Hayvanlar ve insanlar

Ne diyorum hep?
İnsan denilen, birey, yetiştiği çevrenin bir ürünüdür…
Çocuk denilecek yaştaydım insan ve psikolojisiyle ilgilenmeye başladığımda, insanı biraz tanımamla birlikte sosyolojisiyle ilgilenmeye başladım. Kıyasladım…
İnsan ve hayvan sosyolojilerini, öğrendim. Kurama hâkim olmayan pratikte, yani tatbikte veya uygulamada diyelim afallar!

Hayatım ve hayat denilenin bana >>> dayattıkları, öğrenmek zorunda bıraktıklarıyla <<< birlikte kimi acı – tatlı tecrübe oluştu. Deneyimler…
Kuram ile pekişti!

Çoğu kez şaşırmışımdır, önceleri anlamasam bile aradaki bağlantıları, bir gün geldi kafama dank etti.
Hani hep derim ya…
Benim jeton çok köşeli!

Yeminle…
Çoğu zaman düşer, ehh köşeli oluşundan dolayı geç düşer ama illa düşer genelde…
Din mesela, hani Kuran, İncil veya Tevrat roman okunur gibi okunmaz diyorum ya, bir sure, sayfalar sonrasında bir başka sure veya ayet ile birleşince anlam oluşturur ya ona benzer. Nasıl ki din hayatımda önemliyse, bir o kadar önemli musikidir, sanattır, bilimdir…
Ve hep…
Merkezinde veya çevresinde insan…
O bilinmeyen, anlaşılamayan kimi zaman canavar bazen kuzu gibi olan, insan.

Benim gibi niceleri kafa yormuştur bu canlıya VE şüphesiz daha yoracaktır…
Mesela Kloroform…
1831’de kesif edildi, özellikle >>> ### doğumu ### <<< SIFIR ağrıyla gerçekleştirebilecekken ki bu maddenin nam yapması Kraliçe Victoria’nın 1853 dünyaya getirdiği > sağlıklı < bebek ile gerçekleşti.

Kadınlar…
Ağrısız, acısız bebek dünyaya getirebilecekken
Kim karşı çıktı biliyor musunuz acısız doğuma?
Kilise!!!

Hamiliysen…
İnanmıyorsan…
Sor doktoruna!

Kadın…
Sen acı çekmeye mahkumsun…
Gel de anla!

Özellikle bu konuda sayfalar dolusu, kitaplar dolusu yazılabilir, yazabilirim…
AMA…
Değiştiremesin insanoğlunu ve kafasını.

Hayvanların yetiştirdi söylenen insanlar…
İnsan kılığında hayvanlar…
Bilim araştırdı, bilim ve ilim ispatladı…
Remus ve Romulus, dişi bir kurt tarafından büyütüldüğü ve sonrasında Roma’yı kurduğu rivayet edilen iki insan. Her halde dünya tarihinde hayvan tarafından yetiştirildiği sanılan en tanınmış iki insan(!?)

Veya bizlerde ASENA, yine bir kurt tarafından büyütülen bir genç. Türk’ün…
Atası(!)

Türk demişken, unutmadan…
Türk…
Utanmasını bilmeyenden kork, yüzsüzden – arsızdan kork…
Bir avuç g.t ve bu g.tlerin kılları hadım etti seni, kısırlaştırdı seni, soyunu tüketecek…
Tarihini, gelmişini ve geleceğini silecek!

Neyse dönelim yine biz konumuza, evet hayvanlar arasında yetişen insanlar yetiştikleri ortamın, hayvanların, hadi böyle demiş olalım:
Hal ve hareketlerini, huyunu – suyunu alırlar!

İlginç olan…
Beni…
Oldukça şaşırtan bir durum, bir gerçek ise his ve duyu dünyalarının da değişmesi…
Fiziki özellikleri…
Ve bilim bunu bu ortamda yetişen insan psikolojisine bağlıyor…
DIKKAT
Acıya duyarlılıkları, insan arasında yetişen insandan kat be kat daha az…
Ateş kardeşim ateş, kor…
18 sonu 19. Yüzyıl başlarında, Fransa’da bir doktor hayvanlar arasında yetişip, büyüyen…
Sonradan bulunan bir genç üzerinde deneylerle bunu ispatladı, belgeledi…
Sonrasında 20. Yüzyıl başlarına kadar bunu bazı başka ülkelerde de “araştırdılar”…
En son Amerika’da böyle insafsızca deneyler yapıldı, hatta literatüre geçmiştir, bir psikologdu galiba oğlunu maymunla büyüttü. Hayvan insana uyacağına, insan hayvana yani maymuna uyum sağlamaya başlayınca karı – koca deneyi iptal ettiler.

Evet, sen…
İnsanlar arasında yetişen insan sen al koru – közü eline, ateşi çıplak elinle kavra…
Beynin…
Tüm gücüyle sinyal verecektir sana, tehlike, acı, büyük acı diye…
Ve yine insan ve duyuları, o kadar çok duyumuz köreldi ki…
Çağdaş insan, modern insan…
Ve hala hayvan kalan insan, hayvanlar arasında sadece bir hayvan olan insan.

Yaş ilerledikçe pedere benzemeye başladım…
Çok severdi rahmetli doğa ve hayvan belgesellerini, bende geçen gece izledim vahşi İskandinavya’yı…
Kartallar kardeşim kartallar balık avlıyor diye prim vermiş devlet avlansınlar diye…
Öldürdüler, öldürüyorlar…
İnsan…
Hemcinsini kabul etmiyor ki diğer canlıları kabul etsin…
Yeryüzü ve insan, sürekli bir kavga, sürekli bir katliam…
Yerin altına inince insan…
Geberince…
Hayvanı da kabul ediyor yanına, hemcinsini de!

Basma…
Basma insanoğlunun ayağına, menfaatlerine aykırı gitme…
Ne din kalıyor ne ilim ne bilim ne vicdan ne hoşgörü…
Gittikçe hayvanlaşıyor, hayvan olan!

Numerus Clausus

Bayılıyorum şu Alman…
Anayasa Mahkemesine, tarafsızlığına, mantığına, istikrarlı, tutarlı ve bir zincirin halkaları misali alınan bir kararın sonradan alınan kararları etkilemesine VE…
Gerekçelerine!!!

Tıp…
Bir insanın okuyabileceği en güzel ve faydalı dallardan biridir. Yaşam söz konusudur, hayat kalitesinin arttırılması veya devamının sağlanması. Acıların dindirilmesi!

Haliyle…
Okumak isteyen çok, kalite çok önemli. Sık eleyip ince dokumak gerekli…
Numerus Clausus, Anadolu veya Galatasaray benzeri liselerden mevzun olurken alınan notlar…
Bir veya bir virgül ikiye kadar olmalı ki tıp okuyabilesin.

Tek şart…
Eşitlik ilkesine aykırı…
Her Alman vatandaşı istediğini öğrenip – okuyabilmeli…
Yasamayı görevlendirdi Alman…
Anayasa Mahkemesi…
Çözüm bul, eşitliği sağla…
Erkler ayrılığı, böyle işler demokrasi!

Sartre

„Şu hayatta önemli olan tek şey, bir insanın “Ben yaşadım” diyebilmesidir. Onun dışında hiçbir şeyin önemi yoktur.“

Jean Paul Sartre

Ve ben…
Bunu gönül rahatlığı ile diyebiliyorum…
Hatırlı okuyucularım bilirler, çok öncesi defalarca bu sözü kullanmışımdır veya ima etmişimdir…
Kadınsa, kadın…
Maceraysa, macera…
Paraysa, para…
Fakirlikse, açlık ikisi birden…
Acının en büyüğü, evlat acısı…
Yine sevincin en büyüğü, en coşkulusu, iki evladın doğumu…
Bir yerlere gelebildim mi? Geldim…
Allah…
Verdikçe verdi mi? Verdi! Birden yerin yedi kat dibine indirdi mi?
İndirdi…
Gezmeyse, gezdim…
Sevgilerin, aşkların en güzelini yaşadım…
Evet…
Ben yaşadım, artık…
Ölmenin vaktidir!

Üçüncü dünya savaşından çıkmış sanki

Yok arkadaş ille erkek çocuğu…
Dada okuldan geldi, annem doğru bana getirdi…
Soruyor “sen böyle bir şey gördün mü?”

Ayak tırnaklarından, saç teline çamur içinde!

Sordum hanıma, hatırlamıyorum çünkü…
Burak’da böyle miydi?
“Öfffffffffff, her gün, her dün” dedi.

Kız çocuklarını da çok severim AMA…
Yok kardeşim ille erkek çocuğu!

Not:
Hanımlar demesin şimdi, sen yıkayıp paklamıyorsun tabii…
Bana ne kardeşim, şansına küs…
Benim derdim değil, kadın olarak gelmeseydiniz dünyaya(!)

Erkek…
Çamura batacak, hanımlar yıkayacak!
😊
Gerçekte budur hani, erkeği erkek yapan ardında duran kadındır, kadın…
Son umut kapısı, son kalesi!

Eyyy Müslüman, sana bir şey sormak isterim!

Bilmem biliyor musun?
Bundan bir – iki gün önce insanlık yine astronot yolladı uzaya…
Aslında adetim değildir din ayrımı yapmak, AMA aklımdan geçmedi değil…
Türk’ten geçtim, akıllarını Türkiyeliler, Tayyipgiller almış…
Lafff çok icraat yokkk…
Ama…
Neden şimdiye kadar bir Müslüman evladı hiç uzaya çıkmadı?

Bak Suudi bilmem nesi…
Muhammed’in ümmeti açlıktan ölürken…
Teee Fransalarda 300 milyon Dolara malikâneler alıyor…
Kimin parası bu, kimin hakkı?

Bir diğeri, kendini utanmadan Resule benzettiren VEYA daha kötüsü…
Kendisine Allah’ın sıfatlarını yakıştırtılan, aile boyu HIRSIZ…
Bu hırsızlıkta yetimin, boynu bükük öksüzün, senin ve benim hakkım yok mu?
Vergilerimi…
Devlete ve topluma borcumu hem orada hem burada bir tamam öderim…
Nerede benim param?

Kur’an-ı Kerim…
Bilimin, ilimin dini değil mi?
Nerede senin ilmin…
Ve de bilimin, SÖZDE MÜSLÜMAN, nerede vicdanın, hakkaniyetin nerede?

Ordularım olsa

Rakamlar muhtelif…
Tarihçi değilim, olmam da gerekmiyor…
Bildiğim 1099’dan beri Kudüs bir onun elinde bir diğerinin…
Hristiyan…
Kudüs’ü ele geçireceğim derken, katliam yaparken O Yahudi, bu Müslüman ayrımı yapmıyordu…
Önüne geçen kılıçtan geçiriliyordu, keza…
Tersi, Müslümanın da bu ayrımı yaptığını sanmıyorum!

Zaman değişti…
İçimizdeki hayvan biraz olsun medenileşti(!!!???)

Ordularım olsa…
Kutsal mekân Kudüs için sefere çıksam ve zafer benim olsa…
Kudüs…
Ne onun ne başka birisinin başkenti olamazdı!!!

Üç Hâk dininin ORTAK MALI ve yine ortak mekânı.

İbrani dinlerin kardeşliği benim ilkem, dini duyguları siyasete karıştırmam…
Tek bildiğim, emin olduğum hakkaniyet anlayışı içinde Hâk yolunda bir yaşam!!!