Vallahi billahi doğru, yemin ediyorum doğru. Evettt

Benzin…
Üstüne bir kibrit…
Kadın değil misiniz hepiniz?
Toptan, hepten kurtuluş!

Ama…
Var ya, vallahi billahi hatunsuz da olmuyor ya…
Işe yaradığınız anlarda olmuyor değil!

Geceler uzunnn…
Geceler soğuk, eh sizsiz bebede olmuyor…
Iki kelimenin belini kırmalı, biraz kavga tadı tuzu…
Boş ver yatağı, yat sevdiğinin kucağına kapa gözleri…
Tenin…
Tene teması…
Kalpten dudağa, dudaktan transit yüreğe…
Mecburuz, mecbur!

Uğraştırıyor namusuz beni…
Dişli çıktı, zorluyor…
Hackliyorum bir şeyleri, daha doğrusu hackleyemedim…
Dedim ya zorluyor AMA…
“An” meselesi!

Hackliyorum diyorsam…
Çocuk değilim, en ufak bir değişiklik yapmamak, iz bırakmamak koşulu ile…
Yoksa…
Filtreli bakarsın dünyaya…
Bu yaştan sonra parmaklıklar ardından hava almak hoş olmaz, anlıyorsun beni değil mi?

Kimse sana hak vermez, kimse senin hakkını aramaz sen hak aramazsan; Meşruiyet meselesi

Belki kızıyor belki anlamıyorsunuz beni(!)

Gasp edici…
İşgal edici…
Çeteci…
Rehine almak suretiyle fidyeci…
Şantajcı…
Hırsız…
Adi ve nitelikli hırsız…
Organize suç örgütü, öf hem de ne organize…
Aldatmak, yalan söylemek suretiyle nitelikli dolandırıcı(!)

En kötüsü, karaktersizliğin kendisi insanların tertemiz dini duygularını suiistimal ederek…
Din simsarları!

Ve koltuk sevdalıları…
Onlarda birer işgalci, gaspçı…
Sözde muhalefet liderleri, saf değiştirerek artık sözde ittifak adı altında iktidara ortak…
VEYA…
Ki kararsızım hangisi daha kötü Atamızın partisini, Cumhuriyet Halk Partisini devşiren…
Diğer adi mi?
Hangisi daha adi, daha şerefsiz daha soysuz?

Resimlendi, belgelendi oy hırsızlıkları…
Yıllardan beri her seçimde yapılan usulsüzlükler, bir yenisi önümüzde…
Hatta benim bile arşivlerimde yer alır kimi görüntüler, yayınladım geçmiş zamanda…
DUR…
Kediye dur diyen oldu mu hiç, hangi muhalif parti “lideri” itiraz etti?
Ati alan…
Üsküdar’ı her seferinde sorunsuz geçti…
Gayri resmi, gayri meşru başbakanlık, göt kılı cumhurluğu…
Seçimlere, usulsüzlüklere…
İtiraz edip yüce divana giden OLMADI, bırak alelade mahkemeleri, YSK zaten yandaş VE yoldaş…
Bu rezillikleri uluslararası mahkemelere taşıyan oldu mu?

EVET…
Önder Gürbüz, yani ben bu sistemi, bu yönetimin meşruiyetini sorguluyor…
Şüphe duyuyorum hem iktidarda olandan hem muhalifinden…
Tatmin et beni, kanıtla resmiyetini!

Gayri meşru…
Veletti zina seni!

GÖR, ANLA gerçek BÖLÜCÜ KIM(LER)?!!!

Benim yaşımdakiler hatırlayacaktır…
Gençler muhtemelen bilmeyebilir(!)

Orospu çocuklarından…
Götün basın sözcüsü, Kalın…
Suriyelilere, „Kürtlere“ yönelik sözlerinde…
Dini…
Mezhepsel ayrım gözetmediklerini söylemektedir…
Demek ki böyle düşünceleri var yoksa zikir etme gergi duyar mıydı?
Yok bunlarında PKK’dan bir farkı, yok…
Hatta bunlar daha tehlikeli çünkü bodoslama dalıyorlar bölücülüğe, her yönden…
Her yönden bölüp parçalamaya çalışıyorlar!

SÖYLE…
Allah var yukarıda unutma, söyle…
Bunlar gelmeden önce sen herhangi bir siyasetçiden, hükümet ve hükümet sözcüsünden…
Gerçek Cumhurbaşkanı ve / veya sözcüsünden böyle sözler duydun mu?

Geçen gün yazdım “yayın yasağını” Iğdır Şehidimiz

Bilmiyorum gördünüz mü şehidimizin gazetelerde yüzünü…
Gencecik delikanlı, yakışıklı…
Allah…
Öncelikle anneciğine sabır versin, sonrasında babasına, sevdiğine…
Yine yazmıştım hayati öneme sahip ilaçları, bak ne yazıyor İzmirlim!?

Efendim halkın sağlığı söz konusuymuş…
Eczanelerde poşet muaf tutulacakmış(!)

Elimden gelse, sağlık yerinde olsa eskisi gibi…
Her birinizi AMA en başta Kasımpaşa ayısını analarının…
AMINA…
Geri sokmaz mıyım?

Kanser
5 Ocak 2019

Onur Hamzaoğlu, Gülhane Askeri Tıp Fakültesi’nden mezun oldu, Hacettepe Üniversitesi’nden halk sağlığı uzmanlığı aldı, Kocaeli Üniversitesi’nde profesördü.
2009 yılında Dilovası ve Kandıra’da araştırmaya başladı.
Bebeklerini emziren annelerin sütünde yüksek miktarda ağır metal tespit etti. Bu bölgede dünyaya gelen ve henüz anne karnındayken etkilenmeye başlayan bebeklerin ilk kakasından alınan örneklerde, kurşun, cıva, arsenik, kadmiyum, alüminyum gibi ağır metaller buldu.
Aslında bu sonuçlar çok da şaşırtıcı değildi.
Çünkü, Dilovası’nda her 100 ölümün 33’ü kanser yüzündendi, Türkiye ortalamasının üç katıydı.
Profesör Onur Hamzaoğlu araştırmasında elde ettiği verileri 2011 yılında basın yoluyla kamuoyuna açıkladı.
Vay sen misin açıklayan…
Kocaeli büyükşehir belediyesi ve Dilovası belediyesi tarafından savcılığa suç duyurusunda bulunuldu, dört yıl hapisle cezalandırılması istendi.
YÖK’e şikayet edildi.
Kocaeli Üniversitesi tarafından hakkında soruşturma başlatıldı.
“Halkı paniğe sevketmek”le suçlandı.
Yandaş medya tarafından linç edildi, “yalan söylüyor” denildi.
Kocaeli büyükşehir belediye başkanı “şarlatan” bile dedi.
Mahkemelerde yıllarca sürüm sürüm süründürüldü.
Davaların hepsini birer birer kazandı ama, kara kaplı deftere yazılmıştı… Fetoyla mücadele ediyoruz ayaklarıyla, kanun hükmünde kararnameyle üniversiteden atıldı.
Yetmedi… Sayın hükümetimizin Suriye’ye yönelik askeri harekatını eleştirdiği için “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek”le suçlandı, şırrak diye tutuklandı, altı ay hapis yatırıldı.

Profesör Onur Hamzaoğlu’nu imha etmişlerdi ama, Profesör Onur Hamzaoğlu sayesinde artık mızrak çuvala sığmıyordu.
Dilovası gerçeği örtülemez hale gelmişti.
Sağlık Bakanlığı mecbur kaldı… 2011 yılında “Kocaeli, Antalya, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli’nde çevresel faktörlerin sağlık üzerine etkileri” adıyla bilimsel araştırma başlattı.
Proje beş yıl sürecekti.
Aslında niyet taa en başından gayet belliydi… Araştırma bölgesini genişletmişler, araştırma süresini uzatmışlar, böylece kanser gerçeğini halının altına süpürerek, sayın ahalimizin unutmasını sağlamışlardı.

Tam düşündükleri gibi oldu.
Unutuldu.

Araştırma 2016 yılında tamamlandı.
Güya 2017 yılında sonuçları açıklanacaktı.
Açıklanmadı.
2018 bitti.
Gene açıklanmadı.

Bu araştırmada görev yapan Akdeniz Üniversitesi akademisyenlerinden gıda mühendisi Bülent Şık dayanamadı, Cumhuriyet gazetesinde dört bölümlük dizi yazı yayınladı.
“Türkiye’yi kanser eden ürünleri devlet gizledi, biz açıklıyoruz, işte zehir listesi” diyerek, çatır çatır çatır yazdı.

Yeraltı-yerüstü su örnekleri, toprak örnekleri ve 1380 gıda örneği üzerinde çalışılmıştı, 15 bin civarında analiz yapılmıştı, analiz edilen örneklerin yüzde 40’ında kimyasal madde saptanmıştı, insanlarımız soludukları havayla, yedikleri yemekle, içtikleri suyla kanserojen madde alıyordu, Sağlık Bakanlığı’nın açıklamadığı rapor buydu.
Tekirdağ, Kırklareli, Edirne’de her beş ölümden biri, Kocaeli Dilovası’nda her üç ölümden biri, Antalya’da her on ölümden birinin sebebi kanserdi.
Endüstriyel atıklar, Marmara denizindeki balıklara bile, kabuklu canlılara bile zehirli kimyasal madde bulaştırıyordu.

Vay sen misin bunu açıklayan… Sağlık Bakanlığı suç duyurusunda bulundu. “Yetkili makamların açıklanmasını yasakladığı, gizli kalması gereken belgeleri açıklamak”tan dava açıldı, 12 yıl hapsi isteniyor!

Yani… Halkı göz göre göre kanser etmekte sorun yok ama, halkı kanser konusunda uyarmak suç bu ülkede!

İstediğin kadar organik beslen…
Kahırdan kanser olur insan Türkiye’de.

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/yilmaz-ozdil/kanser-2994976/?utm_source=yazarlar&utm_campaign=diger_yazilar&utm_medium=diger

Aman dikkat “şüpheliler” kaçmasın!</strong
6 Ocak 2019

oku

Az kötü bir insan değilim, utandımmm sevindim!

Bugün Pazar değil mi?
Çoğu insanın dinlenme, istirahat günü…
Dükkândayım, dükkândayız…
Benimde, hanımında yapması gerekenler var. 365 gün…
Neredeyse 24 saat…
Sadece biz değiliz böyle, serbest meslek sahiplerinin yüzde 99 buna katlanmak zorunda…
Müşteri…
Velinimet AMA bizde sadece insanız be, sadece birer insan, yorulan. Hele ben, hele ben…
Nefes almak bile yoruyor bazen!

Hareketlerim o kadar yavaşladı ki…
Ağır çekim!

Hanımda çok ciddi rahatsız, üzülüyorum, çok üzülüyorum kadına ama elimden bir şey gelmiyor…
Gitmem gerekti, aman ne küfür ettim ne küfür…
Küfrün bini bir para…
Omacık, rahmetliyi hem severdim hem bana çok yük oluyor, bebek gibi onunla ilgilenmemi benden istiyor diye çok küfür etmişimdir, aman ne küfürler. BAK…
Sonunda ne sürpriz…
Allah var yukarıda, Allah…
Kul olmasa bile O şahidim…
Bana ciddi ciddi çok işkence ediyordu, insan eti insana ağır gelirmiş ne kan ne can bağımız vardı arada. Bana, aileme, sevdiklerime yapabileceği en büyük sürprizi, iyiliği yaptı. Allah razı olsun hem ondan hem Opa’dan.

Gittim geldim, emir eriyiz ya…
Hanıma hep kızarım, çok, çok, çok eski müşterilerimizden…
İhtiyarladı, çoğu gibi evden çıkamıyor. Eve özel hizmet, prova, götür – getir…
Çok şükür aslında ihtiyaç yok buna, müşterilerimiz gelir dükkâna…
Gel de söz dinlet kadına. Sever ihtiyarları, ilgilenir onlarla…
Ele güne muhtaç olmadan, devlete el açmadan yuvarlanıp gidiyoruz, dayamıyoruz bir tarafımızı Alman devletine birçoğunun yaptığı gibi.

Haberim yok, yolda giderken birdenbire bir sincap çıktı arabanın karşısına…
Acı bir fren, direksiyon kırma…
Hayvan kurtuldu, reflekslerim, çok sevindim hala yerinde…
Üzülüp duruyordum, çünkü benim için hayati…
Tahmin edemezsiniz neden ama gerçekten reflekslerimin yerinde olması benim için çok önemli.

Geldim…
Bir zarf, bir Alman için çok ciddi bir meblağ…
Bahşiş…
😊
İçinden bir kart, teşekkür ediyor gidip geldiğimiz için…
Altında kalmam…
Hanımın fikri, ben çikolata düşünmüştüm ama işlerini götürürken güzel bir buket çiçek yaptırır öyle götürürüm götüreceklerimi. Bu dünya…
Al gülüm ver gülüm dünyası…
Unutma…
İnan bana yaptıklarının veya yapmadıklarının mükâfatını görüyor, cezasının bir kısmını bu dünyada ödüyorsun, gerisi kalmış Tanrıya, öte tarafa!


+

Not: Neden kızar ederim biliyor musunuz?
Çünkü…
Neredeyse HER ŞEYIN ucu bana dokunuyor, benim elimden öpüyor…
Yapamıyorum artık, yarış atıydım…
Bir çoban köpeği, bir kurt…
İhtiyarladım, sağlığım, itin – köpeğin maskarası oldum…
Tükendim, gerçekten tükendim.

Yine de…
Allah’a çok şükür, çok şükür bu günlerimize…
Allah…
Cümlemizi beterinden korusun.

### MUTLAKA ### izle Almancan varsa VE sadece bir insan olduğunu hatırla!!! A66

Bu >>> ADILER <<< soysuz, şerefsizler ülkeyi sefalete götürüyor…
Son pişmanlık fayda etmeyecek…
Yine açtılar seçim öncesi kesenin ağzını aldanma kardeş, aldanma…
ADI pezevenk vurgulayarak anlatıyor ballandıra ballandıra “devlet desteğini” ve VURGULUYOR…
IZMIRDEN…
Açıklıyorum diyor, “gâvur İzmir’den”

Omacık…
Allah gani gani rahmet eylesin kadın, seni nasıl hasretle, özlemle andım…
Bu belgeseli izlerken, içimde his ettim anlattıklarını…
Bir kırıntı, kırıntı bırakmazdı tabağında…
Anlatırdı bana, A66 günlerini. Almanya’nın en önemli otoyollarından biridir…
Çok işlek…
Beklerlermiş Amerikan askerlerini, belki bir lokma ekmek atarlar diye önlerine…
MUTLAKA IZLE…
Allah göstermesin, anlattım bu sabah anneme, konuşuyoruz yolda. VE EVET…
Aynı fikirdeyim, belki insanlık tarihinde en şanslı nesillerden biriyiz…
PKK…
Yok bu savaş değil, acı, çok acı sonuçları oldu. Maddi manevi AMA ülkemizde…
Atatürk sonrası…
BIZLER savaş görmedik. Bu bir gerçek. PKK ile mücadele, savaş boyutlarına yaklaştı AMA savaş değil sonuçta. Suriyeliler, evet kızıyoruz ama Hatice’ye, neticeye bakma…
Sorumlu siyasetçiyi ara, onu sor, sorgula!

Bak güzel kardeşim, AKP’li, MHP’li ve Y-CHP’li kardeşler…
BEN…
Kimseye düşman değilim, endişeliyim, korkuyorum…
Geleceğimiz, bebelerimiz…
Gençler…
Gün gelecek anne, baba olacaksınız VE o zaman beni anlayacaksınız.

SAKIN KAFAYLA IZLE…
VE Allah Peygamber aşkına otur düşün, ne olur düşün ve gör gerçekleri!

Tarih tekerrür eder…
Çünkü…
insan geçmişten ders çıkarmaz, YOK sadece kendi geçmişinden değil…
İnsanlık tarihi bir o kadar önemli!

Af edin, yok vaktim yok gücüm, kuvvetim…
İzlenceyi tercüme edip anlatayım!

ping