Vandallardan, neo Osmanlıya, Turancıya

Başlamış bitirememiştim; vakti saati geldi başladığımı bitirmenin;
Çanakkale(!)

Boşuna demiyordu kişi, “Montaj sanayi”
En son Idlip görüntülerine dikkat ettiniz mi, ayna gibi!

Diyorlar ki ”Iha – Siha” yerli ve milli???
>>> Onların her tarafı yerli ve milli olsa kaç yazar acaba? <<<
“KESIN”
Optik değildir yerli üretim, yani kamera!!!

Konuyla ilgili, keşke yazılanlara inanabilsem…
incele

Neyse konumuz bu değil, konumuz Çanakkale…
Konumuz…
Sizin nasıl ve ne türlü sikildiğinizi gözler önüne sermek…
Evet…
Türkiye Cumhuriyeti belki “doğal” önderliğinde 200 milyonu aşkın…
Bir insan topluluğunu bir araya getirebilmek…
Sıralamıştım BÜYÜK DEVLET olmanın gereklerini…
SÖZDE yerli ve milli…
Şehit olma meraklısı, gebermeye özlem duyan…
Çünkü yaşamadan ne zevk, haz alamayan, ne bir tadına varmasını bilen…
EVET, bilerek bu kelimeyi kullanacağım…
İki taraf içinde geçerli, sikişmeyi, sikilmeyi…
HAYVAN gibi…
Biri bacak açarken, domalırken diğeri sokup çıkarmayı marifet bilen…
Halbuki…
Sevişmenin insani bir ihtiyaç olmakla birlikte iki insanın birbirine duyduğu yakınlığın doruk noktası olan, hayatın…
Tek değil AMA önemli bir parçası olan tenin tene…
Dudağın dudağa teması, bu temastan doğan meyvenin, cinsel temasın…
Sevginin…
Aşkın bir eseri olanın yaşama, insan gibi yaşama ve yaşatmak hakkının bilincinde olmayan bir toplumun fertleriyiz. RABBIMIZ…
Ölelim diye bize can vermedi, yaşayalım ve yaşatalım diye geldik bu dünyaya…
Ne güzel HAYKIRDI bu sabah haberlerde genç, ne güzel…
“Biz aleviyiz, biz suniyiz … biz… Türk’üz…” diye
EVET…
Biz bir elin her biri değişik boyda olan birer parmağı, toplamda elin kendisiyiz…
Üreten, yârdim eli uzatan, dost eli…
Döven, tutan, bırakan…
Ve yine sımsıkı kavrayan, oynak AMA ayni zamanda BIR BÜTÜN olan elin kendisiyiz.

BIR BÜTÜNÜZ…
Fertten, bireyden aile birliğine…
Aileden topluma…
Toplumdan devlete BIR BÜTÜNÜZ!

NASILLL…
Ya insan olan o günlerin şart ve durumlarını bugünlerle kıyaslar?
NASIL???

Yedi düvele karşı çarpışan bir ülke, bir yıkıntı…
Ay gibi güneş gibi doğan bu millete Tanrının bir lütfu bir insan…
Ve ona INANAN, GÜVENEN yoldaşları…
Çarpıştı…
Öldü, öldürdü…
AMA hep tek amaçları vardı…
YAŞATMAK!

Bana inanmıyorsan aç oku, oku ulan HAYVAN oku…
Gözün görsün, beynin azıcık çalışsın…
OKU SÖZLERINI…
Oku…
Anka kuşu misali yıkıntılarından, küllerinden yepyeni bir toplum meydana getirdi, bir devlet kurdu…
Bugüne kadar ne gördün ne yaşadıysan O insanlar sayesinde yaşadın…
ÜRETTILER…
Yoktan VAR ETTILER…
Ve orospu çocukları elde ne var ne yoksa satıp savdı…
Bunu gör, bunu anla!

NEDEN ölüyor Mehmetçik, NEDEN???

Suriye bizim topraklarımız mı…
Libya?
Osmanlı…
Çoktan tarih sayfalarında yerini aldı, Osmanlıyı hortlatacağız diye yola çıkanlar…
Bu ülkeye…
Zarardan çok ne verdi, hangi faydayı sağladı…
DÜN YAZDIM…
NATO bilmem ne, Avrupa bize yârdim edecek öyle mi, istemeye istemeye…
Zoraki…
Göreceksin neticelerini!

Yapayalnız kaldık bu dünyada…
KÖPEK yerine koyan yok bizi…
Ah Napolyon ne kadar hâklisin sözlerin ile…
Coğrafi önemimiz olmasa acaba adam yerine koyup bizi KIM muhatap alır bu kafayla?

Tekrar hatırlatmak isterim ESAS arşivimi…
Oku ya oku…
Binlerce sayfa, binlerce…
Evet, okuyorsun. Teşekkür ederim gösterdiğin ilgiden ötürü AMA…
Geçen her saniye, bunların “başımızda olduğu” her saniye aleyhimize!

İnsanlık tarihinde…
Hatırlatmak isterim dün yayınladım, DÜN…
İnşallah izlediniz dikkat ile, hep derim en ufak bir şey yapmam düşünmeden, arkasında bir maksat olmadan…
YAPMAM…
Neymiş efendim; Hanau…
İllegal, yani yasadışı silah bulmak istesem…
Gerçekten istesem, yapacak olsam…
AMA sadece bu yüzden yayınlamadım; Moğollar bir…
Vandallar iki…
İnsanlık tarihinde acımasızlık, gaddarlık…
Yıkıcılık…
Konularında tarihe adlarını altın harflerle yazdıran yığınlardır.

Gençlik yıllarımdı…
Bosna savaşı…
Birçok tanıdığım, bildiğim insanlar…

Hala…
Hala mümkün, hala dolaşıyor piyasada…
Neyse dağıtacağım konuyu, gidecek başka taraflara…

Malumunuz…
Çıktıkları yerleri biliyorsunuz, İstanbul varoşları…
Üç Y
İle çıktılar yola…
Ülkeye Hâkim OLAN TEK Y kaldı…
YALAN!

Yalanın arkasında iki Y daha saklı…
Bu sayede çok güzel saklayabiliyor, gizleyebiliyorlar…
Yasakları…
Yolsuzluğu.

Önceleri…
DUVARLARLA örtülü villalar arkasına saklandılar…
Türbanlı sürtükler ciplerde…
Yetmedi geldi ardından saraylar…
NEDEN hatırlattım bunları sizlere???

ELBETTE…
Var bir nedeni.

😊
Babil Kulesi mi?
Bir ara, evde…
Bir soru dil ve din bilimcilerine!

Romalıların bileğini bükemediği toplumlardan biridir Vandallar…
Vandal…
Eski kültür ve sanat anıtlarını yakıp yıkan, bunların değerini bilmeyen (kimse ya da halk)
Günümüze kadar gelebilmiş bir kavramdır, arkasında ALMANLAR gizlenir…
Papa…
O zamanlar Vandallar dayanmış Roma kapılarının önüne…
Rica, minnet…
Talan edin ama LÜTFEN yakıp, yıkmayın demiştir…
Ve Vandallar, artık nasıl olduysa…
Talan etmiş AMA yakıp yıkmamışlardır Roma’yı…
Aksine…
ZAMANLA Romalıların hayat şartlarına, konforuna…
Medeniyetine, KANUNLARINA…
Teknolojik üstünlüklerine, askeri stratejilerine…
Ekonomik refaha öylesine alışmışlardır ki…
Vandallar…
Zamanla Romalılardan daha Romalı oldular.

ANLAYANA…
Yok, bilen bilir Önderi…
Ben sadece yol gösteririm, IMA ederim…
Düşünülmesini isterim…
Gerisi ANLAYANA!

Not:
O varoş hatırlatması…
ANLA…
Zamanla, anla ya anla!

INAN bana lütfen INAN…
Pezevengin…
AKP’nin YOK bir farkı Moğollardan, Vandallardan…
Sadece onların kafası Vandalların ki kadar çalışmıyor…
Talanın yani sıra yakıp yıkmaya, öldürmeye devam ediyorlar.

Kim bilir kim bilir, OROSPU bir tane, iki tane değil ki!

Genelde insanlık, özelde bu coğrafyanın insanı…
Başına getirdiklerinde…
Kahpe ile…
Gerçek bir vatansever ile menfaatperest bir düzenbaz arasında ayrım yapamadığı sürece…
Mahkumdur…
Düzmecelere, düzülmeye!

Bilmem dikkat ettiniz mi?
Geçenlerde…
BIR GÜNDE…
10 bin 300 küsur kez sayfalarımdan herhangi biri okunmuş…
Anlatamadım meramımı, yani derdimi.

Kendim şaşırdım, çok şaşırdım hem de.

O halde, madem öyle… YPG ise niyet NIYE dinciler koruman altında, herifler besbelli meşruiyeti EN AZINDAN senin kadar sorgulanabilen bir hükümet karışında

“Mutabakat
Türkiye ile Suriye arasında artan gerginlik üzerine, dönemin ABD Başkanı Bill Clinton’ın da devreye girmesiyle, Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek arabulucu görevini üstlendi. Arabuluculuk sonucunda da iki devlet arasında 20 Ekim 1998 tarihinde Türk heyetine başkanlık eden büyükelçi Uğur Ziyal ve Suriye heyetine başkanlık eden Siyasi Güvenlik Başkanı Tümgeneral Adnan Bedir Hasan tarafından Adana Mutabakatı imzalandı.
Adı daha sonra 2010 yılında „Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Terör ve Terör Örgütlerine Karşı Ortak İşbirliği Anlaşması“ olarak değiştirilen ve 3 yıl geçerli kalan 23 maddelik mutabakata göre başta PKK olmak üzere her iki devlet de kendilerini tehdit eden örgütlere karşı önlemler alacak ve onların kendi toprağındaki tüm faaliyetlerine engel olacaktı. Karşılıklı olarak hiçbir ikamet, lojistik, eğitim, ulaşım ve silah kapasitesine müsaade etmemek konusunda anlaşan iki ülke ortak operasyonlar, tutukluların iadesi ile bilgi, belge ve istihbarat paylaşımı alanlarında işbirliği yapmaya karar vermişti.

“Sonuç
Türkiye ile Suriye arasında yaşanan bu gerilimde PKK lideri Abdullah Öcalan 9 Ekim 1998’de Suriye’den ayrılmak zorunda kaldı.
23 Ocak 2019 günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Başkanı Vladimir Putin arasında Moskova’da gerçekleşen görüşme sonrası, Suriye İç Savaşı’nda Türkiye’nin, Suriye’de Beşşar Esad rejimi ile doğrudan görüşmesinde bir ara formül olarak Putin bu mutabakatı dile getirmiştir. Erdoğan ertesi gün yaptığı konuşmada Adana Mutabakatı’nın yeniden gündeme gelmesi, bunun üzerinde ısrarla durulması gerekiyor. ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 7-8 Ekim 2019 tarihlerinde yaptığı Sırbistan ziyareti sırasında gazetecilerin sorularını yanıtlamış; gerçekleşen Barış Pınarı Harekâtı’nın dayanağı olarak Adana Mutabakatı’nı göstermiş ve şunları söylemiştir: Biz Adana Mutabakatı’na dayalı olarak oradayız. Adana Mutabakatı’na göre, rejim tarafından PKK’ya karşı tedbir alınmayacak olursa, bizim güçlerimizin onu kovalama hakkı vardır.
22 Ekim 2019’da Rusya ile Türkiye arasında imzalanan Soçi Mutabakatı’nda Adana Mutabakatı’ndan bahsedildi ve Rusya mutabakatın uygulanmasını kolaylaştıracağını teyit etti.„

Gayrimeşrusunuz gayrimeşru, anlamadığım ki BÜYÜK bir soru işareti, aklıma pis pis şeyler geliyor

Coğrafyanın asli unsuruymuşlar, doğru…
AMAAA…
2020 senesinde yaşıyoruz ve sizler YABANCI TOPRAKLARDA „askeri üs“ kurmuş durumundasınız…
Suriye…
ARTIK Osmanlı toprağı değil bu…
BIR…
Adana Mutabakatı Adana Mutabakatı deyip duruyorsunuz…
Üç senede bir yenileniyormuş galiba…
Meşruiyetinizin, bu topraklarda bulunabilmenizin bir belgesi KIII…
>>> iki taftanda “anında” fes edilebilir <<<
Soruyor Önder kendine, bu tiyatro niye…
Esad niye anlaşmayı fes edip HUKUKI olarak sizi devredişi bırakmıyor…
Uluslararası zeminde sıfıra düşersiniz, sıfıra!

Bu da IKI, o halde Suriye bu adımı NEDEN atmıyor…
NIYE???

😊 ZILI, Kerstin

Sarışın bir felaketi…
“Hapt ihr was mit dem Önder zu tun?”
Das bin ich!
“Wir waren zusammen in der Schule”

Hep derim…
Utangaçtım, hala öyleyim bazen, özel durumlarda…
Kıza açılmamıştım, sonradan açıldım kabak çiçeği gibi…
Aradan 35 – 40 sene falan geçmiş, hala ismimi biliyor…
Ah Önder ah salak Önder…
Ulan salak, düz nefes yapabilecektin…
Cesaretin olsaydı, dizler…
Dizlerim…
Aptal herif, APTAL!