Liebe Genossen

Möge Gott euren Seelen den erhoffen Frieden geben…
Suizid…
Kommt vor aber es ist doch selten das man in Massen…
Selbstmord begeht!

Eine Nahles an eurer Spitze wird euch noch sehr teuer zu stehen kommen…
Es ist wirklich schade das ihr Schwätzer von wahren vorsitzenden nicht unterscheiden könnt.

Baki olan Allah’tır

Bugünün muktedirine, gücüne biat edenler…
Millet malını haksız yere ve haraç mizaç alanlar…
Biliniz ki yarına hesap vereceksiniz!

24 haziran
21 Nisan 2018

Ecdadımızı sırtından bıçaklayan, Ecyad kalesini yıkan, resmi ziyarete gelen tüm yabancı devlet yöneticilerinin aksine Anıtkabir’e asla adım atmayan Suudi kralına, takvimde başka gün yokmuş gibi hangi gün şeref madalyası taktılar? 10 Kasım’da.
*
Pkk’yı tanık Tsk’yı sanık yaptıkları dönemde, Atatürkçü subayları terörist, darbeci, fuhuşçu, casus diye hapse tıktıkları dönemde, TBMM genel kurulundaki “açılım” toplantısını özellikle hangi güne denk getirdiler? 10 Kasım’a.
*
Barzani’nin Amerikan bayraklı Kürdistan silahlı kuvvetlerini, onurumuzla dalga geçerek, havayi fişekler fırlatarak, halaylar çekerek, kurbanlar keserek, lahmacunlar ısmarlayarak, resmi geçit yapar gibi, hangi gün topraklarımızdan geçirdiler? 29 Ekim’de.
*
Başka gün olması sanki mümkün değilmiş gibi, Türk düşmanı Papa’nın heykelinin önünde, Avrupa Birliği anayasasına hangi gün imza attılar? 29 Ekim’de.
*
Fetocuların organize ettiği Türkçe Olimpiyatları’nın bizzat TBMM başkanının himayesinde başlatılmasının temel amacı neyi gölgelemekti? 23 Nisan.
*
Padişah Abdülmecid 26 Haziran’da ölmüşken… Abdülmecid’in 150’nci ölüm yıldönümünü anıyoruz diyerek, milletvekillerine padişah tuğralı davetiyeler göndererek, TBMM çatısı altında hangi gün tören yaptılar? Mustafa Kemal hakkında idam fermanı çıkartan Vahdettin’in İngiliz gemisiyle kaçtığı gün, 17 Kasım’da.
*
“Lozan zafer filan değil” derken, cumhurbaşkanlığı seçimini tam olarak hangi gün yaptılar? 10 Ağustos’ta Sevr’in yıldönümünde.
*
Kahramanlık destanı çıkarmak istedikleri Afrin’i en az iki gün önce ele geçirme imkanı varken, iki gün bekleyip, tam olarak hangi gün fethettiler? 18 Mart Çanakkale Zaferi’nde.
*
Hayırsever Rıza beyle bakan çocuklarını “postmodern hukuk”la hangi gün tahliye etmişlerdi? 28 Şubat’ta.
*
28 Şubat komutanlarına hangi gün müebbet verdiler? Şeriatçı 31 Mart ayaklanmasının yıldönümünde.
*
12 Eylül darbesinin panzehiri olarak kakalanan yetmez ama evet referandumu hangi gün yapıldı? 12 Eylül’de.
*
Sözcü’yü bastılar.
19 Mayıs’ta.
*
İşlerine gelmeyen bir durumla karşılaştıklarında hemen “zamanlama manidar” derler ama… Attıkları her adımın zamanlaması manidar.
*
Ve şimdi sıkı durun.
*
Seçimi hangi güne aldılar?
24 Haziran’a.
24 Haziran nedir biliyor musunuz?
Yüksek Seçim Kurulu başkanı Sadi Güven’in doğumgünü!
*
Hem vallahi hem billahi.
Kaderin cilvesi.
*
Elbette öbür örneklerde olduğu gibi rövanş almak için seçmediler bu tarihi… Elbette Sadi Güven’in doğumgününe denk gelsin diye seçmediler ama… Bu tarihin Sadi Güven’in doğumgünüyle müthiş alakası var.
*
Çünkü… Yüksek seçim kurulu başkanı altı yıllığına seçiliyor. Sadi Güven’in görev süresi Ocak 2019’da sona eriyor.
Yani… Erken seçim kararı alınmasaydı, Kasım 2019’da yapılacak olan seçimde Sadi Güven olmayacaktı!
*
Sayın hükümetimiz gerekirse Bahçelisiz bile seçime gider ama, Sadi Güvensiz seçime gider mi?
Sadi Güven olmazsa, mühürsüz oyların güven’liği için kime güven’ebilirler Allah aşkına!
REFERANS KİTAP
Akp’nin yarattığı cehalet ikliminden faydalanan karşıdevrimciler, tarihimizi eğip büküp “alternatif tarih” yazmak için sistematik çaba harcıyor.
*
Piyasaya sürülen abuk sabuk kitaplarla yalanlar pompalanıyor, doğruların yerine yanlışlar monte ediliyor, zihinler bulandırılıyor, sanki somut bilgiler içeriyormuş gibi o palavra kitaplara atıfta bulunuluyor, gerçekler bulanıklaşıyor.
*
Bu nedenle, gençlerle ne zaman biraraya gelsek, hep aynı konudan şikayet ediyorlar, referans kitap önermemizi istiyorlar.
*
Tarihimizi olumlu-olumsuz yönleriyle, iyisiyle kötüsüyle cımbızlamadan, yaşandığı gibi okumak istiyorlar. Saklamadan, gizlemeden, örtmeden, dayatmadan, yönlendirme yapmadan, kandırmadan… Çıplak gerçekleriyle öğrenmek istiyorlar.
*
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Güç Odaklarının Mücadelesi.
*
Son genelkurmay başkanımız İlker Başbuğ’un yeni kitabı…
Özellikle genç arkadaşlara “referans kitap” olarak öneriyorum.
*
Osman Gazi’den Mustafa Kemal Atatürk’e uzanan 600 yıllık tarihsel kesitte, siyasi, askeri, ekonomik güç çarpışmaları, taht kavgaları, derin yüzleşmeler… Müthiş analitik akıcılıkla su gibi anlatılıyor.
*
Tarih, ilerisini göremeyenler için çok acımasızdır.
Tarih, tarihi çarpık öğrenenler için daha acımasızdır.
Dünü merak edip, bugünü anlayıp, yarını net görmek istiyorsanız, bu kitabı mutlaka okuyun.
*
(Bugün piyasaya çıkıyor. İzmirliler ekstra şanslı… İlker Başbuğ “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Güç Odaklarının Mücadelesi” isimli kitabını, bugün İzmir Kitap Fuarı’nda Kırmızı Kedi’de imzalıyor.)

https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/yilmaz-ozdil/24-haziran-2362612/?utm_source=yazarlar&utm_campaign=diger_yazilar&utm_medium=diger

Yüz elli küsur sene

Alman haberlerini açmış, dinliyordum…
Alman, sosyal demokrat partisinin geçmişi…
Tarihinde ilk defa iki kadın başkanlık için yarışıyor…
Biri 20 kusur senedir bir şekilde parti yönetiminde, diğeri çok iddialı!

Bak kardeşim Meral Hanimin karşısında durmamın bir nedeni…
İnsan…
Özünü inkâr etmeyecek, sanırım bu yüzden Tansu Hanim başbakan O sadece bakan olabildi…
Bir kadının “emri” altında çalışmak…
Bir kez “geldi baçıma”
Sorunum olmaz ha kadın ha erkek, BANA KENDINI ISPAT EDECEK…
Yani…
Onu dinlemem için benden tecrübeli, bilgili olduğunu bana gösterecek ve ben bunu kabul edeceğim!

😊
Çok mu iddialı oldu, gerçeğin ta kendisi…
O kadın, yok Tayyipistandaki değil buradaki…
Kadınlığını unutmuş, inceliği…
Kaba saba erkek…
Tıpkı Türkiye’deki gibi!

Amirim olan kadınla önceleri çok iyi anlaşıyorduk…
İkna ettim onu kimi gerekliliklere, devlet kurumu, kıskançlık had safhada…
Beni işe alan…
Beni denge olayım diye aldı, benden daha eski, 20 – 25 senesini ayni iș yerinde geçirmişe…
Tabii kabul eder mi, gelecek birisi onun tüm yetkilerine ortak olacak…
Fırsat bu fırsat kadına beni kötüledi AMA değiştirilmesi gerekenler konusunda, benim tavsiyelerimi kadın esas aldı. Nedeni…
Benim >>> mesafeli <<< yaklaşımım, “gerçekçi” analiz yetim.

Uzun lafın kısası…
Özünü inkâr edenden ister erkek ister kadın uzak dur kardeşim, uzak dur!

Ben buyum diyecek insan…
Hedeflerim bunlar, bunlar…
Varmak istediğim nokta VE soracak…
Var mısın, yok musun?

Terra Mater

Latince…
Toprak ana!

O kadar doluyum ki dostlar, o kadar olur…
Her geçen an, toprağa olan özlemim artar…
Siyasetten midem bulandığı kadar, insan, çokbilmişliği, laf – söz dinlememezliği tiksindirir beni.

Özledim seni kadın, özledim seni…
Allah gani gani rahmet eylesin, hayattayken açtı dolaplarını gösterdi gurur ile bardaklarını…
Tasını – tabağını…
Gerçek kristal, gerçek porselen nedir bilir misin?
Hiç…
Gerçek bir insan ile karşılaştın mi?
Bilgili, görgülü, deneyimli…
Yokkk, yok…
Bu tür insanlar dalış yapmazlar söze, önce dinlerler seni…
İyice dinleyip, anlayıp öyle fikir belirtirler…
Yine…
Yüzeysellik nere derinlik nere…
Saydamlık nere, şeffaflık, derinliğin o kopkoyu mavisi, karası nere…
Felsefe…
Felsefe nedir bilir misin?
Perdenin arkası…
Dağların doruğu, gök kubbe…
Allah’a yakarış, anlamak, bilmek, kendinden ve karşındakinden emin olmak!

Bu dur felsefe…
Her şey dengi dengine…
Vur dikkatlice iki kristali birbirine, çıkan tiz bir ses çınlar kulaklarında…
Bile bir bıçağı gerçek porselen ile…
Tabiii…
Gerçek kristali, porseleni, insani bulursan deneyebilir, tecrübe edersin…
Ömür geçti aramakla…
Mükemmeli, özlem ile, hasret ile dengine…
Bulabilene…
Ne mutlu ne güzel bir hediye!

Çok doluyum dostlar bildiğininiz gibi değil…
Yazmak…
Düşüncelerimi kaleme almak tek çözüm yolum, yok gücüm…
Aramaktan da bıktım, mücadele etmekten de…
Dinlenmek istiyorum, huzura kavuşmak…
Gözlerimi ebediyen yumak.

Allah…
Yüce Mevla’m neler nasip etmedi ki bu kulla…
Verdi…
Gerçekten verdi, hala veriyor…
Koruyup kolluyor anam – babam gibi…
Ben fos çıktım, bende iş yok.

Kadın…
Geldi yine ilkbahar, bir sonbahar daha geçti ilki görmeden…
El…
Ele kenetlenmeden, iki yürek bir olamadan, güç…
Kuvvet olan bana olmadan.

Yolladılar beni boya, badana almaya…
Kadın milleti…
Topunu birden yok etmeli…
Nefes aldırmıyorlar çeyreğe, erkeğe…
Dürtü müdür, bir güzellik yoksa başa ciddi bir belamdır anlamadım ben bu milleti…
Ne güzel…
Pis pis oturum köşemde, izlerim dünyayı, bu işkence niye?
Hatun kişi diye yıkan, süslen kendine bak iyi de…
Erkek kadına nazil zahmetse, kadında erkeğe bir külfettir bu böyle biline.

Anlayacağınız…
Kısadan hisse…
Evin kadınları EMIR etti, kazınacaklar…
Bana düşer boya, badana…
Şükür etmeli şükür…
Her büyük temizlikte bizleri de kapı dışarı etmedikleri için…
Önder…
Kaçtı eve, artık üç, beş gün…
Bir hafta…
Ne kadar sürer bilemem ben…
“Vazife” başında!

Toprak ana…
Al beni bağrına!

Biliyor musunuz?

Hep derim…
Din…
DIN VAR ÇOCUKLAR, din insani gelişmenin temeli, evet hem teknolojinin hem ahlaki gelişmenin temeli. Adamlar kısmen doğru diyorlar, Avrupa bir yerde insanlığın beşiği…
BIR YERDE…
Unutulmamalıdır ki insan insandan beslenir!

Çok şey öğreneceğinden eminim. Altı bölümün, altısında izle.

izle

Bir Türkmen düğünü

Hep diyorum…
Türk…
Arap değildir ve yine hep söylediğimdir, gir bak arşivlerime…
Giriyorsun biliyorum ve bundan çok mutluyum, her gün, her gün 2- 3 bin defa herhangi bir sayfam okunuyor, görüntüleniyor. Türkü…
Örf ve adetlerini, geçmişini öğrenmek istiyorsan bunu yabancıdan öğren.

Bakma sen >>> hırsıza, arsıza <<<
Türk ve kadını…
Türkün kadını, Türk’e değerlidir çünkü O hem kadını hem yâri hem yoldaşı hem çocuklarının anası…
Hayat, ömür boyu arkadaşı, en vefakâr dostu. Türk hor görmez kadınını…
Eyyy Tayyip ve gileri, g.t kılları hiçbir zaman yapamayacaksın(ız) bir Türk’ten…
Arap!

İzle Türkmen kardeşleri…
Gör ve anla örf ve adetlerimizi!

izle

Hani hor görürsün ya eski insanı, ihtiyari, geçmiş zamanı

Sanırsın çağdaşlığın gereği teknoloji…
Bilmezsin örf ve adetleri, gerekliliğini…
Amaç öldürmekse, tahrip etmek, yıkmak VE nefsi müdafaayı dayatırlarsa sana…
Aradığın gücü kanında ara…
AMA…
Aklını unutma, bilgini, seni cahilden üstün kılan gereçlerini…
Karşında tam donanımlı bir ordu olsun…
Eski Yunan olsun sana misal, Odisseas akılla, Akhilleus cesareti ve savaş tecrübesiyle destan yazdı…
SENIN…
Vatan bildiğin topraklarda, neler geldi neler geçti…
Bunu unutma!

Ben…
Verdiğim sözü unutmam, zamana yayarım bazen, gerekli hallerde…
Karşında imamın ordusu…
Karşında TayyIT’in ordusu…
Ulan isterse yine yedi düvel dikilsin karşına…
Sen özgüvenini unutma, bilgine güven, yârdim edeceğim sana…
Bir badem…
Yok O pis bademlerden söz etmiyorum, kurşundan dökülmüş bir badem şekli…
Düşmanının bedenine girdi, deldi, deldi!

Zamanı geldiğinde, zamanını bekle…
Bir yüzü ama çok yönü vardır bu çeyreğin…
Bilgi ise göbek adı!

Savunmasız değiliz…
Yürek var, iman var, inanç var…
Vatan var vatan, toprağımız var, kardeşlik var…
Kadınlarımız var, çocuklarımız, ihtiyarlarımız, mezarlarında yatan atalarımız…
Pazarlamacı hergelelere meydan bırakır mıyız?

TÜM Partilere

Tek hedefiniz olmalı…
Kahpedoğanı durdurmak…
Bu…
Bir vatan ve millet görevi olmalı, kurtarın milleti bu beladan.