İki işlem gününde 16 kusur milyar

Borsada, Cuma ve Pazartesi…
Kendine döviz niye düşüyor diye soranlara, ALTIN önemli…
Satılıyorsunuz ULAN satılıyorsunuz!

HIKÂYE…
Tayyipistan yeni bir hikâye yazıyor muşmuş (!)

AlY.rak’ın iddiası…
HEP DIYORUM SIZE, bunlar kör cahil…
Cehalet bir tarafa, konuştuklarından bir haberler, dillerini bilmiyorlar…
TABII…
Bunlar TÜRKIYELI, en güzeli Farsça bunlara, en güzeli!

Hikâye, Türk Dil Kurumu tarifi:

1. isim Bir olayın sözlü veya yazılı olarak anlatılması
„Salonunda toplanmıştık geçen gece beş on kişi / Vardı onun kendine has bir hikâye söyleyişi“ – E. B. Koryürek
2. >>> Aslı olmayan söz, olay <<<
„Anlattıkları hep hikâye idi.“
3. edebiyat Gerçek veya tasarlanmış olayları anlatan düzyazı türü, öykü
4. tıp (***) Hastanın rahatsızlığı ile ilgili geçmişi
5. tıp (***) Hastalığın teşhis ve tedavisiyle ilgili her türlü bilgi, epikriz

Onlar…
Hikâye yazmaya devam ededursun…
SIZLER…
Okumaya, dinlemeye, hikayeleri yaşamaya devam edin!

Sebze, meyve, bakliyat kuyruklarında geçsin ömrünüz…
DÜN…
Mazota, benzine çok güzel bir ZAM…
Üretici, çiftçi…
NE YAPSIN, söyle ULAN söyle, ne yapsın?

Millet meteliğe kurşun atıyor, ucuz yiyecek için kuyrukta

Duymuş muydunuz bilmem…
O…
Millet kıraathanesinden, poligondan laf açıyor(!)

Ohhh…
İyi geldi vallahi, yeminle iyi geldi…
AMAAA…
Hani sona kalan > dona < kalır ya…
Benimki bu akşam O hesap!

Hani acemi çaylak, ilk defa bir kadını düz nefes edecek ya…
Tutturamıyor bir türlü ortayı…
Kurcalıyor kenarı, köşeyi…
Nasibime revolver düştü!

Ben boşuna demiyorum…
Silah kadın gibi…
Uyacak ele, uyacak sana, sevişmenin en şehvetli anında olduğu gibi…
İki ruh, iki beden bir olacak…
Bu akşam kaynanam kılıklıyla girdim yatağa!

Ulan bu ne bu ne ya?
Tutturamıyorum hedefi, ortayı…
Hep karavana hep karavana…
Tühhh senin sıfatına…
Uymuyor elime, ağır. Uymuyor, BIR olamıyoruz…
Millet bile şaşırdı!

Evet, hızlı yaşa genç öl. Cesedin yakışıklı olsun derler. HIZLI yaşadım, oldukça hızlı AMA öyle görünüyor ki moruk olarak öleceğim, bırak yakışıklılığı, yüzüme bakan kalmadı, kalmayacak. Senin gibi tatlı su manyakları hariç tabii. Aslına KARAKLIYDIM gidecektim bugün, halim yok yine.
Belki kendimi > çok zorlarsam <

En kötüsü ne biliyor musun?
BENI BITTIRIYOR…
Yeminle, iki, üç kat daha beter canım yansın AMA bu halsizlik olmasın.

Sermayemdi…
Beynim…
Bilgim kalmadı kadın kalmadı, çok beterim. YOK HALIM!

Yok ya bildiğinden şaşmayacaksın. Lütfen bu yazacaklarımı dikkate alınınız

Hep böyleydim, böyle öleceğim her halde…
İster inan ister inanma, başkasının işinde canavar…
Canavar diyorsam, yırtıcı, karşımdakini parçalarım yani. Abartmıyorum, gerçeğin ta kendisi…
Kendime gelince süklüm, püklüm!

Ne avukatları çiğ çiğ yedim…
Hazım bile etme gereği duymadan, tükürdüm gittim…
2700 Euro…
Şu anda benim için inanlıma büyük para, çok giderler oldu son zamanlarda, inanılmaz giderler…
Vakitli, vakitsiz…
Kaza…
Dedim ya ister inan ister inanma var elimde ne cevherler…
Avukat, mali müşavir vesaire…
Bilirkişi…
Ta gençliğimden beri birlikte çalışırız. Tabii eskiden babası, emekli olmuş. Oğluyla ikinci birlikteliğimiz. Yok ona bir diyeceğim, Allah razı olsun. O elinden geleni yaptı. Nereden dinledim, nereden dinledim onu!?

Son zamanlarda, daha doğrusu uzun bir zamandan beri hiç iyi değilim…
Okumak = uyumak
Düşünemiyorum, kafam tam takır. Keyfimden geyik muhabbetiyle yetinmiyorum…
Ciddi ciddi çalışma imkânım yok şu an…
Ne okuduğumu anlıyorum ne düşünebiliyorum…
Burn Out, hem de esaslı cinsinden…
Avukattan mail gelmiş, okudum anlamadım. Eyvah dedim sigorta…
DIKKAT…
Sigortalar özel şirketleri görevlendiriyorlar. Maliyeti kısmak için bin bir numaralar…
Ödeme yapmasınlar da ne olursa olsun…
2700 arabanın geri kalan değeri + 1950 satış bedeli + 200 bugün gelen mailin içeriği…
Eder toplamda 4850 Euro…
13, 14 bin kusura almıştım. Dizel 4…
Daha birkaç sene oldu kullanalı, ne zarar ne ziyan…
Bilirkişi sordu var mı elinde avukat, VAR…
Olsun sen illa buna git…
Trafik kazaları uzmanı, bilmem ne ederim böyle uzamını…
SORUN…
İlk defa geliyor böylesi başıma, ayrı ayrı şirketler olsa hiç SORUN YOK…
Bana vuran kadın ayni sigorta şirketinde sigortalı…
Hadi dedim belki böylesi daha iyi, git bilirkişinin önerdiği avukata…
ULAN HAYVANAT…
Sen kalsana bildiğinde, tanıdığında…
Dedim ya okuduğumu anlamıyorum, telefon ettim sormak için…
Ya bundan normal bir şey olabilir mi, soruyorum olabilir mi?
Müşterisin, anlamadın tabii ki soracaksın…
Neredeyse kavga, “neden arıyorsun beni, yazdım ya”
Bir daha TÖVBE!

Kal kaldığın yerde…
AMAN…
Sigortalara, bankalara olabildiğince dikkat!!!

Çok garip, O tiri fanilerden bahis ediyor

Sadece laf üretiyor, bitmekkk…
Tükenmek bilmeyen bir LAF üretme makinasi…
Ulan bilmem ne ağızlı…
Bırak fanileri, bak yaşayanlara…
Yine bir şeyler oluyor, piyasalar…
Hiçbir şey olması gerektiği gibi değil, bir garip!


Pardon…
Ben tiri fani anladım, haytatımda duymadım…
Meğer…
Pir-i Fani olsa gerek; HÖDÜK…
Osmanlı dedeleri gibi Farsça ‘da yaşlı anlamına geliyor!

Bunlar Türkçe bilmez…
Bunlar Türkiyeli…
Vannn minüttt…
Çok içine işlemiş olmalı, dünya âlem dalga geçti, dikkat edin bak İngilizce lügat parçalıyor haspam…
Bilmem ne kıllarına hava atıyor!

Türkiye, Tayyipistan…
Duyduklarım…
Dedim zor geçecek 2019…
İnsanlar perişan…
Bayağı…
Basit yığınlara, bayağı bir tanzim yönetimi…
Yok Tanzimat değil kardeşim, tanzim, indirimli…
Ucuz…
Kalitesiz bir yönetim biçimi…
Çok bile, vallahi billahi çok bile böylelerine!

Birazda ben İngilizce lügat parçalayayım…
😊
“We build too many walls and not enough bridges.” – Isaac Newton

Yok gitmedim nöroloğa, doktor yârin saat 16:30

AFFEDERSIN İnan…
Tuvalet sorunu olmasa, karargâh kurdum neredeyse kenefe…
Yoksa yine gitmezdim. Git, git aynı terane, aynı nakarat…
Tek çare, İsviçre!

Bugün…
Asansörde, en önde ben duruyorum, kapı önünde…
Birdenbire…
Arka üstü yıkıldım adamın üstüne!

Bu ne ya???
Zırt pırt tuvaleteyim?
Şeker, mide, sindirim sistemi?
Allah bilir?

Bir lokma, bir lokma, bir iki kaşık yiyorum tıka basa tokum…
İçki…
Sıfır, imkânı yok içemiyorum.

PEZEVENK…
Yok benim ki…
😊
Öğrenci adamın arabasından ne olur?
YEMINLE…
Herifin harcadığı parayı üç kişi harcamıyoruz AMA arabaya gelince aynı ben…
Benim gençliğim, mazot, benzin gıdımla. Shell, Esso bilmem ne onları mi zengin edeceğim?
Gıdım gıdım mazot var içinde…
Çok isterdim bugün arabasını geri vereyim, olmadı. Kısmetse yarına…
Yeni geldim, bak yeminle…
Arabasının yağına, tuzuna, şekerine baktım. Ona kalsa bakmaz, bakmayacak…
Iç, dış yıkama, temizleme ta arabanın altına kadar (unterbodenwäsche)
Ana avrat düz giden bir mektup zarf içinde…
Bir miktar para…
😊
DEPO FULL, milim girmiyor daha içine…
Anne olmak ZOR…
Ama inan baba olmakta kolay değil!

Öyle anlaştık, gideceğim galeriye…
Yürüyemiyorum ya…
Arabanın konumunu WhatsUp ile bildireceğim O gidip akşama alacak…
Bu yüzden zarf!