Ya yap veya yapma AMA yapmaya çalışma!!!

Bademler, dünya lideriniz…
ABD…
YPG, Menbiç mi Münbiç mi her ne b.ksa…
Tayyip dışişleri bakanı – mevkidaşı Pompeo görüşmesi…
Herifler…
İstediği gibi oynatıyor dürzüleri…
Yunan…
Egeyi, Akdeniz’i kendi misakı milli sınırları gibi görüp, gerek gördüğünü yaparken…
“Bizimkiler”…
Sizin dünya lideriniz sadece GÖTÜNÜ yırtmakla kalıyor…
Helal olsun onlara, helal olsun sizlere…
Bu durumda haftaya dolarda oynama!?
Kim bilir, kim bilir?

İnşallah, maşallah…
Eee yavruma eee, eee!

Marşal planını izledin mi?
Tabii güncel hali, EKONOMIK KRIZ geçmedi, sadece şimdilik döviz iniş eğiliminde…
Sahi…
İlk gittikleri yerler arasında hangi ülke dikkat çekti?

İngiltere miydi, majestelerinin ülkesi…
Amannn…
Anlatsam anlayacaksın sanki!

Sen…
Alışmışsın ya domalmaya veya bacak açmaya…
Evet, eskiden, gerçi hala AB(D) ama İngiliz siyasetini unutma…
Birbiri, bir diğeri…
Amerika bırakır İngiliz kapar ve tersi…
Orta malı olmuşsun, haberin yok…
Hayal alemindesin!

Soruyorsun değil mi kendine, döviz üretmeden nasıl indi diye

Bir artı bir artı…
Söz vermek istemiyorum, tutamıyor üzülüyorum…
Eğer bu belgeseli izlersen…
Ve tabii dikkat ile izledikten sonra üzerinde düşünürsen anlayacaksındır kimi gelişmeleri…
Sana sadece bir hatırlatma…
Sattı pezevenk…
Türk’ün malini, evlatların istikbalini kime?

Öncelikle İngiliz’e…
Arap’a, Katar bak onu sakin unutma…
Neyse IZLE…
Ve unutmadıysan düşünmeyi, üzerinde biraz düşün emi.

Demin haberlerden geçti…
O gazeteci, Suudi prens…
CIA…
Diyor prensin parmağı, Trump diyor bekle…
Henüz çok erken, Salıya alacağım tüm raporu…
Ayni Tayyipistan gibi, kimin eli kimin cebinde AMA…
Bu belgesel ile belki anlarsın gerçekten kimin tarafından yönetildiğini…
Unutma emi…
Ne bilimsel bir öne çıkış, para kaynağı…
Ne ekonomik bir gelişme, sanayi…
Sat babam sat…
Miras yedi gibi!

Die wahre Geschichte des Marshall Plans

Bunları MUTLAKA izle

Tayyip haberleri, yandaş medya…
Allah belanızı versin, yalancılar…
Trump’in dediği gibi…
“Fake news!”

Gidip kendim görmesem…
Ah benim sıpa yok mu, ah O yok mu, kredi kartı…
Arabasız bıraktı beni…
Allah nasip kısmet ederse, bir daha gidişimde…
İnşallah, inşallah Allah’ım inşallah bir daha nasip eder bana.

Her şey para demek değil kardeşim, her şey para değil…
Adam…
Adam, kadın kadın olduktan sonra. Vermişimdir örneklerini Suriye’de bir adamcağız, elinde boya badana. Çocuklar için çizgi roman kahramanları çiziyor bombalanmış duvarlara…
O…
Gülen gözler, o masum çocukların parlayan gözleri yok mu?

Veya bir kadın…
Para yok para, ancak aç kalmayacak kadar var…
Giderdi kırlardan çiçekler toplamaya, elinde kâğıt kalem çizer çizer duvarlara asardı, boyalı haliyle…
Çocuklar…
Üzülmesin diye!

İnsan…
İstedikten sonra. Gittim gördüm kendi gözlerimle…
Yahudi mahalleleri yere süt dök yala…
Müslüman mahallesinde…
Salyangoz satsan kaç para yazar, her yer pislik içinde…
Kirik dökük…
Pislik ya pislik!

SAKIN…
Bana Yahudi’yi, Hristiyan’ı, Müslümanı anlatma…
Bana…
İnsan ol yeter, insan…
Karşımda insan ol, uzat bana elini…
Elimi kavra…
Verelim seninle omuz omuza!

İzle…
Doktorları, ha Yahudi ha Filistinli…
Yemin etmişler insana, insan kurtarmaya…
Bu demek değil ki Yahudileri koruyor, Filistinlileri kınıyorum…
Nasıl unuturum masum Filistinlileri…
Yerinden yurdundan edilenleri…
Nasıl unuturum katledilen Yahudi kardeşlerimizi?
Söyle…
Nasıl???

Özveri…
Biraz senden, biraz benden. Bir adim sen bana doğru del, bir adim ben sana…
Buluşalım orta yolda!

Eine Klinik in Jerusalem

https://www.prisma.de/mediathek/zdfinfo/report/eine-klinik-in-jerusalem/aerzte-ueberwinden-politische-schranken,18342082

O bebe, göreceksiniz filimde, Filistinli o küçük kızı…
Kurban olayım ben sana…
Senin gibi nicelerine, demem, diyemem O Yahudi yavrusu, bu Müslüman…
Oradaki Hristiyan diyemem, demem!

Die Siedler der Westbank (1/2)

Star Wars 7 ve 8

Günlerden beri Star Wars sekizi izlemeye çalışıyorum…
Zoraki…
Çocukluğumun, gençliğimin filimi…
Dedim ya çalışıyorum diye, zoraki…
Türk filmlerine benzettiler, önceleri güzel sonradan bitmez bir çile!

Öf…
Neyse bitti, bir daha mı?
Tövbe!

Tedirgin olmana gerek yok

Demin yazdıklarımın, dün dahil yayınladıklarımın tek bir amacı vardı…
Sen bilirsin de…
Gerisini bilmiyorum, birkaç kez yazmışımdır demokrasiye inanmıyorum…
Hele temsili demokrasiye…
Yunan felsefecileri bile yerdikten sonra bu sistemi…
ANCAK…
İnsanlık yeni bir yönetim şekli geliştirene kadar “tüm sistemlerin” içerisinde yine en iyisi…
Demokrasi!

Amacım…
Gözler önüne sermekti…
İfade…
Özgürlüğünündü!

Kullan yanış kelimeleri, kur yanlış cümleleri bak gör neler oluyor, neler…
Evet…
Adli bir vakayım, hakaret…
Bir şerefsize hakaret edebilirsen, edilebiliyorsa insan haysiyetsiz bir yaratığa hakaret…
Suçluyum…
Makama değil, hele Türkiye Cumhuriyeti ki Atatürk’ün kurduğu…
Nasıl hakaret etmeye cüret ederim?
Bir parti başkanına, bir makam işgalcisine…
Bir pazarlamacıyadır sözlerim!

Görüyorsun, DEDIM bana yazdırıyorsun yazmak istemediklerimi…
İnatçı keçi, kalın kafalı seni…
Anlama özürlü sevdiceğim…
Ben…
Ne yaptığımı, neyi nasıl yazacağımı gerçekten bilmiyor muyum sanıyorsun?

Ne dedim ben sana, ben neydim?
Bir ruh…
Bir analizci, Forensik…
Gizliyorlar IP’lerini, bilmiyorlar ki VAR başka emareleri…
İstedikten, bildikten sonra ne, neyin nesi…
Boş ver…
Düşünme beni!

Görünce teyzem aklıma geldi; “yarım göt neyine güveniyorsun”

Allah’ıma!

MESAJ ALINDI…
>>> Gereği yapılmayacak <<<

Kemalist’te biziz, Atatürkçüde…
Özün…
Özüm, kader Türk olarak dünyaya gelmemi istemiş…
Türk’üm…
Ama mutlu değilim bundan, gördükçe etrafımdaki hainleri, gördükçe riyayı…
Elhamdülillah Müslüman bir ana – babanın Müslüman evladıyım…
AMA…
Soyut başka, somut olan bambaşka…
Elmayı, armut ile karıştırma!

Gir bak arşivlerime…
Hep dedim, hep diyorum…
Ölüm…
Herkes gibi benimde ensemde ama bir fark ile…
Aort ki can damarı, her an patlayabilirdi…
Ehhh…
Başka türlüde Azrail hep peşimde, sen, sizler bilmesiniz…
FaceBok zamanlarıydı, yayınladım mesela lastikleri VE anlatmadığım, yayınlamadığım daha neler…
Dedim değil mi, dedim!

Sırlarım ile göreceğim mezarıma…
Gördüklerim, bildiklerim…
SADECE BANA, anlatmadım, ser veririm sır vermem…
Kol kırılır, yen içinde kalır!

Bu sözlerden hiçbir şey anlamadığının farkında, bilincindeyim…
Anlayan…
Anlayacak beni…
Yokkk…
Sen değil bir başkası…
O…
Anlamalı, daha doğrusu onlar.

Yahu kardeşim demedim mi bilişimciyim…
Demedim mi okumadım…
Ama diploma ama sertifikalar ile duvarlarımı kâğıtlıya bilirim…
Benim gibi bir insan için, yani üniversite diplomasi olmadan bulunduğum pozisyonlar…
Üstendiğim görevler mümkün değildi…
Bilgi…
Demedim mi ömrüm boyunca bir ayağım hapisteydi…
Aort gibi…
İki türlü(!)

O kaza…
Çok düşünüyorum çok, altından kalkamıyorum…
Yıllardan beri…
Hala düşünüyorum, hala…
Evveliyatı hatırlayamıyorum…
Bir şeyler mi vardı, bir şeylerin peşinde miydim?

Sadece geçmişin bir hayaleti, “ikisi de öldü” duydum O sesi…
Elimi ısırdım, koparırcasına…
Gerisi…
Ve evvelsi bir muamma!

Kadın…
Erkeği, çeyreği bile eder hadım…
Çocuk…
Vatan, millet bulaşmayacaksın, bulaşmayacaksın kimi şeye, şeylere…
Çıkamazsın…
Çıkamazsın işin içinden, sıyrılamazsın…
Oturduysan kurtlar sofrasına, kurtlar…
Parçalamadan bırakmaz peşini…
Kelimeler…
Ve önemi, GEL GÖR KI bilmeyene anlatamazsın kimi kelimeleri açık etmedikçe…
Viran olası hanede…
Evlat-ı ayal olduğu sürece…
Kadın…
Kurduğun aile hadım eder erkeği.

Hep derim. Çünkü gerçeğin ta kendisi…
Ne doğduğum ne doyduğum toprağa, insanlara ALSA ihanet etmedim…
ETMEM…
Mesleğim, evet mesleğim ve gördüklerim, yaşadıklarım…
İçimde biriktirdiklerim…
Kanunlara itaat ama insanlara asla…
Eğer mantıklıysa!

Sor beni Almana…
Iç istihbarata…
Yok kardeşim, ben zararsızım uyarım kanunlara…
Ama düşüncelerim ama bildiklerim ama dile getirmek istediklerim…
Ima…
Viran olası hanede evlat-ı ayal var, unutma!

Mesaj alindi…
AMA…
Önder, verilen mesaja uymayacak, uyamaz…
Aynada…
Yüzüme tüküremem ben, satmam, pazarlamacı hiç olmadım, olamadım…
Denemedim değil, yok…
Gerçekten ticari anlamda, beceremedim!

Beni boşuna uyarmaya çalışma!

Yahudi kardeşler en güzel örnektir, Museviler…
Dünyanın dört bir tarafından geldiler…
Ama özlerini…
Ama benliklerini hiçbir zaman kaybetmediler…
Dil birleştirdi…
İnançları…
İşte bu yüzden bende susmam, susturamazsınız…
Kelimeler, kelimeler…
Cümleler!

Bunlar ve buna bezer daha neler neler…
Dedim ya vız gelir, tırs gider…
Of Önder, of…
Değer miydi bilmem, eskiden…
Evet, gençken…
Sağlık vardı bir yerde, gençlik vardı…
Artık…
Kendisi himmete muhtaç bir dede, nerede kaldı gayrıya himmet ede!

Ne çok isterdim yorumlamayı ama halim yok, inan halim yok

Ama…
Şu kadarcığını yazmış olayım, hiç olmazsa bu kadarcığını…
Kendilerinden daha aşağı olan, haysiyetsiz g.t kılları sayesinde, onların oyu ile…
Varoşlardan çıkıp saraylara taşınanlar…
Kendilerini “adam” sınıfından saymaya başladılar AMA…
Ne adam…
Ne insan olabildiler. Unutman emi, unutman bizi…
Kininizi…
Hani var ya bir söyleminiz…
Elbet sıra bize de gelecek, o zaman dünyanın kaç bucak olduğunu öğrenmekle kalmayacaksınız…
Sizlerin aksine, FETÖ…
Amerika, Rusya, Çin bile gizleyemez Avrupa…
Gelip O kirli götünüzden vuracağız sizi…
Alınınızın çatısına Türk’ün kurşunu yiyince, pişman olmak için zamanınız kalmayacak…
Bu da Önderin sözü size!

Önce Profesörleri oku, İzmirlimi…
Gezi(!)
Sonra istersen izle Karadeniz’i.


+

Beyin göçü

Çarşamba günü…

Bilim, sanayi ve teknoloji bakanımız “tersine beyin göçü” projesi açıkladı. Yurtdışındaki bilim insanlarımızı Türkiye’ye geri getirebilmek için teşvik programı hazırladıklarını anlattı.
“Bilim insanlarımızın yurda dönüşünü sağlamak için çok önemli bir politikayı hayata geçiriyoruz, yurtdışından ülkemize dönen genç araştırmacılara 20 bin lira aylık vereceğiz, yurtdışından ülkemize dönen deneyimli araştırmacılara aylık 24 bin lira vereceğiz” dedi.
Tersine beyin göçüne katılan ve yurtdışından yurdumuza dönen bilim insanlarımıza üç yıl boyunca bu maaşların ödeneceğini söyledi.
Ayrıca, tersine beyin göçüne katılan bilim insanlarımıza aile desteği sağlanacağını, eş ve çocukları için aylık 2.500 lira daha ödeneceğini söyledi.
Ayrıca, tüm aileye sağlık sigortası yapılacağını, Türkiye’ye dönüş uçak biletlerinin de devletimiz tarafından ödeneceğini söyledi.
Bu muhteşem tersine beyin göçü sayesinde üniversitelerimizin dinamizm kazanacağını, yerli ve milli projelerin hızlanacağını, küresel rekabette daha nitelikli hale geleceğimizi söyledi.

Perşembe günü…
Bu haberi okuduk, çok sevindik.

Cuma günü…
Aralarında, Boğaziçi Üniversitesi matematik bölümü öğretim üyesi Profesör Betül Tanbay ve Bilgi Üniversitesi hukuk fakültesi dekanı Profesör Turgut Tarhanlı’nın da bulunduğu çok sayıda bilim insanı, evleri basılarak gözaltına alındı.
Türk Matematik Derneği’nin ilk kadın başkanı olan Profesör Betül Tanbay, Avrupa Matematik Derneği’nin başkan yardımcılığına seçilmişti, yılbaşında bu görevine başlayacaktı.

Böylece…
Tersine beyin göçü projemiz, bismillah daha ilk günden “beyinsizlik göçü” projesine dönüştü.

Ayda 24 bin lira maaşla tutuklanmaya gelecek nükleer fizikçi filan var mı, dünya bilim camiası bu gizemli problemin cevabını arıyor.

“Mustafa Kemal” imzası için bugün saat 12’de İstanbul Kitap Fuarı’ndayım.

https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/yilmaz-ozdil/beyin-gocu-2742681/

izle