Kafayı dağıtmak için KADIN ile uğraşıyorum

Evet…
Bu bir gerçek…
Kadın benim için sadece yatağımın, kalbimin bir süsü değildir…
Kolumda bir biblo…
Hani…
İnsan bulabilirse dengini dünyanın en güzeli…
Sana dost, sana yâr, sana el, kol, ayak ve sen SON tahlilde sana destek…
Güveneceğin…
Sonsuz bir güven ile sarılıp sıcaklığını his edebileceğin bir can.

Mezarcı geldi…
Gülün yansıra Oma’nın en sevdiği nilüferdi…
Yok nereden bulacağım ki?
Hele en kısa süre içeresinde, kadıncağız bugün “hazır edilecek”
O sürekli üşüyen insan, tir titreyen can buzdolabında!!!

Ya bu hayat dediğin ne biçim bir şey?
Kimine kavun kimine kelek…
Hanımla gittik bu sabah evine, geçenlerde kuzeni ile, eski >>> aile albümünü <<< benden istedi…
En doğal hakki…
Al dedim götür, almadı…
“Konu komşu görürse” dedi…
Dedim AL!!! Sorumluluğu ben üzerime alıyorum, s.kerim laf söyleyenin bir tarafını…
Almadı, çekindi…
İnsan…
Can da olsan, mesuliyetini bile alsan…
ÖLÜMDEN ÖTE…
Yine insan, korkan, aciz bir varlık. Benim korktuğum gibi…
Emanete nasıl ihanet ederim?

Mahkemeden celp geçekmiş, bildiri…
Ondan sonra istediğim gibi hareket edebilirmişim, öyle dedi mezarcı kız…
AMA…
Fotoğraf bunlar ya fotoğraf, HATIRA…
Yok işte, iğne bile olsa değerli…
Oma’dan izin almıştım, dükkânı kapadım ya…
Bodrum dolu benim eşya, gerçi ispatlayabilirim AMA mal peşinde değilim ki…
Can gitti…
Can!

Allah var yukarıda, çok kızıyordum, küfür bile ettim, çok bıktırmıştı…
Ama yürek sevdi…
Ve giden gidiyor, gelmiyor bir daha geriye!

Oturma odasında…
Plastikten nilüfer…
Rengarenk, onları koyacağız tabut içine!

Bak Fransa, daha doğrusu Paris tepemi attırma

Kilitleyiveririm seni, göremezsin bir daha beni…
Yapma hemi, delirtme beni…
Canim zaten burnumda, isyan etmenin eşiğinde fıttırtma çeyreği.

Bak istatistikler ki hilesiz, 43’ü gösteriyor, fırsat olsa da yazabilsem yazmak istediklerimi!


Bekliyorum 19:30’u…
Gideceğim hırsımı nişan tahtasından alacağım!

Eyvah eyvah hatun, görüyor musun?
Yine bir sürü yazım hatası, inan…
Gerçekten çok yordu!

Riya

Kimse kimse için iyi de diyemez kötü de…
Girmedikten sonra içine, yaşamadıktan sonra onunla…
Bileceksin kardeşim bileceksin ve illa anlayacaksın.

Doktordan geliyorum…
Reçetelerimi aldım, sabahki insan uçmuş yerine bir başkası gelmiş…
YOK…
Eskisi gibi yine de değil!

İki gidiş arasında, İsviçreliler gitti ona…
Anlatmıştım ya…
Allah cümlemize böyle ölüm nasip etsin, uyuyarak terk etti bu dünyayı Oma…
Tabiiii…
Doktor mu doktor, yaş var mı? Var! Ameliyat oldu mu? Oldu…
Belki boğuldu???
Akciğerlerin su toplaması, bende sürekli bir tehdit…
Kim sorumlu?
Önder(!)

Yine anlatmıştım, hastane doktoru demişti…
“Hiçbir sebep yokken vefat etti!”
Ben dedim inanmadı doktor, ille başkası söyleyecek…
Ayni şeyi onlara da söyledi hastane doktoru, ayni şeyleri, benim ona dediklerimi.

Çok şeye katlanabiliyorum, tahammül ediyorum, etmeye çalışıyorum…
Ama kabullenemediğim şey iki yüzlülük…
Önemli olanı anlamamak…
Sözüme güvensizlik…
Ya onun bile bir önemi yok, sen bunca yıl içinde hiç mi tanımadın beni?
Bunca yaptıklarından sonra ya kal ayni veya hiç yapma yaptıklarını…
Hiçbir şey olmamış gibi(!)
En kısa zamanda değiştireceğim bu doktoru, en kısa zamanda.

Gittik mezarcıya, birçok kararı onlara verdirdim…
Kuzenine…
Ne de olsa 99 köşe bile olsa gerçek akraba, sadece iki daha doğrusu üç isteğim oldu…
Gerek olmasa bile yıkamalarını, tanrı önüne temiz çıksın…
Bir…
Mümkün olan en kısa zamanda defni…
İki…
Üç bende kalsın. Örf ve adetler, yöre yöre, ülke ülke değişiyor…
İki hafta kadar tutacaklardı kadını…
Onlara göre caiz olsa bile bana göre değil, insan gitmeli, girmeli gireceği yere.

Uzun lafın kısası, Oma başıma çok büyük işler açtı…
En çok üzüldüğüm nedir biliyor musunuz?
Ölümün bile ticaret olması!

Gözler kanacağı

Kaldırmıyor beyin, kaldırmıyor beden. Nasıl yorgunum yatsam uyuyacağım…
Ki…
Daha bismillah dedik, Dosya kayıp, banka hesabında AYRILMIŞ olan para “sihirli eller ile” genel hesap olmuş. Defin parası, kefen parası anlayacağınız…
10 – 15 bin Euro…
Evet, Almanya’da çok pahalı bir şey ölmek…
Kentten kente değişiyor, bizde 30 sene. 30 sene sonra çık topraktan ödemezsen para…
ÖLÜMÜN TICARETI(!)
Ya elde avuçta olmasa?

Yok para duruyor, bu sabah öğrendim, yıllardan beri özel hesaptaydı ve mezarcı doğrudan bu hesabın sahibiydi. Gittim bankaya belki oradan öğrenirim hesap sahibinin ismini…
Ya anlatsam KIMSE INANMAZ, kriminal romanlarına konu olur…
Bilal oğlandan beter, hani kaçtı ya İtalya’ya…
Para duruyor durduğu yerde mevzuat değişmiş, nasıl olduysa?

Bekliyorum ikiyi, kısa bir kahve nefesi…
Ah Omacık
Ödün, hala koşturuyorsun Önder’i!

Allah günahlarını af etsin, mekânın cennet olsun…
Tüm ölmüşlerin…
Tesadüfe bak, benim evlat bugün aramış bir kızı, eski sınıf arkadaşı…
Manyak mı ararsın dünyada?
Şiddete uzmanlaşmış psikolog mesela, bu kızda mezarcı olmuş…
VE…
Kadıncağız bu kızla sözleşme yapmış. Şimdi telefon etti, 10.04.2018 saat 14’de

Doktor

Gittim bu sabah haber vermeye, kendime ilaç yazdırmaya…
Allah’ımmmm…
Sanki Oma’nin gırtlağına ben sarılmış, öldürmüşüm…
Allah şahidim…
Ne surat ne kinaye…
KORKUYORUM, çok korkuyorum!

Dükkân sahibiyiz…
Küçücük yer…
Ne istiyor bu kadın benden???

Çıkacağım şimdi yine, 11’de randevu…
Mezarcı, papaz, elektrik, su bilmem ne bilmem ne…
Kim gömecekmiş diye sordu…
Bilmiyorum dedim, dosya kayıp…
NASIL BILMEZMIŞIM…
Ya kadın sen benim doktorum değil misin, sen benim halimi, dertlerimi bilmiyor musun?
ÖLDÜRECEK BENI…
Diri diri mezara koydu!

İyi geceler kadın

İhtiyacım var cana…
Cana canan olana…
Kırık kalbime merhem, yatağıma ateş…
Gülmeyen yüzümün tebessümü…
Aklımın dengi…
Biliyor musun?
Sen hayatıma giren sadece herhangi bir kadın değilsin…
Uçursam seni bu şarkı eşliğinde, kessem ayaklarını yerden…
Gelsek yanak yanağa…
Sen benim, ben senin sıcaklığını his etsek, kenetlense eller birbirine…
Çok bıktım kaybetmekten, çok bıktım…
İnsan kaybetmekten çok bıktım.


dinle

la havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim

Yeni geldim, daha şimdi…
Bu hafta tam bir kâbus olacak benim için…
Uyuşturucuya, ağrı kesiciye kuvvet…
Tabii önce Allah. Katolik inançlara göre üçüncü gün defin işlemi yapılırmış…
!???
Bilmiyorum ki hiç bir şey bilmiyorum…
Hayat…
Daha neler öğreteceksin?
Allah’ım sen beterinden koru, koru Allah’ım cümlemizi!

In vitro fertilizasyon’u

Perşembe sabahı…
Ama nasıl bir ses, nasıl yakından, kulağımın dibinden gelen, gür, gür…
Beynimin içinde yakalanıyor sanki…
Yokkk…
Ne televizyon açık ne bilgisayar veya radyo…
Cebimde var, kitabı, ses kayıtları ama cepte değil…
Allahu Ekber…
Bu sesleniş ile uyandım.

Bir zihin oyunu, bir tesadüf?

Neden perşembe?
Doktor gidecek kendi akrabasına…
İyi ama uyanmanın, uyarının, malum olmanın binlerce, milyonlarca, milyarlarca şekli varken NEDEN…
Allahu Ekber???

In vitro fertilizyonu…
Cam fanus içinde döllendirme, bir nevi suni döllendirmede diyebiliriz…
Doğal yollardan olmayan(!)

Bu yazı bir tokattır anlamayana, anlamayacak olana, hiç bir zaman anlamayacak olana…
Israil ile başlayalım…
Yanlışsınız arkadaşlar yanlış…
Yerinde ve zamanında paylaşmasını bilmeyen sonunda ya yalnız kalır veya elindekini de kaybeder…
Yine arşivlerim meydanda, yazmışımdır iki cambaz oynamaz bir ipte diye AMA iki ayrı ipte pekâlâ oynayabilir. Devlet…
Şirket yönetildiği gibi yönetilmez veya devlet dediğin bir kabile, bir bakkal dükkânı değildir…
Köşedeki…
Kenefe bırak kalfayı, çırak bile olamayacak bir yaratığı getirirsen başa…
Ebette başa gelmeyen kalmaz demedim mi?

İnsan ve halleri…
Çeşitleri, cinsi, cinsleri ve ruh halleri…
Sadece…
Bir dili anlamak ile bir insanın dediğini anladınız sanmayın, değerlendiremezseniz, görmez veya gördüğünüz halde anlamasanız vücut dilini.
Tabii ki bilincindeyim, farkındayım gün veya günler içeresinde edindiğim izlenimlerin gece…
Uyurken, “dinlenirken” işleme konduğunun…
Beyin dediğin, kalp gibi…
Duru durağı yok onların. Yine bilmez miyim Carl Friedrich Jung ve çalışmalarını?
Siegmund Freud gibi biri…
Ne dedim hep, diyorum?
EGITTILER BENI!

Anlatmışımdır, kısaca değindim di…
Ayna Nöronları (Spiegel Neuronen), psikolojide var diğer alanlarda da simülasyonları, burada psikolojik bağlamda psikolojik simülasyon işlemlerini…
VE belki daha da önemlisi simülasyon süreci…
Yine ÖZELLIKLE eğitmediler mi beni HypnoTalk’da. Kullanmadım mi ben bu yöntemleri kadında?

😊

Almancan varsa, baka pazarlama AMA teknikler ayni!???

Duygu sömürüsü demek istemem, duygusal, emisyonal manipülasyon…
Kısacası…
İnsan isterse, bilirse bilmeyeni öyle bir yönetip, yönleridir ki…
Bilinçaltı ile O insan olur diğerinin >>> kölesi <<<!!!

Ben bunların farkındayım, bilincinde…
AMA…
Gazeteciler dahil, kimseden okumadım, görmedim, işitmedim uyarsınlar insanları…
Dikkat çeksinler yöntemlere…
BILINÇLENDIRSINLER!

Devam edecek…


YOK olmuyor…
Yoğunlaşamıyorum aklim Oma’da. ALLAH…
Allah cümlemize vaktinde, saatinde ölümü nasip etsin. Ne çekelim…
Ne çektirelim!

Belki inanmayacaksınız bana, yok kan bağım ama hem kadına ALIŞTIK…
Tüm aile ya tüm aile, oldu bizden biri…
Hem görseniz bebekten beter…
İki gün öncesi gittim boynu bükük, gerçekten boynu bükük…
Benim de kafam çalışmadı, yedirdim içirdim, nasıl açıyorum biliyor musunuz haline?
ULAN HAVAN, kadının kafasını düzeltsene…
İçim çiz ediyor, neden sonra farkına vardım, soktum elimi başının altına, düzeltim kendisini…
Oma, böyle daha mı iyi?
“Daha iyi!”

Yok…
Ya benim gibi kafası çalışmadı, çalışmıyor düzeltsin kendini…
VEYA…
Gücü yok!?

Sözde özel sigortalı, geceliğinin üstüne içecek dökmüş, giydirmişler hastane önlüğü…
Bayramları, önemli ve büyük bayramlarından. Ya gecelik dolu giydirsenize kadını temiz pak…
Ben “dokunmaya korkuyorum”, her taraf hortum, ihtiyar, cani yanıyor…
Kaldi kiiii…
Çeyrek meyrek, hala bir şekilde erkek…
Evet, kari – koca, iki sevgili bilir birbirinin her türlü halini…
Karşımda kadın…
Anlattım ya geçenlerde yaşadıklarımı, utanıyorum kardeşim utanıyorum…
Gittim ama nasıl şikâyet, sanki dünya battı altında kaldı…
Ben sanıyorum kadını bağladılar yatağa ki DOGRU olan bu, ya yeni ameliyatlı, yakaladım ayakta, bacak kirik, zangır zangır titriyordu…
Dedim Oma şikâyet etme, kendi suçun. Susmayınca gittim hemşirelerin yanına…
Dedim böyle bölye…
Dediler:
“Bacaktaki yara akıyor, kapanmıyor. Altına yapıyor, giydirdik ona göre don”
Anlattım…
Anlamıyor!

Kafa almıyor, algılamıyor…
Hastaneden nasıl kaçtım bilemezsiniz…
Üzülüyorum, sadece üzülüyorum…
Elimden hiçbir şey gelmiyor!

Yorganı kaldırmadım bakayım altına, utanıyorum, utanıyorum!

Anneme anlattım durumu, dedi “Önder, kızma oğlum. O yetmişi gördü bizler yüzü görmedik”
Kızmıyorum, üzülüyorum. Kendimi çok çaresiz his ediyorum. Başladı anlatmaya…
Hani bende anlattım vardı bir ninemiz, yüz küsur yaşında, geçenlerde anlatmıştım…
BILMIYORDUM…
Bugün öğrendim.
Girmiş rahmetli yüzüne, O sene bir gece kaybolmuş…
TÜM KÖY ayakta, arıyorlar harıl harıl…
Yok…
Yer yarıldı yerin dibine girdi…
Elde fenerler, lambalar, meşaleler…
Neden sonra…
Kimsenin aklına gelmemiş oraya bakmak, metruk bina, yıkıldı yıkılacak…
Babasının evi, çocukluğu…
Sarılmış ağca öyle evlerini izliyormuş!

Aslında bu yazım başladığım ama BITIREMEDIGIM >>> popülizm <<< makalesinin devamı niteliğinde…
Burada sadece kişiselleştiriyorum yöntemi…
Ama teknik ayni yani etki…
VE BEKLENEN TEPKI KESIN NETICELI!

Yok kardeşim yok, eğer farkında değilsen veya hemen anlamazsan olanı vereceğin tepki, etkileyenin beklediği doğrultuda olacaktır. Bu tür yöntemler doğrudan insan bilinçaltına hitap etmekte olup senin, insanın karşı koyması mümkün olmayan yöntemlerdir. Mesela reklamlarda BILINÇLI bir şekilde yerleştirilen “bir, iki” resimlik kareler ki söyle anlatmış olayım…
İnsan gözü 16 ile 24 resmi bir saniyede “algılayabiliyor” bu sayının içine bir, iki, üç yerleştirilen resim ki sana filim…
Doğrudan bilinçaltın tarafından algılanır. Ayni yöntemler müzik parçaları içinde kullanılır.
HypnoTalk özellikle bireysel sohbetlerde etkili olacağı gibi…
Kitlesel…
“Hipnoz” etkisi de yapabilir. DIKKAT edin…
Pezevengin…
Çok kullandığı bir yöntemdir, parmağı ile KENDINI GÖSTERIR…
Siz, veya çoğunuz bunu DOGRUDAN algılamaz, bundan sonra onu haberlerde falan izlemek zorunda kalırsanız bu hareketine dikkat ediniz lütfen.

Peki…
Bu hareketi sizlerde ne gibi bir etki yapıyor…
Mesela Afrin meselesindeki konuşmalarını izleyin, en son orada yaptı…
Afrini anlatırken, işte şöyle böyle, ÖSO…
Mehmetçik falan…
ZAFER…
Parmaklar doğrudan kendini gösterdi…
YANI…
BEN YAPTIM OLDU(!)

Sen mi yaptın “o.rospunun dölü”, sen mi gittin çatıştın, ÖLDÜN???
İnsan…
Anası soğan, babası sarımsak…
Çıktığı “şalvarı” unutuverir…
HEPIMIZ ÖYLEYIZ, HEPIMIZ!!!

Kendinden öncekini beğenmez…
“Onun”
En azından onun kadar zeki, bilgili, deneyimli olduğunu kabul etmek istemez…
Daha çok örnek vereceğim, yılların hatırlı okuyucuları mesela diyebilir bu çeyrek…
Bir iki istinsah dışında eskiden silahtan falan bahis etmezdi…
Halbuki silah, kadın, aile, çocuk hep hayatimin bir parçasıydı, bilişim gibi…
Herkesin ama herkesin anlayabileceği bir örnek olacak…
Makinalı tüfek mesela…
Bu tabiri kullandığımda hepinizin hafızasında bir mana, bir resim belirdi…
BILIYORUM YA EMINIM böyle olduğuna…
Pekiii…
“Makinalı tüfek” gerçekten çağımızın icadı mi?
HAYIR!

Bilim kimi bulgular doğrultusunda iddialı…
İnsanlık yaklaşık on bin seneden beri savaşıyor, birbirini öldürüyor…

(unutma emi, bugünün insani, şekli – şemalı yaklaşık 40 bin sene önce ortaya çıktı. Cro-Magnon insani)

Eskiden, çok eskiden sadece avlanmak için kullanılan “cihazların” hemcinslerini öldürmeye de yarayacağını kesif etti.
Ok ve yay icat olundu, şekilleri…
Mesela İngilizlerin çok etkili silahı, bir ağaç türünü tükettiler neredeyse…
Neredeyse 2m varan bir yay, FELAKET ETKILI…
TERSI…
Moğolların yayları ama neredeyse İngiliz kadar etkili, AT VE YAYLARI sayesinde oldular başarılı…
Çinliler icat etti…
IÖ. 181- 234 yıllarında, yani bundan iki bin iki yüz sene önce…
Chu-ko-nu’yu…
Otomatik ok ve yay sistemini, bireysel kardeşim bireysel…
Her bir askerin elinde, otomatik yağdırıyorlardı okları düşman üzerine.

Bugünlerde…
Dakikada yine bireysel 800 – 900 mermi atan silahlar mi istersin…
YOKSA…
Ağır silah niteliğinde 1 milyon, tekrar…
BIR MILYON mermi atan sistemleri mi?
Evet…
İnsan özünü inkâr etmeyecek ister güncel ister eski insan diyerek kendini onlardan üstün görmeyecek. Aslında…
Biraz sert olacak ama çıktığı deliği unutmayacak!

Bilmiyorum izledin mi, evet sözüm sana kadın…
Tesla’yı izledin mi, sizler, Almanca bilenler izlediniz mi…
Yok uzaylılar tarafından yönlendirilmiş, keza eski Mısırlılar…
Veya Nostradamus…
Kehanetleri, peki 2000 küsur sene önce eski Yunan’ı ne etmeli?
Atom ’un varlığı, Higgs bozonu, varlığı sonunda bilemce ispat edildi…
Neden hor görür insan, insani?
Beğenmez evvelsini, sanır BEN YAPARIM DAHA IYISINI?!
Neden?


Gitmem lazım, yıkanayım, giyineyim…
İnsanlar gelir…
Vakit ayırabildiğimde devam, SÖZ

Devam edecek…