Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir devamı niteliğinde

Kültür seviyen ve hayattan beklentilerin istikbalini, geleceğini şekillendirir…
Geçmişin önemlidir…
Onun hayaleti sana ömür boyu refakatçidir…
Gir bak arşivlerime, YOK salt burası değil. 2007’den beri yazarım, dilimin döndüğünce…
Bilgimin ufkuna erinceye…
http://www.gurbuz.net Allah bu kula nefes verdiği sürece, doğru bildiğini bu kul söyleyecek, ardında duracak çünkü…
İnanmış bir kere…
İnanmış…
Aydınlığın timsali Atatürk inkılap ve ilkelerine!

Kimi hayalet vardır hayırdır, hayır kimisi ise…
Kutsal kitabımız bile uyarır…
Şerrin ta kendisidir, kötüdür, kötülüktür…
Fayda gelmez, zarar verir hem sana hem senden olana!

Dünya…
Örneklerle doludur görmek, ders almak isteyene…
Örneğin İngiltere…
Vekil ne demek kardeşim, vekâlet. Hep dedim diyorum, temsili demokrasi, ilerisi gibi…
Bir yalandan ibaret!

Devam edecek!!!

Sormak lazım, demir ağları bilmem AMA hırsızın arsız ve hırsız yumruğu ile ördüler memleketi

Neden her seferinde…
Neden…
Her seçim öncesi Tayyip devletinin bekası söz konusu olup operasyon yapılıyor?
Sonra…
Bir devletin asli görevleri arasında olan denetim, yönetim neden bu derece savsaklanabiliyor ki…
Bu kaçıncı “hızlı tren” kazası?
“Trenden geçtim” kaybettiğimiz canlar…
Kiii…
Hayatını kaybedenler arasında zar zor yetiştirdiğimiz bilim adamları…
Yaaa…
Dicle barajı, kapak koptu(!)

Bu…
Ne sorumsuzluk bu ne aymazlık???
Yaratıkların…
Adam kayırmaktan, çalıp – çırpmaktan başka bir şeye vakti kalmıyor ki!

Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir

Bu ne ya bu ne???

Sanal avrat misali…
Varla yok arası, sanal mı gerçek mi?
Beli değil!

Ben…
Yeri gelir alır avradımı öper, koklarım…
Yeri gelir karşıma oturtur sohbet ederim ve bazen, gerekli hallerde…
Yatırır önüme halı gibi çiğnerim!

Bu ne ya bu ne???
Bizim entel danteller misali:

-Şekerim!
-Efendim canım, ne istemiştin?
-Biz … bir demokraside mi yaşıyoruz yoksa bir diktatörlükte mi?
-Ayyy, ayol bu nasıl bir soru böyle?
-Vallahi şekerim çok zor bir soru yöneltin bana, sana nasıl bir cevap versem bilmem ki?
Demokrasi desem değil, diktatörlük desem değil, ileri demokratik bir diktatörlük (…)

Aaa…
Karar verin artık, bir karar…
Silahlarımı kuşanıp dağa mı çıkayım yoksa düzde mi kalayım?
Karar verin, karar…
Attırmayın Önderin deli tepesini!

Sanalla manala yoktur benim bir ilgim, işim…
Öz denilen, var olan, his edilen, eleyebileceğim, yaşayabileceğim…
Tek gerçeğim.

Demokrasi…
Ve veya egemenlik gibi kavramların açıklaması yeterince yapılmıştır AMA…
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir cümlesi bağlamında egemenlik kavramının derinliklerine inebilmemiz için öncelikle “bir, iki” başka terimi irdelememiz gerekir!

Örneğin vekalet kelimesini veya parti içi demokrasi…
Yine lider kavramı içeresinde sorumluluk almayı, sorumluluk taşımayı…
Ve bu sorumluluk gereği, gereğinin yapılması gibi…
Bir Cumhur Başkanı…
Ve demokrasinin kendisi, insan karakteri…
Bunları incelememiz, kimi soruları yanıtlamamız gerekir ki kimi kavramın önemini idrak edelim.

Tabii bu bağlamda…
Kimi yürürlükte olan kanunu esas alarak düşünmemiz lazım bu kanunları…
Getirisini ve götürüsünü…
Örneğin seçim yasaları!

Anlayacağınız…
Önümüzde kat etmemiz gereken bayağı bir mesafe var!!!

Devam edecek…

Oh oh çok sevindim

Bana karşı her zaman çok terbiyeli ve son derece efendi bir tutum içinde…
20 dönüm…
Dört ortak!

Yeni yapmışlar 20 dönüm içinde müstakil av evi!

Bana ne onun özel hayatından…
Erkek adam değil mi, helal olsun, ben yapamıyorum bir, ikide benim için yapsın!
😊
Helal olsun ağabeyciğime.

Şehiraltı ailesinden, BIZDEN bir çocuk…
Eşi…
Eğitimin zirvesi, mükemmel bir hanımefendi!

At hastası, av…
Annem anlatıyor, dalga geçiyorlarmış benimle…
Yürüyemiyorum ya…
“O…
Bize yetişemez, onu evin etrafında avlandırırız. Biz çıkarız dağlara!”

Eee…
Böyledir, it ihtiyarlamaya görsün…
Maskara olur maskara!

Ama gerçekten çok sevindim…
Komşuda pişer bize de düşer!
Allah…
Daha iyi etsin daha çok versin!

Keza benim küçük kuzen, teyze oğlu…
Hadi inşallah, Allah muvaffak etsin…
Ev yemekleri AMA en üst düzeyde. … …
Ün, unvan sahibi yok ki yemekleri evlerine girmesin.

Allah…
Cümlemize yürü ya kulum desin!

Birde ben hatırlatayım dedim, Atatürkçülüğü Katletme Partisi

BAŞBAKAN “AKP” DENİLMESİNE NİYE ÇOK KIZIYOR?
Artık…
G.t kıllı cumhurun başı(!)

Bir alıntı:

“BAŞBAKAN “AKP” DENİLMESİNE NİYE ÇOK KIZIYOR?
Odatv şifreyi çözüyor

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan partisine „AKP“ denilmesine çok kızıyor.
„Ak Parti“ denilmesini istiyor.
Çoğu kişi bu durumu şaşkınlıkla karşılıyor.
Ne olacak sanki; „AKP“ denilse ne olur, „Ak Parti“ denilse ne olur?
Yine de bazı medya grupları, meselenin ne olduğunu bilmeden, Başbakan Erdoğan’ı kızdırmamak için haberlerinde artık „Ak Parti“ adını kullanıyor.
Bizce iyi de ediyorlar.
Kişi ya da grup kendisini nasıl ifade etmek istiyorsa saygı duymak gerekir.
Ancak…
Bir soru hala ortada:
Başbakan neden „AKP“ denilmesine çok kızıyor.
Bunun yanıtını, Orhan Hançerlioğlu’nun „İslam İnançları Sözcüğü“ kitabı veriyor.
Bakınız sayfa 17’deki „AKABE“ sözcüğünün karşısında ne yazıyor:
„Şeytan’ın oturduğuna inanılan tepe.
Bu akapelerin en ünlüsü Mekke’yle Mina arasındaki tepedir.
Hac bayramında Müslümanlar bu tepedeki taştan sütunu (Camrat al-Akabe) taşlarlar, böylelikle de bir zamanlar orada oturduğuna inanılan Şeytan’ı taşlamış olurlar.“
Yaaa.
Şimdi anladınız mı Başbakan Erdoğan’ın „A-KE-PE“ denilmesinden çok rahatsız olduğunu?
Başbakan’a göre partisine „AKP“ diyen herkes aslında „Şeytan“ diyordu.
Peki…
Uzatmayalım…
Odatv.com’un hep bir iddiası var:
Başta Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere AKP’lilerin İslam bilgileri pek zayıf değil mi?
Bu haberimiz de gösteriyor ki, Mekke’de Şeytan’ın oturduğu inanılan tepenin adını, partilerine isim yapmışlar!
Sonra da dünyada eşi benzeri olmayan bir talipte bulunuyorlar:
„Partimize AKP demeyin, Ak Parti deyin!“
Eee şunu baştan düşünsenize…
Bi de imam hatip mezunu olacaklar…
Ya da diyeceğiz ki „bu okullarda öğrenim kalitesi iyi değil.“

Odatv.com”

https://odatv.com/basbakan-akp-denilmesine-niye-cok-kiziyor-0609091200.html

Biliyor musun, sen bana hatırlatıyorsun ama NE FAYDA

Neler anlatıyorum insanlara…
>>> bin bir dereden su getiriyorum <<<
Öyle inanıyorum ki çok az insan vardır benim gibi neredeyse her telden çalıp…
Bunları birbiriyle bağlayan…
AMA…
Aması var AMASI!

Hem benim yönümden hem insanlar yine bildiklerini yapıyor, bildiklerini…
Anlatsan, ikaz etsen ne fayda?

Ve sen…
Bunu neden böyle yapma, yazma ihtiyacı his ettiğimi biliyorsun…
Öğrenmelerini istiyorum, öğrenmelerini…
Ama sözde Müslüman özde dinci…
Kendi kitabını dahi okumuyor ki!

Bana değil…
Daisy…
Hatırlatacaksan insanlara hatırlat!


Biliyorum neden yaptığını merak etme
😊

Diyeceksin ki; Ne alaka?!!!

Ey anam ey…
Öyle bir bağlantı var ki arada…
Anlayana.

Ve Allah kuluna seslenir, üç Hak dini günümüze gelebilen…
Ya bilinmeyenler ya kaybolanlar?

Ve insan…
Allah’a şirk koşan, kendini…
Tövbeler tövbesi ona benzeten, Onunla kıyaslayan…
Okudunuz mu bilmem 1924 Anayasasını, sizlerden rica ettiğim gibi?

Nisa Sureyi 48. Ayet der ki;

Allah kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz; bundan başkasını dilediği kimse hakkında bağışlar. Allah’a ortak koşan kimse büyük bir günah işleyerek iftira etmiş olur.

https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Nisâ-suresi/541/48-ayet-tefsiri

Ne anlamlı değil mi?
Atatürkçülüğü Katletme Partisi…
Ve…
Müslümanlığın A Keee Peee yorumu(!)

Bir nevi cemaat görünümünde…
Ve Şeyh’i adi bir hırsız sadece!

Partili cumhur başkanı…
Yok henüz anlatmayacağım anlatmak istediklerimi…
Sabır…
İnsanoğlunun, evladının süsü…
Henüz hazırlık aşamasındayız, hazırlıyorum sizleri!

RUM Suresini bilir misiniz?
Allah…
Bizzat-i uyarıyor bizleri!!!

Daha ne yapsın ne yapabilir…
Laf söz anlamayana cezalandırmaktan başka?

Bunlar…
Online “sürümü”, PDF olarak hazırlayacağım çok daha fazla bilgi, belge içerir!?
Türkçülük misali…
Allah, öndere nefes, güç verirse…
Eninde sonunda!

Otuzuncu Ayetten sonrasını bir daha başka şevk ile çok farklı bir huşu içinde oku, VE…
Anla!

Açıklamaları, vakti gelince. Rum Suresi:

Mekke döneminde inmiştir. 60 âyettir. Sûre adını, ikinci âyette geçen

1. Elif Lâm Mîm.
2, 3, 4, 5. Rumlar, yakın bir yerde yenilgiye uğratıldılar. Onlar yenilgilerinden sonra birkaç yıl içinde galip geleceklerdir. Önce de, sonra da emir Allah’ındır. O gün Allah’ın (Rumlara) zafer vermesiyle mü’minler sevinecektir. Allah dilediğine yardım eder. O, mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir.
6. Allah (onlara zafer konusunda) bir vaadde bulunmuştur. Allah vaadinden dönmez. Fakat insanların çoğu bilmezler.
7. Onlar dünya hayatının ancak dış yönünü bilirler. Ahiret konusunda ise tamamen gaflettedirler.
8. Onlar, kendi nefisleri(nin yaratılış incelikleri) hakkında hiç düşünmediler mi? Hem Allah gökler ile yeri ve ikisi arasındakileri ancak hak ve hikmete uygun olarak ve belirli bir süre için yaratmıştır. Şüphesiz insanların birçoğu Rablerine kavuşacaklarını inkar ediyorlar.
9. (Yine) onlar, yeryüzünde dolaşıp kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğuna bakmadılar mı? Onlar kendilerinden daha kuvvetli idiler. Yeryüzünü sürüp işlemişler ve orayı kendilerinin imar ettiğinden daha çok imar etmişlerdi. Onlara da peygamberleri apaçık deliller getirmişlerdi. Allah onlara asla zulmediyor değildi. Fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı.
10. Sonra, Allah’ın âyetlerini yalanladıkları ve onlarla alay etmekte oldukları için, kötülük işleyenin sonu daha da kötü oldu.
11. Allah, başlangıçta yaratmayı yapar, sonra onu tekrar eder. Sonra da yalnız ona döndürüleceksiniz.
12. Kıyametin kopacağı günde suçlular hayal kırıklığı içinde ümitsizliğe düşeceklerdir.
13. Onların, Allah’a koştukları ortaklardan kendileri için şefaatçılar da olmayacaktır. Artık onlar ortak koştukları şeyleri de inkar ederler.
14. Kıyametin kopacağı gün, işte o gün mü’minler ve kâfirler birbirinden ayrılacaklardır.
15. İman edip salih ameller işleyenlere gelince, işte onlar cennet bahçelerinde sevindirilirler
16. İnkar edip âyetlerimizi ve ahirete kavuşmayı yalanlayanlara gelince, işte onlar azabın içine atılacaklardır.
17. Öyle ise akşama girdiğinizde, sabaha kavuştuğunuzda, Allah’ı tespih edin.
18. Göklerde ve yerde hamd O’na mahsustur. Gündüzün sonunda ve öğle vaktine girdiğinizde Allah’ı tespih edin.
19. Allah, diriyi ölüden çıkarır, ölüyü de diriden çıkarır. Ölümünden sonra yeryüzünü diriltir. Siz de (mezarlarınızdan) işte böyle çıkarılacaksınız.
20. Sizi topraktan yaratması, O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Sonra bir de gördünüz ki siz beşer olmuş (çoğalıp) yayılıyorsunuz.
21. Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de onun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.
22. Göklerin ve yerin yaratılması, dillerinizin ve renklerinizin farklı olması da onun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda bilenler için elbette ibretler vardır
23. Geceleyin uyumanız ve gündüzün onun lütfundan istemeniz de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda işiten bir toplum için ibretler vardır.
24. Korku ve ümit kaynağı olarak şimşeği size göstermesi, gökten yağmur indirip onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesi, onun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda aklını kullanan bir toplum için elbette ibretler vardır.
25. Emriyle göğün ve yerin (kendi düzenlerinde) durması da O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Sonra sizi yerden (kalkmaya) bir çağırdı mı, bir de bakarsınız ki (dirilmiş olarak) çıkıyorsunuz.
26. Göklerde ve yerde kim varsa yalnızca O’na âittir. Hepsi O’na boyun eğmektedirler.
27. O, başlangıçta yaratmayı yapan, sonra onu tekrarlayacak olandır. Bu O’na göre (ilk yaratmadan) daha kolaydır. Göklerde ve yerde en yüce ve eşsiz sıfatlar O’nundur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
28. Allah size kendinizden şöyle bir örnek getirdi: Kölelerinizden, verdiğimiz rızıklarda sizinle eşit haklara sahip olan ve birbirinizden çekindiğiniz gibi kendilerinden çekindiğiniz ortaklarınız var mı? Düşünen bir topluluk için âyetleri böyle ayrı ayrı açıklıyoruz.
29. Fakat, zulmedenler bilgisizce nefislerinin arzularına uydular. Allah’ın (bu şekilde) saptırdığı kimseleri kim doğru yola iletir? Onların hiçbir yardımcıları yoktur.
30. Hakka yönelen bir kimse olarak yüzünü dine çevir. Allah’ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata5 sımsıkı tutun. Allah’ın yaratmasında hiçbir değiştirme yoktur.6 İşte bu dosdoğru dindir. Fakat insanların çoğu bilmezler.
31, 32. Allah’a yönelmiş kimseler olarak yüzünüzü hak dine çevirin, O’na karşı gelmekten sakının, namazı dosdoğru kılın ve müşriklerden; dinlerini darmadağınık edip grup grup olan kimselerden olmayın. (Ki onlardan) her bir grup kendi katındaki (dinî anlayış) ile sevinip böbürlenmektedir.
33. İnsanlara bir zarar dokunduğu zaman, Rablerine yönelerek ona dua ederler. Sonra Allah onlara kendinden bir rahmet tattırınca da, bir bakarsın ki içlerinden bir grup, Rablerine ortak koşuyorlar.
34. Kendilerine verdiğimiz nimetleri inkar etsinler bakalım! Haydi (şimdilik) yararlanın, ama yakında bileceksiniz.
35. Yoksa biz kendilerine bir delil mi indirdik de o, Allah’a ortak koşmaları konusunda (isabetli olduklarını) söylüyor?
36. İnsanlara bir rahmet tattırdığımız zaman ona sevinirler. Eğer kendi işledikleri şeyler sebebiyle başlarına bir kötülük gelirse, bir de bakarsın ki ümitsizliğe düşerler.
37. Allah’ın, rızkı dilediğine bol verdiğini ve (dilediğine) kıstığını görmediler mi? Bunda inanan bir toplum için elbette ibretler vardır.
38. Öyle ise akrabaya, yoksula, ve yolcuya hakkını ver. Bu, Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak isteyenler için daha hayırlıdır. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.
39. İnsanların malları içinde artsın diye faizle her ne verirseniz, Allah katında artmaz. Ama Allah’ın hoşnutluğunu isteyerek her ne zekat verirseniz; işte bunu yapanlar sevaplarını kat kat arttıranlardır.
40. Allah, sizi yaratan, sonra size rızık veren, sonra sizi öldürecek ve daha sonra da diriltecek olandır. Allah’a koştuğunuz ortaklardan, bunlardan herhangi bir şeyi yapabilen var mı? O, onların ortak koştuklarından uzaktır, yücedir.
41. İnsanların kendi işledikleri (kötülükler) sebebiyle karada ve denizde bozulma ortaya çıkmıştır. Dönmeleri için Allah, yaptıklarının bazı (kötü) sonuçlarını (dünyada) onlara tattıracaktır.
42. De ki: „Yeryüzünde dolaşın da önceki milletlerin sonlarının nasıl olduğuna bakın.“ Onların çoğu Allah’a ortak koşan kimselerdi.
43. Allah tarafından, geri çevrilmesi olmayan bir gün gelmeden önce yüzünü dosdoğru dine çevir. O gün insanlar bölük bölük ayrılacaklardır.
44. Kim inkâr ederse, inkarı kendi aleyhinedir. Kimler de salih amel işlerse, ancak kendileri için (cennette yer) hazırlarlar.
45. Bu hazırlığı Allah’ın; iman edip salih amel işleyenleri kendi lütfundan mükafatlandırması için yaparlar. Şüphesiz o inkâr edenleri sevmez.
46. Rüzgarları, yağmurun müjdecileri olarak göndermesi, Allah’ın (varlık ve kudretinin) delillerindendir. O bunu, size rahmetinden tattırmak, emriyle gemilerin yol alması, onun lütfundan rızkınızı aramanız ve şükretmeniz için yapar.
47. Andolsun, senden önce biz nice peygamberleri kendi kavimlerine gönderdik. Peygamberler onlara apaçık mucizeler getirdiler. Biz de suç işleyenlerden intikam aldık. Mü’minlere yardım etmek ise üzerimizde bir haktır.
48. Allah rüzgarları gönderendir. Onlar da bulutları harekete geçirir. Allah onları dilediği gibi, (bazen) yayar ve (bazen) yoğunlaştırır. Nihayet yağmurun onların arasından çıktığını görürsün. Onu kullarından dilediklerine uğrattığı zaman bir de bakarsın sevinirler.
49. Oysa onlar daha önce kendilerine yağmur yağdırılmadan evvel kesin bir ümitsizliğe kapılmışlardı.
50. Allah’ın rahmetinin eserlerine bak! Yeryüzünü ölümünden sonra nasıl diriltiyor. Şüphe yok ki, o ölüleri de elbette diriltecektir. O her şeye hakkıyla gücü yetendir.
51. Andolsun, eğer (ekinlerine zararlı) bir rüzgar göndersek de o ekini sararmış görseler, ardından mutlaka nankörlük etmeye başlarlar.
52. Şüphesiz, sen ölülere işittiremezsin. Dönüp gittikleri zaman çağrıyı sağırlara da işittiremezsin.
53. Sen körleri sapkınlıklarından çıkarıp doğru yola iletemezsin. Sen çağrını ancak, âyetlerimize inanıp müslüman olan kimselere işittirebilirsin.
54. Allah, sizi güçsüz olarak yaratan, sonra güçsüzlüğün ardından bir güç veren, sonra gücün ardından bir güçsüzlük ve yaşlılık verendir. O dilediğini yaratır. O hakkıyla bilendir, hakkıyla kudret sahibidir.
55. Kıyametin kopacağı gün suçlular, (dünyada) bir andan fazla kalmadıklarına yemin ederler. Onlar (dünyada haktan) işte böyle döndürülüyorlardı.
56. Kendilerine ilim ve iman verilmiş olanlar ise onlara şöyle diyeceklerdir: „Andolsun, siz, Allah’ın yazısına göre, yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu yeniden dirilme günüdür. Fakat siz bilmiyordunuz.“
57. O gün zulmedenlere mazeretleri fayda sağlamaz, Allah’ı razı edecek amelleri işleme istekleri de kabul edilmez.
58. Andolsun, biz bu Kur’an’da insanlara her türlü misali verdik. Andolsun, eğer sen onlara bir âyet getirsen, inkâr edenler mutlaka, „Siz ancak asılsız şeyler uyduranlarsınız“ derler.
59. Allah, bilmeyenlerin kalplerini işte böyle mühürler.
60. Sabret. Şüphesiz, Allah’ın va’di gerçektir. Kesin imana sahip olmayanlar sakın seni gevşekliğe (ve tedirginliğe) sürüklemesinler.

http://www.kuran.gen.tr/?x=s_main&y=s_middle&kid=1&sid=30

### Dikkat Dikkat Dikkat ### Tüm bilgisayar kullanıcılarına; Emotet

Phishing ware…
Email gibi yollar ile yayılıyor, tanımadığın, bilmediğine bakma, eMaili açma…
Sosyal Medya…
Ta anasının … 😊 nikâhına!!!

Aslında eski bir virüs olmakla birlikte, EVRILEN cinsten…
Bu yüzden çok tehlikeli. Online Banking, Kredi kartları HEP DIYORUM ama dinletemiyorum!

https://support.malwarebytes.com/docs/DOC-2295

https://us.norton.com/support/tools/npe.html?lcid=1033

Ya ben kullanmıyorum, ben kul-lan-mı-yor-um…
ANLA!

oku ### Ne yazık ki Almanca ve benim tercüme etmeye vaktim yok