Haberi yok

Allaha çok şükür, çok şükür Rabbime…
Bu günlerimizi aratmasın bize…
Aldım Jack’i, Dada’yı gittik uzun uzun yürümeye…
Tabii koyu bir sohbet, okul, anne – baba, ablası, arkadaşları…
Of, offf şu kızlar yok mu!?

Hiç sormayın aramız çok bozuk…
Haberi yok pezevengin meleyecek ileride…
Mart kedileri gibi dama çıkacak…
Miyav, miyav diye…
Nafile(!)

Kısacası…
Çok güzel bir öğle sonrası oldu…
Haliyle…
Önder’de yoruldu!

Şöyle bir adım geri çekilip, biraz uzaktan bakınca…

Akp gelmeden önce, 2002 Dünya Kupası’nda üçüncü olmayı başaran milli takımımız… Uluslar liginde küme düştü!

İstanbul’da balerin heykeline tecavüz etmeye kalkıştılar, mahalleli müdahale edince kaçtılar, sonra geri gelip, heykeli devirerek kırdılar.

Yeniden Mars’a inildiği gün… Erbakan Üniversitesi Uzay Bilimleri Fakültesi dekanı olan profesör unvanlı arkadaş, yerel seçimde kadın adaylara oy vermeyeceğini açıkladı, kadınlar çalışmamalı dedi.

(Astronot var, kozmonot var, taykonot var, bizimkiler aktronot… Bunların roketine biniyorsun, taş devrine gidiyorsun.)

Türkiye’de son 18 ayda 21 bin 957 kız çocuğunun “hamile” olarak hastanelerde kayıt altına alındığı ortaya çıktı. Resmi olarak her gün, henüz reşit olmamış 40 kız çocuğunun hamile bırakıldığı anlaşıldı.

Suriye’den pamuk ithal ettik.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Selahattin Demirtaş tutuksuz yargılanmalı dedi, asrın liderimiz “bizi bağlamaz” dedi.

(Kendisi hapis cezasına çarptırıldığında bizzat asrın liderimiz, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmuş muydu? Başvurmuştu.
Bizzat asrın liderimiz, sicil kaydını silmeyen Yargıtay’a karşı bir defa daha Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmuş muydu? Başvurmuştu.
Kendisine siyasi yasak getirildiğinde bizzat asrın liderimiz, üçüncü defa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmuş muydu? Başvurmuştu.
Hollanda devleti, aile bakanımızı kapıdan kovduğunda, bizzat asrın liderimiz ne demişti? “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gideceğiz, bütün bakan arkadaşlarımız Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne müracaat yapacaklar” demişti.
Şimdi ne diyor?
“Bizi bağlamaz” diyor.)

“Türk” demeyelim diye Andımız’ı yasakladılar.
Putin’le beraber ne töreni yaptılar?
“Türk Akımı” töreni yaptılar.

(Rus doğalgazı denizden geliyor, boru olarak bize giriyor, bizden Avrupa’ya geçiyor, veren Rus, alan Avrupalı… Sayın ahalimiz “bu boru bize niye döşeniyor” demesin diye, projenin adı ne oluyor? “Türk” akımı oluyor.)

Diriliş dizisindeki Ertuğrul Gazi’nin, Amerikan vatandaşı olsun diye, çocuğunun doğumunu ABD’de yaptırdığı ortaya çıktı.
Maazallah bunlara kalsaydı, Osmanlı İmparatorluğu Floridalı olacaktı.

Jeofizik Mühendisleri Odası duyurdu, Göller Bölgesi’nde pekçok gölümüz artık yeni baskı haritalarda yeralmayacak.
Çünkü göller bölgesindeki pekçok gölümüz, kurudu, yok oldu.
Bu kafayla gidersek, göller bölgesi, komple çöller bölgesi olacak.

SOTÖ’nün hücreevlerine yönelik operasyonlar başladı.
Soğan terör örgütü’ne göz açtırılmıyor.

Asrın damadımızın “ekonomi batıyormuş, vay anasını, nasıl batıyor?” dediği gün… Konkordato ilan eden şirket sayısının dört bine yaklaştığı açıklandı.

Demirağlarla ördük filan, ne ördünüz be, asıl biz örüyoruz diyorlardı… TCDD’ye vagon üreten şirket de, konkordato ilan etti.

Nüfusa oranla en çok mahkum sayısında, dünya ikincisi, Avrupa şampiyonu olduğumuz açıklandı.
Şeker fabrikalarını satıp, o şehirlere cezaevi yaptıran ilk ve tek ülke olarak, ne kadar gurur duysak az.

Viyadük çöktü, işçiler öldü, şak, yayın yasağı getirildi… Ki, milletin orasına koyacağını ifade eden müteahhitlerimiz rencide olmasın.

Kendisini “savcı” olarak tanıtan Suriyeli dolandırıcıları görmüştük… Şimdi de kendisini “polis” olarak tanıtan Suriyeli dolandırıcı, rahmetli Erbakan’ın kardeşini fetö soruşturmasıyla korkutup, paralarını ve altınlarını çaldı.

Kocaeli Üniversitesi’nde iki profesörün cenazelerden korneaları çaldığı iddia edildi, morg çalışanları ihbarcı oldu.

“Kuran’ı Kerim satıyoruz, Filistin’e yardım ediyoruz, Arakan’a yardım ediyoruz” ayaklarıyla milleti tokatlayan şebekenin, Kuran’ı Kerim yerine kağıt parçaları gönderdikleri, topladıkları paraları lüks yatlarda ve gece kulüplerinde yedikleri ortaya çıktı.

Iraklı mülteci kadının, sayın devletimizden aldığı avanta 70 torba kömürü, internette, torbası 12 liradan sattığı anlaşıldı.

İstanbul’da kaçak piton yılanı satanlar yakalandı.

Türkiye’ye yasadışı yollardan getirilen akreplerin, internette 190 liradan satıldığı tespit edildi.

ABD’den İstanbul’a “torna tezgahı parçaları” etiketiyle gelen kargodan, 48 adet suikast silahı çıktı.

Asrın liderimiz “Çankaya, Beşiktaş, Kadıköy, Şişli gibi yerlerdeki seçim sonuçlarının ülke gerçekleriyle ilgisi yok, Türkiye yansa da şaha kalksa da bunların umurunda değildir, buralardaki seçmen profili Türkiye pastasının kaymağını yiyen kesimden oluşuyor” dedi.

Adana’da kadın polislere fuhuş yaptıran kadın polis yakalandı.

Ergenekon davası resmi olarak çöktü, Ergenekon diye bir örgüt yok denildi. İddianamesi, ek klasörleriyle birlikte 120 milyon sayfaydı!

Dubai Emiri, Darıca’da malikane yaptırdı, dekorasyonunda 24 ayar altın kullanıldı.

İsmini, Kanuni Sultan Süleyman’dan alan, Mimar Sinan’ın damgasını vurduğu tarihi semtimiz Süleymaniye’nin, kentsel dönüşüm projesini Katarlılara verdiler.

Son 10 günde oldu bunlar.
Sadece 10 güne sığdı.

İçindeyken, kanıksamışız, normalleşmiş, farketmiyoruz…
Ama bir adım geri çekilip, şöyle biraz uzaktan bakınca, Türkiye’nin ne hale geldiği, ne hale getirildiği gayet net görülüyor.

Hoşgeldin diyeceksiniz ama…
Pek hoşbulduk diyemeyeceğim doğrusu.
Nasıl bıraktıysak, öyle bulmaya razıyız, maalesef o bile imkansız artık.

https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/yilmaz-ozdil/soyle-bir-adim-geri-cekilip-biraz-uzaktan-bakinca-2774732/

Hayatın içinden, bakma savaş filimi olduğuna

Stalingrad…
Gerçekten yaşanmış bir olayın sınama çekimi…
BENIMLE ILGISI YOK, karşınıza çıkabilecek olan…
Seks reklamlarının, herifler böyle finanse ediyorlar kendilerini…
Telif hakkı ki kanunlar haddinden fazla sertleşti!

Free citizen for free internet…
Freedom for everybody and everywhere…
Money is important but its not all!

Duell – Enemy at the Gates
Almanca

http://streamcloud.eu/kv8v8y8vy289/duelangates.mp4.html

Bak şimdi aklıma geldi…
Bu bağlamda O adiye seslenmek istiyorum…
Bana bak o etrafındakileri, HEPSINI…
Trump’ın yaptığı, söylediği gibisini yap…
“You are fired!”

Kendine de diyeceğim ama musallat oldun başımıza, AIDS gibisin, HIV…
Yakalındın mi kurtulamıyorsun kardeşim…
Senden de kurtuluş yok…
Geberemiyorsun da benim gibi…
Bu yüzden onların hepsini kov, onlar danışman değil…
Hayat bu, siyah beyaz değil…
Rengin bin bir çeşidi. Danışmanlar heyeti oluştur ancak heyetler sana gerektiği bilgiyi…
Aklı verebilirler…
Yanlış yapma, yaptıkların yetti. Bak bunlarda sözde danışmanlardan aldılar akil…
Bir elin nesi iki elin sesi var!

Hani…
Rahmetli Atatürk’ün meşhur sofraları, içki alemi değildi onlar…
Seviyeli fikir teatisi…
Akıl akıldan üstündür misali AMA sen bunu bilmez anlamazsın tabii!

Güncel olaylar ışığında tekrar izlemekte fayda var

Geheimes Saudi-Arabien – Aufbruch und Unterdrückung
https://www.zdf.de/dokumentation/zdfinfo-doku/geheimes-saudi-arabien-aufbruch-und-unterdrueckung-102.html

Bir KURAM, sadece bir tez. Pis günahı boynuna, onun cinsel hayatından bana ne ama eğer beni, sevdiklerimi, vatan – milleti etkiliyorsa (…) sormak, sorgulamak ve en azından akla gelip düşünmek…
Hak bence. Gir bak arşivlerime hep yazdım çünkü başka türlüsü, hele bu şekilde düşünülemez…
Dedim ya, ya beyin ya yürek veya cüzdan…
Onun dışında…
Şantaj, hep dedim, ima etmişimdir bunu. Uzanların yöntemi, AKP gerçeği!!!

Devlet Bahçesi, evlenmemesi…
Veya siyasi hayati boyunca hiçbir kadının adi geçmemesi…
En azından ben duymadım, yüreksiz mi bu…
“Biraz” düşündürücü değil mi bu?
Aklıma gelen sizin de aklınıza geliyor mu?

Yoksa…
Önceki halleri, AKP’ye yönelik söylemleri ile şimdiki tavrı…
Nasıl izah edilebilir ki?
Hadi ya, git oradan. Devletin bekasaymış…
“Doğru”
Sormalı hangi devletin?

Karşı mahallenin yolcusu olabilir mi?

Geheimes Saudi-Arabien – Auf der Spur des Geldes
https://www.zdf.de/dokumentation/zdfinfo-doku/geheimes-saudi-arabien-auf-der-spur-des-geldes-102.html

Geheimes Saudi-Arabien – Auf den Spuren des Terrors
https://www.zdf.de/dokumentation/zdfinfo-doku/geheimes-saudi-arabien-auf-den-spuren-des-terrors-102.html

Her şeyin b.kunu çıkardılar(!)

“Er kann ja Schießen!!!”

Aynı tas aynı hamam…
Devam!
Mahalle karısı edasıyla, çekemiyorlar, kıskanıyorlar, önümüzü kesmeye çalışıyorlar(!)
Hep aynı nakaratlar…
Yok…
Haksızlık etmeyelim sadece Tayyipistan değil, dünya bir hoş oldu…
Bir garip…
UMUTTU, bir ışık…
Ampul misali çok çabuk söndü gitti; Macron…
“Bizim Gandi Kemal” gibi, Cumartesi polislerine ikramiye vereceğini açıkladı…
Vurunnn lan, vurun, vurdukça ciğerlerini sökün!

Coplar, gaz bombaları…
Hatılaydınız mi Gezi’yi?
Bizim onun bunun evladı da polisine ikramiye vermişti.

Artık utanıyorum yazmaya AMA…
Yazmalıyım ki anlayasınız vahameti…
Çaresizliğimi…
Dün yine kulüpteydim, hani iki ihtiyar karı koca…
Kulübün eskileri…
>>> Ruhsat sahibi <<< yani eğitmenlik ruhsatları var, emir – komuta…
Evet, ateşli silah çocuk oyuncağı değil ve can değerli…
Eskilerden biri alır emir – komutayı, O söyler, izin verir biz yaparız…
Silahı > beş mermi ile doldur < nisan al, ateş…
>>> Liyakat sahibiler çünkü <<<
Tecrübeli ve sorumluluklarının bilincinde!

Evden dükkâna…
Kestirme…
Yüzme havuzunun önünde kocaman park yeri, her sene bir adamcağız kurar oraya ekmek kapısını…
Çam ağacı…
Önümüz yılbaşı, Noel süslenecek ağaç konacak altına hediyeler…
Özellikle çocukların ama büyüklerinde gözleri fal taşı gibi açılacak, sevinecek…
Sevdiğim, sevdiklerim beni düşündü…
Hediye aldı…
Büyük marketler, zincirler…
12 Euro’dan başlayan fiyatları ile başladı ağaçları satmaya…
Dün Jack ile geziyoruz ya…
Ormanda…
Birden çıktı adam önümüze, var bir göz aşinalığı…
Tanıyorum…
Hatırladım belki müşteri, kucağında „kocam“ bir çam…
YASAK kardeşim yasak ağaç kesmek…
Bırak ormanı kendi bahçende bile izinsiz ağaç kesemiyorsun buralarda…
ANLA!

Anlatsam nedenlerini…
Anlamayacak, bırak anlamasını INANMAYACAK…
Kimi şeyler, başımdan geçenler o kadar inanılmaz ki…
Çok şükür Allah’ıma bana nasip etti…
Gerçekten şikâyet edemem hayatımdan bir şeyin dışında…
O da olmasaydı hayal ettiklerimin neredeyse hepsi gerçek oldu…
SOR…
Yok “sokaktaki asker” belki bilmez, anlatamaz…
Sor kurmaya, subaya…
O…
İzah edebilecektir sana.

İsabet başka…
Örneğin suikasta…
Tek mermi, tek hedef…
Ya çatışmalarda?
Neyin nerden geldiğini bilmiyor, çoğu zaman kurşunların nerelerden geldiğini algılayamıyorsun bile…
Spor olsun diye…
Iş olsun diye atıcılık başka bu gibi şeyler bambaşka…
Hani hep diyorum ya insan alışkanlıklarının esiri…
Ehhh…
İhtiyarladıkça, ihtiyat ite yeni bir şeyler öğretmek, alışkanlıklarından vazgeçirmek o kadar zor…
Hit and run…
Vur…
Kaç yani, anlatsan “anlamaz ki!”
İnanmayacak ya, inanmayacak…
Kaldı ki ben bunu spor olsun diye yapmıyorum, BAK YEMINLE…
Atışlar esnasında, yani kulüpteyken kalp atışlarım yetmiş civarında…
Uyurken…
Ya uyuyorum, uyuyor…
Seksen kusur…
Öyle veya böyle iki değerde ORTALAMA…
Normalin üzerinde!

Venezüella…
Bilemem tabi, dışındayım konunun AMA bir şeyin içindeyim…
Kenarında, ucunda…
Okuduklarımının, duyduklarımın ve gördüklerimin yalancısıyım…
Ama halk memnun değil yönetimden, başındakinden…
Dün İspanya, Avrupa’da “SON KALE” düştü de…
İlk defa popülistler girdi parlamentoya…
Bu sabah haberlerde andılar, 40 suikast silahı yakandı İstanbul’da…
Cargo…
Amerika’dan. Hani bizim hav hav, Venezüella’da ya…
Çekemiyorlar kardeşim çe-ke-mi-yor-lar…
“Büyük başarıyı”
Dostluğu iki diktatör arası…
Taş koyuyorlar, çomak sokuyorlar, önlerini kesmeye çalışıyorlar…
Euro 5,97…
Dolar 5,24…
Yersen tabii.

Gerinin kıllıgı başka kardeşim, biat…
Halk başka…
Halkız diyorlar, şüphesiz halkın bir kısmılar, bir bölümü…
BIRLER, BIR…
Ve sesleri çok çıkıyor…
Ancak bu madalyonun sadece bir yüzü!

Ya öteki…
Öteki yüzünü ne etmeli???

Poligondayız…
Ateş sonrası, dün berbattım yine de gittim. Emir geldi, silah bırak, silahları güvenliğe al…
Benim ki ikide birde tutukluk yaptı…
Öne gidin hedefleri tazeleyin. O karı koca, kocası ve kulübün başkanı önümden gittiler…
Sonuçları değerlendiriyorlar…
Yüzler asık, benimde pek güldüğüm söylenmez. Dot 22 yani, nokta 22’lik mermiler ile eksersiz yapıyoruz. Maliyet kardeşim, para. Daha ucuz.

Değiştirdik hedefleri…
Başkan önde ben ortada adamcağız arkamda…
Dün çok az insan geldi, talim yapan üç kişi. YEMINLE bak YEMINLE…
Emir komutayı elinde bulunduran talim yapmaz, denetler ötekilerini, başkan öylesine gelmiş…
On yaşında çocuğun eline ver şarjörü, tıkır tıkır doldurur mermileri…
Gücüm yok, ben beş mermiyi doldurun kadar diğerleri iki, üç mermi “salıyor”
Başkan birdenbire döndü, başladı bir şeyler anlatmaya…
“Bir koşucu 13 saniye içinde 100 metreyi koşmuş. Kendi kendine demiş daha kısa sürede bu mesafeyi kat edebilmeliyim”

Aptal aptal bakıyorum adamın yüzüne…
Anlamadım…
Arkamdaki girdi araya, “ateş edebiliyor, hedefi vuruyor”
Toplam yirmi üç atıştan, dokuzu karavana…
Üçü tam isabet, yani tam ortası…
Sadece biri 7’de diğer kalanlar ki çoğunluk sekizde…
“Çok süratli ateş ediyorsun” diyor ihtiyar…
Başkan…
“Kolun çok çabuk yorulur”

Anlatsam anlamaz, inanmaz ki…
Sürat elzem, her şey demek değil ama hem sürat hem hedefe odaklanıp hedefi vurmak…
Karavana, ıska…
Gelir başa, hayat bu hayat…
Maksat hedefi tutturmak…
Evet…
Açıkça görülmektedir, görebilene…
Yarış atı çabuk yorulurmuş, benim yorulduğum, tükendiğim gibi…
Kalbim…
Ama onlarda ne hedefi tutturabiliyor ne neticeye varabiliyorlar.


Gitmem lazım, banka…
Öylesine kapattım, bitirdim anlattıklarımı, anlatacak olduklarımı…
Gelince belki devam ederim belki etmem…
Öyle veya böyle…
Umarım anlayan, anlamak isteyen ne anlatmaya çalıştığımı anladı…
En azından biraz…
😊
Felaket uyandım yine tam bir facia, yağmur…
Mahvediyor beni!

😊

Ne diyorum hep? Okumadım

Doğru değil bu…
Diploma sahibi değilim, ömrümce okudum…
Artık okuyamıyorum, gözler…
Uyku…
Yani eskisi kadar okuyamıyorum, çok ama çok daha az.

Neden “okumadım”, diploma sahibi olamadım?
Ya…
Adamlar ikide birde koyuyordu önüme beni hiç ama hiç ilgilendirmeyen konuları…
Birincisi…
Zorlamaya hiç gelemem, bir tarafıma okumak zor geldi iki, ettim hatunu bahane…
Demin yazdıklarım üç AMA bu demek değil ki…
Bilgiye değer vermiyorum, mesleğim…
Bak geçenlerde yayınladım kardeşi, gurur kaynağım bir evlat O iki…
Çünkü ikisi de bir yerde benim eserim…
Ve daha nice gençler, sayısını bile bilmiyor, hatırlamıyorum…
Tabii öncelikle kendi başarıları az biraz benimde katkım olmuştur…
Üniversite mevzunu değil benim gibi ama bankanın çok önemli bir yerine gelebildi…
Allah…
Muvaffakiyetinin, daha yüksek başarılarının şahidi olmamızı ailemize nasip etsin…
Evlattan beklentilerim yüksek AMA Dada’dan daha da yüksek…
O…
Siyaset ile ilgilenmeye benden erken başladı. Bilgi…
Gerçeği, doğrusu benim için “çocuk oyuncağı” VE tabii Allah vergisi olmalı…
Nöronların azizliği, şimşekleri…
Ve ilgilendiriyorsa beni bir konu, o konuyu oldukça çabuk kavrayabilmem…
Olmasa…
Ah keşke olmasa makarna süzgeci hafıza…
Sen yeter ki benden bilgi iste, mevcutsa kütüphanemde…
İnternette…
Ben bulur yayınlarım, yalnız bilgi legal, yani yasal yol ile edinilmiş olmalı…
Karda yürü izini belli etme, ya neredeyse elli sene…
Senin yüzünden verdim kendimi ele!

Yok kardeşim yok…
Erkek dediğin olmalı özgür, nerede akşam orada sabah…
Kadın, çoluk çocuk ediyor tutsak…
Aklin varsa, gençler sözüm size…
Düşmeyin kadın denilenin tuzağına, arı misali bir çiçekten diğerine…
Bir petekten ötekine…
Dünyada o kadar çok çiçek var ki, petek…
Yazık değil mi sen arı onlar kelebek, benim yaptığımı yapma…
Düşme tuzağa, sardıysa kader ağlarını sakin ola ki uçma örümcek ağına…
Çiğ çiğ yiyorlar adamı, vıdı vıdı, dır dır dır…
Önce beynini yiyorlar sonrasında hadım ediyorlar seni!

Dolar 5,27 Euro 5,97

Hepinizin sonu böyle olacak, Allah daha beter etsin

İlginç olan ne biliyor musunuz?
Belki dikkatinizi çekti…
Paralel yükseliyor yükselen, yok sevinmiyorum…
Yeminle, en sevdiklerimin üzerine yemin ederim, düşman mıyım doğduğum topraklara?
Normal değil böyle bir şey, hiç normal değil…
Eyyy Dünya lideri, gerimin kenarı…
Yapsana len bir şeyler, emir verip düşürsene…
#!@? ψχҨ!&$!☹

Düzenbazlar, dolandırıcılar!