Bir artı bir artı ANLAYANA

Bir konuyu araştırıyordum, bu sefer sadece bir şey gözüme çarptı. Bir görüntü ve kafamda yine şimşekler çaktı. Ya kafayı üşütmeye başladım ki yeni bir şey olmaz benim için, hep iddia ederim delinin tekiyim diye veya Camii duvarına işeyen it durumuna düşeceğim!?

Görüntü seksenli sonlarına doğruya aitti…
Bir artı bir artı (…)
Kesin olan benim bu gibi konulara ara vermem gerekiyor!

oku

Mangiare / Mancare

İlginç gelişmeler, dikkate alınması gereken birtakım şeyler…
İtalyan seçimleri, halkın tercihi kimi “gizli” gerçekleri göz önüne getirecektir…
Putin, Trump, Kahpedoğan ve belki tekrar doğrudan veya dolaylı şekilde iktidara gelecek olan kankası Berlusconi(!)

Her biri birbirinden beter, birbirinden bilmiş birer popülist…
Yine içlerinde en erkek en devlet adamı vasıflarına yakın olan Rus lider…
İnsanlık mi delirdi yoksa nedenler farklı mı?
Perde arkasında neler oluyor, insanları bu gibi tercihlere sevk eden nedir?
Tarih tekerrürden ibarettir özdeyişinin ardında yatan nedir?
Bundan yıllar önce başlayan bir sürecin neticelerini yaşıyor olabilir miyiz?

İnsanlık tarihi göstermiştir ki…
Dar günlerde, sıkıntılı zamanlarda insanlar tutunacak dal arar…
Sözde…
Güçlü insanlar onları bu bunalımlı zamanlardan selamete çıkaracak(!)

Müslüman dünyasının, ülkemizin başına musallat olan dinciler…
Kapitalizmin, hele vahşisinin…
Kominizim belasının etrafına sardığı yeşil kuşak…
Bitmek bilmeyen ihtiraslarının, ihtiyaçlarının sonucu olan insan sefaleti, özellikle coğrafyamızda ve dünyanın belli başlı diğer bölgelerinde küreselleşme canavarının iştah mahsulü olabilir mi?

Anlaşılan…
Denize düşen gerçekten YILANA sarılan!

Türk meselesi

Geçenlerde kardeşle yoldayız…
“Ağabey beni okuldan çağırdılar”
Korktum, niye diye sordum…
“Emrehan, bir derste konu milliyetçilikmiş, o kadar üstüne basa basa Türk olmasıyla övünmüş ki öğretmen telaşlanıp beni çağırmış”
Eee?
“Bende öğretmene dedim dayısı çok milliyetçi, O öğretiyor tüm bunları çocuğa!”
Kabak…
Bir kez daha Önderin başında patladı!

Yeminle çocuklara AMA DOGRUSUNU, tarihlerini öğretmeye çalışıyorum…
Ama hiçbir zaman faşizan bir şekilde değil…
Küçük pezevengim benim, küçük hafızım…
Yeminle kendisi giriyor İnternete ve dua ezberliyor, ilgisi var…
Bu da mı benim suçum?
Milletin ayağı taşa takılsa benden biliyorlar keza tüm suçlar benim üzerime yıkılıyor…
Olsun…
Önder ayakta olduğu sürece omuzlar!

Geçelim…
Milliyetçilik dediğinde…
Kütür dediğinde…
Medeniyet deyince ilk akla gelmesi gereken dildir!

Çünkü birçok kavram, birçok olgu dil üzerine inşa edilir…
Temeldir dil, anadili…
Hayallerin, rüyaların, insanlar arası ilişkinin, aşkın gençler sevginin kendine has, kendine özgü bir dili olsa bile, evrensel…
Sevdiğine…
Ich Liebe dich’mi, I love you’mu yoksa…
Seni seviyorum mu dersin?

Selçuklu…
Şüphesiz Türk’tü…
Osmanlı(!)
Osmanlı dendiğinde Türk’ten söz etmek pek doğru olmaz sanırım…
Dilini inkâr eden, özünü inkâr etmiş olmaz mı?

Yokkkkkkkkkkkkkkkkkkkk
Gençler, kimse sözlerimi oraya buraya çekmesin…
Faşizmin karşısındayım…
Göz hizası, eşitler arasında eşit, kardeşlik yanlısıyım…
Hele, hele Türkiye gibi bir yerde, coğrafya da…
Tarihi ile…
Anadolu medeniyeti ve hoşgörüsüyle!!!

Türkler…
Nasıl > Müslümanlaştırıldı < ne Türk – İslam sentezi ya?
Bir hortlayıcısı …in icadı!

Ölmüşün ardından kötü konuşulmaz, bilen bilir beni, noktaların yerine ne gelmesi gerektiğini!

Hala kütüphane ile uğraşıyorum…
Gazete arşivini iyice ihmal ettim…
Bakalım, kendimi biraz toparlayabilirsem (…)

Dede…
Ha bire…
Yoluyor linkleri, hepsini yayınlayacak olsam ömrünüzün sonuna kadar başınızı hiç kaldırmadan okumanız gerekli!

😊

Prof. Dr. Osman Turan – Selçuklular tarihi ve Türk – İslam medeniyeti
oku

Üç duyarlı insan, üç kadın

Bu sabah haberlerde izledim, Ayşecikleri…
Muhtemelen yanlış anlayacağınızı bile bile yazıyorum…
En son Israil’de gördüm…
Kadın asker!

Üç kadın…
Çocuk istismarı, kadına şiddet diyerek yurdumuzun bir köşesinden ötekine, Ankara’ya yürüyecekler…
Tamda İstanbul’da kadın şiddetine karşı sempozyum düzenlenmişken, İstanbul sözleşmesi…
Kadın ve kariyer…
Ne güzel!!!

Mehmetçiğimiz cephede…
Ayşelerimizde birlikte(!)

Kadın, erkek eşitliği…
Tabii ki…
NOKTA, NOKTA, NOKTA

Ama…
Ne tabiat ne hayat öngörüyor kadın – erkek eşitliğini…
Her konuda, her alanda eşitliği sağlaman mümkün değil…
Kadın başka bir varlık erkek bambaşka bir varlık…
Fizyolojik, biyolojik…
Duygusal birbirinden çok farklı varlıklar!

Her biri elmanın bir yarısı, gelirse bir araya oluyorlar bir bütün.

Yakıştıramıyorum kadına askerliği, yakıştıramıyorum kardeşim yakıştıramıyorum…
Cephe gerisi, gayet tabii…
>>> Tercüme etmesem daha iyi olacak, bir anı, izlediğim bir filim gerçekten çok güzeldi <<<
Askeri bir filim…
Karı ve koca, ikisi de asker…
Kadın daha yüksek rütbeli, belki sadece erkek gözüyle değerlendiriyorum, belki…
Yanlışım(!)

Adam…
Şöyle bir cümle kurmuştu:
“Wenn ich Sie tagsüber sehe salutiere ich vor ihr…
Am Abend ficke ich Sie!”