Yapma gülüm yapma, uğraşma

Ne çok isterdim gülüme…
Gül yapraklarından bir yatak yapmak…
Gülümü…
Gül bahçesinde öpüp, koklamak…
YAPMA KADIN…
Uğraşma, yapma, üzme, ameliyatlı kalbi daha fazla deşme.

AK Terör

Sen…
İstediğin kadar yazar – çizer tutukla…
Kendi ellerinizle işe aldıklarınız, devlet makam, kurum ve kuruluşlarına yerleşmelerine izin verdiğiniz, göz yumduğunuz insanları, dincileri…
Ekmeğinden ediniz, yok onlardan farkınız. Tüm bu cabalarınız…
Sizleri…
Malum sonunuzdan kurtarmayacak, kurtaramayacaktır.

Asacağız sizleri, asacağız…
Vatana ve millete ihanetten yargılanıp asılacaksınız…
İhanetinizin, pazarlamalarınızın, hırsızlıkların bedelini boynunuzda > yağsız < urgan ve iki karış dışarıya sarkan o yalancı dillerinizle ödeyeceksiniz!!!

Tayyipistanı

Kasımpaşa’yı bilmem AMA devlet nasıl işler, nasıl yönetilir bilirim…
Demokrasi…
Tren değildir, tramvay…
İstediğin yerde inip – binemesin, buna rağmen benzetme bu ya, çıktı mı bir yola…
O güzergahta, o yolculukta beraber çıktıklarınla uzlaşmak, yaşamak, birlikte olmak zorundasın…
Bir şekilde anlaşmak, bir orta yolu bulmak zorundasın…
Mesafe ve eşitlik ilkeleri esassa, denetim, kontrol elzem…
Kafana göre esemezsin!

Anayasa…
Anayasayı ve devleti koruma örgütleri…
Devletin kolluk güçleri…
Demokratik sistem içinde demokrasiyi muhafaza etme…
Erkler ayrılığı, bağımsız denetim…
Yasama kadar önemli, seçilmiş hükümet ve muhalefeti ile Türkiye Büyük Millet Meclisi…
Yargı…
Yasalara, kendi vicdanına karşı sorumlu hakim, yasalara bağlı, anayasaya karşı herkes kadar yükümlü ve sorumlu, Tayyipistanda ise her türlü güç tek elde toplanmakta…
Ben, reşit bir insanim, iki buçuk gramımla kendime, sevdiklerime karşı sorumlu, yaşadığım topluma karşı sorumlu ve yükümlü bir bireyim. Sorumluluğumu…
Kimseye vermem, özgürlüğümden vaz geçmem…
Hele bir Kasımpaşa ayısına bu şerefli ve önemli sorumluluğu hiç yüklemem…
YÜKLETMEM…
Kâğıt üzerinde bu böyle olsa bile…
Sen, Recep Tayyip Erdoğan…
Nazarımda değerin…
Tuvalete s.çtığım b.k kadar bile yok!

KHK ve torba yasa

Hak arkadaş, hak…
Bu millete HAK!!!

Recep Tayyip’te, Devlet Bahçeli’de…
Merali de…
Kemal Kılıçdaroğlu da hak.

Ne b.k yerseniz yiyin…
Size her şey hak (…)
Dolara bağlı bir ekonomi…
Hacı – hoca yapısına, yalanda, hırsızlıkta, dolandırılmakta her şey hak!

Hak etmediğiniz tek varlık, tek can…
Atatürk…
NOKTA

Bence (…)

Bu o… çocuklarına…
Hangi nedenlerden dolayı olağanüstü selâyetler verilmişti…
Hatırlayanınız var mı?

Bakıyorum…
KHK üzerine, KHK…
Bence biz bu ülkenin ismini toptan Tayyipistan KHK aşırı ileri demokratik Cumhuriyetine çevirelim…
Onlarda rahat etsin, biz de!

Alışkınlıklar üzerine

Gün geçmez ki evimizde, dükkânımızda…
Rahmetliler anılmasın. Annem geldi oturma odasına:
“Exxxana telefon ettim, ne yapıyorsunuz oğlum?”
“Ananay, tavşanımız öldü. Çok üzüldük ama şimdi iyiyiz, televizyon izliyoruz”

Anne, babam Hxxxli, görmüşüydü?
Kafa kalmadı ki, hafızam…
“Hatırlamıyor musun oğlum, yatırdı kaloriferin önüne, öyle seyrederdi?”
“Fxxxn onu getirmedi mi, telefon açar sorardı, kızım niye getirmiyorsun özledim derdi”
Gerçekten hatırlayamıyorum…
“Kırkında, Hxxxl duaları müzik sanmış başlamıştı göbek atmaya. Herkes duayı bıraktı onu izleyip güldü”

İnsan…
Ve alışkanlıkları, insan ve hatıraları…
İki şeye alışamıyor insan…
Esarete ve ölüme!

Tek alıştığın, alışabildiğin daha doğrusu öğrenmek zorunda kaldığın…
Onlarsız yaşamak…
Ancak…
İnsan, geride kalanların aklında, ruhunda, kalbinde yaşadığı sürece gerçek anlamda ölmüş sayılmaz, sayılamaz!