ç üstü…
Çok seri ateş ediyormuşum, böyle alıştım…
5’e…
Nisan alacaksın ki on ikiyi vurasın. Hani siyah var, dört tarafı sarı…
İşte sarıya nisan alacaksın, beşe…
Mermi, on ikide!
Şimdilik buraya koyalım bir nokta…
Arkası yarına, yokkk şaka…
Sonra…
Nasıl ki bir bilişimci olarak teknolojik gelişmeleri yakından takip etmek durumundayım…
Siyasetten…
Takip ederim kimi kişileri…
Bunlardan biri Stephen Kevin Bannon…
Bugün yayınladığım izlencede de (İtalya) yer alıyor…
Hani Trump’i, Trump yapan adam…
Graham Fuller gibi, hani Erdoğan’ı, Kahpedoğan yapan gibi…
Türkün dünyadaki imajı belli, yani görüntüsü…
Kahpedoğanın tamamen yerlerde, sormuştum kimin menfaatine diye…
Olabilir mi kardeşim?
Olabilir, bir imaj tazeleme ve neticesinde dünya basını Kahpedoğanı “övmekte”
Hep yeriyorlar hem övüyorlar…
Neyse.
Dünyadaki en etkili, en “söz sahibi” istihbarat örgütleri hangileri diye sorsam cevabınız muhtemelen şöyle olacaktır:
ABD (CIA, NSA vs.)…
Rus (GRU)…
Israil (MOSSAD)…
İngiliz (secret Intelligence Service/MI6) ve Fransız (DGSE)
Çin kardeşim Çin (MSS)…
Müslüman dünyasında ise Pakistan istihbaratının (ISI) en etkili kuruluş olduğu söylenmektedir…
Peki…
Türk nerede, Türkiye daha doğrusu Tayyipistan ne yapıyorlar?
Sayın Özdil’den biliyoruz ki…
Porno izliyor.
Bak kardeşim doğruya doğru…
Bu dünyada yukarıda belirtmiş olduğum kuruluşların haberi olmadan “kuş uçmaz, uçamaz”
Bu dünyada gelişen tüm olayların en azından yüzde altmışı için geçerlidir…
Yani yarısından fazlası MUTLAKA bir devletin bilgisi ve onayı dahilinde gelişir…
Öyle ki terörizm dahil farklı bir alanda, farklı yönetmeler ile bir mücadelenin, bir savaşın eseridir.
Ne diyor pezevenk andımız konusunda?
“…Etrafımda hukukçu dolu… ben karar veremeyeceksem… ne işim var bu makamda?… Sorsan bilmez… Viyana sözleşmesi…” falan filan…
Işıne geldiğinde sözleşmelere, anlaşmalara, kanunlara uyacaksın…
Gelmediğinde, kafana göre…
Kim bulmuş bu bolluğu?
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?
DIKKAT
Bir bilmem ne ağızlı da okyanusun ötesinde…
DEDIM YA DIKKAT DIYE…
Ve evet bu da bir gerçek…
İletişim sorunu, kurum ve kuruluşlar arasında yetki karmaşası, para ulan para…
Ayrılan bütçe…
Kıskançlık ki yok mahalle karısı edebiyatı yapmıyorum gerçekten bu gibi örgütlenmeler arasında genelde para ve etki, etkileşim açısından amansız bir rekabet var…
Dolayısıyla…
Devlet, toplum menfaati bazen yâri yolda kalabiliyor.
Siyasetçinin…
>>> Bir devlet adamının <<< asli görevleri arasında bu ahengi sağlamak bence esas olarak alınmalı…
Neyse…
KIM ITIRAZ EDEBILIR BANA, şu sözleri sarf ettiğim takdirde?
Donald Trump ve yandaş, yoldaşları…
Devletin, gerçek devletin kendisi…
Establishment dedikleri…
VEEEE…
Derin devletin kendisi, evet, neredeyse her ülkede var böylesi…
Kimi zaman yanlış bir ideolojinin eseri, bazen kendi menfaatlerinin peşinde AMA yaptıklarının doğruluğuna tüm samimiyeti ile inanan kişiler. Hukuku çiğnemek bahasına bile olsa…
Buna inanmış insanlar!
Amerika Birleşik Devletleri’nde…
Gizliden gizliye bir iç çatışma yaşanmakta!
Bu olgu, bu gerçek neden bizim için önemli?
Bilmem dikkat ettiniz mi?
Bir çelişki, bir tezat göze çarpıyor…
Bariz bir şekilde, dikkat çekici…
Trump ve söylemi…
Ve gerçekleşenler arasında bariz bir fark var…
Örneğin Ortadoğu siyaseti buna çok güzel bir örnek…
Bir şekilde “engelleniyor”
Bir mekanizma giriyor devreye…
BUUU…
Üst düzey bir “çatışma” ya tabana yansıması…
G.t kıllarına?
Dün yaşanan bomba yollamalar…
Veya bak ülkemize…
Yüz bulan, “devleti” arkasında bilenlerin yaptıklarına…
Cüretlerine bakar mısınız?
Bu ne cesaret?
Dönelim bir kez daha Stephen Kevin Bannon’a…
Sözlerimi bitirmem lazım, işim başımdan aşmış…
Stephen Kevin Bannon…
Donald Trump ile ters düşmüştü değil mi?
Siz öyle sanın!
Avrupa’ya dikkat ediyor musunuz?
Gelişmelere?
Üç egemenlerinin hegemonyasına?
Avrupa kıtası…
Asya kıtası…
Ve Amerika, ulusalcılık, birlik öldü…
Yaşasın kafatasçılık, yaşasın “milliyetçilik”
İyi de…
Bu nasıl bir anlayıştır böyle?
Mesela tüm Avrupalı faşistler bir çatı altında toplanıyor(!)
Geçici bir süreç mi?
Güce kavuştuktan sonra ayrışırlar mı?
Hadi canım sende!!!
GÜç birliğini anlayan, bunu kavrayan…
Bir daha vaz geçemez gÜçten!
Bir parantez açmış olayım sözlerime devam etmeden…
Kıta dedim…
Mesela Asya, dikkat çekicidir örneğin Rus – Çin iş birliği. Avrupa’da yan çizen İngiliz kimin himayesinde?
ABD…
Diğerleri bir çatı altında kalmaya, birlikte yola devam etmeye çalışıyor…
Ya Tayyipistan?
Orospu karı gibi…
Bir Arap yarımadasında, bir Avrupa’da…
Sarılıyor Rusya’ya, bir Amerika’ya…
Ayakta durmaya çalışıyor…
ANLA!
Bu çerçevede anlattıklarımı, anlatmaya çalıştıklarımı…
Üstü kapalı kapalı…
Gazeteci cinayetini birde bu açıdan değerlendir bence.
Toparlayacak olursak…
Demem o ki…
On ikiyi vurmak istiyorsan, beşe nisan alacaksın…
Anlayana!