Almanca…
660 sayfa, sana, senin için özel!
istersen oku, Doktor Shiwago (Jivago)
Defalarca filmini izlemiş olsan bile…
Rus yazarlar arasında en değer verdiklerimdendir kendisi…
Kitabi…
Okuması bir başka oluyor.
Bu da izlencesi, iyi seyirler
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ∙ Ne mutlu Türküm diyene, diyebilene
Almanca…
660 sayfa, sana, senin için özel!
istersen oku, Doktor Shiwago (Jivago)
Defalarca filmini izlemiş olsan bile…
Rus yazarlar arasında en değer verdiklerimdendir kendisi…
Kitabi…
Okuması bir başka oluyor.
Bu da izlencesi, iyi seyirler
Bıyıklarım…
😊
Kızıla kaçar.
Gelmiş okuldan 14 Şubat günü…
Ananay sormuş bugün günlerden ne?
Dada…
“Sevgililer günü”
“Eee bana hediye almayacak mısın?”
Parmaklarıyla başlamış saymaya, çiçek almaya niyetlenmiş…
“Sen, engem, annem, Hilal”
Başlamış düşünmeye, “Öf çok pahalı olacak” demiş. Ben gideyim en iyisi size resim yapayım diye fırlamak istemiş dükkândan, annem yakalamış ve sormuş:
“Oğlum, kumbaranda 300 € var ya …”
“Aaa o benim ehliyetim için lazım” demiş çıkmış dükkandan.
Daha 10 yaşında…
Ayni ben, gelecek derdinde.
😊
Engesinin (yengesinin) topuklu ayakkabılarına ayriyeten dikkatinizi çekerim…
Ağabeysini unutmuş, sonradan eklemiş.
Çocukları öyle bir yetiştirmeye çalıştım ki, benim evlat onları kuzen değil kardeş…
Onlarda onu ağabey bilsin.
Almanya…
Tamam, en azından benim açımdan. Burada büyüdüm, burada yaşıyorum. Siyaseti ile ekonomisi ile sosyolojisiyle ilgilenmemi doğal karşılayabilişiniz(!)
İyi de…
Bana ne Amerika’dan, Fransa’dan, İngiltere’den ki teee…
Avustralya’ya, Çin’e kadar mesela…
Bana ne size ne?
Öyle değil mi, kim takar Yalova kaymakamını?
İtalyan seçimleri, Berlusconi’yi!?
Bize ne???
Şöyle anlatmış olayım…
Erkekliğin yüz karasıyım diyebilirim…
Elin ekmek tutamamasını bırak bir yana, futbol kardeşim futbol ile UZAKTAN, YAKINDAN ilgim – alakam yoktur. Ancak şu kadarını bilirim…
İlgili olanlar salt misak-i milli sınırlar içinde olup biteni takip etmezler…
Avrupa’ya da liglerine de bakarlar…
Niye?
Çünkü hepsi birbirine bağlı, ilişkili(!)
Sanayi devrimi…
Sürüm, dört nokta sıfırı yaşadığımız bir süreçte, salt ekonomik değil siyasi ve askeri küreselleşmiş bir dünyada biri olmadan öteki olmuyor(!)
Herkes, herkesi bir şekilde etkiliyor…
Alsana…
Bir ADI okyanus ötesinden açıklama yaptı, dünya borsaları sarsıldı…
“America first, make America great again”
İyi de…
Siz değil miydiniz bu düzeni dünyaya dayatan?
Neyse geçelim…
Bende çenemi tutmasını öğrenmeliyim, teyzemin deyimi ile…
Zaten yarım götün tekiyim!
Gerçi…
Bu yaştan sonra eteri gider beteri gelir!?
Ne olmuştu?
Bugün evlat gelecekmiş, işi varmış mış…
Şüphesiz…
Parası bitti, anasını ayrı beni ayrı gıdıklamaya gelecektir…
Belki arkadaşlarınla falan buluşacak, olabilir.
Anası girdi dün öğleden sonra mutfağa, tee akşam sekizden sonra çıktı…
Nereden biliyorum?
Akbabanın üç günü…
İlk 5 – 10 dakikasını kaçırdı…
Tuzlusu, tatlısı…
Çorbası, köftesi, dolması!
Getirdi bir ara bana bir tabak dolu köfte. Az biraz börek yanında…
Allah var yukarıda, öncesi sordu çorba ister misin diye…
Dolma yok bana…
Yok dedim. Beş – on tane köfte…
Öffff…
Acayip güzel düşmüş, gerçekten harikulade…
Şapır şupur yarabbi şükür diyerek daldım köftelere…
Öf ya öf, öf, öf…
Dedim kadın getir biraz daha…
Dedi “Tavayı yıkadım, köfteleri buzluğa attım”
Vayy…
Allahsız tospa!
Ya kadın birkaç tane daha…
Yok kadın Nuh diyor Peygamber demiyor!
Gerçi iyi ki getirmedi, mide fesadına uğrayacaktım, tıka basa doymuştum.
Bu sabah…
Torba torba taşıdık arabaya…
Analı kuzu kınalı kuzu, ağlarsa anam ağlar…
Gerisi yalan ağlar…
Has oğlan varken, eloğluna üvey evlat muamelesi düşer!!!
😊
Kendi sınırların içinde üç – beş bin insanın…
Hele başkasının ülkelerinde binlerin, on binlerin, yüzbinlerin…
Milyonca canın ne önemi olabilir?
Kendi ülkende bile…
Hatırla…
Ankara’da, İstanbul’da patlayan bombaları, yüzlerce ölen insanımızı…
Yine…
Barzani kurmuş yanı başında Kürdistan, pezevenkler…
Pezevengi kırmızı halıyla karşıladı. Sahi PKK, PYD, YPG…
Ne zamandan beri sınırlarımıza komşu?
Neden şimdi?
Kandil dururken neden Afrin?
Ne açıklamıştım geçenlerde, hani tesadüfen öğrendiğim bir gerçeği?
Akbabanın Üç Günü…
Ancak…
Yanılmadığım, en azından beni düşündüren bir durum var ortada…
Hani uçakla yerle bir edilen Dünya Ticaret Merkezi ve bu binalarda olan CIA bürosu!
Bir konuyu araştırıyordum, bu sefer sadece bir şey gözüme çarptı. Bir görüntü ve kafamda yine şimşekler çaktı. Ya kafayı üşütmeye başladım ki yeni bir şey olmaz benim için, hep iddia ederim delinin tekiyim diye veya Camii duvarına işeyen it durumuna düşeceğim!?
Görüntü seksenli sonlarına doğruya aitti…
Bir artı bir artı (…)
Kesin olan benim bu gibi konulara ara vermem gerekiyor!