Washington üniversitesi ve Macron

Gençler…
Bilmem dikkatinizi çekti mi?
Öyle veya böyle önemli bir Avrupa ülkesinin başı mi?
Başı!

Ne demişti üniversite öğrencileri karşısında?
Harfi harfine veremesem bile, anlam itibarıyla böyle…
“Hiç bir siyasi sistem yoktur ki sorgulanmasın, sorgulanamasın… Her şey sizlerin elinde…”

Çocuklar…
Okumuş, diplomalı cahil olmayın…
Çok gördüm, çok oturdum böyle insanlar karşısında…
Entel, dantel olmayın…
Birer gerçek entelektüelseniz, tabii ki önce can sonra canan AMA…
Topluma, size…
EVET, sizlere okuma fırsatı veren topluma karşı sorumluluğunuzu unutmayın…
Yok…
Ne ana ne baba ne başka birisi sizleri okuttu ne kendiniz…
Bu fırsatı sizlere sunan ama iyi ama kötü kurulu bir düzendir, bunu unutma!

Demokrasi…
İyi güzel de…
İstikbali cahil – cühelaya bırakma…
Bir çoban ile sizler arasında > fark < var, bunu da unutma…
Yozlaştı insan, yozlaştı toplum…
Durumu düzetmek, iyi kötü düzeni yeniden inşa etmek sizlerin elinde.

Eyyy Tayyip bu cumhuriyeti yıkamayacaksın

Türkiye Cumhuriyeti’nin, Cumhuriyet gazetesi…
Evet, eskiden…
Çok eskiden Milliyetin yani sıra okuduğum gazete…
Uzun seneler oluyor ne birini ne ötekini alıyorum, açım, kızıl aç gerçek ve dürüst bilgiye.

Sennn…
İstediğin kadar gerçekleri bük, istediğin kadar gizlemeye çalış…
Her zaman birisi çıkacak ve gerçekleri haykıracak…
Sen istediğin kadar baskı uygula, insan dayanıklı…
Hele kadın, hele kadın…
Sen yaptıklarının hesabını nasıl vereceksin, dünyada nereye kaçacaksın, gizleneceksin…
Çete başı sen nasıl hesap vereceksin?
Onu düşün!

BOKU yedin Tayyip, faiz yükseldi

Piççç…
Adi piç, hırsız seni…
Sen kim devlet yönetmek kim?

***
“Azerbaycan ziyareti!?”
Dikkat etmeli…
Diyelim ki seçimleri kaybetti…
Öyle ağır bir yük bekliyor ki, hesap…
Hesap sorulmalı, inşallah sorulacak!
***

Pilotprojekt: Finnland beendet Grundeinkommen-Experiment – und testet lieber eine andere Idee

İlgi ile izlemiştim…
Süperiz olmadı, herkes biz değil, HAYVAN GIBI ÇALIŞIN…
Evet, HAYVAN…
Yok farkımız, ne tatil biliriz ve hafta sonu. Yeter ki ele güne muhtaç olmayalım…
Kim olursa olsun, devlet bile olsa avuç açmayalım!!!

Bu veya buna benzer bir beklettim vardı…
Neden mi?
😊
Kardeşim, güzel kardeşim sende benim gibi düz hesap 50 senedir Almanya’da yaşayıp…
Sosyal kurumlardan, kira yardımı, giyim yardımı, destek alan…
AMA altında son model Mercedes ile gezen tipleri görüp, yaşasaydın benim yaşadıklarımı…
Sende ayni sonuca varırdın.

Üç sayfanın üçünü de oku

Aydınlık gazetesi

Nasıl ki yandaş – yoldaş basından imtina ediyorsam…
Bilgi edinebileceğim bir imkân olsa Sözcü’den hele Aydınlık’tan iyice uzak duracağım.

Perinçek ailesi…
Şüphesiz Türk solunun ağır toplarından VE vatana hizmetleri yadsınamaz, tartışılamaz…
AMA…
Beni iter uçlar, hele aşırısı tiksindirme noktasına varır, vardırır.

Dün hadi dedim birde Aydınlık alayım, bu gazeteyi >>> evime sokmamın <<< nedeni…
Sözcü gibi SADECE kimi köşe yazarlarına verdiğim değerdendir…
Mesela Aydınlık’ta Sebahattin Önkibar veya Mustafa Mutlu bunların başında gelir…
Dün Sayın Önkibar bir yazı yazmış, “Erdoğan mı Gül mü?” diye…
Beni çok şaşırttınız Sayın Onkibar, her halde “eski MHP ’liginiz” öne çıktı yine…
“Tercihim Erdoğan” dediniz “Gül ise makber”

Zihniyet kardeşim zihniyet, ha Erdoğan ha Gül ha siz…
Üzüldüm…
Bunları kaleme alıp yazmamın nedeni…
Çocuklar, gençler…
Büyüklük…
Sarf edilen kelimelerle değil sarf edilen kelimelerin ardından gelen eylemlereler ölçülür…
Söz ve icraatın ahengidir…
Makam mevki değil, bu makam ve mevkiinin getirdiği sorumluluğu taşıyabilmek, hakkini vermektir…
Büyüklük yaşta değil baştadır…
Her insan yanılabilir, mesele göstermiş olduğu istikrardadır…
Bu zaman zarfında çok dikkatli izlenmeli, öze…
Ve söze dikkat edilmelidir. Biat değil çocuklar…
Herkes ve her şey sorgulanabilir olmalıdır, olacak…
EVET…
Tanrı bile, ciddi ciddi sorgula, öğren – öğret, düşün…
Aklına ve kalbine sor…
Dinle içinden gelen sese kulak ver…
Ben…
İşittim, “gördüm”, yaşadım…
VAR!

Deliriyor muyum yoksa insanlığımı mi yitirdim?

Kendimden korkmaya başladım…
Ben böyle değildim…
Yeminle…
Okudukça, izledikçe…
Kendimi “beter olun” demekten alamıyorum.

Okuyorum…
Pek sayın köşe yazarlarını, hep ayni terane…
Ayni nakarat…
Hele bugün Sayın Doğru turnayı gözünden vurdu(!)

Kiminde sevinç çığlıkları…
Kimisi çok hüzünlü…
Bence…
Doğrusu, ortası…
Dur hele bugün bir yarın iki…
Karşındaki ki MHP’si de buna dahil anadan dogma kahpenin teki…
Bunca sene içeresinde hiç mi ders almadınız, hiç mi izlemediniz, görmediniz…
Kamuoyu araştırmaları, osu busu lehte olsa bile…
Ulan…
Karşındaki kaşar, orospu, erkeğin orospusu, erkek değil ki!

Sen sen ol….
Tedbiri, dikkati elden bırakma…
Hazırlıklı ol, en beklenilmeyeni bekle…
Sırtından hançerleyecek seni!

Nadir toprak elementleri (Seltene Erden)

Yazmışımdır geçenlerde…
Artık…
Almanlar kendi topraklarında petrol arıyorlar.

Çağdaş teknolojinin olmazsa olmazı…
Nadir toprak elementleri…
Olmasa, cep yok, bilgisayar ekranı yok, yok Allah yok…
Çin…
“Tekel” bu element “zengini”
Düdüğü onlar çalıyor…
Artık Almanlar kendi topraklarında arar oldular.

Ülkemiz…
Allah her şey vermiş, var…
Bu bile var…
Kafa yok kafa!

Oku bak MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ne yazıyor…
Oku ULAN OKU…
Düşün, düşün ya düşün. Gör gerçekleri!

http://www.mta.gov.tr/v3.0/sayfalar/bilgi-merkezi/maden-serisi/dunyada_ve_turkiyede_nadir_toprak_elementleri.pdf