Monat: März 2020

Heute ist der vier und zwanzigste…
Kein Pfennig in der Kasse!

Belli…
Kadın profesyonel terzi değil…
Ama ütüsü çok hoşuma gitti, bizim sanayi ütümüz…
Off off off…
Bakin TABI KI ameliyat ve VEYA N95 maskesi değil bunlar, olamaz…
AMA…
Hani anlatmıştım ya aksırık, öksürük virüslerin havada kalma süre ve şekilleri…
Tamamen cıbıldak olmaktan, anadan dogma haydi haydi iyidir…
Sonra cebinizde kolonya olduktan sonra veya el dezenfektanı…
Arada spreylerseniz…
Yani NISPI bir korunma…
Ben olsam böyle yapmam, yapmayacağımda…
Yoksa elimde aktif karbon vesaire, en azından > mendiller < çoğul…
>>> Bir dikey, bir yatay <<<
Unutmayın kâğıt kesim şekilleri, bu yüzden yatay dikey ÖNEMLI…
Mikroskop altında görüyorsun papierfaser = kâğıt elyafmış Türkçesi, bilmiyorum doğru mu yanlış mı?

Dedim ya yoksa elimde karbon, mendil herkeste var, Öyle hazırla ki…
Değiştirilebilsin…
SONRA…
Ben olsam >>> DOKUSUZ Kumaş <<< işlerdim arasina…

Aklımdan çıkmıyor ben neler ile uğraşıyorum…
Millet…
Devlet, güvenlik güçleri bana neleri yakıştırıyor!

Tüm bu “güvenlik önlemleri” virüsün yolunu ZORLAŞTIRMAK…
Hackerler…
Anlatmıştım, HONEYPOT’s…
Dediğim gibi kâğıt mendilleri çıkar evinde…
UNUTMA 60 derece, dök üstüne fokur fokur su…
Beklet beş dakika…
100 derecede…
Kurut…
KOY…
Gene bir dikey, bir yatay kâğıt mendil arasına…
😊
Bilişim, HATIRLA…
Beş dakika, hani kondansatörler, boşalma süresi…
1,5 metre ittihat payı…
Elektromanyetik dalgalar, 1 metre…
Kardeşim…
Elin bilmem nene mi kaçtı?
Önder…
😊
Bakma kaçın kurası?

#####
OKU
#####

Malum!

Nasıl tepem attı gene…
NASIL…
Ya ayakta bile durmakta zorlanıyorum, püf desen yıkılırım…
ÜZÜLDÜM, çok üzüldüm…
Neden hep ben…
NEDEN?

Yatak…
Divan altı, arkası…
Halıların altları…
Dip – köşe…
Perde arkası!.

Segen und Fluch
Der Almanlar…
Bunun için yetiştirildim, görmem için…
Ayrıntıyı…
Bütünü.

Genelde…
BENIM başıma HEP bela olmuştur…
Sevdiklerimin ise menfaatlerine.

Devlet değildir “düşmanım“, toplum…
Genelde birey bile değil…
Ama YALAN…
Ama yanlış, siyasetçi tiksindirir beni…
Ki hangi milletten olursa olsun…
Devlet adamına HEP olmuştur SONSUZ bir saygım.

Kuşlar haber uçurdu yine…
…
Almanı, Türkiyelisi…
Ulan karşınızda SADECE bir çeyrek…
Ama “bilgili” düşünen, soran ve sorgulanan bir çeyrek…
Dolayısıyla “tehlikeli”

Leute…
Ich bin und bleibe ein gesetzestreuer Mensch…
Ich bin nicht mehr oder weniger “gefährlich” als jeder andere…
Tut was ihr für richtig haltet, dass heißt aber noch lange nicht das ich die klappe halten werde!

Yetti ulan yetti!

Sinir oluyorum sinir…
Gördükçe bu mıymıntıları…
Çok mu sert oldu sözlerim, dost dediğinin acıdır sözleri!

Yok maske yok…
Yok dezenfektan yok…
Bilmem ne, hatırlatıyor bana türbanlı orospuları…
Hani çocuğunun kıçına kâğıttan bez, sende kâğıttan bezlerle büyümüştün…
Anan, ninen yıkadı boklu bezlerini, kaynattı kaynar sularda ki hastalanmayasın!

Demin Alman bir profesör, önemli bir konumda direktör…
YOK…
Yok ya yok maske, almış kumaş diktiriyor…
Kulak ver bana iyi anla sözlerimi…
İsteyenin bir yüzü kara VERMEYENIN…
Öğleden evvel hastanedeydim ya, bir kızcağız, kızım yaşımda…
Yattım makinaya, yapıyor iğne, berbat bir şey, berbat…
Ayak tırnağından tut saç ucuna, ılıman değil resmen sıcak…
Sordum bana iki tane maske verebilir misin?
Dedi “sözde sağlık sistemimiz çok sağlammış ya, YALAN, inan tüm gün ayni maskeyi kullanmak ZORUNDA kalıyorum, YOK kusura bakma…”

Masken mi yok, paran mı yok…
Ulan sende yok ol diyesim var AMA demiyorum…
Yaşa…
Ve yaşat…
Boğazlı bir kazak, çek ağzına, burnuna…
Yok mu evinde tülbenttin, nevresim takımların?
Yap birkaç kat, katla…
Lastik mi yok, kulağında tutturmak için…
Ulan kıçında donda mı yok, sök…
TAK…
Elin iğne iplik tutmaz mı?
Ananın …!

Bilemedin, hiçbir şey beceremedin…
Kâğıt mendil, kaç paralık şey ki?
En güzelli hani mutfak kâğıtları…
DÜN…
Anlatmadım mı dezenfektanı?

Limon kolonyası…
Gerçeği, alkol derecesi %80 ve üzeri…
Sık kolonya üzerine, daya sevdiklerinin, kendinin ağzına burnuna…
Lastikli lastikli…
Bu kadar basit ya bu kadar basit!

INAN…
Hiç yoktan iyidir!

İşler durdu…
INAN…
Düşülmüyor değilim, oturayım dikeyim maske…
Boş boş oturmaktan iyidir, sigara parası çıksa yeter!

INAN…
Kafamda bir taslak, çok özel bir maske olacak…
60 derece, bilimsel bir gerçek…
Bilim insanları açıkladı, virüs 60 derecede ölüyormuş…
Kaynat suyu fokur fokur…
Dök maskeye, beklet beş dakika…
100 derece…
Kurut kullan yine!

Almanya 10:41
Brent Petrol 28,45
Altının Onsu 1579,55
Bir şeyler oluyor, Amerikalılar 45 dakika COVID-19 testinin de etkisi var…
Dayanmaya çalışın dostlar dedim ya şimdi ayakta, hayatta kalma vakit!

Çok şükür demin BIR müşteri geldi, senelerin müşterisiymiş…
Deri bir pantolon, Türkçesini bilmiyorum…
At yetiştiricisi, ne denir onlara Türkçe bilmiyorum…
Panolunu…
„İçten dıştan dezenfekte etimde getirdim“ diyor…
INSAN…
Bir bilseniz çoğunluğu, bir bilseniz!

Bizimkiler…
Banğır banğır bağıra bağıra…
15 dakika testi geliştirdik diyorlar…
15 dakika…
1529, ölen 37…
Resmi, Tayyip RAKAMLARI…
İnanıyorsan!?

### ### ###
Biliyorum birileri SIZLERDEN okuyor beni…
CIDDIYE AL dediklerimi, çok geç olmadan MUTLAKA…
Emekli doktor, tıbbiyeli ne var ne yoksa seferber et…
Bak…
Nereden bulursan bul, solum cihazları temin et!
### ### ###

Bilmiyorum, bilmiyorum…
İnşallah gerçektir AMA solunum cihazlarının eksikliği MUTLAK(!)

“Sağlık Bakanlığı corona virüsü salgını ile ilgili tüm hekimlerin ve sağlık personelinin göreve hazır olmasını istedi. Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, bu amaçla acil olmayan tüm ameliyatların ertelenmesini, acil durumu olmayan tüm hastaların aile hekimliklerine yönlendirilmesini ve yoğun bakım ünitelerinin olabildiğince boşaltılmasını istediği geçici tedbirlerin sıralandığı genelgeyi hastanelere gönderdi.
Peki hastanelerdeki yoğun bakım üniteleri ile ilgili son durum ne? Yatak sayısı yeterli mi? Bu süreçte yoğun bakımların ve acillerin nasıl organize olmaları gerekiyor? Türkiye’deki yoğun bakım üniteleriyle ilgili bilgiler veren Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı ve Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Cinel, corona virüsü sürecine ilişkin önemli mesajlar verdi. Türkiye’deki hastanelerde 42 bini aşkın yoğun bakım yatağı olduğunu belirten Prof. Dr. Cinel, yenidoğan yoğun bakım ve pediatri yoğun bakım yatakları hariç 25 bin civarında erişkin yoğun bakım yatağının mevcut olduğunu söyledi.”

https://www.sozcu.com.tr/2020/saglik/hastanelerde-yogun-bakim-uniteleri-ne-durumda-yeterli-yatak-var-mi-5684389/

Personel…
Personel, personel…
VE…
Onların sağlığı nasıl olacak, nasıl güvence altına alınacak!???

Resmen…
Rus ve kimi ülkelerin Dünya Sağlık Örgütüne bildirdikleri rakamlardan şüphe ediyorlar, daha ne diyebilirim ben sana?
Türkiye var mı aralarında bilmiyorum AMA Rus KESIN!

Duyduğum kadarıyla…
Normal, bildiğin sıradan insanlarız…
Orta halliydi ülkedekiler, artık değiller…
Ama söyle demiş olayım, anormal zenginler ile de yakından irtibatları var…
Onların yalancısıyım…
Sağlık…
Ve özel sektör, varsa paran KRALSIN…
Ultra, süper lüks bakılırsın, YOKSA PARAN…
Git sosyal sigortalar hastanelerine…
BILIYORSUN IŞTE…
Anlattırma bana!