Bacillus subtilis (Türkçemizde de ismi böyle)

Taş gübre veya un gübresi de denir bu gübrenin içinde yaşayan bir organizma…
(Almancadan Türkçeye doğrudan tercüme, yani yanlış olabilir)
Faydalı bir organizma, bahçe yeşiline birebir!

Evet, bakteriler, mikroplar…
Var da var. Faydalısı da zararlısı da…
Kanser gibi mesela…
Senin elinde kardeşim, O Yunan doktor demişti…
Bacağı kesip atmamız lazım…
Ben…
Belki babamın katili!

Senin elinde kesip atmak, hastanın vaziyeti ortada…
Ölüm döşeğinde…
Neşterde senin elinde, hastada…
Ya TAMAM diyeceksin veya devam…
Hasta…
Ölürse, suç sende. Doktorda sensin, derde deva…
Mesul olan, sorumlu olanda sensin ona göre!

Evde balkonu cilalıyorum, tahta…
Ahşap bakım ister, cila…
Vatanda…
Millette senden oy ister, TAMAM de TAMAM…
Hesap sormayı unutma!

Lütfen, lütfen Türk milleti

Türk ULUSU…
Türk’ü, Kürdü, Laz’ı, Çerkez’i…
Ve tüm diğerleri…
Yanılt beni, yalancı çıkar beni…
Eyyy ihtiyar bunak sen bizi ne sandın…
De…
Pişman ettir beni sözlerime!!!

Ama bunu da unutma emi…
Hani derler ya bende çok dedim…
Bir musibet bin nasihatten iyidir…
Bir resim…
Bin kelimeden çok anlatır…
Bir yere kadar doğru AMA hani gözlerin yalan söylemediği gibi(?!?)

Resmi…
O tabloyu çizeni, şartları, nedenleri bilmediğin sürece…
Okuyup anlamadığın sürece, ANLAMADIGIN…
EMIN olmadığın sürece…
Sen…
İstediğin kadar bak O tabloya, resme…
Ressamın sana söylemek istediğini gene anlamayacaksın, gene anlamayacaksın…
NEDEN?
Sanat okulları var, neden sanat uzmanları…
NEDEN???

Tualden, bir tablodan Afrika özdeyişine

İstanbul’a aşıkmış öyle söylüyor yığınlara…
Eğer aşk buysa, betona…
Kendi ağızıyla itiraf eder ihaneti…
İstanbul’a…
Vatana, kendine yaptırırken 362 odalı yazlık, yollar yarış pisti misali, keserken onca ağcı bakmaksızın gözün yaşına…
Yığınlar aldanır gözün gördüğüne, algıya.

Paçalarından akar cehalet, yüzeysellik işlemiş kanlarına…
Sabah sabah uğraştım yine Leonardo’yla…
Severim çizimlerini, severim sadece sanatçı tarafını değil, mühendis yanını AMA en çok severim özgür düşüncelerini, eserlerinde gizlediği gerçekleri, benim gibi.

O sanatta…
Ben kelimelerde ararım çareyi, ifade ve anlamlarında…
Gizler saklar çaresizliğini, isyanını tual üzeri çizgilerde…
Ben, kelimelerde…
Haykırırım ya, feryat ederim, çaresizlik içinde küfür ederim, kimseye duyuramama çığlıklarımı…
Duymaz…
Yürek, duymaz insan beni.

Korkarım aynen böylesi gelecek başa…
Çünkü mantık çünkü istihbarat bu yönde, tek çare…
Sokaklarda!

Birinci turda aldı alacağını…
Kalan parlamento artıklarında…
Zayıf düştü, millet ittifakı O birlik sürdürülemedi…
Herkes kendi derdine ve menfaatlerinin peşine düştü…
Göremedi, anlayamadı tablonun bütünlüğünü(!)

İkinci tura kaldı…
O kadın veya O hoca üstünlüğü sağladı…
Ama hesap soramadı…
Parlamenter sisteme diliyle dönmek istese bile, insan denilen bencilin ihtiraslarına yenik düştü…
EVET, yazar – çizerin görüşlerine katıldığım tek nokta…
Hiçbir şey olmayacak artık eskisi gibi!

Ancak…
Şeytan bu ya…
Şeytan ayrıntıda gizli…
Gör bak, olacak dediğim gibi…
Kurtulamayacak bu millet bu şeytandan…
AKmadıkça kan, almadıkça can.

Evet…
Bazı beklentiler gerçekleşmedi, strateji değişti…
İcazeti aldı, evet eminim aldı…
Gir bak arşivlerime, oku dediklerimi…
Bu zihniyeti bu cehaletle durulmanın tek çaresi ekonomi…
Döviz sopası duraksadı…
İngiliz’in parmağı, Amerikalının s.ki…
Arar…
Girebileceği yeri!

Afrikalı bir özdeyiş der ki…
“Sen istediğin gibi istediğin tarafa dön…
G.tün kalacak hep arkada!”

Paravan

Analiz, analizis…
Matematiksel analiz, mantık…
İstihbarat…
Bir artı bir artı bir (…)
Minimum problemlerin maksimum çözümleri, siyaset…
Avradın iyisi, temizi…
Yatak altı, dolap arkası ve üstü…
Dip – köşesi…
İnsan parmağının değdiği her şeyi…
Sorgulanmalı, görülmeli perde arkası…
Paravan kalmadı…
Gizli, saklı…
Her şey meydanda, gören göz, his eden yürek, anlayan ve anladıklarını işleme koyan beyin isterdi(!)

Bu mücadele ne yazık ki bitmedi!

Tahtakale’den tık yok

Yazıp yorumlayamayacağım, çok kötüyüm…
Dün…
Her şeyim altüst oldu, bugüne, yarına aksadı. Hal yok, derman.

Gerçek ustalardan, uzmanlardan birinin yorumu…
Usul, usul, ağır çekim gelen…
Yazmıştım geçenlerde, gör, anla diye. Kaybetseler VE geldikleri gibi gitseler bile…
“Halk”
Bu ağır enkaz karşısında, gelenin…
ALMAK ZORUNDA OLDUGU TEDBIRLER KARŞISINDA DIYECEK Ki…
Beceremediler(!)

Halbuki bu facianın sorumlusu beli!

Nato mermer nato kafa(!)
NOKTA

Bazı linkler, gerisi kendimde derman buldukça:

https://www.capital.de/wirtschaft-politik/erdogans-riskante-wette

https://tradingeconomics.com/turkey/currency

https://de.wikipedia.org/wiki/Liste_der_Länder_nach_Staatsschuldenquote

https://www.msn.com/de-de/nachrichten/politik/erdogans-hauruckpolitik-hat-verheerende-folgen/ar-AAz2ILK?ocid=spartanntp

Cumhuriyet Döneminde Ekonomi (1938’e Kadar)

https://ww2.frost.com/frost-perspectives/analysis-public-private-partnership-ppp-hospital-campuses-construction-programme-turkey/

https://www.welt.de/print/die_welt/finanzen/article162858685/Schulden-der-Tuerkei-werden-zum-Druckmittel.html

https://www.msn.com/de-de/nachrichten/politik/erdogans-hauruckpolitik-hat-verheerende-folgen/ar-AAz2ILK?ocid=spartanntp

Türkçe “tercümesi”

https://translate.google.de/translate?hl=de&sl=auto&tl=tr&u=https%3A%2F%2Fwww.msn.com%2Fde-de%2Fnachrichten%2Fpolitik%2Ferdogans-hauruckpolitik-hat-verheerende-folgen%2Far-AAz2ILK%3Focid%3Dspartanntp

https://www.tarihtarih.com/?Syf=26&Syz=355392&/1923-1938-D%C3%B6neminde-T%C3%BCrkiyenin-Sanayi-Politikas%C4%B1-/-Yrd.-Do%C3%A7.-Dr.-Ya%C5%9Far-Semiz-

https://www.dunya.com/kose-yazisi/cumhuriyet-donemi-sanayilesme-donemidir/14651

http://www.turkomania.org/tr/ataturk-doneminde-kurulan-fabrikalar-kurum-ve-kuruluslar.html

CIA’yi sonra yayınlayacağım, anlatmam lazım!!!

#####

Kürt kökenli vatandaşlarımız KILT konumda…
HDP önemli…
Eğer bu insanlar bu toprakların insanıysa, bizlerin kardeşleri…
Onun bunun köpeği değilse PKK gibi…
Kurtuluş savaşı yıllarında olduğu gibi bizlerle bu vatan, bu topraklar için can verip can alacaklar…
Ben Kürt kökenli vatandaşlarıma güveniyorum, BEN GÜVENIYORUM…
Güvenmek istiyorum…
Oylar İnce’ye, milletvekili oyları HDP’ye!

Almancan varsa MUTLAKA dinle, Alman 1. Kanalından alıntı. Haberlerden.

dinle

Gerisi sonra, çok canım acıyor.

#####

Kendini açık etme kadın, biliyorum, EMINIM sen olduğundan

Gördüm göreceğimi…
😊
“Uzak dur” benden…
Kendini benimle bağlantıya getirme ne olur ne olmaz…
Bazı gariplikler, açık edemem. Kendim izlemedeyim.
Gitmem lazım, canim istemiyor. Senden saklayacak değilim, saklamam, biliyorsun parçamsın…
Ben sen, sen ben AMA açık açık anlatamam. Şifreli bile anlatılmaz.

Start-Up (yeni kurulan girişimci şirketleri)

Biliyor musunuz sevgili okuyucularım, değerli dostlar…
Ülkemizde herkes, her şeyi istismar eder oldu bu doğru…
Ayaklar baş olunca dünya tersine döndü…
Ben…
Onu bunu hor görmüyor, kimseyi küçümsemiyorum…
Ben kimim neyim ki karşımdakini hor göreyim, küçümseyeyim?

Anam soğan babam sarımsak…
Evet, İstanbulluyum, gerçek yerlisi. Aile görgüsü, te kökten, çekirdekten yetişme…
İstanbul Türkçesi, İstanbul terbiyesi…
Akıncılar köyü, ağa torunun torunu, toprak zengini…
Anlatmışımdır babaannemi, “konaklara, saraylara” evlat verilişini…
Özellikle…
Rahmetli babamı, halamı nasıl yetiştirdiğini. Terbiyenin, görgünün kökenlerini…
Beni ve “ablamı”
NEDENI(!)

Buralarda öyle anılırdı rahmetli…
İstanbullu Kadir, çünkü hali, davranışları bir başkaydı konuşması…
Valide…
Anlatır çocukluğunun ihtişamını, büyük, büyük babayı…
Ağayı…
Sonradan “fakir” düşmelerini. Para her şey değildir kardeşim AMA görgü, ama terbiye…
Ama bilgi!!!

Kökten, çekirdekten, çocuk yaştan ölünceye bir süreçtir, seni sen, beni ben eden!

Anlatıyor NAMUSSUZ, ADI hırsız yaptıklarını…
Gözler sürmeli, öyle ağır bir sürme ki gözler yumulmuş, kapanmış…
Görmez olmuş, öylesine yoğun bir materyal harcaması…
Ama kızıyorum ama küfür ediyorum ÇÜNKÜ insan hata yapar, görmeye, bilmeye bilir…
Ama anlatırsın, SABIRLA anlatırsın, bir, iki, üç…
Bilemedin beş, on…
Anlamazsa, anlamamakta ısrar ederse sonunda patlarsın ya…
Sabır taşı olsan çatlarsın!!!

Yapılan yollar, hanlar, hamamlar, köprüler, tüneler…
Hepsi borç, hepsi yük…
Torununun torunu daha ödeyecek bunların bedelini…
Osmanlı torunları bunlar, Osmanlı…
Kapitülasyonların çağa uydurulmuş hali!

Finansman dedikleri bu…
Kapitülasyon…
Öğleden sonra fırsat bulursam OKU uluslararası gerçek UZMANLARI, USTALARI…
MORATORYUM kapıda (devletin borçlarını ödeyememe durumu)
Yayınlayacağım görüşleri!

Çekya değil kardeşim, bunu bir Ilber Ortaylı Beyefendi bile ortaya atmış olsa, bu deyimi…
Çek Cumhuriyeti…
NOKTA!

Çek Cumhuriyeti’ni örnek göstermek istiyorum sizlere…
PPP, evet ama faydalı, GETIRILI şekli!

Çünkü getiri olacak ki götürüyü karşılaşın…
Üreteceksin ki tüketesin!

Çek Cumhuriyeti’nde otomotiv sanayi…
Köklü bir geçmişe sahip…
SKODA marka, VW satılanmış olsa bile SKODA bir Çek markası…
NOKTA

AMA asil önemlisi, bu yüzden de ÇOK değer veriyorum Üniversitelere…
Eğitime kardeşim eğitime…
Nicelikli değil nitelikli eğitime, KALITELI…
Kendim gördüm ya kendim, bu gözler gördü bunu…
Bazen anlatırım laboratuvar ortamında çalıştığımı Almancada…
Reinraum dedikleri…
Bir TOZ TANECIGI olmaz, girmemeli bu laboratuvarlara…
Wafer (mesela işlemci, hani bilgisayarın “beyni”) …
Veya tıbbi cihaz üretimi…
O kadar çok girip çıktım ki araştırma ve geliştirme (Forschung und Entwicklung) kurum ve kuruluşlarına, özel teşebbüslere, şirketlere…
Gördüklerim, şahit olduklarım, ANLADIKLARIM…
Görüşlerimi, düşüncelerimi TAMAMEN değiştirdi.

Üniversiteler…
Sadece eğitim kuruluşları değildir, MESELA…
Bilmem ne araştırma hastanesi üniversitesi…
Evet…
Üniversiteler aynı zamanda birer araştırma ve geliştirme kuruluşudur, bilimsel yayınlar…
ÜLKEMIZDE…
İçler acısı!

İnsani, sosyolojik, teknik…
Ya aklına ne gelirse her şey araştırılır, geliştirilir…
SORGULANIR…
Ve sorgular yeni sorular ardından getirir!

Almancan olmasa bile…
Dünya çapında yapılan bir istatistik…
Ülkelerin…
Gayri Safi Milli Hasılanın (GSMH) yani ülkenin toplam gelirinin…
Kaçta kaçını örneğin savunmaya, eğitime, sağlığa vesaire harcadığını gösterir…
Burada; Araştırma ve Geliştirme…


+

Sen istersen doksan dokuz tane üniversite aç, üniversiteleri BÖLEREK…
SÖZDE…
Yeni eğitim kuruluşları “yarat”
Sen bu kurum ve kuruluşlara yeterince bütçe ayırmadıkça…
Üniversite mevzunu yığınlar yetiştirirsin ama bu çocukların ne kendisine ne ailesine, vatan ve millete, insanlığa faydaları olmayabilir.

Üniversiteler…
Sanayi ve yan sanayi denilen sanayiye destek vererek YENI IŞ SAHALARI AÇAN…
Start-Up’lar yaratamadıktan, destekleyemedikten sonra…
Ne yaparsan yap NAFILE!

Israil neden Israil?
Almanya neden Almanya, Amerika, Amerika?
Kiii…
Almanya’da kıyametler kopuyor bu konuda, yeterince bütçe ayrılmadığı için…
Evet, Alman eğitimi yozlaşıyor(!)

Askeriye kardeşim askeriye…
Asker…
Donanımsız istediği kadar kahraman, istediği kadar cesur olsun…
Sadece dürbün önünde bir hedeftir…
Girdiler mi oraya buraya, sözde lider kadrolar imha edildi, isim açıklasana…
Asker ve ikmal…
Asker ve gerekli donanım olmadıkça, bunu sağlayamadığın sürece…
MAALESEF…
Mehmetçik canlı bir cesettir(!)

Bu…
Son cümleyi yazarken içim nasıl acıdı, nasıl oldu anlatamam…
Ama gerçek bu!!!

Üniversitelerimizde benzerdir bu böyle biline…
Çek Cumhuriyeti bunu başardı…
Yeni yeni teknolojiler geliştiriyorlar…
Hocaaa…
Yemeni duyun beni…
Olmadı sen duy beni PEZEVENK…
Üniversiteler, sanayi VE yan sanayi el ele…
İş sahaları yaratıyorlar, vatana millete fayda!

Önem verin üniversitelere…
Çok önem verin araştırmaya ve geliştirmeye!

Önder