Türkiye’nin tüm aklı başında insanlarını bu mücadeleye destek olmaya çağırıyorum

12 Aralık 2017
İnanmayan, Yatağan’a baksın.
Elbistan’a baksın.
Soma’ya baksın.
*
Önce bitkiler ölür.
Sonra toprak ölür.
Kuşlar bile ölür, kuşlar.
İnsanlar ölmeye başlar.
Bebeler sakat doğar.
*
Profesör Yılmaz Büyükerşen’in Eskişehir mucizesine “termik santral” dikiyorlar!
*
Akılla bilimle kültürle sanatla, tarih şuuruyla, doğayla, hayvan sevgisiyle, yurtsever vizyonla yönetilen “rol model” şehrimiz… Örgütlü cehaletle imha edilmeye çalışılıyor.
*
Alpu Ovası’na dikiyorlar.
Tarımsal SİT alanı.
Birinci derece tarım arazisi.
Türkiye’nin en verimli bölgelerinden biri, buğday deposu.
*
Saman ithal ediyorlar, mümbit ovaya termik santral dikiyorlar.
*
Üstelik… “Verimli tarım arazilerine tarım ve hayvancılık amaçları dışında hiçbir yatırım yapılamaz” diye koruma kararnamesi var.
*
Bir milyon 250 bin ev düşünün, bunların hepsinin sobalı olduğunu düşünün, bunların yaz kış, gece gündüz demeden, 365 gün 24 saat aralıksız soba yaktığını düşünün… O kadar kömür yakacak santral!
*
Bacasından çıkan, gözle görülmeyen partiküller yüz kilometre çapında alana yayılacak. İnsanlar teneffüs edecek, hayvanlar teneffüs edecek. Bu tür hava kirliliğine Yatağan’dan bizzat şahidim, kuşlar bile ölüyor, kuşlar… Hayvancılık bitecek, meralar mahvolacak, gidin Elbistan’a, çevrenin ne hale geldiğini görün, kahırdan bakmaya dayanamazsınız.
*
Santralda hergün onbinlerce ton soğutma suyu kullanılacak. Bu değirmenin suyu nereden gelecek? Zaten kısıtlı olan yeraltı suları kuruyacak.
*
Zehirli atıksu nereye deşarj edilecek? Gondollarla gezilen, plajı bile olan pırıl pırıl Porsuk, kanserojen lağımı haline gelecek.
*
Köylüye yalan söylüyorlar.
Sanki fabrika kuruluyormuş gibi anlatıyorlar, “100 bin kişi işe alınacak, çocuklarınız işsiz kalmayacak, torunlarınız bile bu fabrikadan emekli olacak” diyorlar. “Santraldan çıkan ılık ve temiz su seralara verilecek, binlerce insan seracılıktan zengin olacak, çicek yetiştireceğiz, meyve yetiştireceğiz” diyorlar. “Santral sayesinde ılıman iklime sahip olacağız, bundan böyle don olmayacak, eksi bir’in altına düşmeyeceksiniz, herkes buraya taşınacak, cazibe merkezi olacaksınız, acayip para kazanacaksınız” diyorlar.
*
Dünyada sadece Sepetçi köyünde çıkarılan lületaşı, yok olacak… Çünkü termik santral, “beyaz altın” tabir edilen lületaşı maden yataklarının üstüne kurulacak.
*
Termik santralın kaplayacağı alan 1541 futbol sahası büyüklüğünde… Her yıl iki milyon ton kül, atık çıkacak, imha etmek mümkün olmadığı için, Alpu ovasına yığılacak. 422 futbol sahası büyüklüğünde zehirli atık dağları oluşacak. Arazide açıkta duracak, her yıl iki milyon ton daha yığılacak. Rüzgarla savrulacak, tarlalara bahçelere yayılacak, Eskişehir’in üstüne cam fanus gibi, kabus gibi çökecek.
*
Havası en temiz üç şehrimizden biri olan Eskişehir, soluk alınamaz hale gelecek, akciğer hastalıkları patlayacak, kanser patlayacak.
*
Kömürün kalorisi düştükçe, kül artıyor, bacadan atılan partikül miktarı artıyor. Beş bin kalorilik kömür “kalitesiz” kabul ediliyor, burada kullanılacak olan kömür sadece 2 bin 200 kalori… Kükürt oranı ise dört kat fazla!
*
Bölgenin muhtarlarını kafakola almak için güya bilgilendirme toplantısı yaptılar, birer çanta dolusu avanta dağıttılar, “termik santrala ses çıkarmasınlar, ahaliyi ikna etsinler” diye muhtarlara dağıtılan avantaların arasında neler vardı biliyor musunuz… Zeytinyağı, sabun, şampuan ve tüy dökücü krem vardı!
*
Siz hiç dünyanın herhangi bir ülkesinde kanser’e razı etmek için tüy dökücü krem dağıtıldığını duydunuz mu… Lütfen duyun!
*
Akılla bilimle kültürle sanatla, tarih şuuruyla, doğayla, hayvan sevgisiyle, yurtsever vizyonla yönetilen “rol model” şehrimiz… Örgütlü cehaletle imha edilmeye çalışılıyor.
Türkiye’nin tüm aklı başında insanlarını Eskişehir’in mücadelesine destek olmaya çağırıyorum.

http://www.sozcu.com.tr/2017/yazarlar/yilmaz-ozdil/turkiyenin-tum-akli-basinda-insanlarini-bu-mucadeleye-destek-olmaya-cagiriyorum-2127961/?utm_source=yazarlar&utm_campaign=diger_yazilar&utm_medium=diger

Al sana Müslüman

Çarşamba günü toplanacaklar biliyorsunuz…
Suudilerden henüz çıt yok…
İkisi dışişleri bakanlığı düzeyinde katılacaklarını ilan etmişler…
Söz konusu: KUDÜS

Bunlar ki Recep Tayyip’de bunlara dahil…
Dilleriyle Müslüman, yürekleri itibarıyla şeytan…
Elleriyle hırsız!

Hak ya, hak ve müstahak…
Acırım gençlere, can verenlere, tutuklananlara!

25 şiddetinde deprem

Var mıdır, olabilir mi?
Bilmem!

Evet…
Kadın O şiddette bir deprem gücüyle sarstın, yıktın güveni…
Güvenmiyorum, güvenmiyorum, güvenmiyorum…
DÖNMEM…
Nokta

Biliyorsun değil mi sadece bir yalan buna sebep olan!

Mekke’de dilenip Medine’de dağıtmak

Allah’ın kelamı…
Bir vicdan çağırısı…
Acıyı…
Tüm canlılar his eder, dört ayaklısının da yoktur iki ayaklısından farkı!

Muhakeme-i vicdan…
Yürek-i lisan…
Muhakemetü’l – Lugateyn’i bilmiyorsan, öğren!!!

Kabil ve Habil’den beri…
Kardeş olan, kardeşe düşman…
Kıskançlık ve fesat, hâkim, Allah’ın nefesini üflediğine…
İlle görecek kendini üstün, eşitler arasında eşitliğin bozguncusu insan…
Aslında kendi kendine düşman…
Diğerinin avradına, malına, varlığına, taşına ve de toprağına göz koyan.

Kadir’den olma, Mediha’dan dogmayım…
Damarlarımda akan kan…
Türk’ün kanı, iman tahtamda Allah’ın nefesi, sözü ve selamı…
Kardeş bilirim kardeş olanı…
Manen yüreği ile Müslümanı…
Kardeş bildiğim gibi, diğerleri de benim için kitapların insanı.

Onlarda kardeşim, kavim…
Mezhep nedir bilmem…
İbrahim ve hanımları…
Müslümanı, Yahudi’si, biri İbrahim’den olma, Sara’dan1 dogma…
Diğeri İbrahim’den olma, Hacer’den2 dogma (Sara’nın hizmetkârı).

Ata bir…
Tohum bir…
Düştüğü, filizlendiği toprak ayrı!

Öyle ki…
Bilmez çoğu kendine Müslüman diyen, herifler kendi dinlerini, dillerini bilmiyorlar ki…
Tarihlerini…
Nereden bilecekler dinlerinin tarihçesini?

Dinimizin öğretisi, özü, çekirdeği…
Müslümanlıkta >>> zorlama yoktur!!! <<<

Nasıl ki…
Peygamber Efendimiz, Medine’de…
Arap yarımadasında üç Yahudi kavmiyle…
Mücadele ettiyse…
Mekke’de, bir o kadar >>> birlikte <<< yaşama ve yaşatma azmindeydi…
Sözde Müslüman, aslı itibarıyla canavar ruhlu, örümcek kafalı yaratıklar bunu pişirir pişirir önümüze koyarlar.

Evet, sözü neredeyse hiç geçmez bu mücadelenin Kur’an-ı Kerim’de çünkü önemsizidir…
Ve yine…
Sözü geçerse ki geçer Yahudi kavminin kitabımızda sözü…
Zimmî’dir bu insanlar bizlere…
Epistemolojide Hristiyanlar ve Yahudiler…
Müslümanların korumasında, bu gelenek sonradan Osmanlıya geçti…
Yardıma muhtaç, kendini savunamayan veya zülüm ve haksızlığa uğrayan…
Hz. Muhammed’in ümmeti olanın koruması altında!

Müslüman…
Tanımaz yandaş ve yoldaşı, yalama ve de yalakayı…
Liyakattir esası…
Günümüzde değil ama yazar tarihimizde ve AKP evvelsi…
Nice liyakat sahibi Hristiyan’ı, Yahudi’si, Kürt kökenlisi getirilmiştedir devlet içeresinde, devlet yönetiminde önemli yerlere!

Bakara Suresi 47. Ayet
„Ey İsrailoğulları, size ihsan ettiğim nimetimi ve vaktiyle sizi diğer varlıklara üstün yaptığımı hatırlayın.“ (Elmalılı Meali)

KUR’AN-I KERIM’de…
21 ayette geçer Yahudi…
Maide Suresi 18. Ayet der ki:
“Yahudiler ve hıristiyanlar «Biz Allah’ın oğulları ve sevgilileriyiz» dediler. De ki: Öyleyse günahlarınızdan dolayı size niçin azap ediyor? Doğrusu siz de O’nun yarattığı insanlardansınız. O, dilediğini bağışlar ve dilediğine azap eder. Göklerde, yerde ve ikisinin arasında ne varsa mülkiyeti Allah’a aittir. Sonunda dönüş de ancak O’nadır.“

O halde…
Çağımızda, zülüm ve azap içinde olan MÜSLÜMAN…
Düşün bir, düşün…
Yanlışın nerede?

Var mı bir farkın Kabil yanında, Habil karşısında?
Tersi…
Habil yanında, Kabil karşısında?
Sen özüne ters dönmüşsün…
İnkâr edersin Hz. Muhammed’in öğretisini!

Anaya da saygı, babaya da saygı, kardeşe de…
Saygını, sevgini ve güvenini eksik etme.

Şatafatlı sözlerdir, gösterişli, görkemli…
Yaratılana, Yaratandan ötürü sevgi…
GÖSTER ÖYLEYSE…
ISPATLA!!!

Bu mücadele, bu savaş…
Ne benim mücadelem ne savaşım, olamaz Türk’ün meselesi…
Tarih karşısında sorumlu ve yükümlü…
O kutsal topraklarda hak sahibi Filistinli kadar Yahudi…
Yahudi’nin hakkı olduğu kadar Filistinli hak sahibi…
Bana düşen, bize düşen >>> hak ve Hâk bilincinde <<< tarafsız…
Kardeşler arası arabuluculuk olmalı…
Neticede kardeş kardeşi bıçaklamış ama sonunda dönmüş kucaklaşmış!

Ne öğrenmenin ne öğretmenin yaşı vardır…
Hele sevmenin…
Çocuk yaşta oturup üç Hâk dinini incelediğimde, kıyasladığımda…
Bakın burası çok önemli, tee O yaştan bu yana cevabını bulamadığım bir sorunun yanıtını…
Geçenlerde yayınladığım O belgeselde buldum.

Evet…
Ne ilginçtir ki iki tarafında birçok entelektüelleri aynı görüşte, aynı düşüncede…
Yan çizen, yandan fırlamalar, sözde muhafazakârlar, cehaletleriyle dünyayı karartanlar(!)

Hep merak etmişimdir, “koca burunlu” Yahudi’yi…
Pinokyo misali…
Ticari zekâyı…
Yemin ediyorum yemin, konuyla ilgili o kadar kitap okudum ki…
Yok…
Jeton bir türlü düşmedi!

Hâlbuki…
Mantık kardeşim, mantık. “İyi derecede” dilime de hakimim, bilime de tarihe de teknolojiye de…
Tıkayamadım makarna süzgecindeki delikleri, sızıntıyı, belleğin kapasite sorununu…
Çözemedim…
Bulamadım bir çözüm, saf – salaklığıma!

Yahudiler…
Bu halk…
Allah’ın gazabına uğradıklarından beri dünyanın dört bir tarafında…
Omuzların üzerindeki gaz tenekesi…
Alev al, aydınlat etrafı, gör gerçekleri…
Bu halk ki özgeçmişleri, öz anlayışları itibarıyla BIR HALK…
Dünyanın dört bir tarafında, ten renkleriyle sarımsı, moka, beyaz ve kara…
Kimisi yeşil…
Yok canım şaka, yeşil tenli insan mı var dünyada?
“Bin bir” türlü kültürün, medeniyetin etkisi altında BIR HALK kalmayı başarmış insanlar…
Harçları, tutkalları, bu birliğin betonarmesi…
INANÇLARI!

Günümüze kadar gelebilmiş HÂK inancı…
Haliyle birliğin temeli bu kadar güçlü olunca her türlü iş birliği, yardım ile el ele…
Koşmuşlar bir başarıdan bir başarıya…
Ticari zekâ birleşince bu denli güçlü bir imanla…
Dünya çapında, küreselleşmenin öncüleri gibi taşınınca mal güven ile oradan buraya…
Para, para, para…
Diğerleri burunlarının b.kunu yerken fesattan, bu insanlar çalışkanlıklarıyla birlikte…
İhya etmiş Allah bunları, yürü kulum demiş…
Peygamber Efendimiz zamanında bile başlamış şikâyet, şikâyeti izlemiş…
Uzun lafın kısası…
Para, varlığı bir dert yokluğu yara!

Kendi gözlerimle gördüm…
Kıyasladım…
Kudüs’te Yahudi mahallelerini, Filistinlilerle…
DEME…
Yahudilerin imkânları var, devlet arkalarında…
1948’de…
Sıfırdan başladı bu insanlar, sıfırdan…
Çölleri yeşillendirdiler, çölleri…
Bak…
Recep Tayyip Erdoğan denilen şerefsiz Arap’ın kölesine…
Bak Arap’ın kendisine…
Binlerce yıldır oradalar ne yaptılar ne yapabildiler…
Alt tarafı yaklaşık 12 milyon insan, yarısı kadar Israil’de…
Yeryüzü cennetine çevirdiler yaşadıkları yerleri.

Yok…
Yok kardeşim yok, bu ne benim mücadelem ne benim savaşım…
Bulabilirsem kardeş ile kardeşin arasını ne mutlu bana, yoksa (…)
Haklının yanındayım, haksızın karşısında!

Ve Israil oğlu ve de kızı…
Kudüs konusunda haksız bu ise böyle biline.

1 Yahudiler
2 Müslümanlar

Ein Rat an die SPD

Ich glaube dieses Land hat mehr als genug Dummschwätzer…
Reden ist Silber, Schweigen Gold…
Stat zu > schwätzen < sollte gehandelt werden!

İstihdam yaratılamayan bir büyüme, büyüme değildir, olamaz da

Badem hesabı işte…
G.t kılları rekor sarhoşluğunda…
Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH), harcamalar doruk noktasında…
Devleti temsilen, g.t ve g.t yardımcıları, küçük g.tler büyüğün yanında…
Sallıyorlar, indirmişler pantolonu, külotu aşağıya…
O kıllı g.tlerini bir bu yana bir öte tarafa…
Kahpeler ve de yalakları yap, işlet, devret modeliyle ülke sömürüsüne ziyadesiyle katkıda!

Almanya’da…
Bir öğretmenin eğitim süreci, bir pedagogdan söz ediyorum…
Yedi yıl sürüyor ortalama…
Öğretmen bu kardeşim, evladını > emanet < ettiğin insan, hani…
Derler ya, eti senin, kemiği benim!
Almanya’da, nitelikli öğretmen açığı, ülkemizde atanamayan, iş bulamayan fazlası…
Soruyor bu sabah haberlerde bir izleyici:
“Bu büyüme hesabına beni neden katmadılar?”

Niteliği, niceliği…
Gerçekler ve hayal ürünleri(!)

Gençler pinekliyor ana – baba kapısında, kahve – kafe köşelerinde…
Hırsızlık had safhasında…
Halk…
Kredi kartları sağ olsun, borç batağında…
Harcıyorlar mirasyedi gibi…
Olmayan, kazanılmayan AKçeleri hovarda gibi.

İşte büyüme dedikleri bu kardeşim…
Sapkın hayaller ve haram ürünleri…
Ekonomi…
Yarınlar…
Türk Silahlı Kuvvetleri…
Elhamdülillah Müslüman hırsızlara emanet edildi!