“Terör azar” korkusu ittifak dışında bıraktı
4 Mayıs 2018
Ankara hareketli. Bu hareketlilik cumhurbaşkanlığı adayından çok, milletvekilliği adaylığında düğümleniyor. Şu günlerde parti genel merkezlerinde, TBMM kulislerinde, otellerde, lokantalarda buluşmalar, konuşmalar hep adaylık üzerine.
“İmar rantı” denilince akla ilk gelen İstanbul’dur. Peki bu rant olaylarını gündeme getiren, bunlarla mücadele eden belediye meclisi üyesi sayısı ise üçü-beşi geçmiyor. Açıkçası, bunların başında da 9 yıldır büyükşehir belediye meclis üyeliği görevini de yürüten Hüseyin Sağ geliyor.
Bugün, Reza Zarrab, ünlü bazı iş adamları yargılanıyorsa, Hüseyin Sağ ve arkadaşlarının ceplerinden para vererek açtığı davaların sonucudur. CHP Genel Merkezi’nde, adaylar arasında Hüseyin Sağ’ı görünce, ister istemez imar rantıyla mücadele eden bu meclis üyesinin hakkını teslim etmek gerektiğine inandım.
TERÖR AZACAK ENDİŞESİ
CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi ve Demokrat Parti’nin “seçim ittifakı” büyük umut yarattı. Bu ittifakın içinde HDP ve Vatan Partisi de bulunacaktı. Ancak, AKP ve MHP’nin bu ittifaka çok ağır suçlamalarda bulunacağı parti kurmayları arasında konuşuldu.
Konuyu biraz daha açayım: Vatan Partisi, HDP’yi istemedi. İYİ Parti hem HDP, hem de Vatan Partisi’ni istemedi. Böyle bir karar alınmasında, güvenlik konularından uzman bir ismin parti yöneticilerini bilgilendirmesi etkili oldu. CHP’nin gönlünde, HDP’nin de, Vatan Partisi’nin de ittifak içinde yer alması yatıyordu. Ancak, CHP’nin tek başına bunu istemesi yetmedi. HDP’nin ittifak dışında bırakılmasında ise en büyük etkenin ne olduğunu toplantıda bulunan bir kaynaktan aktarıyorum:
“HDP de ittifak içinde olsaydı, ittifak amacına tam ulaşırdı. Ancak, HDP’nin ittifak içinde yer alması halinde, o günlerde bölücü terör örgütünün gerçekleştireceği bir eylem ya da eylemler, bir anda ittifak partilerine dönük suçlamaların kaynağı olacaktı. Yani, seçim döneminde terör azarsa, bunun sorumlusu olarak HDP’nin içinde bulunduğu ittifaktan cesaret alınmasından kaynaklanacağı, hele AKP ya da MHP’lilere karşı gerçekleşecek bir eylemin sorumlusu da, HDP’yi ittifak içine alan siyasi partiler gösterilecekti. HDP’nin bu ittifakta yer almamasının en önemli nedeni, terörün azdırılacağı konusunda ki değerlendirmeler oldu.”
CHP’DEN DESTEK
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Kılıçdaroğlu’na, “CHP, İYİ Parti, Vatan Partisi” ittifakı önerdi. Cumhurbaşkanı adayının da Kılıçdaroğlu olmasını istedi. Ancak, Akşener adaylıktan vazgeçmeyeceğini açıkladığı için bu konuda gelişme olmadı. Geçen çarşamba günü, CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, Vatan Partisi Genel Sekreteri Utku Reyhan’ı telefonla aradı, “Sizinle birlikte olamayacağız” dedi. Böylece, Vatan Partisi şimdiden baraja takılmış oldu.
Kılıçdaroğlu, aslında Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun parlamentoda olmasını çok önemsiyordu. Ancak, çatı aday konusunda uzlaşma olmayınca, Karamollaoğlu da, partisinin cumhurbaşkanı adayı olarak seçmenden oy isteyecek. Bunun için 100 bin kişinin seçim kuruluna imza vermesi gerekiyor. Saadet Partisi, 100 bin oyu rahatlıkla sağlar. Bunun için başka siyasi parti mensuplarının oyuna ihtiyacı yok. Ancak, Karamollaoğlu’na duyulan saygı nedeniyle, CHP’liler de seçim kuruluna imza vermeye gidecek. Bunun için CHP Genel Merkezi’nden yazılı bir talimat yok. Ama, il örgütlerine örtülü olarak “Karamollaoğlu için destekte bulunun” denildi. Karamollaoğlu’nun yüksek bir imza karşılığı çıkış yapmasının yolu açılmak istendi.
“SIFIR BARAJ” DEDİKLERİ
AKP-MHP ittifakı karşısında, 16 Nisan referandumunda yer alan “Hayır” blokundaki partiler siyasi ve ideolojik farklılıklarına bakmamaksızın nasıl “parlamenter demokrasi lehine” aynı cephede yer almışsa, 24 Haziran seçiminde de “sıfır baraj” cephesinde yer alıyor.
“Sıfır baraj” şemsiyesinde bulunan partiler, ideolojik ve siyasi bir ittifak içerisinde olmak zorunda olmadıkları gibi bu durum böyle bir sonuç da oluşturmuyor. “Sıfır baraj” formülü cumhurbaşkanlığında değil, sadece milletvekilliği seçimi için geçerli.
İttifakın içindeki bir parti barajı geçtiğinde, tümü barajı geçmiş sayılıyor. Dolayısıyla baraj sıfırdır. Her şey d’hont hesabına kalıyor. Tüm partilerin oyları önce 1’e sonra 2’ye sonra 3’e bölünecek, büyükten küçüğe bu rakamlar sıralanacak, ilin milletvekili sayısı belirlenecek. Aslında d’hont sistemini örneklendirmek gerekir. Bunu da seçim konularında uzman isim olan eski bakan Erol Tuncer bize örneklerle ve anlaşılır bir dille anlatacak.
https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/saygi-ozturk/teror-azar-korkusu-ittifak-disinda-birakti-2386349/
—
Eğer…
Bu partiler vatan – millet söylemleriyle samimiyse…
Ne yapar yapar milli ittifakı destekler!
—