Yazdıklarınız, hâkli sorularınız ve düşünceleriniz, mantık dizininizle NORMAL bir ülkede ON ŞIDDETINDE bir deprem yaşanırdı AMA burası Tayyipistan. Bir…
İkincisi bu millet sizin neleri eleştirdiğinizi anlayacak kabiliyete ve bilgi düzeyinde değildir.
Ilımlı bir İslam olmayacağı gibi…
Demokrasinin de ilerisi OLAMAZ. Bir HÜKÜMLÜYÜ…
Bir suçluyu ülkenin zirvesine çıkaran bir milletten siz daha ne bekleyebiliriz?
Hem sonra…
O adi pezevenk hep demiyor mu?
Siz siyaseti bilmiyorsunuz diye?
Tabii onun siyaset anlayışı, organize bir suç örgütü!
—
Algı uyuşturur
5 Temmuz 2018
Soruyorlar:
Sandıkta hile var mı?
Diyorum ki:
Daha oraya gelmedik!
Şimdilik geldiğimiz yer; sandıklar açılır açılmaz Anadolu Ajansı’nın yaptığı algı operasyonu!
Sandık sonuçları ilçe ve il seçim kuruluna gitme¬den Anadolu Ajansı yaptığı yayınla seçimi sona erdir¬di/bitirdi.
Bakınız:
Algı, afyon sütüdür; kitle¬leri uyuşturur!
Yanıtını vermedikleri soru¬mu yineliyorum:
– Seçim günü Anadolu Ajansı ve (polis, jandarma, bekçi, korucu, kayma¬kam, valisi ile topyekun) İçişleri Bakanlığı derin devlet operasyonu mu ger¬çekleştirdi?
– Birlikte tüm televizyon ekranlarında manipülasyon/ yönlendirme/ etkileme mi yaptılar? Böylece seçim gecesi muhalefeti ve halkı teslim mi aldılar?
Soru aslında yanıttır!
– Polisin, jandarmanın, bekçinin, korucunun müdahil olduğu seçim demokra¬tik olamaz.
– Kaymakamın, valinin müdahil olduğu seçim huku¬ki olamaz.
İçişleri Bakanlığı’nın gö¬revi midir seçim sonuçlarını öğrenip “bir yerlere” transfer etmek?
Böyle adil seçim olmaz.
Bu skandaldır. Kanun ortada; bu yasadışıdır…
– İçişleri Bakanlığı Fransa’da sandıklara böyle müdahale etse seçim iptal edilir.
– İçişleri Bakanlığı Alman¬ya’da sandıklara böyle müda¬hale etse seçim iptal edilir.
Hukuk devleti budur. Öyle ya…
– İçişleri Bakanlığı memurla¬rı/görevlileri sandıklara gidip sonuçları nasıl alır?
– İçişleri Bakanlığı sandık sonuçlarını Anadolu Ajansı’na nasıl iletir?
Hele… Hele…
İçişleri Bakanlığı ve Ana¬dolu Ajansı eliyle yapılan bu algı operasyonunun hede¬fi– amacı belli değil mi?
Ne yazık muhalefet su¬suyor; birbirini yemekle meşguller!
Hukuksuzluk artık kanıksan¬dı ülkemizde…
ÖN TEKERLEK-ARKA TEKERLEK
Sadece bilgisayarla strateji oyunu oynamadılar…
Konu, İçişleri Bakanlığı’ndan açıldı. Sizlere narkotik suçlarla mücadele konusunda bir me¬caz/metafor anlatayım:
Narkotikçi polisler, uyuştu¬rucuyla ilgili mücadeleyi “bisik¬let”e benzetir!
Bisikletin ön tekerle¬ği uyuşturucu tacirlerini temsil eder. Arka tekerleği ise onla¬rın yöntemlerini ortaya çıkarıp engellemek; onları yargıya teslim etmekle yükümlü güven¬lik birimlerini…
Bilirsiniz ki, arka tekerlek hep ön tekerliği takip eder. Ön te¬kerleğin uyuşturucu yapımı, ulaşımı, satışı için gerçek¬leştirdiği “buluşu/icadı”, arka tekerlek ona ulaşınca¬ya kadar sürekli değişir…
Bisikletin yolculuğu böyle sürüp gider…
24 Haziran’da kim “ön teker¬lek” idi; ve kim “arka tekerlek”?
24 Haziran’da -kimin planla¬dığını bilmediğim (!)- bir strateji hayata geçirildi:
Daha sandıkların “dumanı tüterken”/ sonuçlar kesinleşme¬den Türkiye neyi konuşma¬ya başladı?
İçişleri Bakanı Süleyman Soy¬lu valilere talimat gönderdi:
“Şehit cenazelerine CHP’li il başkanları alma¬yın!”
Nereden çıktı bu?
Amaç, seçim gündemini değiştirmek miydi?
Ardından… Bursa/Büyükor¬han ilçesindeki şehit cenaze¬sinde CHP çelengi polislerin elinden alınıp parçalanmak istendi.
Bisiklet metaforunu aklı¬nıza getirin:
Ön tekerliğin “buluşu” sürekli değişiyor!
Polisin, jandarmanın, bekçi¬nin, korucunun seçim sonuç¬larına nasıl müdahale ettiğini konuşamadan, İçişleri Baka¬nı’nın gündeme bambaşka konu getirmesi tesadüf mü?
Ah! Asıl meseleyi/ “bisiklet metaforunu” kavrayama¬yan “arka tekerlek” muhale¬fet partisi hâlâ Bakan Soylu’ya laf yetiştirmeye çalışıyor!
Ben ise hep şunu düşünü¬rüm:
Bisikleti kim kullanıyor?
Oyun kurucu kim?
Neyse, konuyu dağıtmayayım. Asıl konumuza döneyim…
KAFADA YENİLMEK
Biz gazeteciyiz.
Anadolu Ajansı’nın düne ka¬dar seçimleri nasıl takip ettiğini biliyoruz…
Sonuçları asla sandık başında almadığını biliyoruz…
Dün tek kaynağı ilçe seçim kurulları idi. Sonuçlar ilçe seçim kurullarından muhabirler aracı¬lığıyla alınır; ve önce il bazında, sonra ülke geneli olarak bir¬leştirilirdi. Sistem böyle işlerdi. Saatler sürerdi…
Yani…
24 Haziran’da yaşadığımız gibi Anadolu Ajansı sonuç¬ları, Yüksek Seçim Kurulu sonuçları önünde gide¬mezdi!
Şimdi ne değişti? Personel sayısında binlerce artış mı oldu? Hayır!
Aksine…
Anadolu Ajansı yıllardır seçim takip eden kimi gaze¬tecilerine o gece izin verdi; çalıştırmadı! Niye?
Amaçları, Anadolu Ajansı’nda o gece yaşananların öğrenilme¬mesi mi?
AA yönetimi kimi tanıklıklar¬dan mı çekindi? (Kimi okuyu¬cular bu seçim öncesi Yüksek Seçim Kurulu’nda da büyük personel değişimi olduğunu belirtiyor.)
Bakın ısrar ediyorum; bir “sır” var!
Anadolu Ajansı ısrarla susu¬yor! Neyi saklıyor?
Yoksa…
Mesele, sadece İçişleri Bakan¬lığı (ya da AKP genel merke¬zinden) veri almanın çok mu ötesinde?
Anadolu Ajansı elindeki yazlımla abonelerine/tv kanal¬larına/ bize başka veri sonuçları mı sundu?
Acı ki, muhalefet de su¬suyor!
Göz göre göre… Anadolu Ajansı algı operasyonu yapmış; İçişleri Bakanlığı sandığa mü¬dahil olmuş; seçim yasası ihlal edilmiş ve kimse kılını kıpırdat-mıyor!
Seçimi kafalarında bitir¬diler…
Kafada yenildiler…
Bu bile algı operasyonunun ne derece başarılı olduğunu gösteriyor.
Baksanıza…
Sandık sonuçlarına bile itiraz etmiyorlar.
Darmadağın oldular.
Hâlâ tecrübesizler…
https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/soner-yalcin/algi-uyusturur-2503340/