Kerhaneciler

İster gelenek de ister töre…
Neticede görgü ve terbiye!

Osmanlıyı Türk’ten saysan bile…
Diline ve geleneklerine sahip çıkmayan, ihanet içindedir özüne.

Atatürk ve arkadaşları, yüz binlerce gönüllü attı kendini ateşe…
Türk ulusu, bu millet, küllerinden yeniden doğdu, onurlu ve şerefli bir üyesi olarak aldı hak ettiği yeri milletler cemiyeti içeresinde.

Unutamam Napolyon Bonapart’ın sözlerini: “Para, para, para!”
Ve
“… Coğrafya, milletlerin kaderini belirler…”

Pazarlıyorlar, satıyorlar milleti…
Kerhanede karı satar gibi…
Bu milletin evlatları…
Kanı…
Anaların, yavukluların gözyaşı…
Helaldir bu topraklara, helaldir millete…
Yeter ki ihanet etme özüne…
Vatan bildiğimize.

Dün 8 evladı daha şehit verdik…
Emanet edeceğiz kara toprağa…
Artlarında bıraktıkları ana ve baba…
Sevgili…
Yavruları, acılarıyla kalacaklar baş başa…
Kapalı kapılar ardında!

Tüm bunlar yaşanırken misak-ı milliye sınırları içeresinde…
Bir kez daha ihanet etti Y-CHP…
Cumhuriyet Halk Partisine, özüne…
İlkelerine…
İhanet içinde örf ve adete, geleneğe, töreye…
İşbirlikçiyi getirdi seçim ile, oy ile bir kez daha başına…
Ters döndürdüler Atayı, dünden bugüne şehidi son istirahgahların da…
Milliyetçi HEZEYAN Partisini hiç sorma…
Akçe Kazanma Partisi işbaşında…
Göt kıllarının götü ise hiç durmadan gazel okumada!

Alea iacta est

Sezar’ın söylediği rivayet olunan bir söz…
Zarlar atıldığında, kısa bir süreliğine havada, “boşlukta” bulunuyor ya…
Hani…
İstesen de can bile atsan zarları etkilemeyi, çıkabilecek muhtemel sonucu…
İş, işten geçti…
Bizde de vardır benzer bir özdeyiş, bu Latincesi…
Ok…
Yaydan çıktı!

REZILLER…
UTANMAZLAR…
Atatürk’ün manevi evladının, evlatları bunu yaparsa…
Ademi…
Bademi, AKP’lisi neler yapmaz?
Tek kelime ile ahlaksızlar!

HEPSINI OKUYUN LÜTFEN
Atatürk’ün vasiyetini de Hukukun üstünlüğünü de!

Hukukun üstünlüğü

Ha insan ha hayvan

ÖNCE CAN…
Neler demiyorlar ki benim için, özellikle kendimden bildiklerim…
Cimriymişim…
Ey anam ey, ye benim gibi “çocuk yaşta kahpe feleğin darbesini”, kaybet canından kıymetli olanları…
Yitir sağlığını, iş gücünü…
Görürüm ben senin g.tünü!

Bir belgesel yayında şu anda…
Almanya’da doğal yaşamı koruyan insanlar, çoğu gönüllü…
Ne isterler bilmem ki, zehirlerler, vururlar kurdu, kuşu…
Benim tize…
Giderayak, evden çıktık çıkacağız dedi bana:
“Hep insanlara olmaz, hayvanları da düşün”
Açtı elini…
Bekliyor para(!)

Nefret ederim birisi bana yapmam gerekeni söyledi mi…
2,5 gram bile olsa bilirim yapmam gerekeni…
İnatçıyımdır da Arnavut’u bile çıkarırım cebimden bu konuda…
Tersime gelme yani, yapacağım varsa bile yapmam…
Benim bildiğim ibadette, iyilikte gizli yapılır…
Ne çare?
Bilmiyorum nereye gideceğimi, kime danışacağımı, bilmiyorum kardeşim bilmiyorum…
O kadar çok ki…
Halliye sormak durumunda kalıyorum, beyan etmiş oluyorum niyetimi…
Canından can bile olsa, ana yarısı bile olsa söyleme, yap yapacağını…
ANCAK…
İmkânlar sınırlı olunca, verilmesi – gidilmesi gereken çok olunca mecburen kimine öncelik tanıma zorunda kalıyorsun, acilliyet yani…
Ha insan ha hayvan, imkânlarım dahilinde yaparım yapacağımı…
Çok kızdım, tarif edemem nasıl kızdığımı çünkü başka insanlarda vardı o an yanımızda…
Fakir – fukaranın da hakkını vermeye çalışırım, kedinin de köpeğinde…
Allah sana veriyorsa…
Sende vereceksin!!!

Gittim baktım cebime, hanımda olan para dahil tamtamına 200 Tayyip Lirası var cepte…
Döviz var, yok değil. Bozdurmadım bir gün öncesi yeter diye…
Köy yeri nereden bulacağım, bozduracağım şimdi para?
Benzine, çaya – kahveye, gerekirse bir tosta yeter dedim bozdurmadım.

Yeminle yapıyorum yapmam gerekeni, ÖGRETIYORUM evlatlara…
(Kendi çocuğuma, yeğenlerime, tanıdıklarıma)
Tembihliyorum hanıma…
Allah veriyorsa sana, sende vereceksin…
NOKTA

Çıkardım otuz Lira verdim, kaldı cepte 170 Lira…
Ya yolcuyum, yolculukta neler gelmez başa?
Söylesene evvelsi kediye – köpeğe alacağım mama…
Her seferinde veriyorum, her seferinde, unuttum gitti…
Dedim ya Almanya’dan gelen felaket haberleri…
Unuttum, insanım ya unutamaz mıyım?
Bir baktı yüzüme…
Onca İnsan içinde söylediği beni çok kırdı…
Sesimi çıkarmadım, büyüğüm dedim sustum…
Başkası böyle bir şey yapacak olsa (…)!!!

Allah var yukarıda…
Doğru bildiğimi yapıyorum, yapmaya çalışıyorum…
İnsan, hayvan ayırmıyorum…
Sende ayırma…
Elinin uzandığı, imkânların dahilinde…
Yardım et, gizlidir ibadet, insana da hayvana da!

1,5 L x 6 = 9 Litre

10 Kilo bile değil…
Erkek demeye milyonlarca şahit lazım, milyonlarca…
Elin ekmek tutmadığı yetmiyor, güç kalmadı. Alt tarafı 6 şişe su…
Birer buçuk Litreden eder 9 Litre…
Taşıdım ama nasıl taşıdım gel bana sor…
Can çekişiyorum, nefes nefeseyim, öylesine tiksindim ki kendimden, hayatımdan…
Anlatamam!

### DIKKAT ### DIKKAT ### DIKKAT ###

Yurtiçi ve yurtdışı Türklerin dikkatine…
Türkiyeliler ne yaparsa yapsın, kendi düşen ağlamaz derler ya…
Bana ne!?

Bilişim…
Dijitalleşme ve verilerin, bilgilerin güvenliği(!)

Beni bilen bilir…
Mesleğim olmasına rağmen konuya mesafeli duruşum bilinir…
>>> İstinsahlar kaideyi bozmaz! <<<
2018 yılı itibarıyla…
TÜM AB ÜLKELERI, ABD ve KANADA olmak üzere…
Konunun uzmanı iki meslektaş, ÖZELLIKLE TAYYIPISTAN, Çin ve Rusya’ya giriş ve çıkışlarda…
Cep telefonlarınızda ve bilgisayarlardaki verilerin KEYFI veya ŞÜPHE üzerine aranabileceğini bildirmekte!!!

Bu sadece Türk vatandaşlarına yönelik bir uygulama değildir, herkes bu sorunla mustarip olacak…
Olur ya uygunsuz, mahrem fotoğraflar olabileceği gibi…
Herkesin görmemesi gerektiği, kimi özel, gizli yazışmalar, bilgiler, ticari sırlar, belgelerde olabilir yanınızda. AMAN DIKKAT…
Bu “hak” gümrük memurlarına, yani keyfi uygulama yeni verildi, şüphe üzerine hep vardı ama durum artık bir daha tehlikeli.

Peki ne yapacağız ne yapabiliriz?
Biliyorsunuz Cloud yani bulut hakkındaki düşüncelerimi…
Giderken şifreli bulluda yükleyip, geldikten sonra indirilebilir veya tersi…
Yanınızda bu tür belge, bilgileri hiç götürmeyebilirsiniz…
Veya benim yaptığım gibi heriflerin gözüne sokarsınız!

Hani benden söylemesi, görevim, sorumluluğum gereği…
Uyarmak istedim, herkes reşit ve çokbilmiş…
Tıbbi terim kullanmak gerekirse, dünya çapında deli ettiler milleti teknoloji manyağı ettiler…
Bakınız AB(D)’ye, Tayyipistana…
Plasebo etkisi, sözde yetkili hükümetler karşısında psikolojide kullanılan EFT (duygusal özgürlük tekniği) veya psikoterapi gerekli.