Uggg, Gamlı Baykuş… Jack’i unuttu. Lazım gitsin ona, sıçmasın eve, sonra Gamlı Baykuş nasıl temizleye? Öggg, lazım bu vigvama (Kızılderili çadırı) birkaç Sqaw (Kızılderili kadını) daha. OLMAYACAK BÖYLE

Cem konuşuyor yine, aman da aman…
Her yer günlük gülistanlık…
Enflasyon sadece 1,69 artmış, bayram ediyorlar SADECE…
Kâğıt üzerinde…
Ya reel enflasyon ne alemde???

Dikkat et bak…
İki gündür “milim oynamıyor döviz” çok az…
Oldu “onların büyük başarısı”
IMF…
Gidemezler, buldular para…
Çok yüksek faiz ile. Sikiyorlar milleti…
Tecavüz kaçınılmazsa, ZEVK AL BARI…
“Müslüman” çükü bu “Müslüman” çükü…
Tövbe, tövbe…
INLE…
Daha çok inleyeceksin, inim inim!


Ben kaçtı, gideyim Jack’i gezdireyim biraz…
Sonrasında gitmem lazım alışverişe, elektrikler…
Kendimi çok zorlamadan yapabileceklerimi ben yapayım bari.

Yapay zekâ (Künstliche inteligenz) II

Yokkk…
Böyle olmayacak, bitireyim PDF şeklinde!




Neden anlattım şimdi bunları size?
Bir düşünün bakalım…
Elbette var bir nedeni!

Allah, dostum Allah…

Bilendir, görendir…
Öyle bir yaratmış ki yarattığını, öyle bir düzen koymuş ki…
O kadar hassas bir terazi ki aramızda en akıllımız bile anlayamaz, bilemez bu dengeyi, kapsamını algılayamaz, anlayamaz AMA insan ne yapar?
Hayal kurar!

Bazen güzel, faydalı hayallerdir bunlar…
Hayallerinin peşinden koşar, hayaller gerçeklerdir kimi zaman…
Ama tesadüf de ama gereksinim, kısa vadeli menfaat…
Düşünmeden uzun uzun, hayal…
Oluverir kâbus, karabasan, insani doğduğuna pişman eden. Bu yüzden ve, fakat…
AMA…
İnsan, ASLA kendini Tanrı yerine koymamalı!

O…
Bilgeliği ile etti bizleri, en azından birçoğumuzu vicdan sahibi…
O vicdandır bizi rahatsız eden, seslenen…
Ta içimizden…
Aman DIKKAT, tehlike. Senin için, senden sonra gelenlere…
Ve insan ve insanlık gelir bir araya…
Bir karar almak üzere, belirler ILKE…
Bu ilkeler, temiz düşünceler insanlığı koruya…



Eskiden…
Bundan 5000 sene evvel, çok uzun oldu ninenin ninesi…
Dedenin dedesi, boş ver belki annen, baban…
Veya sen…
Toprağı nasıl ekip biçerdi(niz) “eskiden”?

Her şeyden evvel emek ile, taştan topraktan çıkarırdı insan ekmeğini…
Artık…
Gökyüzünde “bir” uydu, elinde veya kıçın altında koca koca makine(ler)…
Belki inanmayacaksın bana…
Sensörler toprağın nemini ölçer, gübre gereksinimini, bilgisayar güneşi hesaplar…
>>> milimi milimine, GPS eşliğinde tohum, toprağa düşer <<<



Veee Allah…
Emek devre dışı tabiat…
Yok aslında pozitif düşünce, olumlu bakmak gerek gelişmelere…
Ve tabiat yine bize bir örnek, hayvanlar âlemi…
İster tabiat de ister Allah ve öngörüsü…
Bol zamanlarda hayvanlar ürer, fışkırınca bereket topraktan…
Ve yine sanki kendiliğinden dengeler kendini, baktı ki çok oldu…
Bu…
Solar kendiliğinden o fışkıran hayat ve yaşamın zinciri en zayıf halkasından başlamak üzere…
Kısalır kendiliğinden bulur dengesini…
Ama insan, insan da öyle mi?


Bitmez sorular, doğru soruya doğru cevap. Gerçekçi! Bilmiyorum, robot gibi üstlendiğim görevi yerine getiriyorum sadece. Yüreğim ne halde, SORMA. İçim… Yapıyorum sadece, ne için kimin için bilmeden yapıyorum sadece, bırak ileriyi… Burnumun ucunu görecek halde değilim, bir boşlukta, uçurumun, dipsiz bir uçurumun kenarında!

09:47 / 08:47

Dolar 5,97
Euro 6,67
Çeyrek altın 400,82
Borsa 94179

Gideceğim birazdan, yapay zekâyı mutlaka bitirmeye çalışacağım…
Uzunnn bir yazı olacağa benzer…
Çünkü konu çok kapsamlı, dijitalleşme…
Karmaşık, en sade mümkün olan en yalın dil ile!


İlginizden ötürü teşekkür ederim

Askeri darbe ve lojistiği üzerine

Valideyi aradım…
Dün fena haşladım, ya tahmin bile edemeyeceğini kadar üzülüyorum böyle şeyler olunca AMA…
Ya…
Ben sorumluluğumu bilmiyor muyum?

Haber vermem mi, merakta bırakır miyim?

Nasıl mi uyandım?
Hiç sorma…
Hani bebekler var ya aynen öyleyim, muhtaç…
Koskoca çeyrek kendine bakamaz mı?
Gördüğünüz gibi bakamıyor işte, daha doğrusu bakmak istemiyor…
İstese bile sıra ona gelmiyor…
Evet, gerçekten özel ihtiyaçları olan insanmış meğer!

Kolumdaki saat…
7 saat 29 dakika uyku, 7 saat 29 dakika sadece gözlerim kapalıymış…
REM uykusu falan hak getire, zihin…
Uykuda bile harıl harıl anlaşılan!

Rus dışişleri bakanları genelde efsanedir, efsane…
Kendine devlet adamı yakıştırması yapıyor ama…
Bırak…
Sen kendini değil başkası övsün seni!!!

Orospu çocuğu işte, SADECE…
Bildiğin bir orospu çocuğu işte!

“Rusya nere bura nere, burası bizim coğrafyamız. Rusya karışamaz” diyor Amerikalı yetkili…
Ulan bilmem ne ağızlı…
Amerika nere, Ortadoğu nere?
Sizin ne işiniz var buralarda, hele ülkemizde başımızda bir orospu…
Bir öyle bir böyle…
Bir orospunun çocuğu, sizlerin desteği ile?!!!

Sahi…
FETÖ, ne oldu ula?
Alamadın mi geri, “dünya lideri?!”

Bu sabah Alman haberlerinde bir röportaj…
Çok ilginç…
Gir arşivlerime bak, yazmışımdır defalarca…
KADIN…
Ya kadın benim için yumuşak, gerçekten yumuşak bir varlık…
Anaç…
Evet, bu kelime anlatıyor tamamıyla kadını. Ancak…
Iş başa düştü mü, KADIN erkek ile her türlü ortamda, her zaman, her işte BIRDIR BIR…
Yakıştıramıyorum kadın eline silahı, sertliği, can almayı…
O…
Can veren, O hayatta tutan, öldüren değil…
Öldürmek…
Biz erkeklere özgü, vurup kırmak…
Sanki iyi, güzel, çok matah bir b.kmuş gib…
Ve subay başlıyor anlatmaya, Venezüella…
“Başarısız olduk çünkü lojistiğimizde ciddi eksiklikler var, para…
Silah…”
DIKKAT, buraya DIKKAT
“Büyük devletlerin yöneticilerine sesleniyorum (Trump’i kast ediyor) bize gerekli finansal desteği verin, silahlandırın bizi… Gerisini biz hal ederiz!”

B.k edersiniz, baştan kaybettiniz!!!
İnsanlık tarihinde birçok örnek vardır, hele Türk’ün tarihinde…
En son Kurtuluş Savaşı çok güzel bir örnektir…
Yedi düvele karşı verilen mücadele…
Öncelikle insan ister, insan evladı…
Yürek ister, gerçek kararlılık, hâkli bir dava uğruna can feda…
Akil ister AKIL…
Bir hedef, varılması amaçlanan, ulaşılabilir bir hedef göstermek gerek…
Sonrasında diyeceksin insanlara…
Yürü…
Hedef ora, gerektiğinde sağ pezevenkler sağ, sol pezevenkler sol diyerek…
Asker düşecek yola…
Balta, çekiç, orak AMA önce yürek…
Ve varılmak istenilen hedef sonrası > düşünülerek <
Çıkılır yola, gerekmez dış destek, gerekmez!

Demek ki neymiş?
Davanda hâkli olacaksın, bir…
Hedef belirleyeceksin, sonrasını tasarlamış olacaksın, iki…
Yüreğin olacak, bir hayalin…
Güzel ve iyi, insan tarafından yine insan için…
Kararlı olacaksın, ilk karşına çıkan zorluklar karşısında pes etmeyeceksin, dağ, taş bilmeyecek, göremeyeceksin, üç…
Akıl olacak ulan akıl, bilgi…
Öngörü…
Ne kan ne can ne mal esirgeyeceksin…
Düşeceksin yola…
NOKTA

Not:
Bizim asker…
Yok Kemalin askeri değil onlar…
İcazet alamadan Amerika’dan…
Kenefe bile gidemezler!

Bu hafta bilmem ne silah “sergisi” haftası

Sözde yerli ve milli silahlar…
Keşke öyle olsa, keşke inanabilsem buna…
Keşke gerçekten yerli olsa, Türk mühendisleri, bilim insanları…
Kadını, erkeği ile…
Bilmiyorum hatırlayacak mısın, anlatmıştım sana…
Atatürk ama öncesi de var…
Bazen yollardı padişahlar gençleri yurtdışına eğitime…
O yolladı…
Türk zekâsını, PRATIKLIGINI…
Ülkeye geri getirmeyi başardı, çalmadı, yandaş, yoldaş beslemedi. O fakir ülke imkânlarını en iyi şekilde kullanarak >>> insanların hakkini verdi <<<

Onlar da geri döndü, vatan için millet için çalıştı!

O kadar çok gencimiz var ki yurtdışında, iyi, çok iyi derecede eğitim almış…
Beyin gücü…
Bilmem anladın mi ne demek istediğimi?

İnan öyle, MUTLAKA bakmam lazım bir çaresine. DELITILER YINE

Ya galiba Türkçem gayet nizami, anlaşılır bir dil ile konuştuğuma inanıyorum…
Bugün perşembe ya…
Telefon üstüne telefon, ya anne demedim mi heyete girecek diye?

Koskoca kadın, İstanbul kızı. Ona Türkçe öğretmem gerekir mi?
Heyete girmek ne demek?

Bir durumun bir gurup insanlara, genelde bir konuda uzman olan insanlara sunulması, ortak akıl ve bilgi ışığında bir durum değerlendirilmesi yapılarak, bir, genelde ortak karara varılması!

Ya heyet bu heyet, rapor edilecek…
Rapor yazılacak…
Ondan sonra bilmem hangi doktora gönderilecek, Onun keyfi gelecek ve hasta bilgilendirilecek(!)

Sonra…
Bu dünyada sadece Önder mi var?
Hani WLan (kablosuz ağ) teklif eden delikanlı, 19 yaşında…
Epilepsi hastası, tedavisi yok…
Ben kaç yaşındayım?

Tamam…
Annedir VE ben onun evladıyım, Allah bilir hangi gözle görüyor, bakıyor bana…
Dedi zaten bir keresinde “sende benim evladımsın!”
Gel de bir şey söyle…
INAN…
Gayet soğuk kanlı yaklaştım mevzuya, inan buna…
Ya…
Böyle durumlarda sapıtan, kendini kontrol edemeyen bir başkasını kontrol altında tutabilir mi?

Öldüm…
Mezara da soktular beni, hele kardeş hele O…
Sonunda beni de ağlatı, korkuttu!

Ya ben ne yapacağım bunlarla, sizlerle…
Doğrudur…
Ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar ama…
Metanet, sabır ya sabır!

Bak bacaklar, neredeyse iyi. Az bir sizi…
İçim…
Öksürmek, içime soktukları hortumdan ileri geliyor…
Zedelenme vesaire, acımıyor artık eskisi gibi.

Ben de mi onlarla birlikte…
Kesin olmayan, BILINMEYENIN yasını tutayım…
Arkamdan “ağıt yakayım?”
😊
Kabrime gelme istemem, bilir misin?
YOK…
Beklerim, geleceksin duanı edeceksin yoksa hortlar girerim koynuna…
En azından kâbusun olurum, ona göre…
Verdim adresi zamanda, atla uçağa gel yanıma…
Zaten yoldan görürsün, tuğralı mezar. Benim tuğram!


(Yuh ayı AMA çok tutuldu. Hiç sevmem bu tür müziği, arabesk. Aman aman, opera gibi. Hiç dayanamam, KULAKLARIM)

Zamanı geldi mi, gel…
Yoksa bozuşuruz!
😊

Dijital tarım

Ne ilginç değil mi?
Hayvancılık coğrafyamızdan yayıldı Avrupa’ya, Afrika’ya…
DIKKAT…
Bugün bildiğimiz, tanıdığımız çeşni, çeşitlilik bitkilerde 5000 ile 8000 yıl arasında oluştu…
Ve yine insan, avcı – toplayıcı düzeninden…
Yerleşik düzene geçişi henüz 10 bin sene kadar oldu.

Evet…
İnsan eli ile yeni yeni bitkiler türedi, yetişti…
İnsan…
Belki dünyasını en çok ve acımasız etkileyen canlı.

Aşağıda bir delik…
Yukarıda bir delik, doldur orasını, başını sokacak bir çatı…
Dört duvar, sırtında kürkten, deriden örme yeleğe, hırkaya bir koruma…
Hele ateşi denetleyebildiğinden beri bir güven…
Daha ne ister insan?

Rahat…
Kardeşim, bir tarafına batar insanın…
Açgözlüdür bizim ki, ihtiyaç fazlası…
Yok zararı, sakla samanı gelir zamanı(!)

Yok illa tekerleği icat edecek…
Nerede hareket orada bereket…
Son sürat, tam gaz…
Gidiyor bizim ki felaketine doğru, bıkmadan, usanmadan yol alıyor…
Beraber yürüyorlar bu yolu…
Durmak yok, yola devam…
Ya bu yolun sonu felaketinse, DURRR…
Yolcu…

Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.

Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda
Gördüğün bir tümsek, Anadolu’nda,
İstiklâl uğrunda, namus yolunda
Can veren Mehmed’in yattığı yerdir.

Bu tümsek, koparken büyük zelzele,
Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmed’in düşmanı boğduğu sele
Mübarek kanını kattığı yerdir.

Düşün ki, haşr olan kan, kemik, etin
Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin
Bir harbin sonunda bütün milletin
Hürriyet zevkini tattığı yerdir.

Düşün bir an!

Ben hancı, ben toprağım, toprak…
Sen ise yolcu…
Ben ebedi, sen ise fani…
Ben kalıcıyım, sen gelip geçici!

Tilkinin dönüp dolaşacağı yerin kürkçü dükkânı olduğu gibi…
Bende sarıp, sarmalayacağım sonunda seni…
Bu yüzden, dur bir an…
Düşün, görmeye çalış geleceği!

Henry Ford ismini duydunuz mu hiç bilmem…
Ford arabaları bilirsiniz ama…
Çağımız sömürü sisteminin fikir ve icraat babalarındandır…
Bir Amerikalı…
Amerika…
“Çevre bilinci ile tanınır”
>>> Kendine Müslüman bizimkiler gibi <<<

Bilmem biliyor musunuz, çağımız kentleşmesi ve buna bağlı ulaşımda devrim…
Beygir sırtından…
😊
Hadi kibar kibar…
Beygirin tersini görmekten, toplu taşımacılığa…
Konumuz bu olmadığı için sadece çok kısa, sadece bir şeyi anlamanız bakımından önemli…
Ford gibi para babalarının yüzünden, çünkü, YOK gönüllerin belediyeciliği değil bu…
>>> Gerçek belediyecilik <<<
En gelişmiş toplu taşıma aracı sayılan tramvaydan…
Biraz rüşvet, biraz siyasi baskı…
Bolca lobicilik…
İle Amerika kenetlerinde toplu taşımadan (sonunda satın aldılar işletmeleri kentlerde ve tramvayları imha ettiler)
BIREYSEL otomobile geçişi sağladılar. Tabii toplu taşıma gerileyince, kimsede beygire geri dönmek istemeyince ki kent içinde at zor biraz…
At ve at arabası…
Otomobil satışları patladı…
Ohhh…
Gelsin paracıklar!

Otomobil kazaları…
İlk yıllarda ezilen, otomobil altında ezilen çocukların anısına günler düzenlenirdi…
Alıştı insan, alıştı toplum…
>>> hava kirliliğine, egzoz gazi <<<
Yol problemlerine kadar…
Nelere alışmıyor ki insan?

So…
Artık yeter, harç bitti yapı paydos…
Gerisi yarına

Devam edecek…

(Çok yoruldum, dede…
Aslında dedenin başı, arar yastığı!)
😊
Yapay zekâyı başladım anlatmaya, anlamayanlara!