Hep merak etmişimdir, neticede delikanlılığımdan beri tek başıma uçuyorum…
Yeminle aklıma geldi, bunu düşünebildim ama diğer neden hiç aklıma gelmemişti…
Mesela THY ve veya diğer şirketler uzun seneler Sırbistan üzerinden uçamıyordu, dolaylı yollardan gitmek zorunda kalıyorlardı gidecekleri yerlere, başka ülke hava sahasını kullanarak…
Bunu düşünebildi 2,5 gram…
Ama…
Bu hiç aklıma gelmedi, bir haber yapmışlar şimdi okudum ve öğrendirmiş oldum…
Eskiye nazaran artık uçuş süreleri neden daha uzun?
Çünkü…
Pilotlar artık uçaklarının son süratini kullanmaktan men edilmişler, yakıt tasarrufu…
Evet…
Dünya tasarruf tedbirlerini uygularken “bizim” pezevenk…
Üç koruma jeti ile fink atıyor. Bu arada yazmıştım ya TUZAK diye…
Bak Menbiç, YPG falan hendek kazıyormuş kent çevresine…
Hiç kendiliklerinden terk ederler mi kazanılmış, bünyelerine kattıkları bölgeleri…
Ey oğlum eyyy…
Sen kim…
Dünya lideri olmak kim, çekti koca ülkeyi bataklığa!
Önder kalk
Önder kakabilse kalkacak…
“Sen deli misin incecik battaniye ile üzerinde uyumuşsun?”
Yastık, yorgan olsa üzerimde…
Gece boyunca dağılacak oda içinde…
Böylece, hiç olmazsa sarılıyorum sımsıkı battaniyeye!
Onun bunun çocuğu, sekiz şehit verdik yine!
Anaları ağlatmakla bırakmıyorlar, bir güzel beceriyorlar birde…
“Biraz daha sabır” diye zaman istiyor veledi zina, yüz yok ki, ar – namus sesleniyor eşeğe…
Öyle berbat uyandım ki bacaklarım, parmaklara varana kadar. Hanım doktora gidecek, dükkân bende.
Kaç gün oldu geleli, Ona gitmem lazım ne yapıyor acaba?
Korkuyorum…
Moralim bozulacak yine, laf – söz dinletemiyorum, zarar, ziyan had safhada…
Dün bir belgesel izledim çok korkutmakla birlikte çok düşündürdü beni…
Bu korku bitirecek önderi…
Evlattan, hanımdan, anamdan herkes için korkar oldum çocuklar için özellikle…
Sanma sadece Tayyipistanda saldırıyorlar durup dururken polise, doktora, hemşireye…
Dünyanın çivisi çıktı…
Buralarda da aynısı. Biber gazı, kapı arkasında yatak kaburgası (bettlatten)…
Meşe sopasından sağlamdır, vurdun mu herifin bir yerine inim inim inletir, yerlerde kıvrandırır saldırganı!
Hanıma yasakladım, zaten kendisi korktu…
Jilet bulundurmuyoruz ön tarafta, müşterinin olduğu yerde…
Ya vallahi billahi ne olacak bu vaziyetler böyle?
Camilerle bir yaşamı özendirmelilermiş miş, öyle sesleniyor adi ve pederin deyimi ile kalitesiz pezevenk hocalara, bu millet sizlerle birlikte Müslüman oldu, ibadeti öğrendi değil mi?
Adi herif seni…
Ayda…
2 milyon üzeri sadece mutfak masrafı varmış sarayın, zıkkımın bokunu yiyesice…
Gittim gördüm kendi gözlerimle…
Çarşı…
Pazar ateş pahası, millet daha ay başında kakıyor parasız…
O yapıyor t.şak kebabı, keyifler yerinde!
Allah razı olsun annemden, tüm analardan…
Konu, komşu aile fertlerimden…
Mantara doyurdular ne mantar yedik ne yedik…
Annem ise bana >>> bol bol <<< neredeyse her gün sarımsaklı yoğurt yedirdi…
Ama ne yedim ne yedim…
Hem içim temizlendi hem kan dolasımım düzene girdi…
Gerçekten nispeten iyiydim…
Verdim tarifini, tavsiye ederim!
Ülkemizde yetişen mantarlar, resimli:
http://www.tml.web.tr/download/Mantarlar.pdf
MANTAR ZEHİRLENMELERİ VE BAŞLICA ZEHİRLİ MANTARLAR
https://ordu.tarimorman.gov.tr/Belgeler/Gıda%20ve%20Yem/MANTAR%20ZEHİRLENMELERİ%20VE%20BAŞLICA%20ZEHİRLİ%20MANTARLAR.pdf
Bir link;
Zehirli Mantar Çeşitleri
Wiesbaden
Bir zamanlar Avrupa’nın en büyük ABD askeri üslerinden biriydi…
Aynı zamanda askeri hastanesi ile “ünlüdür”
Allah korusun, inşallah yanılıyorumdur…
Ama bir şeyler oluyor sanki, zaman…
Kötü gelişmelere gebe gibi!
Bundan uzun zaman önce Amerikalılar savaş uçaklarını, askerlerini çekmeye başladılar…
Bayağı bir boşaldı ortalık…
Şimdilerde Amerikalılar…
Üslerini tekrar canlandırıyor gibime geliyor, umarım yanılıyorumdur.
Nasıl ki…
O kahpe hesap kitaba uymuyor, yanıltıyor insanı…
Okyanus ötesi ondan aşağı değil…
Para, para, para diyen birisinin bir üssü, bu büyüklükte bir üssü tekrar canlandırması herhalde hayra yorumlanamaz. Tabii bunlar sadece benim izlenimlerim, gözlemlerim…
Ama son zamanlarda petrol fiyatlarına bakmak bile yetiyor…
Zaman…
Kötü gelişmelere gebe gibi!
Manyakkk psikoloğum, ruhu sapığım
Kızım ben sana demedim mi senden gizlim saklım yok diye…
Tabii herkes gibi, tüm sevdiklerim yani senin de bana ait bilmediklerin var…
😊
Tüm online şifreleri biliyorsun, daha ne kurcalıyorsun?
Özel…
Hatırla ne demiştim, KIMSENIN benden beklemeyeceği bir şifre…
Anladın mi hangisini kast ettiğimi?
Hadi ben kaçtım
Yuhhh ayı demeyeceğim
Evet, hâkli dünya gerçekten beşten büyük AMA…
Dur esas enteresan yerine geliyoruz, Onun neyi kast ettiğini hepimiz biliyoruz değil mi?
Benim kabulüm beş kardeşim, beş!
Bunun tarihi, siyasi ve ekonomik nedenleri var…
Size sorsam kaç kıta vardır diye?
Cevabınız muhtemelen beş olacaktır…
Amerika, Afrika, Asya, Avrupa ve Avusturalya(!)
Sanırım “hepimizin” okulda öğrendiği bu olsa gerek…
Ancak…
Bakış açısına bağlı olarak cevabiniz 4 ile 7 arasında olursa KESINLIKLE doğrusunuz…
O…
Yedi kıtadan bahis ediyor, dedim ya hangi modeli esas aldığınıza bağlı…
Antarktika’yı sayar, Amerika’yı güney ve kuzey olmak üzere > bölerseniz < yedi rakamına kavuşursunuz.
Yok kardeşim…
Birçok konuda olduğu gibi bu konuda da görüşlerim ama doğru ama yanlış faklı!
Ben didezoz pıka pıka yapmaya!
😊
Şeytan işini bilmez mi?
Nasıl tepem attı!
Saatlerden beri kendi kendimi yiyorum, gerçekten çok kızdım…
Ana…
Avrat, sevgili ve de kardeş demeden…
Sülalede ne kadar hatun kişi varsa HEPSININ üzerine benzin döküp…
Kibriti çakmalı!
Boşu boşuna Şeytan Hava Anamıza gitmedi…
Karı milleti…
Saçı uzun aklı kısa diyenin aklını becermeli…
Sırtından sopa, karından sıpa eksik etmeyeceksin diyen ise bilgenin ta kendisi!
Kardeşe gittim öğleden evvel…
Zili çaldım Jack’i yolla dedim, Emi açtı kapıyı…
Anası birinci kattan uzattı kafasını, selam sabah…
“Ağabey bir şey söyleyeceğim sana ama KIZMAYACAKSIN!”
Söyle!
“Annem İzmir’de (…)”
Ailevi bir neden…
Demiştim valideye hazırlan Pazartesi gidiyoruz İzmir’e…
İstemedi, bin bir bahane…
Silah ruhsatımı da alamadım bu yüzden, sevindireyim dedim kadını, ruhsatı başka zaman alırsın dedim kendime. Ya ta Çarşamba mı Perşembe miydi gittiğimde, açık açık söyle…
BILIYORUM, korktu…
Kaç yüz kilometre, benim için, benden korktu ama böylelikle benim ruhsatta başka bahara kaldı.
Telefon ettim bir iki saat evvel, bilmiyormuşum numarasındayım, anne nasılsın?
Tek kelime söylemedi iyi mi…
Kızından aldım haberi!
Hepsi böyle kardeşim hepsi böyle…
Al birini vur ötekine!
Belki bir, iki ay sonra yine gitmem gerekebilir…
Kısmetse o zaman…
Bu kadın milleti neden her şeyi bu kadar komplike yapar, yani karmaşık…
Neden ya neden?
EVET…
Eminim, adimin Önder olduğu kadar…
Benzin ve kibrit…
Tüm erkeklerin refahı, kurtuluşu olacak!
Rasim Bakırcıoğlu – Ansiklopedik Eğitim ve Psikoloji Sözlüğü
senin icin, güzel bir seye benziyor…
Hic iyi degilim…
Yarina olmaz mi?
1665 sayfalik bir ansiklopedi, aradigim kavramlari hemen buldum. Tanimlamasiyla birlikte
Eyyy bademler
B.ku yediniz siz!
Dolar ve Euro çıkti yine…
Dolar 6,13 Euro 7,06…
Bekle yatırımcı gelsin diye…
İtalya…
Yatırımcının gözünü korkuttu, Avrupa gününü beklemekte…
Büyük ihtimale bir daha sene Avrupalı hisse senetleri patlama yaşayacak…
Amerika Birleşik Devletleri…
Yine faizi yükselti, yatırımcı ABD’de!
Hiç keyfim yok bugün…
Cama reklam…
Geldi, sökmesi, yapıştırması çok yordu beni…
😊
Evet…
Reklamcılıkta var bende…
Her parmağımda ayrı marifet, dünyaya kadın olarak gelseymişim…
Yakmıştım herifleri…
Yapmam gereken asıl işimi de yapamadım, sinir oluyorum…
Fulda…
Bu ayin 29’una kadar süre verdi, canım istemiyor uğraşmak ama mecburen yapacağım yapmam gerekeni. VALIDE…
Kızıyor küfür ediyorum diye…
Gel de küfür etme!
—
100 gün
4 Ekim 2018
24 Haziran’da ne dediler?
“100 gün içinde Türkiye çağ atlayacak” dediler.
★
Asrın liderimiz, bismillah ilk iş, hazine’nin anahtarlarını damadına verdi, ekonomiyi maliyeyi filan komple damadına bağladı.
Kendini Varlık Fonu başkanı yaptı, damadını Varlık Fonu başkanvekili yaptı.
Ets turizm fetodan soruşturuluyor diye Ets turizm’e telefon edip tatil rezervasyonu yaptıranları hapse tıktılar, Ets turizm’in sahibini turizm bakanı yaptılar.
Görümcesinin eltisi fetonun dersanesinin önünden geçmiş diye yüzbinlerce insanın hayatını kaydırdılar, kardeşi fetoculuktan hapiste bulunan arkadaşı tarım bakanı yaptılar.
Asrın liderimizin yemin törenine diktatör, soykırımcı, darbeci, savaş suçlusu gibi prestijli devlet adamları katıldı, gurur duyduk.
Rektör olmak için profesör olma şartını kaldırdılar, ertesi gün vazgeçtiler, rektör olmak için profesör olma şartını geri koydular.
Gene tren faciası oldu, 25 insanımız hayatını kaybetti, yağmurdan dediler, örttüler gitti.
Asrın liderimizin şoförü olan milletvekili Yeliz bey, tarihi açıklamalarda bulundu, “matematiği benim dedem icat etti, matematiği icat eden dedemi Romalılar öldürdü” dedi.
Mezuniyet töreninde karikatür pankartı taşıyan ODTÜ öğrencileri tutuklandı, halbuki asrın liderimizin pankartını taşısalardı ODTÜ’de dekan bile olurlardı.
Suriye’den ithal ettiğimiz patateslerin aslında bizim patatesler olduğu ortaya çıktı, meğer geçen sene ucuza kapatıp stoklamışlar, bu sene Suriye’den ithal ediyoruz ayaklarıyla millete kakalamışlar.
“Binali kalırsa yaşadık, milletin orasına koyacağız” diyen yandaş müteahhitin hangi Binali’den bahsettiği hala meçhul… Ama, bizim Binali beye “devlet şeref madalyası” verildi, Tbmm başkanı yapıldı.
Başbakanlık lağvedildi, Veliefendi Hipodromu’nda Başbakanlık Koşusu yapıldı iyi mi… Başbakanlığın lağvedildiğini yarış atlarına söylemeyi unutmuşlar demek ki.
Yüksek Askeri Şura’dan ordu komutanları çıkarıldı, onların yerine damat sokuldu. Kayınpeder zaten mareşal olduğu için, sorun olmadı.
Adnan Oktar’la kedicikleri tutuklandı, memlekette rejim değişmişken herkes unuttu, en çok okunan ve konuşulan mevzu bu oldu.
Habire umreye gidip kutsal topraklardan ihramla reklam yapan, asrın liderimizin iftarlarında ezan okuyan, edep timsali mütedeyyin popçu Mustafa Ceceli, elalemin yatak odasında çekilmiş gizli kamera kayıtlarını mahkemeye verdi.
Diyanet’in “aile” dergisinde izah edildi… “Dünyayı kendi etrafında ve yörüngesinde melekler döndürüyor, melekler elektrik gibi, kar tanelerini melekler taşıyor, kar taneleri bu sayede birbirlerine değmeden yere kadar iniyor” denildi.
İstanbul’da ekmeğe zam yapıldı, zammı halka duyurmak yasaklandı.
Gene bedelli çıkarıldı.
Sayın hükümetimiz Amerikalı papaz meselesini yüzüne gözüne bulaştırdı, Beyaz Saray misilleme olarak adalet bakanımızla içişleri bakanımızı kara listeye aldı, Trump bizzat açıklama yaptı, “bırakın yoksa oyarım” demeye getirdi, rezil-i rüsva olduk, sayın hükümetimiz sayın ahalimize çaktırmadan, gargaraya getirerek bırakmanın yollarını arıyor.
Doların yuları koptu, 7.5 lirayı geçti, 6 liraya bile herkes “hamdolsun şükür” diyor.
Asrın liderimiz “milletime sesleniyorum, yastık altındaki dövizleri çıkartın, getirin Türk Lirası’na dönüştürün, yerli ve milli duruşunuzu gösterin” dedi.
Asrın liderimizin milleti bankaya koştu, Türk liralarını dolar’a çevirdi, yastık altına koydu.
Asrın liderimiz plağı değiştirdi, “onların doları varsa, bizim Allahımız var” dedi.
Yandaş medya “ABD’yi Türk Lirası korkusu sardı, Amerikan ekonomisi çöküyor, vatandaşın dolar bozdurmaya koşturması dünyada para birimi sisteminin değişmesine neden olabilir” şeklinde haberler yaptı!
Asrın liderimiz “Amerika’nın ürünlerine boykot uygulayacağız, onların iPhone’u varsa, öbür tarafta Samsung var” dedi. Elalemin malıyla elalemin malına boykot uygulayan tarihteki ilk asrın lideri oldu.
Kredi derecelendirme kuruluşları Moody’s, Standard&Poor’s ve Fitch notumuzu düşürdü, sayın ahalimiz doları düşürmek için twitter’da dua zinciri kurdu, yağmur duası gibi dolar düşürme duasına çıktı.
Asrın liderimiz Ahlat’a saray yaptıracağını, 10 dönüm üzerine kurulacağını, 1071 metrekare olacağını açıkladı.
Sayın ahalimiz internete koşup Ahlat’ın nerede olduğuna baktı.
Asrın liderimizin “tıpkı kuvayı milliye gibi sivil oluşumdur” dediği özgür suriye ordusu, dolar uçtuğu için, maaşlarını Türk Lirası olarak değil Suriye Poundu olarak almak istediklerini açıkladı!
Yıllardır “cehape’nin il başkanları valiydi, bunların cemaziyelevvelleri işte bu” deniyordu, yönetmelik değiştirildi, valiler ve kaymakamlar asrın liderimizin temsilcisi yapıldı.
Türk Telekom’u Lübnanlı’ya vermişlerdi, beş kuruş ödemedi, vergi de ödemedi, üstüne 4.7 milyar dolar borç aldı, Türk Telekom’un kablolarına kadar malını mülkünü sattı, 15 milyar dolar hortumladı, pırrrr… Tarih böyle soygun görmedi.
191 aydır tek başına ülkeyi yöneten asrın liderimiz “ekonomiyi iki aya kalmaz toparlarız” dedi.
Saray’ın 30 ağustos resepsiyonunda yerli ve milli mönü vardı… Chia tohumu eşliğinde ejder meyveli smoothie, liçi meyvesi eşliğinde efuli, starex meyvesi eşliğinde aloevera, pataşur içinde çerkez tavuğu, zencefilli somonlu suşi, tartalet içinde humus, susamlı levrek simidi.
95 liraya satılan bir çuval beyaz ekmeklik un 175 liraya fırladı, artışı frenleyebilmek için un ihracatı durduruldu.
Sayıştay raporuna göre Saray’da günde 1.8 milyon lira harcandığı ortaya çıktı. Her gün 1.8 milyon lira… Muhtar şakşaklama filan gibi ağırlama giderlerine bir yılda 36 milyon lira harcandığı ortaya çıktı.
Brezilya’dan ithal edilen sığırlarda şarbon çıktı.
Sayın ahalimizin hapiste zannettiği hayırsever Rıza bey, New York’ta Nobu restoranda suşi yerken fotoğraflandı.
Ebru Gündeş hayırsever Rıza beyin yanına giderken, VIP’ten geçti.
Her konuşmasına “şu fakir kardeşiniz” diye başlayan asrın liderimize 500 milyon dolarlık, iki katlı, asansörlü Boeing 747-8 alındığı ortaya çıktı. “Para ödemedik, Katar emiri hediye etti” denildi. Bu uçak ABD Başkanı’nda bile yok, Air Force One bile bu uçağın alt modeli.
Akp zenginleri yurtdışına kaçmaya başladı.
Merkez Bankası faizleri uçurdu, Arjantin ve Surinam’ın peşinden dünyanın en yüksek faizini veren üçüncü ülke olduk.
Üçüncü havalimanı inşaatında çalışan işçiler, köle düzenini protesto etmeye kalktı, biber gazı sıkıp döve döve tutukladılar.
Bizimkiler üçüncü havalimanını 35 milyar dolara yaparken, bizimkinden daha büyük olan Çin’deki Daxing havalimanının 12 milyar dolara yapıldığı ortaya çıktı.
Bütün bankaları sattılar, elimizde avucumuzda kala kala İş Bankası kaldı, asrın liderimiz “İş Bankası hisseleri hazine” filan demeye başladı.
Asrın liderimizin bir numaralı arkadaşı, sosyalist ayaklarına yatan Venezuela diktatörü Maduro, özel uçağıyla Çin’den dönerken iki saatliğine İstanbul’a uğradı, Nusret’te et ziyafeti çekti, pek keyiflendi, adının yazılı olduğu purolardan tüttürdü. Ülkesine dönünce basın toplantısı yaptı, Nusret’in tuz dökme hareketini gösterdi, “Osmanlı’dan kalma 700 yıllık eserlerin bulunduğu müzeyi gezdim, sultan tahtına oturdum, bana orada Sultan Maduro diyorlar” dedi.
Asrın liderimiz “kriz mriz filan, sakın ha bunlara aldırmayın, bizde kriz filan yok, bunların hepsi manipülasyon” dedi.
Atatürk hakkında “kimse Türk, Atatürk demesin, orijinali Yunan” diyen Akp gençlik kolları başkanı “beraat” etti, düşünce özgürlüğü kapsamına sokuldu.
Chp milletvekili Enis Berberoğlu 16 ay hapis yatırıldı, lütfedilip bırakıldı.
Asrın damadımız Yeni Ekonomi Programı’nı açıkladı, ağlanacak halimize güldük, mizah dergilerine kapak konusu oldu.
Yeni Ekonomi Programı’nın açıklandığı saatlerde… 45 yaşındaki işsiz baba, okulun istediği pantolonu oğluna alamadı, akşam eve gelince eşine ağlaya ağlaya “çocuğuma pantolon bile alamıyorsam niye yaşıyorum” dedi, banyoda kendini astı, cebinden 20 lira çıktı.
Marketteki gerçek enflasyon yüzde 110’u geçmişken…
Sayın hükümetimiz enflasyonun taş çatlasın yüzde 18 olduğunu açıkladı.
Memlekette adalet olmadığı için boş vakitlerinde hobi olarak ekonomiyle uğraşan adalet bakanımız “ekonomide yaşanan sıkıntılar psikolojik” dedi.
Asrın liderimiz habire “beraber yürüdük biz bu yollarda” diyor. “Durmak yok yola devam” diyor. Ama, memleketin en önemli ayakkabı firmaları konkordato ilan etti. Beraber yürüyecek “ayakkabı” kalmadı.
Şirketlerden vazgeçtik, vatandaşlar tek tek konkordato ilan etmeye başladı.
2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’na aday olduk, alamadık. Asrın liderimiz “çok önemsemedim, masraftan kurtulduk” dedi. 2004, 2008, 2012, 2016, 2020 olimpiyatına aday olup alamadığımıza göre, 2008, 2012, 2016, 2020, 2024 Avrupa şampiyonasına aday olup alamadığımıza göre, acayip kazançlıyız yani!
Sayın ahalimiz tarafından milletvekili bile seçilen Jet Fadıl’ın öz dayısını bile dolandırdığı ortaya çıktı.
Tarım bakanımız “zaman zaman Yunan adalarına gidip Girit zeytinyağı alıyorum, kahvaltıda yiyorum ve mutlu oluyorum” dedi. Hiç kimse çıkıp “kardeşim o kadar mutlu oluyorsan git o zaman Yunanistan’a tarım bakanı ol” demedi.
Doğalgaza elektriğe son iki ayda üçüncü defa zam yapıldı, bizim basın yazmadı, Reuters duyurdu.
Tbmm’deki bakanlar kurulu koltukları söküldü, depoya kaldırıldı, bakanlarımız meclis açılışını misafir olarak seyretti.
Nazlı Ilıcak’la Altan biraderlere müebbet verildi.
Asrın liderimiz “eyy Almanya Naziler” filan diye esip gürlüyordu, Almanya’ya gitti, Almanca konuştu, “bizim sevgimiz sarsılmayacak kadar köklüdür” dedi.
“Eyy Amerika” falan deniyordu, “Amerika bize ekonomik savaş açtı” deniyordu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ekonomisi komple Amerikalı McKinsey’e teslim edildi.
★
Dün 100’üncü gündü.
★
Şahane çağ atladık değil mi?
★
Herhangi bir ülkede 100 yılda bile yaşanmayacak hadiseler 100 günde yaşandı… 200’ü düşün gari.
https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/yilmaz-ozdil/100-gun-2661148/?utm_source=yazarlar&utm_campaign=diger_yazilar&utm_medium=diger
Günaydın hatun
Ya kadın…
Yaptıklarını ne çabuk unuttun?
Yalanlarını…
Ben seni hiç af edebilir miyim?
😊
Af etmek başka sevmek başka…
Kafa dengi olmak…
Kendine iyi bak!