Müftü meselesi

Şark kurnazı ya…
Bildiğin şark kurnazı!

Affedersiniz, çok özür dileyerek adıyla sanıyla yazıyorum AMA…
Meselenin özü bu, az ve öz…
Sadece Türkiye için geçerli değil bu tespit, dünyanın hali!

Kim, kimi s.kerse!!!

Evet, aynen öyle…
İki dakika önce mesela mazot 1,09’sa iki dakika sonra 1,12 veya daha fazla olabiliyor…
Dün aldığın televizyon, çamaşır makinesi bugün fiyatı katlamışta olabilir mesela(!)
Neden, neden böyle? Hangi mantıksal gerekçe ile?

Ülkemizde…
2015 verilerine göre, 80000 üzerinde Camii var…
Yine yaklaşık 115000 üzerinde çalışanıyla birlikte…
Bayılmayıp görevi başında bulunan imam sayısı yaklaşık 75000.

Birlikte anımsayalım, 1926 yılında medeni kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte dini nikâhın yanında resmi nikah şartı da getirildi. Bence IKISIDE gerekli…
Belediye başkanı nikâhı kıyabildiği gibi…
Devlet memuru olma şartı ile bu görevi başka birisine de devir edebilir…
Yani…
Arz, talep meselesi. Talep fazla olursa belediye başkanı görevlendirme yapabilir(!)

AKP iktidarsızlığı süresinde yaklaşık iki milyon imam kazık, pardon imam hatipli yaratıldı!

Yine demokrasinin büyük sorunlarından birisi…
Seçilmişler ve atanmışlar meselesi…
Liyakata bakmaksızın, partili olmak yeterli.

Bir müftü…
Bakin gerçekten çok önemli bir görevi üstenmekte…
Bir müftü, bir “din bilgini”…
Fetva yetkisi olan…
Fıkıh gibi, yani dinimizde hak ve adalet mercii…
Bu gibi konularda yerel yöneticilere danışmanlık yapmakla görevli…
Bu insanların “nikah memuru” pozisyonunda ne işi var?
Imanların köküne kibrit suyu mu döküldü ki…
Bu gibi allame, ilgisiz konular ile görevlendirilmek isteniyorlar?
Bu lakaytlık, ukalalık ne?

Anglosaksonlar

Ve bu dil – kültür birliğine bağlı olanların Recep Tayyip gibi erkek müsveddeleri için kullandıkları bir kelime var, sayfalar dolusu izahı bir kelimeyle açıklıyorlar;
PUSSY…
Evet, bence bu yaratığı çok güzel tarif ediyor!

Hero meselesi

Ister full time, ister part time hero ol kardeşim…
Yanlışsın…
Türbanlı bacılarımın kamusal alanda, devlet dairelerinde ve hatta TBMM’de türban özgürlüğü gözetilirken sen nasıl hero t-shirt giyersin?
Bu nasıl bir terbiyesizlik, bu ne saygısızlık?

FIPS ve dijital kimlik üzerine

Süper bilgisayarlar, Cloud ve Internet çağında bile…
Şifrelemenin işe yaradığını biliyoruz, HAYIR sadece bilmekle kalmayıp EMINIZ bundan…
Nereden biliyor, nasıl bu denli emin olabiliyoruz peki?

Cevabı çok basit…
>>> Gerçekten <<< işe yarayan yazılımlar, ki çoğu ücretsizdi…
>>> Güvenli şifre oluşturma <<< yazılım ve online yine ücretsiz hizmet veren sitelerin bir bir kaybolmasından. Öyle ki hala hizmet veren siteler ancak 2048 Bite kadar şifre oluşturuyor…
İlke, ilk ve en önemli kanun şifrelemede…
Her tekrar “ölümcül” olabilir…
Hiç fark etmez simetrik veya asimetrik şifreleme olsun…
Kaliteli şifre ve gizlilik esas!!!

Asimetrik şifrelemede 3072 Bit altında kalan en kaliteli şifre bile “haybeye”
Microsoft ki…
Bu şirketle “büyüdüm” bu şirketin çoğu ürünlerini en az iyi derecede bildiğim iddiasındayım…
BitLocker bile hatırladığım kadarıyla en fazla 99 karakterden oluşan şifre kabul ediyor…
Office yazılımlarında “Backdoor” eksik etmiyor…
Bırak yazılımları bir tarafa Hardware, mesela printerler, yani yazıcılar bile bastıkları kâğıtlar üzerinde şifreli bir şekilde, gözle görülmeyecek şekilde “kimlik ibraz” ederken…
Önder neden Trump ile uğraşıyor?

Birçoğunuz kendinize sormuş olabilir bu herif durduk yere niye bu zibidiyle uğraşıyor diye…
Al O babası belli olmayanı vur Trump’a…
Aynı zihniyet kardeşim, ikizler sanki(!)

Aşağıda gördüğünüz o „sebze çorbası“ benim halka açık dijital kimliğimin bir kesiti…
Dijital kimlik nasıl oluşturulur, özellikle yazışmalarda neden önemlidir, kendimizi hem özelimizde hem bu zihniyet ile mücadelede nasıl koruruz…
Hepsi sırası geldikçe!

mQINBFluKF0BEADqwXUpkzgljs4blUIwBi4q+2tMmxk58KhjbxnOoBvm7SAPc24ro8o9TEQ13l6OahUhzBDJuppg1NL0qX19VqLasoZX9xMNWbfhU0c1qfiFvCJ6jy7+trfWwg0EG8iOQ5xEtIZumPZORuHHVLgf2yf5kHi/SSm4PXYQR5GM6icIVFBiSz5NfIt/1HQSORTtAYwwM1jb+Ghg4InYH4NA875rOo9QRtZqaZX+/myUGMLunaK2+km6Nys7DYXeve8n+njb838S64OWGLYxbQ7D/qu5ZOBPBP2IARUw/D3oGoa2bYBpTc2WEoQpltE4vYyaPJBwr/Jk54uiKB7FkIj2GQuJQImQiqVLXMvAj3VwsTbTYVYV4Cv8


Devam edecek…

Okçu balığı ve AKP seçmeninin anatomisi

En yakın deli doktoru nerede?
Ruh halimin vidaları gevşedi…
Acilen sıkılması lazım(!)

Havalar…
Dün yarı baygın şekilde yattım yuvarlandım, ani hava değişiklikleri çok kötü yapıyor beni…
Yeminle…
Çok bıktım.

Haliyle kafayı yiyen bir tek ben değilim, ülkemizin yarısına yakını bu halde…
En azından ama yüzde 30 ile 40 arası…
Kelebek…
Benim için zarafetin, güzelliğin, nezaketin, inceliğin, asaletin ve temizliğin bir simgesi…
Benzetirim kimi zaman hayalimdeki kadını bir kelebeğe…
Evet, kadın ve kelebek…
Kadın ve çiçek…
Kadın…
Ve mahremde, teninde sadece bir inci kolye(!)

Tırtılı bilirsiniz değil mi?
PSIKO…
Severim eski Yunanı, eski Arap’ı…
Düşünen, hayal edebilen ve hayalleri olan insanı!

Eski Yunan psiko kelimesiyle hem insanın ruhunu hem DIKKAT burası önemli…
Yeniden doğusu, bir yerde “ölümsüzlüğü” özdeşleştirirdi…
Aynen…
Yunancada, Psiko kelimesi iki anlam içinde kullanılmaktadır…
Hani tırtıl…
Fiziki bir halden ötekine geçiyor ya.

Bir “deli doktoru” insan ruhunu > tamir < ederek…
Hani nasıl ki, yamacı çırağı giyesiyi tamir eder ona yeni bir görünüm kazandırırsa…
“Deli doktoru da” insanın yeniden dogmasına VEYA ebediyen ölmesine vesile olabilir.

Balık için neler denilmiyor ki…
Özellikle yurdumuzda bir özdeyiş vardır:
“Balık hafızalı”
APTAL…
Balık ve balıkçı(!)

Her özdeyiş, özdeyiş olmayıp aptal deyişte olabilir…
Ayırmasını, ayıklamasını bilmeli…
Hani hep iddia ederim ya, Allah hepimize akıl vermiş, YOK fikir vermemiş…
Oku demiş…
Oku ki fikir oluşsun, bilginin olmadığı yerde fikir hiç oluşabilir mi?

Su…
Saydam, şeffaf…
Ve yine hep iddia ederim, insan ve beyni, insan ve gözleri…
Su ki cam gibi…
Her gördüğün, gördüğünü sandığın gördüğün gibi olmayabilir!!!

Ne demiştim?
Medeniyetin tanımı için?
Medeniyet bir yerde hesap, kitap işi…
Allah, yüce Mevla’m bilgeliği ile sadece insana hesap – kitap kabiliyeti vermemiş…
Bizler…
Okçu balığıysak eğer, AKP zihniyeti üç maymunu oynuyorlar…
Su ve kırılma…
Okçu balığı hayvanlar alemi içeresinde akademisyenlerden sayılıyor…
Fizik kurallarını hesaba katıyor, göze aldanmıyor…
Pruva karlı Friedrich’in sözleri gelir aklıma:

“Köpekler, insanoğlunun tüm güzel özelliklerine sahip olmakla birlikte hatalarından mahfuz (arınmış hal) olanlardır”

Tahmin bile edemeyeceğiniz kadar üzüldüm

Bir Oma’m var, yüzüne merdiven dayadı…
Yılların dostu, artık ailemden biri…
Dışarıya çıkararak yemeğe götürecektim, o kadar üzgün ve yorgun bir şekilde dedi ki…
“Halim yok”
Allah…
Ne çek ne çektir…
Üç gün yatak, dördüncü gün toprak…
Allah, cümlemize nasip etsin, gerçekten çok üzüldüm haline…
AMA yapabileceğim hiçbir şey yok, doktor, hastane de istemedi.

X5O!P%@AP[4\PZX54(P^)7CC)7}$EICAR-STANDARD-ANTIVIRUS-TEST-FILE!$H+H*

Namusum ve şerefim üzerine yemin ederim, herhangi bir TEHLIKE yok!

Güvenlik dediğin…
Çok basit, küçücük şeylerle de başlar, hani şeytan ayrıntıda gizlidir ya(!)

Hayatım virüslerle, maleware’ler ile, exploit’lerle geçti, geçiyor…
Yukarıda gördüğünüz dizin >>> zararsız <<< bir “virüs” imzasıdır…
NORMAL şartlarda, anti virüsünüz çalışıyorsa aşağıdaki like tıkladığınızda uyarması gerekir…
En geç ama dosyayı bilgisayarınıza kayıt etmeye kalktığınızda!

EICAR test file
EUROPEAN EXPERT GROUP FOR IT-SECURITY tarafından geliştirildi…
incele

Bilgisayar…
Hani kişisel bilgisayar diyoruz ya, insan gibi, “birey”, güncelleme durumu…
Kurumda yapılan hatalar veya değişiklikler, yüklenen yazılımlar ve benzeri…
Bilgisayara…
“Bireysellik” kazandırır.

indir

Bu adi yaratıklarla daha işimiz var, hazırlıklı olmak ise zafere giden yolun yarısı!

Çocuk gelin

Kiminize göre ayıp sayılacak şeyler…
Halbuki çok doğal…
Cinsellik…
Ayıp olsaydı Allah, yüce Mevla’m yaratır, izin verir miydi?
“Ayıba” ayıp katan insan(!)

Şahsıma yönelik sorulan bir soruya yanıttır bu makale…
Af edin, “açık açık” yazmak zorunda kaldım…
Doğal olanı(!)

Soruyla birlikte yanıtımı da bulabilirsiniz bu çalışmamda.


oku

Bebeler, kız çocukları, genç kızlar, kadınlar ve “koca karılar”

Haliyle…
Ben onlar değilim, yoksa bir doğa faciasını, Allah’ın Recep’e ve yandaşlarına karşı bir gazabı olarak yorumlamam lazımdı. Geçmiş olsun İstanbul halkına. Allah’a çok şükür validem, yeğenlerim sağ ve salim. Akrabalarda maddi hasarlar…
Cana gelmesinde, başa gelen mala gelsin. Allah cümlemizi beterinden korusun.

Pedofili…
Yani sübyancılık, oğlancılar, lezbiyenler veya homoseksüeller…
Ama ille pedofiller…
Siyaset ile uğraşan, insan psikolojisiyle, bilimsel veriler ışığında sosyolojiylede uğraşmalı bence. Benim bilişimci olmam, mesela kardeşimin bankacı olması bu gerçeği değiştirmez. Tamam, kardeş mesleği ile ilgili bu konularla uğraşmak zorunda, biraz da onun için yayınladım dün yayınladıklarımı. Psikoloji ve sosyoloji demişken, haberlerden duymuşsunuzdur mutlaka, Nüfus Kanunu değişti.
Siyasi açıdan türbanlı yosmalar…
Örneğin Merve Kavakçı…
Anadolu kadınını tüm bu yazdıklarımdan soyutlayarak yazacağım yazacaklarımı…
Çünkü Anadolu kadının böyle soytarılıklarla uğraşmaya ne vakti vardır, ne yüreği iman dolu buna izin verir!

Hep dediğimdir bir damla paçavra ayıp öretendir ama ne ahlak ne namus yerine geçebilir. Hepsi insan ruhunda, beynin kıvrımlarında, tabiatında saklıdır.
Yok…
Değil, suçu hep erkeklere atmayalım lütfen. Hanımlar…
Elinizi vicdanınıza koyarak okuyun lütfen şimdi gelecek olanları…
Arşivlerim meydanda, hep savunmuşumdur bu görüşümü, hatta uzunca bir makale yazmaya başlamıştım bu konuda, bitiremedim, sağlığım. Şark insanı…
Yaşam felsefesi garp insanına nazaran çok farklı AMA özellikle garp ve şark kadınını bir noktada buluşturan bir gerçek var, neden böyledir bu yaşıma gelmeme rağmen anlayabilmiş değilim.
Freud’un “kadınlar ne ister” sorusundan çok önce kadınlar neden böyledir diye sorması gerekirdi aslında.

Hepiniz…
Bir gün geldi gelin oldunuz veya daha olacaksınız…
AMA…
Eminim “hepiniz” daha küçücük yaşınızdan itibaren annelerinizden “şikâyet” ettiklerini duymuş veya ki burası çok önemli, BIZZAT şahit oldunuz birtakım olaylara…
Mesela gelin kaynana, gelin elti çekişmesine(!)
Hiç merak edip hem psikolojik hem sosyolojik açıdan bu gelin, kaynana – elti “üçgen” ilişkisini…
Şimdi sıra erkeklerde…
“Erkek” kardeş, ağabey, koca, baba vesaire “baskısı” altında yatan “olguları” araştırdınız, kendinize izah etmeye, anlamaya çalıştınız mi?

Birçok Türk kadını “çocuk gelin” olgusunun neden karşısında değildir…
Neden canla – başla bu çirkin ve >>> sapık <<< gerçekler karşısında can siper hane bir mücadele vermemektedir?

Yanıtı şaşırtıcı olduğu kadar basittir…
Amerika’da, Filistinli bir aile içeresinde yaşanan bir facia, bir cinayet…
Bilim insanlarını bu konuyu çok yönlü araştırmasına vesile olmuştur…
Olay…
Çok boyutludur, SIYASI yanı olduğu kadar, terör ve toplumsal yanı…
Maddi ve kriminolojik boyutları vardır.

Olayı ve boyutlarını anlatmayacağım…
Bulgular ile…
YALIN bulgular ile yetineceğim…
Sadece şu kadarını bilmeniz gerekir…
Bir anne, evet bir anne…
Özbeöz anne ve baba…
Baba kızını “doğrarken” anne…
Kızını sımsıkı tutuyor ki baba daha kolay çocuğunu öldürsün(!)

Bilim insanlarının vardığı sonuç ki…
Düşünün yani, anne evladının öldürülmesine yardım etmekle kalmıyor, kocasını kızını öldürmesi için üstelik tahrik ediyor. Varılan sonuç hem kadın hem erkek açısından “korkunç”.
Öldürme sebepleri…
Dediğim gibi kendileri Filistinli mülteci, yani “beyaz” tenli…
Kızları…
İzinsiz hem harçlığını çıkarmak için hem aile bütçesine katkıda bulunmak için adı lazım değil, bir hamburgercide çalışıyor, gece vardiyası dahil HEM ki suçun büyüğü bu…
Gönlünü bir zenci gence kaptırmış…
Gönül bu, hani derler ya ota da konar b.ka da!

Bu yüzden kızlarını öldürüyorlar.
Hani hep iddia ederim ya insan sosyal bir varlık…
Kadın ki…
Kadın kadının “esas” düşmanı(!) Kıskançlık, çekememezlik? Bilmiyorum açıkçası!
Bilim insanları etraflıca sebepleri araştırıyor, değişik nedenleri de gözeterek vardıkları sonuç ki her iki cins içinde geçerli:

Bu gibi olaylara karışan kişilerin ortak özelliği…
Eğitimlerinin düşük düzeyde olması…
Mahalle baskısı denilen olgunun yaşamlarında olağanüstü bir yer alması…
Hani millet ne der meselesi…
Genelde erkeğin AMA özelde kadının bu gibi olaylara önayak olmasının, yani tasvip etmesinin altında yatan gerçeğin, şahsının sosyal çevresi içeresinde daha güçlü bir şekilde tanınması, konumunun ve sosyal “terfiinin” altında yatmasıdır.

Bence korkunç, korkunç bir gerçek…
Kör bir cehalet…
Millet ne derse desin, O benim evladım, kanımdan kan, canımdan can…
Psikolojik açıdan bakıldığında…
Ki bununda birçok örneği vardır*, zor ile, güçlükle edinilen bir konumun, kişi nazarında daha değerli olduğu kanısıdır(!)
Ezeceksin, ezileceksin ki kadir kıymet bilesin!???

*Mesela tahrikatlar, askeriye, öğrenci birlikleri vesaire.