“Tehlikelisin* …” *Erdem falan filan, gerisi sizleri ilgilendirmez

Çeyreğin…
Ya bir kurşunluk…
Veya bir püfff’lük mecali var!
😊
Hiçbir fikriniz yok hakkımda!

Onlar yanlış çeyreğe çatılar…
Esas dava nedir ne onlar ne PKK’lılar biliyorlar…
Ateşe yürümek…
Sevdiklerin için, aşk için…
Cayır cayır yanan AMA bir türlü sönmek bilmeyen gömleği…
Her gün giymek, sözünün, kendinin eri olmak…
Ata yadigârına, sevdiklerine sahip çıkmak…
Hayata kalmak her ne pahasına olursa olsun, yaşamak…
Ve yaşatmak…
Dava bu, ben değil BIZ diyebilmek!



Ben boşuna söylemem, yazmam

Ataları da İngiliz…
Ataları da Arap hayranıydı…
Kancıkdırlar…
Kancık, çok anlatmışımdır örneğin çocuk yaşta edindiğim deneyimleri…
Tosunlar…
Kurtçuklar, sözde milliyetçi sağcılar…
Faşistleri çok anlatmışımdır “erkekliklerini”

Ve yine demişimdir…
Zaman…
“doğrular” Önderi!

Baraj, baraj…
Baraj, levrek ve harita…
Anlayan anlayacak beni.

BAK…
Dikkatle bak resme…
IKI köpek…
KIMIN kapısının önünde?

NEDEN…
Önder son zamanlarda çokça İngiliz ile uğraşıyor…
Veya Fransız ile, NEDEN?

>>> Müslüman Kalleşler <<<
Ve Mısırda değişen dengeler…
Mısır ile Israil ile bugüne kadar nispeten iyi ilişkiler içeresinde bulunan Türkiye Cumhuriyeti…
NEDEN…
Bunların gelmesiyle birlikte “münasebetlerini” azamiye indirdi?

“Eine direkte militärische Auseinandersetzung zwischen Ägypten und der Türkei in Libyen schien nach dem grünen Licht des Parlaments in Kairo möglich. Nun vollzog die libysche Regierung von Fayiz as-Sarradsch eine Kehrtwende, weil Ankara den Krieg nicht führen wollte.
Noch vor wenigen Wochen zeigte sich die libysche Einheitsregierung von Ministerpräsident Fayiz As-Sarradsch siegessicher und kompromisslos. Mithilfe der Türkei sollte die strategisch wichtige Hafenstadt Sirte erobert und die dahinterliegenden Ölfelder des Sirte-Beckens der Kontrolle des abtrünnigen Generals Chalifa Haftar entrissen werden.

Dessen Unterstützer, allen voran Ägypten und die Vereinigten Arabischen Emirate, wollen diesen Vorstoß hingegen unter allen Umständen unterbinden, der ansonsten das Machtgleichgewicht in dem ölreichen Land zugunsten der Türkei verschoben hätte. Kairo erklärte deshalb eine „rote Linie“ von Sirte bis zum Luftwaffenstützpunkt al-Dschufra im Süden, deren Überschreitung durch die Kämpfer der Einheitsregierung und türkischen „Beratern“ eine ägyptische Intervention in Libyen auslösen würde.
Davon zeigte sich Ankara anfänglich unbeeindruckt. Noch am 5. Juli veröffentlichte das Kommunikationsbüro des türkischen Präsidenten, dass man weiter an den Plänen festhalte, in Richtung Sirte und al-Dschufra vorzustoßen.
In der Nacht davor wurden türkische Luftabwehrsysteme auf dem Stützpunkt al-Watiya in der Nähe der Hauptstadt Tripolis bombardiert und zerstört. Bis zum heutigen Tag ist nicht bekannt geworden, wer hinter diesem Luftangriff steckte.

Am 20. Juli erteilte schließlich das ägyptische Parlament Präsident Abd al-Fattah as-Sisi einem Militäreinsatz im Nachbarland grünes Licht. Die Armee sollte die nationale Sicherheit an der „strategischen westlichen Front gegen die Arbeit von bewaffneten kriminellen Milizen und ausländischen terroristischen Elementen“ verteidigen, hieß es in der Resolution.
Damit erschien eine direkte Konfrontation mit der Türkei möglich, die die Region noch tiefer ins Chaos gestürzt hätte. Die Frage war, ob der türkische Präsident Recep Tayyip Erdoğan tatsächlich dieses Risiko eingehen würde.
Eine Antwort darauf lieferte nun Libyens Ministerpräsident Sarradsch am Freitag, als er einen Waffenstillstand für das ganze Land ausrief. Zudem solle eine entmilitarisierte Zone um Sirte geschaffen werden, die einen politischen Dialog zwischen den verfeindeten Seiten anstoßen sollte. Ohne ein Einknicken Erdoğans wäre dies nicht möglich gewesen.
Haftar selbst äußerte sich bis Freitagabend noch nicht dazu. Dafür kamen positive Signale aus dem libyschen Parlament in Bengasi, das die Einheitsregierung von Sarradsch nicht anerkannt hatte und vorübergehend aus Tripolis nach Bengasi ausgewichen war.
Der Parlamentsvorsitzende Aguila Saleh Issa begrüßte die Erklärung aus Tripolis zwar nur indirekt, rief aber ebenfalls zu einer Waffenruhe auf. Ägyptens Präsident Sisi nannte die Erklärungen aus Tripolis und Bengasi „einen wichtigen Schritt auf dem Weg zu einer politischen Lösung“. Aus Ankara gab es hingegen bis Freitagabend keine offizielle Erklärung zu dieser Entwicklung.

„Der US-Botschafter in Libyen Richard Norland nahm in einem Interview zur türkischen Militärintervention Stellung und hieß die Operation der Türkei gut. NATO-Mitglied Frankreich kritisiert das militärische Eingreifen der Türkei in Libyen seit Monaten besonders laut.“

Daha dün açıklandı, daha dün…
Suriye’de…
10 bin, TEKRAR 10.000 IŞID savaşçısı var…
ON BIN…
Savaş PARA ISTER…
Savaş GÖT ISTER, taşak ister taşak…
Devlet hazinesinde kuruş yok, gaz falan…
>>> Kendileri dediler gereken yârdim alınacak <<<
Hadi Tayyip göreyim seni götürsene 10 bin iti…
Götür 10 bini göreyim seni.

https://www.sozcu.com.tr/2020/ekonomi/dogalgaz-rezervi-kac-yillik-uzmanlar-ne-diyor-6000000/

https://www.sozcu.com.tr/2020/ekonomi/gazi-cikarmak-icin-kaynak-gerekiyor-6003221/

https://www.milligazete.com.tr/haber/5136818/karadenizdeki-dogalgazi-cikarmak-icin-5-milyar-dolar-yatirim-lazim

Ne gaz için ne savaşmak için PARA YOK!

Kalkın ey ehl-i vatan dediler, Kalktık; Herkes oturdu biz ayakta kaldık
(Bu sözlerin kime ait olduğu bilinmiyor)

>>> !!! <<<
Recep Tayyip Kahpedoğanın…
>>> gayri resmi <<<
40 bin paralı askeri gücü YOKSA kolordusu* mu demeli!?

https://sadat.com.tr/tr/

*Ordu 80 ile 200 bin kişi arasında
Kolordu 20 ile 45 bin kişi arasinda
>>> !!! <<<

>>> Turkish Blackwater <<< INCELE

Yıllar öncesi yazmıştım…
Daha Israil’deyken…
Hata bir gurup Türk turistle tartışmasını bile yaptım…
İnanmadılar bana…
INANMAYIN(!)

Ne demiştim???
Zaman…
Önderi doğrular ve daha neler neler…
Çeyreğe…
Biraz can gelirse.

###
Yok…
Allah belamı versin tercüme etmeye, yorumlamaya…
Kendi istihbaratımı araya katıp yazmaya halim YOK…
Hiç iyi değilim…
MUTLAKA DEVAM EDECEK…

Yazacağım…
SÖZ…
Çünkü çok önemli ancak moralim sıfır, dedim ya Arka Sokaklar…
Çok şey öğreniyor, anlıyorsun…
Yansıtır kimi gerçekleri, ben neydim?

Bilişimci…
Forenziker, analizci…
Şimdi anlıyorum kimi şeyi, eğer ki gerçek olmalı bakınca durumlara…
Bir komiser, başka bir ekipten, kızı kaçırılıyor…
Bir suç çetesi ve polisin eline geçen bilgisayar…
Çete bilgisayarı geri istiyor, polis geri veriyor.

>>> İlk iştir… ILK <<<

Sabit diskin kopyası alınır…
1:1…
Image denilenden, ver bilgisayarı gitsin…
AMA…
Öyle değil tabii!

Diyeceksiniz ki filim icabı falan…
SEN…
Öyle san!

Tayyip Silahlı Kuvvetleri…
Milli İstihbarat Örgütü…
Dinci siyaset…
Perde arkası, çok önemli veriler elime geçti…
AMA…
Yazacak halim yok!

###

>>> Penguen yürüyüşü <<<

Hatırlıyor musunuz buzlu havada nasıl yürümeniz gerektiğini öğretmiştim sizlere…
Tabii buz başka azgın akan su başka…
Ama ikisi içinde geçerli, ayaklarınla yer temasını kesmeyeceksin…
Sel ortamındaki fark…
Akarsu istikametinde ya yürüyecek veya yüzecek “kıyıya” ulaşmaya çalışacaksın.

Önder O KADAR SÖYLEDI — > Mutasyon!

Ulan AlYarak;
Madem büyük potansiyeli olan bir kuyu…
CEVAP VER BANA…
Piyasa neden tepki vermiyor bu habere?

*

Giresun

İçim cız ediyor izledikçe görüntüleri…
Ne hesap sormasını bilirsin ne talep etmesini…
Doğru ya kimden hesap soracaksın değil mi?

İnsan…
Kendi kendini hesaba çeker mi?

Abdulkadir Selvi

Her dönemin adamı…
Pardon…
Umumi kadını!

Bu herife önceleri de dikkat çekmiştim, ÖZELLIKLE…
FETÖ bağlamında…
U dönüşü, bunların genetiğinde yatıyor olmalı…
Kimdeyse güç onun önüne domalıyorlar.

Gaz bulundu diye sevinmiyorlarmış…
CHP falan…
Ya kardeşim neyine sevineceksin?
YEDI SENELIK BIR REZERV, sadece 7 sene ya…
7…
Bu bir, ikincisi akli başında olan HERKES biliyor ki cuma günü açıklandı…
KIMSE…
Piyasa dahil bilmem nesine takmadı…
Bunun bir gündem değiştirme operasyonu olduğunu herkes biliyor…
Sizler hariç…
Bu da IKI!

Cenneti Âlâ Kerhane midir?

„Irmaklarından şaraplar akacak“ diyorsun
Cennet-i âlâ meyhane midir?
„Her mümin’e iki huri“ diyorsun
Cennet-i âlâ kerhane midir?

Tanrı bize cennette vaat ettiği şarabı
Niçin haram etsin bu dünyada, akla sığar mı?
Bir sarhoş arap, devesini vurmuş Hamza’nın
Peygamber de yasak etmiş Arap’a şarabı

Beni özene bezene yaratan kim? sen
Ne yapacağımı da yazmışsın önceden
Demek günah işleten de sensin bana
O zaman nedir o cennet cehennem?

Kim senin „yasa“nı çiğnemedi ki söyle?
Günahsız bir ömrün ne tadı kalır söyle.
Yaptığım kötülüğü kötülükle ödetirsen eğer
Seninle benim aramda ne fark kalır ki söyle

Tanrı bizi çamurdan yarattığında
Biliyordu bu dünyada ne işimiz olacak
İşlediğim günahlar hep onun emriyledir
O halde cehennemde beni niçin yakacak?

İsyan edip karşında duracağım, neredesin?
Karanlığı, ışığa yoracağım, neredesin?
İbadete karşılık cenneti alacaksam
„Bağış mı ticaret mi“ diye soracağım, neredesin?

Kör cehalet çirkefleştirir insanları.
Suskunluğum asaletimdendir.
Her lafa verecek bir cevabım var elbet
Lakin bir lâfa bakarım laf mı diye,
Bir de söyleyene bakarım adam mı diye

Dünya, üç beş bilgisizin elinde
Sanırlar ki tüm bilgiler kendilerinde
Üzülme, eşek eşeği beğenir
Bir hayır var sana kötü demelerinde

Sen bu dünyanın sırrına eremezsin
Erenlerin dilini de sökemezsin
Öyleyse iç şarabı, cennet et dünyayı
Öteki cennete ya girer, ya giremezsin

Niceleri geldi, neler istediler
Sonunda dünyayı bırakıp gittiler
Sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi?
O gidenler de hep senin gibiydiler

İçin temiz olmadıktan sonra
Hacı hoca olmuşsun kaç para
Hırka, tespih, post, seccade güzel
Ama Tanrı kanar mı bunlara

Sen sofusun hep dinden dem vurursun
Bana da sapık dinsiz der durursun
Peki, ben ne görünüyorsam o’yum
Ya sen ne görünüyorsan o musun

Sen içmiyorsan içenleri kınama bari
Bırak aldatmacayı iki yüzlülükleri
Şarap içmem diye övünüyorsun ama
Yediğin haltlar yanında şarap nedir ki..

Ey kara cübbeli senin gündüzün gece
Taş atma dünyayı bilmek isteyenlere
Onlar yaratanın sanatı peşindeler
Seninse aklın abdest bozan şeylerde..

Ben kadehten çekmem artık elimi;
Tutmam senin kitabını minberini.
Sen kuru bir softasın, ben yaş bir sapık
Cehennemde sen mi daha iyi yanarsın, ben mi?

Seni kuru softaların softası seni
Seni cehenneme kömür olası seni
Sen mi haktan rahmet dileyeceksin bana?
Hakka akıl öğretmek senin haddine mi?

Yaşamın sırlarını bileydin
Ölümün de sırlarını çözerdin
Bugün aklın var, bir şey bildiğin yok
Yarın akılsız neyi bileceksin? Ey kör!

Bu yer, bu gök, bu yıldızlar, boştur boş!
Bırak onu bunu da gönlünü hoş tut hoş!
Şu durmadan kurulup dağılan evrende
Bir nefestir alacağın, o da boştur boş

Ömer Hayyam